BIY AD

31 Ocak 2011 Pazartesi

15. Hafta Sonuçları

Galatasaray:71 - Beşiktaş:53
*Savunmada istediklerini yapan Galatasaray, derbiden rahat bir galibiyet ile ayrıldı.
*Tuğba'nın maçın başında yaşadığı sakatlık korkutsa da sakatlığının ciddi olmaması kenar yönetimini rahatlattı.
*Maça isabetsiz atışlarla başlasa da ilerleyen dönemde oyuna ağırlığını koyan Sylvia Fowles'ın Galatasaray için ne büyük bir güç olduğunu bir kez daha gördüğümüz bir maç oldu.
*Uzunca bir aradan sonra takıma dönen ve sakatlıktan çıktığını hissettirmeden oynayan Gülşah Gümüşay'a tekrardan geçmiş olsun diyoruz. Elinin de tekrar ısınmasıyla Galatasaray'a katkı sağlıyacağına inancımız tam.
*Beşiktaş'ın takım halinde 8, Galatasaray'ın da 11 hücum ribaundı aldığı maçta, 5 hücum ribaundı (toplam 8 ribaund), 8 asist ve 5 sayı ile oynayan Işıl Alben, takımın yönetilmesi konusunda da gayet başarılıydı. İhtiyaç duyulan saha içi liderinin, kaptan ve oyun kurucumuz olması takımı rahatlatacaktır.
*Hodges (1/1), Bahar (2/2), Gülşah (1/4) ve Augustus (1/1) üzerinden 5 tane üçlük isabeti bulan (toplamda %45) bu alandaki en başarılı maçlarından birini oynadı bu sezonki.
*Yukarıdaki fotoğraf önemli, ben bu takımın eğlenerek ve gülerek çıktığı hiçbir maçta kötü oynadığını veya yenildiğini hatırlamıyorum.
*Salonun doluluğu açısından, kızların erkek takımından önce maç yapması daha akılcıymış. Cumartesi günü bu da ispatlanmış oldu.


Galatasaray:
Tuğba Palazoğlu: 
(02:20, 2 sayı, 1/1 şut)
Doneeka Hodges: (19:04, 5 sayı, 2 ribaund, 3 asist, 2/3 şut)
Bahar Çağlar: (21:38, 10 sayı, 4 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 3/5 şut)
Işıl Alben: (26:02, 5 sayı, 8 ribaund, 8 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 1/10 şut)
Gülşah Gümüşay: (23:19, 5 sayı, 2 ribaund, 3 asist, 1 top kaybı, 2/6 şut)
Gintare Petronyte: (06:02, 0 sayı, 1 top çalma, 1 top kaybı)
Nihan Anaz: (22:24, 7 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 3/7 şut)
Melisa Can: (19:02, 9 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 top kaybı, 4/5 şut)
Seimone Augustus: (26:11, 13 sayı, 5 ribaund, 2 asist, 2 top kaybı, 6/9 şut)
Sylvia Fowles: (33:58, 15 sayı, 12 ribaund, 3 top çalma, 3 top kaybı, 4 blok, 5/13 şut)

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (53)
: Ayşegül Günal, Esra Erden Ataç 1 (1 asist), Nilay Kartaltepe 8 (1 ribaund- 3 asist), Iziane Castro Marques 12 (4 ribaund- 2 asist), Tuğba Taşçı (1 asist), Yasemin Horasan 8 (6 ribaund), Nykesha Sales 15 (6 ribaund – 2 asist), Kelly Silva Santos 4 (4 ribaund), Iveta Salkauske 5 (3 ribaund), Lucie Melek Bouthors (2 ribaund)


İstanbul Üniversitesi:81 - Fenerbahçe:93
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ (81): Aylin Korkmaz 7, Bahar Yapar 12 (5 ribaund-1 asist), Okeisha Howard 19 (4 ribaund-3 asist), Melis Talay 3, İlknur Dumlu 3 (1 asist), Serenay Çakmakçı, Nilay Aydoğan, Mehtap Gezer 6 (3 ribaund-1 asist), Yelda Kavazoğlu (1 ribaund), Ashley Paris 12 (12 ribaund-2 asist), Danielle Gant 19 (2 ribaund-5 asist). 

FENERBAHÇE (93): Özge Kavurmacıoğlu, Anete Jekabsone 12 (2 ribaund-2 asist), Hana Horakova 11 (1 ribaund-1 asist), Birsel Vardarlı 2 (5 ribaund-4 asist), Yasemin Dalgalar, Esmeral Tunçluer 11 (2 ribaund), Şaziye İvegin 2, Nevriye Yılmaz 11 (8 ribaund-4 asist), Ivana Matovic 17 (4 ribaund-3 asist), Olcay Çakır 4, Nevin Nevlin 17 (3 ribaund-3 asist), angel McCoughtry 6 (5 ribaund).



Samsun Basketbol:84 - Tarsus Belediye:91
SAMSUN BASKETBOL (84): Cansu Aslan (1 ribaund- 1 asist), Deniz Boz 11 (1 ribaund- 11 asist), Ceyda Kozluca 4 (1 ribaund- 1 asist), Gülşah Akkaya 7 (5 ribaund- 2 asist), Nazlı Güler 9 (3 ribaund- 1 asist), Jessica Adair 14 (8 ribaund- 1 asist), Tatum Brown 14 (5 ribaund), Kristi Toliver 14 (2 ribaund- 4 asist), Makbule Amachree 11 (5 ribaund- 2 asist)


TARSUS BELEDİYE (91): Naile İvegin 11 (7 ribaund), Dominique Canty 19 (3 ribaund- 2 asist), Özge Yavaş 4 (1 ribaund- 2 asist), Kübra Siyahdemir 11 (8 ribaund- 3 asist), Burcu Taşbaş, Alexis Hornbuckle 8 (9 ribaund- 5 asist), Plenette Pierson 30 (11 ribaund- 3 asist), Shyra Ely 8 (3 ribaund- 1 asist)

Ceyhan Belediye:78 - Botaş:80
CEYHAN BELEDİYE (78): Dilek Ünüvar (1 ribaund- 3 asist), Asena Yalçın 2 (1 asist), Melike Yalçınkaya 2 (4 ribaund), Julie Mc Bride 34 (4 ribaund- 6 asist), Dorene Perkins 12 (9 ribaund- 1 asist), Aisha Mohammed 17 (21 ribaund), Aslı Sevinç 11 (5 ribaund- 1 asist)


BOTAŞ (80)Burcu Çiğil 4 (1 asist), Seda Tabakçı 2 (1 ribaund- 1 asist), Burcu Uzun (2 ribaund- 2 asist), Alessandra Santos 10 (13 ribaund- 1 asist), Nancy Anderson 15 (10 ribaund- 6 asist), Gamze Takmaz 14 (1 asist), Tülay Hızal 2 (1 ribaund- 1 asist), Megan Frazee 25 (17 ribaund- 2 asist), Whitney Boddie 8 (7 ribaund- 1 asist)

Mersin BŞB:51 - Panküp Kayseri Şeker: 52
MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE (51): Tuğçe İnöntepe 6 (4 ribaund-4 asist), Merve Aydın 2, Chanel Mokango 8 (2 ribaund), Korel Engin 10 (5 ribaund), Deniz Çolakoğlu (1 ribaund-1 asist), Constance Jinks 9 (8 ribaund), Erlana Larkins 13 (10 ribaund-4 asist), Tuğba Talaşlıoğlu 3 (3 ribaund-3 asist)



PANKÜP KAYSERİ ŞEKER (52): Pınar Demirok 5 (1 ribaund), Bojana Vulic 1 (5 ribaund), Gizem Yavuz 12 (1 ribaund-1 asist), Bahar Öztürk 9 (11 ribaund-2 asist), Latoya Pringle 12 (5 ribaund-1 asist), Esra Ural (3 ribaund), Aynur Metin 8 (2 ribaund-3 asist), Nakia Sanford 5 (3 ribaund), Vickie Johnson (4 ribaund-1 asist)

Alanya Belediye:74 - Burhaniye:81
ALANYA BELEDİYESİ (74): Gülşah Çelebi 17 Ebru Tosun 12, Joy Ayim 17, Ashley Battle 6, Nicarra Terry 20, Dilara Üşümüş 2

BURHANİYE BELEDİYE (81): Hatice Payza 8, Allyson Renee Hardy 14, Chantella White 24, Duygu Fırat 9, Latoya Thomas 17, Betül Pehlivan 5, Mina Maksimovic 4


29 Ocak 2011 Cumartesi

Maç Günü: Galatasaray - Beşiktaş

Ligin 15. haftası bir derbi ile açılıyor. Puan tablosunun ikinci basamağındaki Galatasaray ile son haftalardaki başarılı performansı ile 3.'lüğe yükselen Beşiktaş, Abdi İpekçi'de karşı karşıya gelecekler. Beşiktaş 3 maçlık bir galibiyet serisi yakalayıp, Panküp'ün de bocaladığı şu dönemde ilk 3'e girmeyi başardı.

Nykesha Sales'in takıma katılmasından sonra çıkılan 7 maçta 5 galibiyet alan siyah-beyazlılar, bu dönemden önceki 7 maçta ise 4 galibiyet-3 mağlubiyet almıştı. Tecrübeli oyuncunun takıma bir getirisinin olduğunu açık, en basitinden Castro Marques'in yanına ikinci bir el olarak takımını rahatlatıyor. Beşiktaş'ın en skorer oyuncusu, maç başına 20.4 sayı üreten ve ligde de sayı kraliçeliğinde 2. sırada bulunan Izi. Sales'in takıma katılımı, Izi'nin kullandığı top sayısını -maç başına kullandığı top sayısı 1 azaldı- fazla etkilemediği için, Brezilyalı'nın sayı ortalaması da hiç düşmedi. Sales'in de diğer tüm oyunculara göre daha güvenilir bir el olmasıyla Beşiktaş, son haftalarda iyi bir ivme yakaladı.

Beşiktaş'ın ana sorunu oturtamadığı savunma sertliği. Dişli rakiplere karşı yaşanan ribaund sıkıntısı, takımı çok zorluyor. Hücumlarda ise Galatasaray gibi, dış atışlar konusunda sıkıntılı bir takım. Kadronun en skoreri Izi, iyi savunma ile dışarıya itildiğinde, etkinliği gözle görülür derecede azalıyor. Izi'nin topla içeriye dalışları iyi savunulursa, Beşiktaş Esra Ataç, Nilay Kartaltepe ve Izi Castro Marques menşeli dış atışlara yöneliyor ve oyun rakibin isteyeceği hale geliyor. Bir çok açıdan Galatasaray'a benzedikleri için şu kıyaslamayı da ekleyelim, hücum opsiyonları kitlendiğinde, içeride Sylvia Fowles etkisinin yakınlarında üretim verebilecek bir uzunun da olmayışıyla yenilmesi kolaylaşıyor siyah-beyazlıların. Mevcut potansiyellerini sahaya yansıtamamalarıyla, bu sezon hiç ekstra galibiyet alamamalarıyla, ana skorerler dahil tüm ellerin 3 sayı çizgisinin gerisinde etkisiz kalmasıyla ve sadece bir ele gereğinden fazla inanıp, yüklenmeleriyle ben Galatasaray ile Beşiktaş'ın arasında çok benzerlik olduğunu düşünüyorum. Tabii bu benzetmeleri yaparken, Euroleague takımı ile Eurocup takımı arasındaki farka göre bir oranlayıp da yazdığımı ekleyeyim. Hedefleri ve bunun için yaptıkları yatırımları farklı olan iki takımdan bahsediyoruz sonuçta.

Galatasaray, bu maçla birlikte derbi tüneline giriyor. Bugün Beşiktaş ile başlayacak seri, 15 gün içinde Fenerbahçe ile yapılacak 3 veya 4 maç ile devam edecek. Yani kısa bir süre içinde 4-5 derbi, bir de Botaş deplasmanı yapacak Galatasaray, şu ana kadarki en kritik dönemece giriyor. Son iki lig maçındaki performans -hatta sezon boyunca gösterilen ortalama performans- ile şubat ayının sonunu hasarsız görmeyi düşünmek, çok iyimser bir dilek olur. Şu ana kadar keyif vermeyen sezonu renklendirmek adına vites attırmak ve bir şeyleri değiştirmek adına da en uygun yerdeyiz. Umarım bizim istediğimiz şekilde girer ve çıkarız bu virajdan. Başarılar Sarayın Sultanları.

İlk Maç: Beşiktaş:50 - Galatasaray:63

Galatasaray - Beşiktaş
29 Ocak, Cumartesi
Abdi İpekçi 13:00
Yayın: GS TV

28 Ocak 2011 Cuma

Rusya Kupası Ekaterinburg'da Kaldı

27-28 Ocak tarihleri arasında Ekaterinburg'da oynanan Rusya Kupası Dörtlü Finali sonrasında UMMC, üst üste 3., toplamda ise 4 kupa şampiyonluğunu yaşadı. Finalin diğer ayağındaki Nadezhda ise tarihinde ilk kez final oynama başarısını gösterdi. Sonuçlar şu şekilde:

27 Ocak:
Yarı Final: UMMC Ekaterinburg:99 - Dynamo-GUVD:48
Yarı Final: Nadezhda:85 - Spartak Moskova:82
28 Ocak:
Üçüncülük Maçı: Dynamo-GUVD:69 - Spartak Moskova:83
Final Maçı: UMMC Ekaterinburg:79 - Nadezhda:73

Final maçını izleme şansım oldu. İlk yarının sonunu iyi oynayan UMMC, sürekli başa baş giden oyunda ilk kez farkı bir kaç topa yükseltti. Üçüncü çeyrek başında Stepanova'nın pota altında sertlik düzeyini arttırmasıyla ev sahibi ekip farkı çift hanelere çekti. Fakat etkili uzunları ile içeriden oynamaktan vazgeçmeyen Nadezhda farkı yavaş yavaş eritirken, 4. çeyrekte öne geçmesini de bildi. Son dört dakikaya beraberlikle girilirken, UMMC'nin gömülü savunması Nadezhda'yı dış atışlara zorladı. Pota altındaki etkisini, çizginin dışına taşıyamayan Nadezhda, oyundan düştü doğal olarak. Maç ev sahibi lehine 79-73 bitince, hem son şampiyon hem de ev sahibi Ekaterinburg şehri kupayı kaybetmemiş oldu. Bir yanda Parker, Gruda, Stepanova diğer yanda Tina Charles, Verameyenka, Baranova gibi etkili uzunlar olunca pota altında keyifli mücadeleler izledik ama Celine Dumerc ve Olga Arteshina'nın dış atışlardaki isabetli oyunları dengeyi UMMC lehine bozdu diyebiliriz. 

Oyuncu Ödülleri:
MVP: Olga Arteshina (UMMC)
En İyi Oyun Kurucu: Ana Dabovic (Dynamo)
En İyi Guard: Ilona Korstin (Spartak)
En İyi Forvet: Liudmila Sapova (Nadezhda)
En İyi Pivot: Maria Stepanova (UMMC)
İzleyici Ödülü: Candace Parker (UMMC)

TKBL 15. Hafta Programı

29 Ocak, Cumartesi
13:00
Galatasaray - Beşiktaş GS TV
15:00 İstanbul Üniversitesi - Fenerbahçe
16:00 Samsun Basketbol - Tarsus Belediye
30 Ocak, Pazar
14:00
Ceyhan Belediye - Botaş
16:00 Mersin BŞB - Panküp Kayseri
16:00 Alanya Belediye - Burhaniye Belediye

14. Hafta Sonuçları


Beşiktaş:71 - Ceyhan Belediye:62

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (71): Esra Erden Ataç 6 (2 ribaund- 2 asist), Nilay Kartaltepe 3 (5 ribaund- 2 asist), Iziane Castro Marques 12 (2 ribaund- 2 asist), Gonca Karataş, Tuğba Taşçı 1, Yasemin Horasan 7 (5 ribaund- 1 asist), Melike Bakırcıoğlu 2 (3 ribaund), Nykesha Sales 23 (9 ribaund – 6 asist), Kelly Silva Santos 9 (9 ribaund- 2 asist), Iveta Salkauske 6 (5 ribaund), Ayşe Cora 2 (1 ribaund), Lucie Melek Bouthors

CEYHAN BELEDİYE (62)
: Ayşe Dilek Ünüvar 4 (1 ribaund), Asena Yalçın 7 (3 ribaund- 3 asist), Melike Yalçınkaya 1, Julie Ann Mc Bride 12 (2 ribaund- 3 asist), Jia Perkins 23 (7 ribaund), Aisha Mohammed 10 (9 ribaund- 2 asist), Aslı Sevinç 5 (11 ribaund- 2 asist)

Burhaniye:74 - Galatasaray:79 

BURHANİYE BELEDİYE (74): Seda Atlı 2 (3 ribaund), Hande Kayalar 9 (3 ribaund- 3 asist), Mina Maksimovic 15 (5 ribaund), Allyson Renee Hardy 8 (3 ribaund- 6 asist), Chantella White 21 (5 ribaund- 2 asist), Duygu Fırat 7 (4 ribaund), Latoya Thomas 6 (6 ribaund), Betül Pehlivan 6 (3 ribaund)

GALATASARAY MEDICAL PARK (79): Tuğba Palazoğlu 7 (1 ribaund- 1 asist), Doneeka Hodges 6 (1 ribaund- 2 asist), Bahar Çağlar 2 (4 ribaund), Işıl Alben 6 (5 ribaund- 4 asist), Gintare Petronyte 2 (1 ribaund), Nihan Anaz 3 (1 ribaund), Melisa Can 15 (9 ribaund), Seimone Augustus 8 (5 ribaund- 2 asist), Slyvia Fowles 30 (12 ribaund- 2 asist)


Panküp Kayseri:68 - Tarsus Belediye:81

PANKÜP KAYSERİ ŞEKER (68): Bojana Vulic 10 (4 ribaund-1 asist), İlsu Darıcıoğlu 1 (3 ribaund-2 asist), Gizem Yavuz 2 (3 ribaund), Bahar Öztürk 20 (8 ribaund–2 asist), Aynur Metin 10 (2 ribaund), Nakia Sanford 19 (11 ribaund-4 asist), Vickie Johnson 6 (10 ribaund–2 asist)

TARSUS BELEDİYE (81): Naile İvegin 2, Dominique Canty 25 (5 ribaund-5 asist), Özge Yavaş (1 ribaund), Kübra Siyahdemir 15 (5 ribaund-1 asist), Burcu Taşbaş 4 (1 ribaund-1 asist), Alexis Hornbucle 11 (3 ribaund-2 asist), Görkem Osmanbaşoğlu (1 asist), Plenette Pierson 17 (5 ribaund-3 asist), Shyra Ely 7 (5 ribaund-1 asist)


Botaş:82 - İstanbul Üniversitesi:80

BOTAŞ (82): Burcu Çiğil (1 asist), Pelin Gülbağ (2 asist), Seda Tabakçı 3 (3 ribaund), Nesibe Uzun (1 asist), Alessandra Santos 7 (9 ribaund-1 asist), Nancy Anderson 30 (12 ribaund-4 asist), Gamze Takmaz 3, Gökçe Doğan 2, Tülay Hızal 1 (1 ribaund-1 asist), Megan Frazee 33 (12 ribaund-2 asist), Whitney Boddie 3 (2 ribaund-3 asist)

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ (80): Aylin korkmaz 3 (1 asist), Bahar Yapar 13 (3 ribaund-4 asist), Okeisha Howard 10 (6 asist), Melis Talay (1 asist), İlknur Dumlu 5 (1 ribaund), Mehtap Gezer 5 (2 ribaund-1 asist), Matee Ajavon 2, Ashley Paris 19 (11 ribaund-3 asist), Danielle Gant 23 (7 ribaund-2 asist)


Mersin BŞB:79 - Alanya Belediye:57

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE (79): Tuğçe İnöntepe 16 (1 ribaund-3 asist), Chanel Mokango 15 (15 ribaund-1 asist), Çisel İncel 2, Korel Engin (4 ribaund-1 asist), Deniz Çolakoğlu 11 (3 ribaund-2 asist), Constance Jinks 12 (5 ribaund-6 asist), Erlana Larkins 4 (4 ribaund-3 asist), Tuğba Talaşlıoğlu 19 (4 ribaund-1 asist), Tuğçe Murat.

ALANYA BELEDİYE (58): Gülşah Çelebi 6 (5 ribaund-3 asist), Yasemin Kimyacıoğlu 2 (3 ribaund), Ebru Torun 10 (1 asist), Dilara Üşümüş 3 (1 ribaund), Selin Öztekin 6 (1 ribaund), Miranda Ayim 13 (5 ribaund-2 asist), Ashley Battle 6 (5 ribaund), Yasemin Atınç, Kasha Terry 12 (6 ribaund-1 asist), Çağla Yıldız. 


Fenerbahçe:85 - Samsun Basketbol:67

FENERBAHÇE (85): Anete Jekabsone 20 (4 ribaund), hana Horakova 4 (1 ribaund-2 asist), Birsel Vardarlı 4 (6 ribaund-4 asist), Esmeral Tunçluer 8 (4 ribaund-4 asist), Şaziye İvegin, Nevriye Yılmaz 19 (8 ribaund-3 asist), Ivana Matovic 10 (3 ribaund-2 asist), Olcay Çakır, Nevin Nevlin 8 (10 ribaund-1 asist), Angel McCoughtry 12 (4 ribaund-2 asist). 

SAMSUN BASKETBOL (67): Cansu Aslan 6 (2 ribaund-2 asist), Deniz Boz 3 (1 asist), Ceyda Kozluca 21 (3 ribaund-1 asist), Ebru Ünal, Doğa Comba, Nazlı Güler 8 (4 ribaund-1 asist), Jessica Adair 16 (11 ribaund-1 asist), Kristi Toliver 5 (1 ribaund-3 asist), Makbule Amachre 8 (1 ribaund-1 asist)

27 Ocak 2011 Perşembe

Big Syl Böyle İstedi

Burhaniye Belediye:74 - Galatasaray:79
Galatasaray'ın vurup gitmesi gerekirken yine korkulu rüyalar gördüğü, çok zorlandığı bir maç oldu. Çift hanelerle geriye düşülen anlarda da bir şekilde Galatasaray'ın maçı kazanacağını biliyorduk ama sahadaki kötü oyunu görünce bunun nasıl olacağı konusundaki fikirlerimiz bir bir tükeniyordu. Galatasaray kötü oynadığı dakikalarda hücumda bireysel yeteneklerle gelen sayılar haricinde bir şey üretmediğini belirtelim öncelikle. Asıl sorun ise savunmaydı, ilk çeyrekte çok yüzdeli dış atışlarla oyuna tutunan Burhaniye, ikinci yarıda atışlar kaçsa da ribaundları bırakmadı. Betül Pehlivan ve Allyson Hardy penetreleri ile de içeriyi bolca zorladılar. Betül'ün içeri driveları sonrasında kolaylıkla potaya gitmesi, Hardy'nin penetre üzerinden paslarla dışarıdaki boş arkadaşlarını bulması ve Tan White başta olmak üzere onların da potayı bulmasına, riske edilen Mina Maksimovic'in de ceza şutlarında kusursuz bir performans sergilemesiyle Galatasaray beklediğinin çok daha üstünde sayı yedi. Burhaniye'nin attığı 74 sayı, Galatasaray'ın TKBL'de yediği en yüksek rakam bu seneki. Galatasaray hiç beklemediğimiz bir duruma düştü bu maçta, Burhaniye lige tutunma azmi ve seyirci desteği ile maçı bırakmayı hiç istemese de, 3. çeyreğin sonlarında ve 4. çeyreğin başlarında dinlenen Sylvia Fowles'in sahaya dönmesi ve topların ona inmesi hücumdaki tıkanıklığı açmaya yetti. Savunmada da önce pota altında rahatça gecen kısalara, sonrasında da Maksimovic'e yaptığı top patlatan bloklarla maçı bitirdi Sylvia. Son dakikalarda maça koyduğu ağırlığı ile Sylvia Fowles tek başına maçı aldı, tam tabiriyle. 

En kötü gününde bile Burhaniye'ye 79 sayı atabilecek potansiyeli var Galatasaray'ın. Fakat Burhaniye'nin oyuncularının Galatasaraylılara göre daha az yetenekli olmalarına rağmen, Galatasaray'dan daha fazla hücum opsiyonları ile oynamaları, farklı şekillerde potayı bulmaları üzücü oldu bizim adımıza. Allah korusun Sylvia Fowles sakatlansaydı, Galatasaray bu maçı nasıl kazanacaktı sorusu oluşuyor aklımızda. Kaldı ki ligin en son sırasındaki takımla oynuyorduk. Mersin maçında 9 denemede 0, bugünde sadece 4 denemede 1 üçlük isabeti buldu Galatasaray. Top Sylvia üzerinden oynansın istiyoruz hepimiz ama başka bir opsiyonumuz olmazsa Sylvia Fowles da durdurulabiliyor, Halcon gibi iki tane kaliteli uzunu olan takımlar tarafından. En azından Sylvia tarafından dışarıya çıkarılan toplar takım arkadaşları tarafından daha iyi değerlendirilmeli. Ama kim tarafından? Daha öncelerinde dış atışlarda etkisiz dediğimiz Seimone son maçlarda her açıdan çok etkisiz. Dünkü kötü oyuna isyanı ilk ondan beklerdik ama onun olmadığı dakikalarda farkı kapattık. Seimone Augustus'tan bahsediyoruz, Galatasaray tarihinin (tüm branşları içinde) en sevilen yabancı oyuncularından birinden. Üstünde Galatasaray forması olmasa bile onu şu haliyle izlemek üzücü olacaktı bizim için, bir de yeniden bizim oyuncumuz olunca üzüntümüz katlanıyor. Daha açıkçası; bir Seimone için üzülüyoruz, bir de Galatasaray Seimone'dan katkı alamıyor diye üzülüyoruz. Ama umudu kesemiyoruz, 2 ay önce "Galatasaray'ın Sorunu Ne?" demiştik, 7. madde hala devam ediyor. Seviyor ve duygusalız ve de hala kritik maçlarda dönebileceğine inanıyoruz. 

Sylvia'nın güzel oyunundan bahsettik, rakamlar ve rekorlarla bir sağlama yapalım. Sylvia 30 sayı-12 ribaund-2 asist-3 blok-1 top çalma ve 2 top kaybı ile oynadı. Bu sezon boyunca 20 sayıyı hiç bulamamıştı Big Syl, attığı 30 sayı ile TKBL'deki kendi rekorunu kırdı (%64.7 saha içi isabetiyle yaptı bunu), 12 ribaund bu sezon ligde aldığı en yüksek ikinci rakam, 2 asist ve 3 bloğunda lig boyunca ulaştığı en yüksek rakamların tekrarı olduğunu belirtelim. Beşiktaş maçında kendisi için özel bir şeyler yaparsa Galatasaray taraftarı gayet hoş olur. Çünkü Sylvia, Burhaniye'de yaşanan çirkinliklerin ortasında kalan oyuncumuz oldu. 

Kısaca olaylara da değinmek istiyorum, Sylvia galibiyet ve iyi oyunun sevincini yaşamak isteyince, kafasına atkı ile vuruldu. Bunu yapan taraftarların çok yakınında izliyorduk maçı, 40 dakika boyunca Galatasaray'a ve oyuncularına küfür etmekten başka bir şey yaptıklarını göremedik. Bir de salonun öteki ucunda takımını desteklemeye çalışan Galatasaray taraftarına saldırmaya çalışıyor ve vazgeçiyorlardı sonra. Bu genç arkadaşlarımızın yaşı gereği kanının kaynadığını ve sürü psikolojisi ile böyle şeyler yapmayı erkekler sandığını biliyorum ama orada oturan Sayın Burhaniye Başkanı'nın bir kez olsun küfürleri engellemeye çalışmaması üzücü olandı asıl. En sonunda da bir oyuncuya, bir kadına vurmaya çalışacak kadar iğrençleşti olay. Fazla abartılacak bir şey yok, dün twitter üzerinden yazdıklarımız buradaki Galatasaray taraftarını heyecanlandırsa da herhangi bir sorun olmadan İstanbul'a dönüldü. Şu olayların üzerine Sylvia ve Galatasaray ismine sahip çıkmak isteyenler olursa Cumartesi günü Abdi İpekçi en güzel adres. Bekleriz, kızlarına sahip çıkmak isteyen Galatasaray taraftarlarını. 

BURHANİYE BELEDİYE: Seda Atlı 2 (3 ribaund), Hande Kayalar 9 (3 ribaund- 3 asist), Mina Maksimovic 15 (5 ribaund), Allyson Renee Hardy 8 (3 ribaund- 6 asist), Chantella White 21 (5 ribaund- 2 asist), Duygu Fırat 7 (4 ribaund), Latoya Thomas 6 (6 ribaund), Betül Pehlivan 6 (3 ribaund)

GALATASARAY MEDICAL PARK:
Tuğba Palazoğlu: (28:32, 7 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 2/7 şut)
Doneeka Hodges: (24:11, 6 sayı, 1 ribaund, 2 asist, 1 top kaybı, 2/6 şut)
Bahar Çağlar: (16:25, 2 sayı, 4 ribaund, 1 top kaybı, 1 blok, 0/2 şut)
Işıl Alben: (23:52, 6 sayı, 5 ribaund, 4 asist, 1 top çalma, 2/5 şut)
Gintare Petronyte: (08:54, 2 sayı, 1 ribaund, 1 blok, 0/1 şut)
Nihan Anaz: (16:47, 3 sayı, 1 ribaund, 1 top çalma, 1/2 şut)
Melisa Can: (25:07, 15 sayı, 9 ribaund, 5 top kaybı, 4/7 şut)
Seimone Augustus: (26:38, 8 sayı, 5 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 4/13)
Sylvia Fowles: (30:14, 30 sayı, 12 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 3 blok, 11/17)

26 Ocak 2011 Çarşamba

Burhaniye: 74 - Galatasaray: 79

Big Sylvia'nin karakter koyduğu ve imzasını çaktığı deplasmandan tırnaklarıyla kazıyarak çıkardığı bir galibiyetle düşüyoruz ev yoluna. Bu şekilde maç kazandığımıza sevinecek değilim ama eğer kaybetseydik ciddi anlamda üzülecektim. Çünkü bu mağlubiyet 'yalnızca bir mağlubiyet' olmayacaktı. Zaman kazanmaya devam ediyoruz, konuşulması gereken çok şey var. Maç özelinde düşünceler yarına kadar bu başlık altında olacak.

Maç sonunda tribünlerle yaşanan tatsızlık da ayrıca can sıkıcı oldu, atlamayalım onu da. Takım, fiziki saldırı olduğunu söyleyerek ve gereken raporu tutturarak ayrıldı Burhaniye'den.

devam edecek..

Maç Günü: Burhaniye Belediye - Galatasaray

Hafta içi oynanacak olan, ligin 14. haftasında Burhaniye evinde, Galatasaray'ı ağırlayacak. Pazar günü ligdeki ilk galibiyetini Ceyhan deplasmanından çıkaran Burhaniye, çok zor da olsa bir umut ışığı yaktı ilerleyen haftalar için. Bunun moraliyle Galatasaray'a karşı daha istekli bir oyun ve taraftar olacaktır. Fakat ana rotasyonundan 3 eksiği olan Ceyhan'a karşı bu derece zorlanarak kazanırken, Galatasaray karşısında bunun tekrarına pek ihtimal vermiyorum şahsen. Takım sadece Allyson Hardy'in ellerine bakıyordu ama son transferlerle birlikte Tan White ve Latoya Thomas'ın takıma bir şeyler kattığı belli.

Ligin son sırasındaki Burhaniye karşısında kazanmamız gerektiğini ve büyük ihtimalle kazanacağımızı kestirebiliyorum ama galibiyetin nasıl geleceği konusunda bir fikrim yok. Malum; istikrar sorunu... Başarılar Sarayın Sultanları, sıkıntısız bir galibiyetle dönüşünüzü bekliyoruz bu deplasmandan. Sonrasında derbilerle dolu bir 10 gün var önümüzde.

İlk Maç: Galatasaray:84 - Burhaniye Belediye:53

Burhaniye Belediye - Galatasaray
26 Ocak, Çarşamba
Burhaniye S.S. 17:00
Yayın: -

TKBL'de 14. Hafta (Bugün) Programı

26 Ocak, Çarşamba
15:30
Beşiktaş - Ceyhan Belediye
17:00 Burhaniye Belediye - Galatasaray
18:00 Botaş - İstanbul Üniversitesi
18:00 Mersin BŞB - Alanya Belediye
18:00 Panküp Kayseri - Tarsus Belediye
19:00 Fenerbahçe - Samsun Basketbol FB TV

24 Ocak 2011 Pazartesi

Sanki Bir Şeyler Eksik

İstikrarsız Sultanlar: Sezonun ilk gününden beri performans oku çok dalgalı ilerliyor. 3 gün arayla oynanan maçlarda bile farklı iki takım izliyormuş gibi oluyoruz. Çok yüksek hedefler ve umutla başlayan sezon Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında* alınan kalp kıran mağlubiyet ile beklenenin çok altında başladı. Ağır bir mağlubiyet alınan Halcon deplasmanının dönüşünde, kötü oyun Botaş maçının da ilk yarısında devam etti. İkinci yarıda savaşan ve savaştığı için kazanan takımı görünce maç kazanmayı öğrendiler dedik ama 3 gün sonra Prag deplasmanından yine farklı bir yenilgiyle döndüler. Bu moral durumu ile gidilecek Caferağa deplasmanı, Galatasaray için hiç iç açıcı gözükmüyordu. Evet, yine yenildiler ama maçın büyük bölümünü önde götürüp, ortaya bir mücadele koydular ve sadece kazanamadıkları için üzdüler taraftarlarını. Diğer deplasmanlardaki pasif ve çekingen oyunlarından eser yoktu, belki de baskının en çok üstlerinde olduğu Caferağa'da. En azından deplasman fobisini yendik derken, çok geçmeden, yine 3 gün sonra Tarbes GB karşısında mağlup oldu Galatasaray. 8 Aralık günü, o güne kadar kendi ayarındaki hiçbir takımı yenemeyen Sarayın Sultanları, Spartak Moskova'yı Abdi İpekçi'de mağlup etmesini bildiler. Maçtan sonra "bu güveni kaybetmeyelim" dedik, bir hafta sonra VICI Aistes deplasmanında yine kaybettiler. Noel tatilinden sonra ilk maçta Ceyhan deplasmanındaydı Galatasaray, Ceyhan'ın kazanma ihtiyacı ve Sylvia Fowles'ın eksikliğini ekleyince zor bir maç olmasını beklerken sezonun en etkileyici performanslarından biri geldi ve daha ilk çeyrekte vurup geçti Galatasaray. Doğal olarak 1 hafta sonrasındaki Alanya deplasmanında da aynısı beklendi takımdan, fakat son ana kadar Alanya'yı oyunun içinde tuttular. Ve son üç maç; Halcon'dan fark yediler, Prag'ı ambele ettiler, Mersin'i zar zor yendiler. Şu üç maç da aynı salonda, aynı seyircilerin önünde oynandı. Yine de bu kadar iniş çıkışlı performanslar gösterdi takım. Maç içinde, hatta çeyrek içinde, takımın tek tek her bireyinde oluyor bu değişken performanslar. O yüzden de olumlu ve olumsuz mana da güvenemiyorsunuz takıma, bir sonraki maçta kimin iyi oynayacağını veya kimin sorun çıkaracağını kestiremiyorsunuz. Bu da işleri bir hayli zorlaştırıyor.

Yalnız Sultanlar: Yukarıda yıldız koyduğumuz yer önemli, (*) o gün sayıca Fenerbahçe taraftarına göre gözle görülür bir üstülüğü vardı Galatasaray taraftarının. Geçtiğimiz senelerde Sarayın Sultanları'nın, erkek takımına göre daha kalabalık maçlar oynadığını da biliyoruz, hatta erkek maçlarında "Seimone Augustus sahaya" diye bağırıldığını da. Ama bu sene erkek basketbol takımı herkes için çok daha keyif veren bir basketbol oynayıp, gönül basamaklarında üstte yer tuttu. İki takımın peş peşe oynadığı günlerde erkek takımının maçı bittikten sonra salonun büyük çoğunluğu boşalmaya, sadece kızların maçı olduğu günlerde de 200 kişiye maç oynamaya başladı. İyisiyle ve kötüsüyle ortada Galatasaray ismi ve Galatasaray'ın bir takımı var. Her şart altında çok daha büyük kitleye oynamayı hak ediyor bu isim. 4 Şubat günü Fenerbahçe ile karşılaşırken Galatasaray, 200. kişiden sonra sayacaklarımız Abdi İpekçi'ye Galatasaray için mi gelmiş olacaklar, yoksa Fenerbahçe için mi? Peki iyi sonuçta sevinmek, kötü sonuçta da kızmak için nasıl bir hak elde edecekler merak ediyorum. Salona gelmek için beklenen şey başarıysa, ortada şöyle bir tablo var Galatasaray taraftarı için; -Engelsiz Aslanları ve su topu takımını ayrı tutuyorum- Galatasaray'ın futbol, basketbol ve voleybol branşlarındaki 5 takımı içinde, ligde en iddialı konumda olanı; kadın basketbol şubesi. Ayrıca Avrupa'da da Kupa 1'de mücadele eden tek takım yine kadın basketbol takımı. İstikrarsız bir sezon geçirildiği açık ama aynı galibiyet sayısıyla sıralandıkları ligde lideri kendi evinde ağırlayacak olan, yani ipleri elinde tutan Sarayın Sultanları, Avrupa'da da zor da olsa üst tura yükselme başarısını gösterdi. Fakat salonun boş olmasının tek sebebi başarı olmadığını gayet iyi biliyorum, zaten öyle olsaydı yıllardır rakip tanımayan su topu takımı ve Engelsiz Aslanlar tamamen dolu tribünlere oynamaktan bıkmış olmalılardı şimdiye kadar.


Heyecansız Sultanlar: Takımı son yıllarda oldukça yakından takip eden biri olarak, rahatlıkla görebiliyorum ki; takım sıradanlaştı. Oyun veya sonuçlardan bağımsız bir halde, taraftarı cezbeden yanlarını kaybetmiş gibi gözüküyor Sarayın Sultanları. Mücadele etmek veya yerlere atlayan oyuncuları izlemek el üstünden atılan bir üçlük veya bir guardın iki uzunun üstüne gidip bıraktığı turnike kadar ateşleyici oluyor taraftar için. Aslında takım sıradanlaştı derken tam olarak bundan bahsetmiyorum ama bu da taraftarı arkalarına almak için kullanılabilecek yollardan biri, hatta birincisi. Benim asıl söylemek istediğim; misal Sylvia Fowles'ın popülaritesinden tam olarak faydalanamadık. Big Syl'in kim olduğunu, neler yapabildiğini daha iyi pazarlaması gerekiyordu Galatasaray'ın, basketbol piyasasına ve öncelikle kendi taraftarına. 2009 yılında taraftar gözünde ilah mertebesine yükseltilen Seimone ve Işıl tartışılabilir bir konuma geldiler şu sıralar, takımın diğer tüm oyuncuları gibi. Takımın en sevilen iki figürünün ardından bile desteğin çekilmesi, monotonlaşmaya iyi bir örnek. Sanki 10 yıldır bu kadroyla oynuyoruz ve hiçbir şey kazanamamışız gibi bir psikoloji var taraftarda. Heyecansız demişken, oyuncuların maç içinde oyundan kopup hayallere dalan ve hani 11 kişilik futbol takımında olur da, 5 kişilik takımda "aa o oynuyor muydu" dedirten hallerine rastlıyoruz. Kısacası hem takım içinde hem de tribünde bir heyecansızlık söz konusu.

Şanssız Sultanlar: Adnan Polat'ın dediği gibi top çizgiden geçmeyince seviyesine çekmeyeceğiz olayı, top şansından ziyade sakatlıklar çok moral bozucu ve sürekli bir hal aldı takımda. Mersin BŞB karşısındaki tutuk oyunun nedeni olarak, Yasemen'in sakatlığının takıma verdiği moralsizlik olarak gösterildi. Takımın en genç ferdinin, böyle bir şey yaşaması kesinlikle üzmüştür ablalarını. Ne yazık ki sadece Yasemen değil, Işıl ve Seimone uzun sakatlık dönemlerinden çıkıp başladılar bu sezona. Sistem içinde önemli bir yere sahip olacak Candice Wiggins, daha Galatasaray'a gelmeden sezonu kapadı. Bunun ardından gerekliliği sorgulanabilecek transferler yapmak zorunda kaldı Galatasaray. Sylvia Fowles da daha formayı giyemeden dizlerinden ameliyat geçirdi. Takımın şutör eksikliğini kapayabilecek Gülşah Gümüşay, 2.5 aydır forma giyemiyor sakatlığı yüzünden. Skora büyük katkısı olmasa da istatistik kağıdının her bölümünü dolduran ve Galatasaray'a enerji sağlayan Monique Currie, Fenerbahçe maçının son anlarında birçok takım arkadaşı gibi bir diz sakatlığı yaşayıp, sezonu kapattı. Geçtiğimiz senelerde ve bu sezon başında Bahar, Tuğba ve Nihan'ın omuzlarından sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Galatasaray'ın yumuşak karnı, en büyük şanssızlığı bir türlü yakasını bırakmayan sakatlıklar. Oyuncuların omuzunda ödem, çapraz bağlarında kopma, bileklerinde burkulmalar bir türlü bitmezken, artık taraftarlarının da yüreği burkuluyor her yere düşen oyuncusuyla birlikte.

Teknik konulara hiç girmeden 4 ana madde halinde topladık eksikleri. Şimdi asıl soru hangi madde ötekisini tetikliyor? Bu takım istikrarlı olsaydı, yalnız kalır mıydı? Veya desteksiz kalmasa, heyecanını yitirir miydi? Yoksa şanssızlıklar olmasa daha istekli (heyecanlı) takım, istikrarı yakalar mıydı? Çok bilinmeyenli denklem var, çünkü birçok farklı ucu var sorunların. Keşke bir fırsatı olsa Sarayın Sultanları'nın, bir kenetlenme fırsatı yakalayabilseler birbirleriyle, taraftarlarıyla, son maçlarda onları salonda yalnız bırakan yöneticileriyle... Şu basit sorunlardan sıyrılıp sadece keşke parkede yapıp yapamadıkları olsa sorunları, kırılma dönemlerine girerken. Kenetlenmek adına bakalım takım mı atacak adımı, taraftar mı? Yoksa öylesine gidip, yitirilen yıllara bir ek daha mı olacak 2010/2011 sezonu?

Sutton Brown F.Bahçe'de

Diana Taurasi ve Penny Taylor'ın ayrılmasının ardından yeni bir yapı kurmak zorunda kalan Fenerbahçe'de en temel eksik hiç şüphesiz boyalı bölgedeydi. O açığı kapatmak için harekete geçen sarı lacivertlilerde anlaşılan isim daha önce de takım kadrosunda yer alan Tammy Sutton-Brown oldu. Resmi açıklamanın yapılmadığı transferlere bu sayfada yer vermesek de, Tammy transferi Twitter hesabı üzerinden doğruladı ve hatta Angel McCoughtry ile de koyu bir sohbete girişti. O nedenle gönül rahatlığıyla yazıyorum bu transferi. Muhtemelen resmi açıklama da gelecektir çok yakın zamanda. Daha önceki yıllarda Final-Four hedefiyle yola çıkan ve Rus takımlarına takılan Fenerbahçe için yeterli bir isim değildi Tammy. Fakat bugünkü kadro yapısında ve üstleneceği rolde değerli katkılar verecektir. Zira Matovic ve Nevriye ikilisini dinlendirmesi ve kenardan gelerek bu isimleri yedeklemesi bekleniyor yeni Ratgeber sisteminde. Bu rolü başarıyla kotaracaktır.

Sezon ortasında beklenmeyen Taurasi ve Taylor ayrılıklarından sonra çok kısa bir süre içinde Angel McCoughtry-Jekabsone Zagota- Tammy Sutton Brown hamlelerini yapabilmek Caferağa'dan tüm Avrupa'ya bir mesaj niteliğini taşıyor açıkçası. Her ne kadar şu anda yeni bir sistem kurmak zorunda olmanın sıkıntılarını yaşasa da koç Ratgeber de bu mesajın iletilmesinde büyük pay sahibi bir isim kesinlikle. Bu son Tammy hamlesiyle mevcut yeni kadrosunda gözüken açıklarını kapatmış oldu böylece Fenerbahçe. Şimdi sezon başına göre yavaşlayan bir sistem ve savunmada daha diri, takım oyunu oynamayı hedefleyen yeni bir takım izleyeceğiz.

23 Ocak 2011 Pazar

Ligde 13. Hafta Tamamlandı


Ceyhan Belediye:63 - Burhaniye Belediye:67
Ceyhan, Bengü Arseven ve Melek Bilge'nin sakatlıkları, Monique Coker'ın da yasaklı madde kullanmasından ötürü ciddi eksiklerle çıktığı Burhaniye karşılaşmasından mağlubiyetle ayrıldı. Burhaniye açısından bakarsak da sezonun ilk galibiyeti gelmiş oldu. İlk yarı konuk ekip tarafından 24-35 ile önde geçilirken, Burhaniye ilk kez bir ilk yarıyı önde kapattı bu sonuçla.  İkinci yarıya iyi başlayan Ceyhan, 9-0'lık seri ile farkı 2'ye kadar indirse de Seda Atlı'nın üst üste isabetleriyle Burhaniye oyuna dönmeyi başardı. Son çeyreğe 45-53 önde giren Burhaniye, son beş dakikaya da 49-61 ile daha da rahatlayarak girdiler. Sezonun ilk galibiyetine bu kadar yaklaşmışken, biraz heyecandan biraz da rehavetten olsa gerek maçın henüz bitmediğini fark etmeyen Burhaniye'ye Ceyhan'dan ciddi bir uyarı geldi. Son bir dakikaya girilirken skoru 63-65'e kadar getiren Ceyhan, sadece bir faul yaptıkları bu çeyrekte son 30 saniye içinde 4 faul yapmak zorunda kaldılar, rakibi çizgiye göndermek için. Fazlaca da zaman kaybetmiş oldular bu yüzden. Bitime 10 saniye kala Allyson Hardy'in iki serbest atışı da sayıya çevirmesinin ardından başka sayı üretemeyince her iki takım da maçın sonucu ortaya çıkmış oldu.

Dün solo performanslar günü demiştik, bugün de Burhaniye'nin Amerikalı oyuncusu LaToya Thomas 22 sayı-19 ribaund-4 asist-2 blok-2 top çalma ile büyük pay sahibi oldu galibiyette. Ceyhan'dan Aisha Mohammed'in 16 sayı-18 ribaundluk performansı ise sonuçsuz kaldı. Burhaniye bu sezon ilk kez önündeki bir fırsatı değerlendirdi. İlk galibiyetlerini aldıkları bu haftanın sonunda, İstanbul Üniversitesi ile aralarındaki galibiyet farkını 3'e indirdiler. Açıkçası işleri hala çok zor ama en azından bir galibiyet aldılar, ligin altına heyecan getirebilir bu sonuç.


CEYHAN BELEDİYE (63): Didem Engin, Yasemin İbek, Dilek Ünüvar (3 ribaund- 2 asist), Asena Yalçın (2 ribaund- 1 asist), Melike Yalçınkaya, Hülya Özkan 8 (3 ribaund), Julie Mc Bride 16 (2 ribaund- 3 asist) Jia Perkins, 13 ( 4 ribaund- 2 asist)Aisha Mohammed 16 (18 ribaund- 1 asist), Aslı Sevinç 10 (6 ribaund- 1 asist)

BURHANİYE BELEDİYE (67): Hatice Payza, Saadet Aysu Keskin, Seda Atlı 12 (5 ribaund- 1 asist), Hande Kayalar 7 (2 ribaund- 1 asist), Mina Maksimovic 6 (2 ribaund), Beratiye Demir, Allyson Renee Hardy 16 (6 ribaund- 6 asist), Chantella White 4 (5 ribaund- 2 asist), Latoya Thomas 22 (19 ribaund- 4 asist), Betül Pehlivan (4 ribaund- 1 asist)


Panküp Kayseri:75 - Alanya Belediye:68
All Star öncesinde Belgin Onbaşı ve Crystal Smith ile yolları ayıran Alanya Belediye, şalteri indirdi gibi gözükse de takım yine son anlara kadar savaşmayı sürdürdü. Burhaniye bir ivme yakalayabilirse Alanya, ligi son sırada dahi kapayabilir ama her şart altında mücadele edip, rakiplerini zorlamayı başardılar çıktıkları maçlarda. Bugün de ilk yarıyı 30-34 önde kapattılar bu zorlu deplasmanda ama eşitlikle girilen son çeyreğin başında tekrar 5 sayı öne fırlasalar da Vickie Johnson yönetimindeki Panküp'ten kurtulmayı başaramadılar. Son çeyrekte 10 sayı üreten (toplam 20 sayı attı) VJ, Pringle'nin yine durgun gözüktüğü maçta Sanford'la birlikte maçı kazandıran en önemli faktörlerden biri oldu. Üst üste Galatasaray ve Fenerbahçe ile karşılaşan Panküp bu iki maçta biraz tatsız gözükmüştü, bugünkü rakipleri de durumlarını görmek için çok doğru bir seçim değil haftalar ilerledikçe daha net göreceğiz ama Panküp sezonun ilk yarısındaki havasından uzak gibi görünüyor. 

PANKÜP KAYSERİ ŞEKER (75): Pınar Demirok 4 (4 ribaund), Bojana Vulic 7 (4 ribaund), Tuğçe Canbaz (1 ribaund), İlsu Darıcıoğlu 5 (1 ribaund- 1 asist), Gizem Yavuz 4 (1 ribaund– 1 asist), Nazlı Bircan Gökdemir, Bahar Öztürk 9 (7 ribaund– 2 asist), Latoya Antoinette Pringe 2 (4 ribaund), Esra Ural 2 (2 ribaund- 1 asist), Aynur Metin 3 (1 asist), Nakia Sanford 19 (6 ribaund- 2 asist), Vickie Johnson 20 (2 ribaund– 2 asist)

ALANYA BELEDİYESİ (68): Gülşah Çelebi 15 (3 ribaund- 5 asist), Yasemin Kimyacıoğlu (1 ribaund- 1 asist), Ebru Torun 10 (5 ribaund- 2 asist), Dilara Üşümüş (1 ribaund- 2 asist), Selin Öztekin 3 (1 ribaund), Joy Ayim 16 (8 ribaund- 1 asist), Michelle Battle 12 (5 ribaund- 2 asist), Süreyya Atinç (1 ribaund), Kasha Terry 12 (11 ribaund- 2 asist)

22 Ocak 2011 Cumartesi

TKBL'de Solo Performanslar

Ligin 13. haftası bugün oynanan 4 maç ile başladı. Günün en dikkat çeken maçı olan İstanbul Üniversitesi-Beşiktaş karşılaşmasında, dikkat çeken şey maçın kalitesi değil yaşanan aksaklıklar oldu. Avcılar Spor Salonu'nun 24 saniye saati sürekli arıza çıkarınca maç 4 saate yakın bir sürede ancak tamamlanabildi. Birçok kez durmak zorunda kalan maçı Beşiktaş, 71-73 kazanmayı başardı.

Beşiktaş maçı ayrı bir kaç satırı hak ediyordu. Bu olumsuzlukların yanında göz kamaştıran bireysel performanslar da vardı TKBL'de. Cumartesi sonuçları ve asıl konumuz olan oyuncu performansları şu şekilde oluştu:

Tarsus Belediye:67 - Fenerbahçe:88
Fenerbahçe'nin kaptanı Nevriye Yılmaz'dan inanılmaz bir performans geldi bu maçta. 13/13 ikilik, 1/1 üçlük, 1/1 serbest atış isabetiyle 30 sayı üreten Nevriye, 14 ribaund ve 5 asist ile harika şut performansını taçlandırmış oldu. %100 ile şut attığı bu maçta 47 verimlilik puanına sahip olan Nevriye, tekrarı çok zor bir başarıya imza attı.

İstanbul Üniversitesi:71 - Beşiktaş:73
Bu maçta solodan ziyade bir düet vardı Beşiktaş'ın 2 yabancısından. Nykesha Sales 30, Izi Castro Marques de 23 sayı ile takımlarının attığı 73 sayının, 53'ünde pay sahibi oldular. Geriye kalan 20 sayının 12'sinin de Yasemin'in ellerinden geldiğini belirtelim.

Samsun Basket:85 - Botaş:81
Ev sahibi ekipte sakatlığı bulunan Tatum Brown forma giymezken, Gülşah (20 sayı), Toliver (19 sayı), Adair (17 sayı) ve Amachree (15 sayı) ile galibiyette büyük pay sahibi oldular. Fakat her haftaya bir imza bırakan Jolene Anderson yine maçın en yüksek skoruna ulaşan oyuncu oldu. 28 sayı-8 ribaund-1 asist ile oynayan Amerikalı, sayı ortalamasını yükseltmeye devam ediyor.

Uyuklatan Maç Galatasaray'ın


Galatasaray:53 - Mersin BŞB:50
Galatasaray ilk çeyreğinde sadece 8 sayı bulabildiği, 'öylesine' oynadığı Mersin BŞB karşısında sancılı da olsa kazanmayı başardı. En düşük skorlu maç rekorunu da geliştirmeye devam ediyor Galatasaray. Galatasaray-Panküp maçında 2. kez bir Galatasaray maçında yenilenen rekor, bir sayı daha aşağı düşünce Galatasaray-Mersin maçı sezonun en düşük skorlu karşılaşması oldu. Ayrıca 53 sayı Galatasaray'ın bu sezon ligde attığı en düşük rakam olarak istatistiklere geçiyor. İki takımın toplam 36 basket atabildiği maçı anlatmak zor ondan ben de rakamlara sardım. Ufak bir özet geçersek; hücumda Sylvia üzerinden oynama isteği ile başladık, fakat onu bulamayınca hücumda bir şey üretemeden döndük. İkinci çeyrekte baskılı savunma ile Mersin'in kilidini kıran Galatasaray öne geçmeyi başardı ama Mersin oyundan kopmadı bu dönemde. İkinci yarıya da 11-0'lık bir seri ile başlayınca takımımız, artık kopar maç dedik ama nedense o kadar oynamak yetti Galatasaray'a. Sonra uyku modu başladı tekrar parkede. USK Prag maçının aksine benchten hiç katkı alamayan Galatasaray, Mersin'in işi son topa kadar getirmesine seyirci oldu. Neyse ki son topta Jinks'e akılcı bir baskı yapan Galatasaray, Mersin'e rahat atış şansı vermedi ve maçı bitirmesini bildi.

Sylvia Fowles, Galatasaray'ın en skorer oyuncusu -çift hanelere ulaşan tek isim- olduğu maçta, 10 da ribaund çekerek double-double yaptı. Oyunun 2. yarısında daha istekli haldeydi ama ilk yarısında rakibi gözünün önünde top sektirirken şortunu düzelten hali benim için cinnet sebebi oldu. Kendisinden beklentilerimiz çok büyük, keza oyunculuğuna saygımız da öyle ama deplasmandaki Spartak, içerideki Halcon ve bugün Mersin karşısında dönem dönem inanılmaz konsantrasyon sorunları yaşadığına şahit olduk, bu haller ona hiç yakışmıyor. Ben bugün sürelerin de çok adil dağıtıldığına inanmıyorum, mücadeleci oyunlarıyla uyuyan takıma kıvılcımlar verebilecek Tuğba ve Michelle daha uzun süre alabilirlerdi sanki. Çok şükür yazı bitiyor, bir selam maçı yayınlayacağız deyip yayınlamayan GS TV'ye, bir selam da Galatasaray isminin 100 kişiye oynamasından rahatsız olmayan taraftara.


GALATASARAY MEDICAL PARK:
Tuğba Palazoğlu: (24:25, 6 sayı, 1 ribaund, 2 asist, 2 top çalma, 1 top kaybı, 3/9 şut)
Doneeka Hodges: (16:29, 2 sayı, 3 asist, 1 top kaybı, 1/3 şut)
Bahar Çağlar: (15:25, 6 sayı, 3 ribaund, 2 top kaybı, 3/6 şut)
Işıl Alben: (25:24, 2 sayı, 1 asist, 3 top çalma, 1/7 şut)
Gintare Petronyte: (09:14, 2 sayı, 2 ribaund, 1/2 şut)
Nihan Anaz: (21:29, 4 sayı, 4 ribaund, 1 asist, 2 top kaybı, 0/3 şut)
Melisa Can: (24:54, 7 sayı, 7 ribaund, 4 top çalma, 3 top kaybı, 2/4 şut)
Seimone Augustus: (31:24, 7 sayı, 1 ribaund, 3 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 3/9 şut)
Sylvia Fowles: (30:46, 17 sayı, 10 ribaund, 1 asist, 3 top kaybı, 6/9 şut)


MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ: Tuğçe İnöntepe 3 (5 ribaund- 5 asist), Merve Aydın 5 (2 ribaund), Chanel Mokango 4 (4 ribaund), Korel Engin (4 ribaund- 1 asist), Deniz Çolakoğlu 2, Constance Jinks 17 (5 ribaund), Erlana Lanay Larkins 15 (15 ribaund- 3 asist), Melike Tuğba Talaslıoğlu 4 (1 ribaund)

Yasemen'in Sırası

Ne yazık ki dün akşam Yasemen'in ön çapraz bağlarının koptuğu haberini duyduk. Galatasaray'ın bir oyuncusunun kaçıncı kez başına geliyor bu lanet sakatlık, saymaktan bıktık. Bulaşıcı hastalık haline geldiğini düşünüyoruz artık. Bunu yaşama sırası Yasemen'deymiş ama başlıkta bahsettiğimiz sıra, sakatlık sırası değil. Şu anda takımda iki tane örnek var. Seimone ve Işıl bu sakatlığı yenip, geri döndüler parkeye. Ayağa kalkma sırası şimdi Yasemen'de.

Kendisine geçmiş olsun diyor, bir an önce geri dönüşünü bekliyoruz. Galatasaray'ın öz evladı kolay pes etmez, 7 numaralı forman seni bekler. Çabucak atlat bunu ve geri gel takımına.

Maç Günü: Galatasaray - Mersin BŞB

USK Prag maçındaki keyifli oyunun ardından lig maçı için tekrar Abdi İpekçi'deyiz. TKBL 13. Hafta mücadelesinde Mersin BŞB ile karşılaşacak Galatasaray, ligdeki galibiyet serisini sürdürmek istiyor.

Mersin BŞB, ligde 9. sırada ve şu ana kadar oynadığı maçlarda 5 galibiyet-7 mağlubiyet aldı. İstanbul'a da 3 maçlık bir mağlubiyet serisiyle geliyorlar. Yeni transfer Scholanda Robinson, 3 maçta yakaladığı maç başına 13 sayı ortalamayla takımın en skorer ismi. Erlana Larkins de maç başına 8.8 ribaund ile takımın bu alanda en başarılı oyuncusu. Noel tatilinde yazdığımız TKBL Raporu'nda takımın başarısına direk katkısına dikkat çektiğimiz Tuğçe İnöntepe de 2.5 asist ortalaması ile takımın en çok asist yapan oyuncusu.

Çok büyük sürprizler olmazsa Galatasaray'ın kazanması gereken bir maç. Galatasaraylı oyuncular bu dönemin sonunda dinç kalmak isteyeceklerdir büyük bir ihtimalle. Bunu sağlamak için de maçı erken bitirmek, darbeyi vurup geçebilmek en akılcı yol olarak gözüküyor. Başarılar Sarayın Sultanları.

İlk Maç: Mersin BŞB:69 - Galatasaray:76

Galatasaray - Mersin BŞB
22 Ocak, Cumartesi
Abdi İpekçi 17:00
Yayın: GS TV

21 Ocak 2011 Cuma

EL | Gruplarda Son Hafta Sonuçları

A Grubu:
Good Angels Kosice:68 - Wisla Can-Pack:73
Pecs 2010:72 - Cras Basket Taranto:58
USO Mondeville:84 - TTT Riga:63

1. C.B. Taranto 8-2
2. Wisla Can-Pack 7-3
3. Good Angels 5-5
4. Pecs 2010 5-5

5. Mondeville 4-6
6. TTT Riga 1-9


B Grubu:
Lotos Gdynia:69 - Rivas Ecopolis:73
Gospic Croatia:81 - MKB Euroleasing:78
Fenerbahçe:82 - UMMC Ekaterinburg:75

1. Fenerbahçe 10-0
2. UMMC Ekaterinburg 8-2
3. Rivas Ecopolis 5-5
4. MKB Euroleasing 4-6

5. Gospic Croatia 2-8
6. Lotos Gdynia 1-9


C Grubu:
VICI Aistes:72 - Tarbes GB:71
Galatasaray:81 - USK Prag:69
Halcon Avenida:75 - Spartak Moskova:64

1. Halcon Avenida 8-2
2. Spartak Moskova 6-4
3. USK Prag 5-5
4. Galatasaray 4-6

5. VICI Aistes 4-6
6. Tarbes GB 3-7


D Grubu:
Frisco Sika Brno:49 - Ros Casares:98
Nadezhda:89 - Gorzow:37
Bourges Basket:70 - Beretta-Famila:50

1. Ros Casares 8-2
2. Bourges Basket 7-3
3. Beretta Famila 6-4
4. Nadezhda 5-5

5. Gorzow 2-8
6. Sika Brno 2-8


10. Haftanın En Değerli Oyuncusu: Ros Casares'ten Katie Douglas; (35 sayı-4 ribaund-1 asist-2 top çalma) 36 Verimlilik Puanı.

Son 16'da Eşleşmeler:

(1) Fenerbahçe (Türkiye) - (16) Galatasaray (Türkiye)
(2) Ros Casares (İspanya) - (15) MKB Euroleasing (Macaristan)
(3) Halcon Avenida (İspanya) - (14) Pecs 2010 (Macaristan)
(4) UMMC Ekaterinburg (Rusya) - (13) Rivas Ecopolis (İspanya)
(5) Cras Basket Taranto (İtalya) - (12) USK Prag (Çek Cumhuriyeti)
(6) Wisla Can-Pack (Polonya) - (11) Nadezhda (Rusya)
(7) Bourges Basket (Fransa) - (10) Good Angels Kosice (Slovakya)
(8) Spartak Moskova (Rusya) - (9) Beretta-Famila (İtalya)


Gruptan daha iyi dereceyle çıkan takımlar ilk maçı 1 Şubat'ta iç sahada, 4 Şubat'ta deplasmanda, eğer gerekirse 3. maçı, 9 Şubat'ta tekrar iç sahada oynayacaklar. 2 maç kazanan takımlar bir üst tura yükselecek. 

TKBL 13. Hafta Programı

22 Aralık, Cumartesi
15:00
Tarsus Belediye - Fenerbahçe
16:00 İstanbul Üniversitesi - Beşiktaş
16:00 Samsun Basketbol - Botaş
17:00 Galatasaray - Mersin BŞB GS TV
23 Aralık, Pazar
14:00 Ceyhan Belediye - Burhaniye Belediye
14:30 Panküp Kayseri - Alanya Belediye

6 maçtan sadece bir tanesi yayınlanacak ve onu da sadece Galatasaraylılar izleyebilecek. Yayın kaosu devam ediyor kısacası. Pazar günü, ligin sondaki iki takımı, deplasman maçlarında şanslarını zorlayacaklar. Ceyhan'da Galatasaray'dan kiralanan Melek Bilge'nin eski sakatlığının nüksettiğini öğrendik. Ek olarak yasaklı madde kullanan Monique Coker ve bir ameliyat geçiren Bengü Arseven de kadroda olmayacaklar. Bengü ve Melek'e geçmiş olsun diyoruz, kendisine çok umut bağlanılan Melek'in bir türlü başını sakatlıklardan kaldıramaması can sıkıcı oluyor bizler için de.

20 Ocak 2011 Perşembe

F.Bahçe'den Karakter Gösterisi

Diana Taurasi ve Penny Taylor'ın takımdan ayrılmasının ardından koç Ratgeber'in deyimiyle 'denizde fırtınanın ortasında kalan' F.Bahçe'nin genel sıralamadaki liderliği koruması için UMMC Ekaterinburg gibi bir takımla karşılaşması bugünün önemini daha da arttırdı kesinlikle. İki önemli yıldızın ayrılması bir yana, ayrılış sürecinde yaşananların takım üzerindeki etkileri olayı daha da zor bir duruma soktu. Buna rağmen başta koç Ratgeber olmak üzere tüm maç boyunca önemli bir karakter koydu ortaya F.Bahçe. Bugünü galibiyetle kapatabilmek için gereken de buydu zaten. İyi oynamak, iyi şut sokmak tek başına yeterli olamazdı bugün galibiyet için. Parkeye yürek koymak, takım olmak gerekiyordu.

Maçın ilk yarısı geçen senelerde benzerlerini sıkça gördüğümüz türden bir senaryoydu aslında. Maça hızlı giriş yapan F.Bahçe, girişte yakaladığı bu rüzgarla farkı çift haneye kadar çekse de Pondexter'in 2.çeyrekteki resitaliyle oyunu dengeleyen Ekaterinburg, soyunma odasına 40-37 gibi makul bir farkla geride girmeyi başardı. Nevriye ve Matovic'in oyundan çıkmadan oynadığı devrede, Angel McCoughtry'nin de 3 faul almış olması yine o geçmiş senelerdeki maçlardan birini işaret ediyordu açıkçası. 3. çeyrekte öne geçen deplasman takımı, maçı da kazanırdı genelde bu senaryoda, Caferağa'da. Nitekim, Bibrzycka'nın alan savunmasına sol dipten yolladığı 2 üçlük ve Candace Parker'ın sayısıyla 24.dakikada 47-46 öne geçmeyi başardı Ekaterinburg. Maçın ilk hücumunda Gruda'nın bulduğu basketin ardından ilk öne geçişleriydi bu.

Zor bir günde, zor şartlarda mücadele eden F.Bahçe'nin bu kırılma anında oyundan kopması şaşırtıcı olmazdı kendi açımdan. Kızamazdım da onlara bunun için. Fakat, onlar zor olanı yapıp ayakta kalmayı başardılar ve en kritik anda altı dakikaya 19-6'lık bir seri sıkıştırarak finale 65-53 önde girmesini bildiler. Bu süreçte yalnızca 1 saha içi isabetine izin vermeleri ve taraftarı da arkalarına alarak savunmanın dozajını yükseltmeleri kritikti. Bu maça özel çalışılan alan savunması günün belirleyicisiydi aslında. Takıma yeni katılan Jekabsone Zagota'nın erken ve yanlış şut tercihleri olmasa final öncesinde kapı tamamen kapatabilmiş bile olabilirdi aslında. Bu 19-6'lık kırılma anında McCoughtry, 10 sayısıyla resti çeken isim olurken Matovic 4, Jekabsone Zagota da 3 sayıyla ona eşlik eden isim oldular.

Finalde tüm maçı 7 kişilik bir rotasyonla oynayan F.Bahçe'nin düşeceği ve tempo kaybedeceği kesindi lakin yakalanan 12 sayılık marj da joker olarak cepte duruyordu. Yorulan F.Bahçe'ye karşı kazanma hırsıyla gaza basan Ekaterinburg, maç başından beri ilk kez arka arkaya kaliteli savunmalar yaparak bitime 4.30 kala farkı 7 sayıya kadar indirmeyi başardı (64-57). Takip eden hücumda Nevriye Yılmaz'ın top elde patlarken salladığı şutun 3'lük olarak değer kazanması ben dahil birçok kişinin gözünde maçı bitirdi. Bir sonraki hücumda yine süre dolarken Matovic'in bu kez 2 sayılık olarak yaşattığı dejavuyla da galibiyet gelmiş oldu. Yüksek konsantrasyonla mücadele eden F.Bahçe, şans toplarının tamamından 14'ten fazla sayı buldu bugün. Galibiyeti isteyeni top da istiyor olmalı biraz.

Penny Taylor'sız ilk maçta hücumu tamamen değiştiren ve Matovic-Nevriye Yılmaz ikilisini 40 dakika sahada tutan koç Ratgeber'in, oyunu boyalı bölgeye yıkma ve dışardan şut sayısını azaltan taktiği günün kazanan hanesinde yer alıyor. Takımla henüz sınırlı sayıda idmana çıkan Jekabsone Zagota'nın ilerleyen dönemde dışardan cezaları kesen isim olacağı kesin. Yeterli olur mu, soru işareti. Ama bugün için o da dahil değildi planlara. Matovic'in Gruda'yı faul problemine sokarak boyalı bölgede kurduğu hakimiyet ve McCoughtry'nin faul problemine ve takıma henüz katılmasına rağmen ortaya koyduğu yürek muazzamdı. Pondexter'a yapmış olduğu blokla da noktayı koydu zaten geceye. Yeni F.Bahçe'de Horakova'nın daha fazla süreler alarak ön plana çıkması, Birsel'in parkeye adım attığı anlarda oyunun her iki alanında da oyun aklını birkaç kademe yukarı çekişi aynı şekilde değerliydi bugün.

Fakat F.Bahçe adına en değerli olan olgu bu zor günde, 'fırtınalı denizin ortasında' ortaya takım olarak önemli bir karakter koymaktı. Savaşarak, bu zor virajı kazasız şekilde geçmeyi başardılar. Hem büyük moral hem de hamle yapabilmek adına zaman kazandılar. Yeni eşleşme ve derbi durumlarını detaylıca inceleyeceğiz tabii, şimdilik kısa bir es.

Euroleague'de Eşleşmeler

1. Fenerbahçe - 16. Galatasaray
2. Ros Casares - 15. MKB Euroleasing
3. Halcon Avenida - 14. Pecs 2010
4. UMMC Ekaterinburg - 13. Rivas Ecopolis
5. Cras Basket Taranto - 12. USK Prag
6. Wisla Can-Pack - 11. Nadezhda
7. Bourges - 10. Good Angels Kosice
8. Spartak Moskova - 9. Beretta-Famila

Sonraki turda da 1-16 eşleşmesinin galibi 8-9 eşleşmesinin galibiyle oynayacak. (2-15) Galibi - (7-10) Galibi gibi.

19 Ocak 2011 Çarşamba

Go Wild | Galatasaray:81 - USK Prag:69

Köşeye sıkışmıştık ve tek çare kazanmaktı, refleksi çok kuvvetli verdi takım. Köşeye sıkışan kedi tırmalar derler, aslansa parçalıyormuş işte bunu da hatırlamış olduk bir kez daha. Galatasaray ismine ve şu andaki kadro yapısına yakışan şu maça prestij amacıyla çıkmaktı ama gruplarda çekilen çile son maçta güzel bir galibiyet ile nihayete erdi.

Maç karşılıklı basketlerle açılırken, maçın geri kalanı için küçük tanıtım filmi sergilendi. Daha savunmanın oturmadığı ilk dakikalarda Sylvia, siz yine de buralarda fazla dolanmayın mesajını verdi kendi pota altında. Rakip boyalı alanda da darbeleri vurmaya başlamıştı, Seimone da arkadaşına gerektiğinde yardımcı olacağını belirtti bu anlarda. USK Prag'dan da Viteckova, her boş kaldığında nasıl bir ceza uygulayacağını gösterdi. Bu ufak mesajların toplamının ardından çeyreğin ilk bölümü 10-14 (Prag'ın maçtaki en büyük skor avantajı) konuk ekip üstünlüğü ile geçildi. Bu bölümün ardından başlayan oyuncu değişikliklerinden bu sezon ilk kez bu derece bir katkı aldık. Düz mantıkla; Hodges skoru eşitledi, Gintare öne geçirdi ve Nihan farkı açtı. Yalnız birer basketle değil sahada da bunu bire bir ortaya koydular, süre aldıkları dönemde. Özellikle Gintare'nin hücumda etkili olmasıyla 23-19 önde kapattı Galatasaray ilk çeyreği. Az önce de ismini saydığımız benchten gelen 3 oyuncunun katkılarıyla ikinci çeyrek başında skor 29-19'a geldi ve çift haneli farka ulaştık ilk kez. Prag adına Viteckova'nın dış atışlarıyla fark eridi. O dakikalarda Viteckova'nın karşısında durmaya çalışan Hodges, 1.90'lık kısa forveti savunmak için zayıf kaldı açıkçası, Viteckova da zaten başarılı olduğu dış atışlarda daha da rahatladı. Bu dönemde Ferancikova sakatlanıp -maça devam edemedi- sahadan çıkarken, takımların diğer uzunları Delisha Milton-Jones ve Kulichova faul problemi ile uğraşıyorlardı. Sylvia, Gintare'nin de gayet güzel işlediği içeriyi allak bullak etti adeta bu dakikanın ardından. Bitime 2 dakika kala Bednarova'nın 3'lüğü ile farkı 6'ya indiren Prag'a cevap Işıl'dan geldi. Seimone ve Sylvia'nın sayılarıyla da 48-35 önde girdi soyunma odasına Galatasaray. 2. çeyrekte 16 sayı üreten konuk ekibin, bu sayıların 12'sini 3 sayılık isabetlerle bulduğunun altını çizelim. İkinci yarıda Galatasaray ilk 6 dakikada sayı yemedi, devre sonundaki 2 dakikayı da eklersek 8 dakika civarı potasını çok iyi savunduğunu söyleyebiliriz Galatasaray'ın. Guardların ön alan baskısı ile top getirmekte dahi zorlanan Prag kısalarından, daha da kötü durumda olanlar vardı; Sylvia karşısında adeta bir bir eriyen takımın uzunları. Galatasaray'ın üçüncü çeyrekteki 15-0'lık serisiyle maç 60-35'e geldi (Galatasaray'ın maçtaki en büyük üstünlüğü). Maçın bitimine 15 dakika kala 25 sayılık bir fark ve 3 uzun oyuncusunu da kaybetmiş bir Prag vardı. Geride kalan 25 dakikayı ele alırsak, guardların yediği baskıyla şaşkına dönmeleri, içeride topu alamayan -alacak hali kalmayan- uzunlar, sayısız geçen uzun dakikalar bu sezon Euroleague'de çokça düştüğümüz kötü durumlardı. Aynılarını yaşattık güçlü bir rakip olan Prag'a, tek yapamadığımız onlar bu durumda bizi yakalasalar, 2 gün evden çıkamayacak bir farkla yollarlardı evimize bizse pençeleri indirdik, maçı kafada bitirdikten sonra. Maçın geri kalan kısmında farkın yarı yarıya inmesine karşı koyamayan Galatasaray, kör kurşuna kurban gitmemek adına farkın tek hanelere inmesini engelledi en azından.

Galatasaray bugün iyi yönetildi, iyi oynadı, iyi hücum etti, iyi savundu, benchten iyi katkı aldı ve iyi bir son ile son 16'ya yükseldi. Bu kadar iyinin ardından, rakip de grup aşamalarının en iyisi Fenerbahçe oldu. Film senaryosu yazacak kadar hikayesi olan bir eşleşme olacak o yüzden sonra bol bol değerlendiririz. İyi takımın en iyisi Sylvia Fowles ile bitirelim biz yazıyı. Hücumda parçaladı, kendi potasının altında duvar ördü, yetmedi en son Viteckova'nın dış atışlarına çıkıp el uzattı. Daha ne yapsın? Her maç böyle oynasın, oynatılsın ve Gintare tarafından böyle yedeklensin Galatasaray her maçta şansını ikiye katlar. Maçın sonunda da Işıl'la büyük ihtimalle smaçla biten bir oyun deneyeceklerdi ama olmadı. Canları sağ olsun, önümüzdeki maçlara artık... 


GALATASARAY MEDICAL PARK (81): 
Tuğba Palazoğlu: 
(20:49, 5 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 3 top kaybı, 2/7 şut)
Doneeka Hodges: (14:53, 5 sayı, 2 ribaund, 3 asist, 1 top çalma, 2/4 şut)
Bahar Çağlar: (16:17, 6 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 2 top çalma, 1 top kaybı, 3/4 şut)
Işıl Alben: (29:16, 6 sayı, 7 ribaund, 3 asist, 2 top çalma, 2 top kaybı, 2/6 şut)
Gintare Petronyte: (10:32, 8 sayı, 6 ribaund, 1 top çalma, 1 top kaybı, 3/4 şut)
Melisa Can: (23:45, 5 sayı, 7 ribaund, 1 asist, 1/3 şut)
Nihan Anaz: (22:01, 6 sayı, 2 ribaund, 6 asist, 3/7 şut)
Seimone Augustus: (32:59, 14 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 3 top kaybı, 7/15)
Sylvia Fowles: (29:28, 26 sayı, 6 ribaund, 2 top çalma, 2 top kaybı, 3 blok, 11/15 şut)



ZVVK USK PRAGUE (69): DeLisha Milton-Jones 6 (4 ribaund-1 asist), Michaela Ferancikova, Katerina Bartonova 4 (3 ribaund-3 asist), Lindsay Whalen 1 (5 ribaund-4 asist), Edita Sujanova 12 (5 ribaund-1 asist), Tereza Peckova 6 (2 ribaund-1 asist), Katerina Elhotove 11 (3 ribaund-3 asist), Marketa Bednarova 7 (1 ribaund), Petra Kulichova 2 (6 ribaund-1 asist), Eva Viteckova 20 (4 ribaund-2 asist)

Var Olma Günü: Galatasaray - USK Prag

Basit bir maç günü değil, sene başında 'başkanı' tarafından Final-Four oynar, kupa alır denilen Galatasaray'ın, son 16'ya kalması için bir nevi ölüm-kalım maçı. Maçın kaybedilmesi halinde üst tura çıkmak için hiçbir ihtimal bulunmuyor, o yüzden mutlaka USK Prag'ı mağlup etmeliyiz. Kazanırsak VICI Aistes-Tarbes GB maçının sonucuna bakmadan üst tura çıkan ekip Galatasaray olacak. İşi son maça bırakmaması gerekiyordu Galatasaray'ın ama zararın neresinden dönersek kardır misali bu maçı alıp üst tura yükselmemiz gerekiyor.


Bizim ligde All Star arası verilen dönemde USK Prag, Çek Ligi'ndeki en yakın rakibi Fricso Sika Brno ile karşılaştı. Ev sahibi Sika Brno 80-57 ile farklı bir galibiyet alıp hem liderliği hem de ilk maçın rövanşını aldı. Bu sonucun Prag'ın, ligdeki ilk mağlubiyeti olduğunu belirtelim. Euroleague'de 5 galibiyet, 4 mağlubiyet alan Çek Cumhuriyeti temsilcisi, deplasmanda oynadığı 4 maçta sadece VICI Aistes'i mağlup edebildi. Prag'ın Aistes'i her iki maçta da mağlup etmesi, Galatasaray için de önemliydi. Aksi sonuçlar halinde gruptan çıkma şansımız kalmamış olabilirdi bugün. USK Prag'ın en skorer oyuncusu Delisha Milton Jones, milli oyuncu Eva Viteckova da onu takip ediyor ligde ve Avrupa'da. Takımın bir diğer önemli skoreri Eva Maltsi, bir sakatlık dönemi geçirmişti. 5 ve 8 Ocak'ta iki lig maçına çıkan Maltsi, son 10 günde oynanan maçlarda formasından uzak kaldı. Net bir bilgimiz yok ama sakatlığı nüksetmiş gibi gözüküyor.

Prag hafta sonunda ligdeki en zorlu maçına çıkarken, Galatasaray oyuncuları All Star'da rahat bir hafta sonu geçirdiler. Bugünkü maçta da Galatasaray çok kritik bir dönemeçteyken, Prag rahat oynayacak. Bu etkenlerin maçı nasıl etkileyeceğini merak ediyoruz açıkçası. Bakalım Sarayın Sultanları, geç de olsa bu gruptan çıkabilmeyi başarabilecekler mi?

İlk Maç: Maç Günü Yazısı
İlk Maç: USK Prag:84 - Galatasaray:56

Galatasaray - USK Prag
19 Ocak, Çarşamba
Abdi İpekçi 19:30
Yayın: GS TV

18 Ocak 2011 Salı

Caferağa'da Neler Oluyor

 "Mersin BŞB karşısında dinlendirilen Diana Taurasi..." diye başladı her şey. Burhaniye maçının oynanmasını beklenmeden ülkeden ayrılan Diana Taurasi ve Penny Taylor, iyice kafaları karıştırdılar. Sonrasında öğrendik ki Diana Taurasi yasaklı madde kullandığı için oynamıyormuş o dönem de. Diana'nın durumu duyulduktan sonra ilk maç olan Beşiktaş karşılaşmasında da doping konusu yine bir kriz doğurdu. Penny Taylor'un numune vermek istememesi ile başlayan süreç, doping kontrollerinin isteğe göre farklı merkezlerde yapılabilmesi gibi bir hak doğurdu. İlerleyen günlerde Federasyon kanalıyla Diana Taurasi'nin 'Modafinil' isimli yasaklı maddeyi kullandığının kanıtlandığı açıklanınca, Amerikalı oyuncunun da Fenerbahçe kariyeri sonlanmış oldu. Bu ayrılığın birkaç gün sonrasında duyurulan Angel McCoughtry transferi, sarı-lacivertli ekibin hedefinden vazgeçmeyeceğini gösterdi. Fakat Penny Taylor'un gülmeyen yüzü ve huzursuzluğu, kazanın altının henüz sönmediğinin habercisiydi. Anete Jekabsone transferi ile bir hamle daha yapan Fenerbahçe, Lotos deplasmanının dönüşünde Penny Taylor'un da takımdan ayrılmasıyla yoğun bir gelenler- gidenler gündemini -şimdilik- tamamlanmış oldu.

Şimdiki soru; 'Taurasi ve Taylor'un boşluğu, Angel ve Anete gelişi ile kapatılabilir mi?'. Geliş gidiş dönemlerinin yakınlığından dolayı Angel ile Diana kıyaslandı ilk olarak, mevcut duruma göre ise Penny Taylor ile kıyaslanması daha mantıklı olacaktır, size ve pozisyon benzerliklerinden dolayı. Filmi bu olaylar yaşanmadan önceye sararsak, benim Angel McCoughtry ile ilgili görüşüm; Fenerbahçeli Penny Taylor'un karşısına yazılabilecek, Galatasaray'a en uygun transfer olduğuydu. Angel ülkemize geldi ama benim takımıma değil. Üstündeki formada lacivert olduğu için görüşlerimin değişecek hali yok, Angel'ın en az Penny kadar iyi bir oyuncu olduğu konusunda hiçbir şüphem yok. Yalnız ortada bir alışkanlık ve Penny Taylor'un takım için ekstra bir önemi olduğunu da unutmamak lazım. Sonuçta Diana Taurasi'li Fenerbahçe'nin bile en önemli oyuncusu olarak Avustralyalı ön plana çıkıyordu, taraftarlar için de özel bir oyuncuydu kuşkusuz. Anete Jekabsone ile Diana Taurasi'nin saha performanslarını karşılaştırmak gibi bir saçmalığa imza atmayacağız tabii ki, mukayese kabul etmez bir konu. Jekabsone bir dönem Avrupa'nın en iyi oyuncusu olarak gösterilmiş bir oyuncu, fakat yaşadığı sakatlıklar o çizgiden uzaklaştırdı Letonyalı guardı son dönemlerde. Spartak Moskova'nın bu sezon lig ve Euroleague'de çıktığı toplam 20 maçta 1 kere ilk beş başlaması da buna bir işaret zaten, sonuçta kadrosunda eksik parçalar olan ve geçtiğimiz senelerdeki kadro kalitesinden uzakta bir Spartak'tan bahsediyoruz. Yine de hala iyi bir oyuncu ve keskin bir şutör olduğunu söyleyelim, yani kullanmasını bilirseniz her maçta önemli katkılar verebilecek bir oyuncu. Gidenlerin değerinden, gelenleri çıkardığımızda eskilerin bir adım önde olduğunu söyleyebiliyoruz, bir de dış faktörler var. Yaşananların camia üzerinde yarattığı negatif hava ve gelen oyuncuların bir alışma döneminden geçmesi gibi. Sonuçta Diana Taurasi'nin bile ilk iki maçında 1/23 saha içi isabetiyle oynadığını gördük. Eğer bu yaşananlar olmasaydı Fenerbahçe transferdeki ilk hamlesini büyük ihtimalle pek verim alınamayan Vajda'nın yerine yapacaktı. Şu anda dahi takımın uzun pozisyonuna takviye yapacağı konuşulmaya devam ediliyor. Böyle bir hamle gelecekse ya Jekabsone ile ya da yeni gelecek uzun ile TBF sözleşmesi yapmaları imkansız kurallar dahilinde. Artık günler ilerleyip, maçlar oynandıkça bu konunun da nasıl sonuçlanacağı açıklığa kavuşacak. 

Bu kadar olan bitenin ardından Fenerbahçe, yarın UMMC Ekaterinburg karşısında grup ve top 16 liderliği maçına çıkacak Caferağa'da. Diana Taurasi'nin harika oyunuyla deplasmandan 67-73'lük galibiyet ile dönmüştü Fenerbahçe. Yarın alınabilecek her türlü kötü sonuca karşın Fenerbahçe'nin Top 16'da ilk dört içindeki yeri garanti, bu da Final-Four'a kadar her eşleşmede Fenerbahçe ev sahibi avantajına sahip olacak demek oluyor. Yani yarınki maçın ev sahibi takım adına, prestij ve psikolojik önemini saymazsak, farklı bir anlam taşımadığını belirtmek lazım. Euroleague'deki 9 maçını kazanan Fenerbahçe'nin deposu dolu, bu değişim döneminin de buna denk gelmesi avantajdır kendi adlarına. Yalnız sene başında Euroleague'nin en büyük favorisi olarak gösterilen UMMC Ekaterinburg, Candace Parker'ın da katılımıyla iddiasını yeniden kanıtlamak zorunda. Bu açıdan zor bir maç bekliyor Fenerbahçe'yi. Grup maçlarının son haftasında, bu dönemin en başarılı iki takımı çok önemli bir mesaj maçı oynayacaklar. Belirli noktalarda hoşgörülebilecek durumları olan 'yeni Fenerbahçe'nin' bu sınavı nasıl geçecek yarın göreceğiz...