BIY AD

7 Nisan 2011 Perşembe

NCAA Şampiyonası ve Draftlara Bakış

Elite 8'den başlayarak, büyük sürprizlere sahne olan NCAA şampiyonası, Texas A&M'nin şampiyonluğu ile sonuçlandı. Normal sezonda 3 kez yenildikleri, Big 12 Konferansı'nın şampiyonu Baylor'u son 8'de mağlup eden Texas A&M, Final Four'un ilk basamağında da Pac-10 şampiyonu, NCAA'nin en kaliteli kadrolarından ve favorilerinden olan Stanford ile karşılaştılar. Son anlarında can alınıp, can verilen bir maç oldu ve Texas güçlü rakibini 63-62 ile geçti. Finalde karşılarında Notre Dame vardı, onlar da buraya SEC Şampiyonu Tennessee'yi ve yarı finalde şampiyonluğun en büyük favorisi UConn'u yenerek gelmişlerdi.

İlk dakikalarda yaptıkları top kayıpları Notre Dame'yi geri düşürürken final maçında, yıldızları Skylar Diggins ile tekrar oyuna tutundular. Fakat Danielle Adams liderliğindeki Texas, işi bırakmayarak 76-70 ile tarihinin ilk finalinde, ilk şampiyonluğuna ulaşmış oldu.

Harika bir NCAA kariyeri geçirip, buraya unutulmaz izler bırakan Maya Moore'nin son senesinde şampiyonluk kazanamaması hayal kırıklığı oldu. Onları eleyenin Stanford olmaması ve elendikleri Notre Dame'nin de şampiyon olamaması turnuvanın ne derece sürprizlere açık olduğunun kanıtı. Bu sene kolejdeki son yıllını yaşayan, profesyonelliğe hazırlanan yıldız adayları 11 Nisan, Pazartesi günü WNBA Draftları'nda bir kez daha karşılaşacaklar. İzlediğim maçlarda benim en çok dikkatimi çeken isimleri değerlendirmek istiyorum.
WNBA DRAFT 2011

Maya Moore: Birinci sıradan draft edilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Daha profesyonel olmadan All-Star olan tek oyuncu olan Maya, geride bıraktığımız Dünya Şampiyonası'nda da Amerika Milli Takımı'nda kendine yer bulmuştu. Namağlup şampiyonluklar, konferansın tüm zamanlardaki sayı rekoru, 3000 sayı barajını aşma, Wade Ödülü'nü 3 kez kazanan tek kadın basketbolcu olma vs. ile. NCAA'de yapılabilecek her şeyi yaptı. Kısa forvet pozisyonunda oynayan Maya Moore, daha önceden de dediğimiz gibi oyunuyla hem Diana Taurasi'yi hem de Tamika Catchings'i izlettiriyor sanki bizlere. Eğer gelişimi bu şekilde devam ederse tüm zamanların en iyi oyuncusu olacağını düşünüyorum. Oyununu ayrıca anlatmaya gerek duymuyorum, hem Diana hem Tamika, daha ne diyelim. NCAA'de geçirdiği 4 senede rekorları şu şekilde Maya'nın; 41 sayı (2010'da Florida State'ye karşı), isabetli 10 üçlük (2009'da 14 denemede Syracuse'ye karşı), 20 ribaund (2010'da Syracuse'ye karşı), 9 asist (2011'de Providence'ye karşı), 5 blok (3 kez), 7 top çalma (2011 Duke'ye karşı). Tamika Catchings'ten sonra biri quintuple-double yaparsa, onun Maya Moore olması şaşırtıcı olmayacak.

Elizabeth Cambage: O aslında bir NCAA oyuncusu değil ama Moore'dan sonra Draft'a girecek en dikkat çekici oyuncu. Takımı Bulleen ile WNBL(Avustralya Kadın Basketbol Ligi)
'de şampiyon olan Cambage, MVP ödülünü de kazandı. Bu sezon 24 maça çıkan genç oyuncu, ortalama 25 dakika sahada kalıp; 22.3 sayı-8.2 ribaund-1.6 asist-2.7 blok ortalamalarına imza attı. 2.03 yüksekliğinde olan Cambage'yi Dünya Şampiyonası ve daha sonrasında blogda ağırlamıştık. Kendisini son izlediğimizde, aklını tam manasıyla kullanmadığından bahsetmiştik. Yani sadece fiziğini kullanarak bu kadar başarılı olan genç bir uzunun, arttırdığı oyun aklı ve basketbol bilgisi ile ileride neler yapabileceği bizleri heyecanlandırıyor.

Kayla Pedersen ve Jeanette Pohlen: Stanford önümüzdeki senelerde zorlanacak ama Kayla ve Jeanette'nin ayrılık vakti geldi. Kayla Pedersen 1.93 yüksekliğinde ve kısa forvet olarak oynuyor. Uzun boyunun avantajıyla ribaund ve savunma katkısı değerli ama ben onun overrated olduğunu düşünüyorum açıkçası. Underrated olduğunu düşündüğüm Jeanette Pohlen ise benim favorimdi NCAA'deki. 1.80 üstü boyuyla guard pozisyonunda oynuyor, bu sezonu oyun kurucu olarak oynadı. Bazen fazlaca top kaybı yapsa da (hatta bu top kayıpları, kaybedilen Texas A&M maçında fazlaca can sıktı) skorer guard pozisyonuna kaymasıyla başarılı bir profesyonel kariyerin onu beklediğini düşünüyorum. Savunmadaki size avantajı ve oyun bilgisiyle önemli bir savunmacı, hücumda da aynı derecede etkili, özellikle harika bir dış şutör olmasıyla. İlk turun son sıralarında seçilmesi bekleniyor ama doğru yere giderse, kendinden önce draft edilen birçok oyuncudan daha başarılı bir WNBA kariyeri olabilir.
Courtney Vandersloot: NCAA tarihinde (kadınlar ve erkekler) 2000 sayı-1000 asist barajını geçen tek oyuncu oldu son senesinde. Saf bir oyun kurucu olan Courtney, son senesinde önceki sezonlara göre ciddi bir patlama yaptı. Kritik UCLA maçında, 29 sayı-17 asist yapabilecek yeteneklere sahip, sezon boyunca da sıçka tekrarladı bu tarz istatistikleri. Hızlı ayakları ve keskin dış atışları ve tabii ki asist yeteneği ile savunulması çok zor bir oyuncu.

Danielle Adams: Şampiyon Texas A&M'in yıldızı Danielle de bu başarıyla, en dikkat çekici oyunculardan biri konumunda. Pota altında oynuyor, 1.85 boyunda ama fazlaca iri. Botaş ve Rivas'tan hatırlayacağımız Courtney Paris fiziğine yakın ama ondan daha topluca olduğunu belirtelim. Zaman zaman dış atışlarla da etkili oluyor Adams. Baylor'u yendikleri maçta, NCAA'nin en iyi pivotu olarak gösterilen Brittney Griner'ı, yavaşlatmayı başardı. İyi bir referans olacak bu onun için.

Amber Harris: Kendisini hiç izlemedim ama tüm "Mock Draft"larda 3. sıradan seçilecek deniyor. Eğer bu denilen olursa, 1.96'lık uzun forvet Sylvia Fowles'ın pota altındaki partneri olacak. NCAA'de oynadığı 131 maçta 16.6 sayı-9.2 ribaund-2.7 blok
ortalamaları yakaladı. Bu başarılı performansı WNBA'de de sürdürürse, Chicago Sky pota altına hiçbir rakip oyuncu girmek istemeyecektir.

Sarah Krnjic(Sırbistan), Anastasiya Shilova(Rusya), Olga Maznichenko ve Olesia Malashenko (Ukrayna), Adrijana Bosjnak ve Anesa Hamsic(Bosna-Hersek) ve Helena Severrisdottir(İzlanda)
2011 Draftlarına girecek Avrupalı 7 oyuncu.

Draft'a girecek oyuncuların tam listesini buradan, takımların seçim sıralarını buradan, WNBA.com'da yapılan (tahmini) Mock Draft'a buradan ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok: