BIY AD

31 Mart 2010 Çarşamba

Basketbol Ağa Neden Takılmıyor?

Malum internet çağındayız, artık ilkokullarda bile öğretmenler öğrencilerine internet üzerinden yapmaları tavsiyesiyle ödevler veriyor. Oran olarak batı ülkelerinin gerisinde olsak da ülkemizde 17 milyon civarı kişinin internet erişimi olduğunu öğrendim ufak bir "google" araştırması sonucunda. Büyük bir hızla da artıyor bu bilgi havuzundan faydalananların sayısı.

Durum böyleyken, ülkemizde en popüler ikinci spor olan basketbol için bu ağ neden bu kadar verimsiz kullanılıyor, anlamak mümkün değil. Erkek takımlarını bir yana bırakıp bizi ilgilendiren tarafına bakarsak; üç büyüklerin yanında bir nebze de Botaş ile Çankaya Üniversitesi hariç hiçbir takımın internet sayfası, beklenilen seviyede değil. Bu branşa ciddi yatırım yapan, lig ikincisi Mersin Bşb'nin sayfasına girdiğinizde kadro bölümünde karşınıza geçtiğimiz sezonun kadrosu çıkıyor. Yani ligde fırtınalar estiren takımı merak edip biri siteye girse bu takımda kim var, ne oynuyor diye bakacak olsa bilgi alma şansı yok. Tabi Mersin'in en azından bir internet sitesi var, Panküp Kayseri Şeker adına federasyonun resmi sitesinden verilen adrese ulaşılamıyor. En basit örnek Tamera Young, 14. hafta mücadelesinde Mersin maçında sakatlanmıştı. 1.5 ay oldu hala oyuncu ile ilgili bilgi sağlayabilecek bir merci yok ne yazık ki internet üzerinde.

TBBL'de mücadele eden, bu işe emek harcayan kulüplerin yönetimleri bu işi umursamazsa, ilgiyi çekmek ve üzerinde tutmak adına bir şeyler üretmezse 200-250 kişinin izleyeceği maçlar daha çok olur. İlk etapta bir "marka değeri" oluşturmak adına TBF'nin yönlendirmesi veya zorunluluk getirmesi ile en azından TBBL'de yarışacak 12 takımın güncel web sayfaları kurması yönünde bir adım atılabilir. Kimseden 10 senelik arşivler istediğimiz yok, güncel takım kadroları ve oyuncuların pozisyonlarını, boylarını, uyruğunu -yani temel bilgilerini- bir arada tutabilmek çok zor olmamalı.

Bir bilgiye ulaşmak istediğimizde, ilk başvurduğumuz tbl.org.tr'de de kadrolar sonrasında bir noktaya ilerleyemiyoruz. Federasyon bu işe öncü olabilir, wnba.com'daki sistemin bir benzeri ile federasyonun resmi sitesi üzerinden istediğimiz takıma ulaşıp, kadro seçeneğine tıkladığımızda karşımıza giden oyunculardan arındırılmış, yeni transferler eklenmiş güncel kadrolar çıksa, tabi demin de yazdığım temel bilgilerle birlikte, şimdilik büyük bir adım olur.

Bunlar ilk etaptaki isteklerimiz, sonrasında haftada en az bir-iki kere güncellenen sayfalar, maçlardan fotoğraflar, oyuncuların fotoğrafları, teknik ekiplerle ilgili bilgiler, koçların veya menajerlerin ağzından bildiriler, sakatlar listesinin güncel tutulması ise bu işin en yüksek noktası olur ve herkesi tatmin eder sanırım. Umarım önümüzdeki sezon bir şeyler yapılır bu internet sayfaları üzerine, Wnba'den onlarca isim getiren bu lige yakışan da budur.

30 Mart 2010 Salı

A Real Star Tamika Catchings!

Ne Wnba starlığı, ne attığı sayılar aldığı ribaundlar, ne de kazandığı, kazandırdığı kupalar, onu benim gözümde efsaneleştiren olaylar bambaşka şeyler. Tamika Catchings'in ülkemize transfer olup Galatasaray forması giyeceğini duyduğumda bir hayli sevinmiştim. Sevinmiştim çünkü bu büyük basketbolcunun bizim çocuklara öğretecek çok şeyi olduğunu biliyordum. Yanılmadım !

Ülkesinde bir çok yardım faaliyetinin, insani organizasyonun adeta bayraktarlığını yaptığını bildiğim Tamika'nın tüm bu çalışmaları acaba popüleritesini arttırmak için başarıyla yürüttüğü bir halkla ilişkiler faliyetinin bir parçası mıyıdı ? Evet bu soru insanın aklına gelebilecek cinsten bir soru olsa da Tamika Catchings bunun böyle olmadığı her haliyle her hareketiyle göstermeye devam ediyor. Bu coğrafyanın büyük düşünce insanı Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" sözünü Tamika'nın ömründe hiç duymadığına eminim ama bu sözü duymamış olsa da Bandırma'da düzenlenen 18. Teknosa Bayanlar Türkiye Kupası'nda Tamika Catchings bir sporcunun, bir yıldız oyuncunun, gerçek bir efsanenin nasıl davanması gerektiğini gösteren öyle iki güzel örneğe imza attık ki hayran olmamak mümkün değildi.


Tamika ilk gün oynanan çeyrek final maçında müdafa esnasında Ceyhan Belediyeli bir oyuncuyla birlikte yere düştü, o sırada rakibe geçen top kendi potalarına bir hücum olarak başlamıştı ancak Tamika Catchings müdaafaya koşmadan önce rakibini yerden kaldırmayı tercih etti. Bu bile başlı başına güzel bir örnekken aynı Tamika Catchings rakibine yardımcı olarak kaybettiği sürenin dezavantajına rağmen kendi sahasına koşarak topu kapmayı ve atılacak basketin asistini yapmayı başardı. Eminim iyi bir basketi, güzel bir hareketi tekrar tekrar yayına getiren D-Spor bu hareketin üzerinde fazlaca durmamıştır ancak kendini yıldız zanneden, yıldız olmayı burnunu Kaf Dağı'na emanet etmek sanan bazı yerli oyunculara ders niteliğinde ki bu hareket atılan bir çok sayıdan çok ama çok daha güzeldi. İkinci örnek ise büyük bir çekişme ve tansiyon içince geçen Fenerbahçe-Galatasaray finali sonrasında yaşandı. 12 yıldır bu kupayı alamayan Galatasaraylı basketbolcular maçın son düdüğü ile birlikte haklı sevinçlerini yaşamaya başlamışken Tamika Catchings arkadaşlarına rakip Fenerbahçeli meslaktaşlarını işaret ederek önce onları kutlamaları gerektiğini hatırlattı. Eh gerçekten efsane sporcu ünvanı tesadüfen ve kolay kolay elde edilen bir ünvan değilmiş. Bizde ki bazı "yıldızcık"ların Tamika'dan öğreneceği çok şey var ama onların öğrenmek isteyeceklerini pek sanmam. Nasıl olsa dünyada onlardan daha büyük oyuncu, daha iyi profesyonel yok !


Hiç olmazsa Tamika Catchings'i alt yapılarda forma giyen çocuklarımız ilgiyle takip etsinler ki gerçek bir yıldız, iyi bir profesyonel ve iyi bir insan nasıl olur sorularına doğru cevabı bulabilsinler. Belki bu sayede ilerleyen zamanlarda bizlerde yeniden gerçek yıldızlara sahip olabiliriz. Teşekkürler Tamika Catchings basketbolun güzel yürekli güzel insanı....

Serdar Gürel

İyi Ki Doğdun Kaptan


SESSİZ "SEDA'SIZ" KALMAYALIM

23 OCAK GÜNÜ HEPİMİZİ ÜZEN TRAFİK KAZASI SONUCU YAŞAM MÜCADELESI VEREN SEDA'MIZIN DOĞUMGÜNÜ (30 MART) YAKLAŞMAKTADIR. SEDA BU YAŞAM MÜCADELESİNİ HALEN MALTEPE DARÜŞŞAFAKA FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON MERKEZİNDE SÜRDÜRMEKTE OLUP DAHA NE KADAR SÜRE BURADA KALACAĞI BELLİ DEĞİLDİR. BU GELİŞMİŞ MERKEZDEKİ TEDAVİ MASRAFLARI OLDUKÇA YÜKSEKTİR. ANNESİ SEVGİLİ BİRSEN HANIM'DA tbf.org.tr'DE Kİ RÖPORTAJINDA "İnsanlar duyarlı olsunlar. Herşey göz önünde" DEYİP BİZE ARKADAŞLIK VAZİFEMİZİ HATIRLATMIŞTIR. ELİMİZİ VİCDANIMIZA KOYUP HEPİMİZ AŞAĞIDAKİ HESAP NUMARASINA SEDA İÇİN DOĞUMGÜNÜ HEDİYELERİMİZİ GÖNDERELİM. BU GENİŞ AİLE HERHALDE KARDEŞİMİZİN, DOSTUMUZUN BU DURUMUNA DUYARLILIK GÖSTERİP BU İŞİN ALTINDAN KALKMAYI BAŞARACAKTIR.

SAĞLIKLA KALIN...

MİHRİBAN OĞUZ

BİRSEN TEKİNDAĞ
İŞ BANKASI
TOROS ŞUBESİ, ŞUBE KODU: 6016
HESAP NO: 0334186
IBAN:TR960006400000160160334186

29 Mart 2010 Pazartesi

Kupa Nostaljisi

Türkiye Kupası etiketiyle yazdığımız yazılara bir sene ara vermek üzereyken, 2007 Türkiye Kupası'ndan fotoğraflarla veda edelim istedik.

Galatasaraylısı, Fenerlisi, Beşiktaşlısı herkesin kulağına bir şeyler fısıldayacak iki kare, söz fotoğrafların:

Parçalıya Yakışan Final

Dün futbol maçı sonrasında eve geldikten sonra maçın tekrarını izleyebildim. Final baya ilginçmiş gerçekten, skoru bildiğim halde yine de heyecanla takip ettim son dakikaları. Derbiye yakışan mücadele ve emekle oynamış iki taraf da, kazanan bizim Sultanlarımız olmuş. Tebrikler takımımıza, 12 yıl sonra Türkiye Kupası'nı müzemize getirdiler. Yenilmez Armada'nın mirasçısı Sarayın Sultanları yavaş yavaş ayağa kalkıyor. 2009 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2010 Türkiye Kupası...

Geçen sene son maçtan sonra yazdıklarımı tekrarlayacağım şimdi, daha net ortaya koyar duyguları; "6. günde 4. maç. Hepsi de dişli takımlar, son dakikaya kadar savaşan Galatasaray. Kızamaz kimse bu takıma, üzüldük sizinle beraber, siz üzüldüğünüz için. Bir de kupalar en çok size yakıştığı için."

Kendinize yakışanı yaptığınız için teşekkürler kızlar.

28 Mart 2010 Pazar

Şaaaaaaaaaaaaampiyon!

Bir Final Daha..

Senaryo geçen senekiyle aynı, 12 senelik hasrete bir adım kala rakip yine "ezeli rakip". Geçen sene Seimone'un kaçan faul atışı, çok geç gelen faul hala gözümün önünde. Altı gün içinde Taranto, Mersin BŞB, Samsun Basket ve Fenerbahçe gibi takımlara karşı oynanan dört maçın sonuncusunda son dakikalara kadar mücadele etmişti Sarayın Sultanları.

Şimdi ise şartlar Fenerbahçe ile eşit, iki günde oynanan ikişer maçın ardından finaldeyiz. Bu blogu tutmaya başladığımız günkü heyecanımız olsa muhtemelen bu satırları Bandırma'dan yazıyor olurduk ama şimdi evimizden yazıyoruz. Herşeye rağmen derbi işte, tanımlamak zor. Bir Fenerbahçe maçı daha. Söylenecek sözleri tüketeli çok oluyor, taktik-tekniği boşverin ki boşvermeseniz de yapacak birşey yok o konuda, siz savaşın yeter kazanmak/kaybetmek mühim değil. O mücadeleyi görelim artık, lütfen.

Günün İlk Derbisi Bayanlarda

Malum bu akşam Galatasaray - Fenerbahçe derbisi var Sami Yen'de. Ülkenin ciddi bir kesimi için doksan dakikalığına da olsa, hayat durma noktasına gelecek saat 19.00'da. Bandırma'da gerçekleştirilen Bayanlar Teknosa Türkiye Kupası'nda dün oynanan yarı final karşılaşmalarının ardından iki ezeli rakip Samiyen'den önce kupa finalinde Bandırma'da karşı karşıya gelecekler saat 16.30'da. Yani bayan basketbolunu takip edenler için iki buçuk saat erkene çekiyoruz zamanı hatta yaz saati uygulaması ile üç buçuk. :)

Bu sezon 18.cisi düzenlenen Bayanlar Türkiye Kupası'nı 9 kez ile en fazla kazanan takım Fenerbahçe. Kupanın düzenlenmeye başlandığı 93 sezonundan itibaren 99'a kadar altı kez üstüste kupayı müzesine götüren ekip ise Galatasaray. Ki bu dönem Galatasaray'ın ' Yenilmez Armada' olduğu, yedisinde hiç kaybetmeden dokuz sezon üstüste şampiyonluklar elde ettiği döneme denk geliyor. 1999 senesinde Balıkesir'de düzenlenen Türkiye Kupası ile tarihinde ilk kez bayanlarda bu kupayı elde eden Fenerbahçe, o tarihten bu yana yaptığı ciddi yatırımların karşılığını son 11 sezonda 9 kez bu başarıyı tekrarlayarak elde etmiş durumda. 9'u Fenerbahçenin. 6'sı Galatasaray'ın. Aradaki iki kupa ise 2002 ve 2003 sezonlarında Ceyhun Yıldızoğlu yönetiminde ülkede fırtınalar estiren Botaş'a ait.

Bugüne kadar Türkiye Kupası finallerinde 5 kez karşı karşıya gelen iki takımın mücadelelerinden 4 kez kupayla ayrılan taraf Fenerbahçe oldu. Galatasaray'ın ezeli rakibine karşı finallerdeki tek galibiyeti 1995 yılında almış olduğu 74-50'lik farklı galibiyet. Bunun haricinde 99 senesinde yine Balıkesir'de düzenlenen kupada, Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 72-53 ile farklı şekilde mağlup ettiğini hatırlatalım. Geçen sezon Eurocup zaferinin hemen ardından dinlenme fırsatı bulamadan Kayseri'ye giden ve finalde Fenerbahçe ile karşılaşan Seimone Augustus'lu, Okan Çevik'li Galatasaray sahadan 63-60 mağlup ayrılan taraf olmuştu.

Bu sezon ligde oynanan iki karşılaşmayı da 84-77 ve 76-62'lik skorlarla Fenerbahçe kazandı. Özellikle ligin ikinci yarısında, bu ayın başında, Caferağa'da oynanan karşılaşmada, geriden gelen ve bir çeyrekte yalnızca dört sayıya izin veren Fenerbahçe savunması dikkat çekiciydi. Ligde iki takım arasında oynanan son 29 karşılaşmanın 25'ini kazanarak ezici bir üstünlüğe sahip olan Fenerbahçe, yarın için de avantajlı gözüken taraf mevcut saha içi şartlarında. Geride bıraktığımız iki günün oyuncular üzerindeki yansıması ise sonuca en fazla etki edecek faktör. Fenerbahçe'nin ligdeki hegamonyası kırmak adına, kupa koleksiyoneri betimlemesiyle göreve gelen Zafer Kalaycıoğlu'nun ise kazanmaktan başka çaresi yok yarın. Zira Caferağa'da kaybedilen maçın ardından tepkiler daha da gür çıkmaya başladı. Geliş amacı ortada iken, üstüste alınacak üçüncü Fenerbahçe mağlubiyeti işleri içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır Kalaycıoğu için. Bu nedenle ne yapıp edip kazanmak isteyecektir diye düşünüyorum. Maçın tarafsız sahada olması sebebiyle de daha hareketli bir Zafer Kalaycıoğlu profili beklediğimi söylemeliyim.

Penny Taylor - Nicole Powell - Sutton Brown - Ebony Hoffman'ın karşısında Sophia Young - Tamika Catchings - Katie Douglas'ı izlemek. Galatasaray - Fenerbahçe derbisi özelinde, üstelik ucunda kupa varken. Keyifli bir akşamüstü bizi bekliyor, akşamki maç öncesi fazlasıyla havaya girmenizi sağlayacaktır. Tavsiye ederim.

Finaldeyiz!

Galatasaray: 74 - Mersin BŞB: 64
Ligin dokuzuncu haftasında evinde Galatasaray'ı 97-68'lik skorla farklı şekilde mağlup eden ve bu mağlubiyetin ardından bir anlamda sarı kırmızılı takımın menajeri Mihriban Oğuz'un takımdan ayrılmasına sebebiyet veren Mersin BŞB ile ligin rövanşını almak isteyen Galatasaray karşılaştı günün ilk maçında. Maça hızlı başlayan taraf Mersin BŞB olurken, Larkins ve Latta ile skoru sürüklemeyi başardı Ceyhun Yıldızoğlu'nun takımı. Hızlı ve tempolu oyununu sahaya yansıtmaya çalıştı Mersin ilk yarıda, başarılı da oldular aslında bunda. Devre sonunda altı farklı oyuncusunun elinden 38 sayıyı yollamayı başarmışlardı Galatasaray potasına. Buna karşılık Galatasaray'da Katie Douglas - Sophia Young - Tamika Catchings üçlüsü skoru bireysel performanslarıyla sürükleyen isimler oldular. Bu anlamda Mersin'in daha karakterli bir oyun ortaya koyduğunu ve sezon başından bu yana gösterdiği form grafiğini bozmadığını söyleyebiliriz. Maçın ikinci yarısında ise sertleşen bir Galatasaray savunması izledik.
Sadece dokuz baskete izin vererek 26 sayı yediler ikinci devrede ve bu savunma performansları ile galibiyete ulaşan taraf oldular. Sophia Young ve Yelena Leuchenka'nın savunma performansına hücumdaki Sophia - Katie Douglas - Catching üçlüsünün 45 sayı 8 asist 19 ribaundluk oyunu eklenince 10 sayılık bir farkla finale uzanmayı başardı sarı kırmızılılar. 20 dakikalık iyi savunma, bireysel performansları daha da değerli kıldı elbette.

Mersin cephesinde ise görmeye alışık olmadığımız bazı acemilikler vardı bugün. Dünkü maçın yorgunluğu olarak düşünülebilir ilk bakışta fakat fazla zorlanmadılar dün. Ama pek bildiğimiz Mersin gibi değillerdi bugün, skordan da gayet iyi anlaşılıyordur bu. 15 top kaybı var ki bazıları çok çok kritik anlarda gelen kayıplar ki dün bu konuda bir uyarı gelmişti aslında Samsun maçında. Onun devamı olarak yorumlamak daha doğru olacaktır sanırım. Latta - Larkins - Barbara Turner - Şaziye İvegin karesinde hata veren Şaziye oldu bugün. 34 dakikada 1/7 saha içi isabeti ile yalnızca 3 sayı üretebildi geçen yıl formasını giydiği takıma karşı. 2 ribaund 1 de asisti var sadece altı dakika benchde oturabildiği karşılaşmada. Mersin'in işleyen sisteminde önemli bir dişli Şaziye. Yerli olması açısından belki de en önemlisi. Onun bu kadar silik olduğu karşılaşmada, Galatasaray'ın ikinci yarıdaki savunma performansı finalistin belirlenmesini de fazlasıyla kolaylaştırdı.

Fenerbahçe: 72 - Beşiktaş Cola Turka: 61


Günün ikinci ve son maçında bu sezon ligde oynanan iki derbiyi de farklı skorlarla kazanan Fenerbahçe ağır favoriydi elbette.
Dün üç yabancısını ortalama 33 dakika sahada tutmak zorunda kalan koç Aziz Akkaya'nın elinde sihirli değnek olması lazımdı bugün biraz olsun şanslı olan taraf olabilmek için. Maçın ilk hücumunda Santos'un basketiyle ilk ve son kez öne geçen Beşiktaş Cola Turka, en fazla 54-50'de üçüncü çeyreğin ortasında yaklaşabildi Fenerbahçe'ye. Bu dakikadan itibaren beş dakikalık sekansda sayı yemeden 9-0'lık bir seri yakalayan Fenerbahçe, maçı da bitirme noktasına getirdi. Dünkü galibiyetin altına imza atan Zellous - Santos - Sales üçlüsünün 14/45 şut performansını, dünün yorgunluğunun üzerine bugün toplamda sadece üç buçuk dakika kenara gelmeleri üzerinden değerlendirmek gerekiyor şüphesiz. Özellikle Sales'inki büyük özveri, hiç çıkmadan oynadı bugün ve sezon başından bu yana neredeyse bu tempo ile oynuyor. 34 yaşında olduğunu ve ciddi bir sakatlık atlattığını hatırlatayım. Durum böyle olunca, fazla da zorlanmadı Fenerbahçe. Dünkü yazıda tahmin ettiğim gibi, Ajavon'u yeniden tribüne yollayıp Nicole Powell ile başladı bugün koç Haydar Kemal Ateş. 3 günlük maratonda bu avantajını kullanması elini de güçlendiriyor koçun. Esmeral - Nevriye - Penny Taylor üçlüsünü ortalama 30 dakika tutarak kupanın bir ucundan tutmayı başardı sarı lacivertliler.

27 Mart 2010 Cumartesi

Galatasaray: 74 - Mersin BŞB: 64 || Finaldeyiz!

Dün Samsun'u 2. yarıda vuran Mersin, bugün aynı şekilde kaybetti. 10 sayılık fark ile Sultanlar finalde.

Maçın yıldızı; 19 sayıyla Katie Douglas.

Galatasaray'ın finaldeki rakibini belirleyecek maç, şu anda oynanıyor. İzlemek için "TIK".

Galatasaray 'SK'da' Seçim Süreci

Galatasaray'lılar için en az yarın akşam oynanacak derbi kadar önemli olan bir seçim var bugün. Mevcut başkan Adnan Polat ve başkan adayı Adnan Öztürk'ün kuruldaki son konuşmalarının ardından saat 10.30 itibariyle oylama başlamış durumda. Seçim 2010 sürecinde başkanlık koltuğunu elde edebilmek için çalışmalarını sürdüren iki ismin de çeşitli platformlarda yaptıkları konuşmalarını dinleme fırsatım oldu. Görev yaptığı iki yıl boyunca, vizyonunu fazlasıyla gösterme imkanı bulan Adnan Polat'a karşın, aynı şekilde ve belki daha geniş bir vizyonla cevap veren Adnan Öztürk'ü gördük Seçim 2010 sürecinde. Ki tek başına Peter Kenyon, Thomas Kurt ve Esteve Calzade hamleleri bunu göstermeye yetip de artan isimler. Şu an görevde bulunan Frank Rijkaard - Johan Neeskens ikilisinin yanı sıra bu üç ismi düşündüğümüzde iki ismin de futbolda büyük düşündüğü aşikar. Peki basketbol?

Ocak ayının sonunda gerçekleştirilen Beşiktaş kongresinde başkan adayı Murat Aksu ile başkan Yıldırım Demirören'in seçim öncesi son konuşmalarını dinleme fırsatım olmuştu. Saatler süren konuşmalar boyunca basketbolun b'si anılmazken, seçimi farklı şekilde kazanan Yıldırım Demirören olmuştu. Yaklaşık bir aylık süreçte de Galatasaray özelinde yaşanıyor bu tablo. Kasım ayının sonunda ortaya çıkan ve pek çok ismin kulüpten ayrılmasına neden olan Cemal Nalga skandalının ardından görevinden istifa eden Yiğit Şardan'ın bugün yeniden Adnan Polat'ın listesinde yer bulması haricinde adı anılmıyor basketbol şubesinin. Ki muhtemelen Yiğit Şardan isminden dolayı pek çok beyaz oy göreceğiz akşam. 'Basketbolda karanlık bir sezon yaşadık, önümüzdeki sezon bunu telafi edeceğiz.' haricinde bir söz çıkmadı Polat'ın ağzından basketbol şubesi için. Adnan Öztürk ise şehrin merkezi bir yerinde, salon arazisi için gerekli işlemlerin tamamlandığını ve göreve gelmeleri halinde salon inşaatının başlatılacağını söyledi. Ki bu da, Galatasaray için bir seçim vaadi değil zorunluluktur bana kalırsa.

Bu açıklamaların dışında Galatasaray'lıların en fazla muzdarip olduğu konu, erkek takımının Cafe Crown sponsorluğu konusunda edilmiş tek söz yok. Önümüzdeki sezon takımın yapılanması nasıl olacak, önemli işler başaran Cem Akdağ - Cihansever Yeşildağ ikilisi takımın başında kalacak mı, belirsiz. Bayan basketbol takımının Avrupa şampiyonluğundan ligde 3. sıralamaya gerilemesinin ötesinde, taraftarın artık gönül rahatlığıyla 'Bizim takımımız' diyemediği bir hale evrilmesi özelinde hiçbirşey söylenmiyor. Takımın menajeri istifa ediyor, oyuncular koçtan memnun olmadıklarını belirterek imza topluyorlar, bunlar çok kişi tarafından biliniyor fakat kanayan bu yara hakkında tek kelam edilmiyor ne toplantılarda, ne de basının önünde. Yokmuş gibi davranılıyor adeta. Adnan Öztürk'ün görevi daha çok profesyonel ellerle yürütme çabasında olacağını yakinen biliyorum fakat Cemal Nalga olayının ardından hemen hemen tüm maçlara gelmeye çalışan Adnan Polat'tan bu konuda daha doyurucu, daha tatminkar bir sunuş bekliyordum açıkçası.

Futbolda önümüzdeki beş sezonun orta vadeli planları yapılırken, basketbol şubesinde beş günün ardından neler yaşanacağının kapalı kutu olması tesadüf değil elbette. Ve tabii bu anlayışın devamında yapılan bu açıklamalar da. Yeni dönem için seçilecek başkanla birlikte, son iki sezonda gösterilen vizyonun futbolda devam edeceği aşikar isim farketmeksizin. Kaybeden ise Adnan'lardan biri değil basketbol olacak yine.

Günün En Güzel Hareketi

Kupada İlk Günün Ardından

Mersin BŞB: 71 - Samsun Basketbol: 54

Günün ilk çeyrek final karşılaşmasında güçlü rakibine yarım devre direnebildi Samsun. 37-33 önde tamamladığı devrenin ardından oluşan üçüncü çeyrek skoru 23-7 Mersin BŞB lehine. Orada kopardılar maçı ve rölantide oynayarak tamamladılar kalan dakikaları. Sezon boyunca ligde rotasyonu en geniş ve en efektif şekilde uygulayan koç Ceyhun Yıldızoğlu 12 oyuncusunu da kullanarak ulaştı bu galibiyete. En fazla süre alan isim 27 dakika ile Latta oldu ki en az galibiyet kadar önemliydi bugün oyuncuları yormamak. İlk yarıdaki akıllı Samsun oyununun karşılığı Latta'nın karşısında yazan 27 dakika. Rakiplerini top kayıplarına zorlayan önalan baskısını karakteristik özelliği haline getiren Mersin'in büyük kısmı ilk yarıda olmak üzere yaptığı 23 top kaybı ise maçın en dikkat çekici rakamı kesinlikle. Maçın en skorer ismi 18 sayı ile Samsun'dan Gaither olsa da 5/9 üçlükle 17 sayı üreten Şaziye İvegin maçın en değerli performansını ortaya koydu demek yanlış olmaz herhalde.

Beşiktaş Cola Turka: 89 - Panküp Kayseri Şekerspor: 64

Günün ikinci karşılaşmasında Kayseri temsilcisini favori gördüğümü yazmıştım. Fakat son antremanda ciddi şekilde sakatlanan ve koç Ayhan Avcı'nın açıklamalarına göre büyük ihtimalle sezonu kapatan Latoya Pringle maç öncesindeki tüm tahminleri kaldırıp çöpe atacak kadar değerli bir oyuncu Kayseri cephesi için. Vickie Johnson'ın transferi sonrası son iki ayda 25 sayı - 10 ribaund civarı ortalamalar yakalamış durumdaydı Pringle. Onun oynamadığı karşılaşmada hücumu sürükleyebilecek Vickie Johnson - Tangela Smith ikilisi 11/34 gibi felaket bir yüzdeyle hücum edince, sezon başından bu yana takımı adeta tek başına sürükleyen Sales, yeni yabancı Santos ve Shavonte Zellous'dan bu kez gereken desteği alınca maçı da çok rahat şekilde kazandı siyah beyazlılar. Bu üçlünün toplam skoru 60. Yani rakipten sadece dört sayı eksik. Takımın temelini oluşturan üç oyuncunun ortalama 33 dakika sahada kalması ise yarın için elbette büyük soru işareti onlar adına. Yarı finale kalan dört takım arasında rotasyonu en dar takım olmaları şanslarını elbette çok azaltıyor ama kupada olduğumuzu ve turu geçen tarafın tek maçla belirlendiğini hatırlatarak devam edelim günün diğer maçlarına.

İstanbul Üniversitesi: 61 - Fenerbahçe: 83

Altısı üstüste olmak üzere son 11 senede 9 kez kupaya uzanan Fenerbahçe, ikinci yarısında yalnızca 19 sayı yediği karşılaşmadan bu savunma performansı ile 22 sayılık farkla galip ayrıldı. İlk yirmi dakikada idman modunda oynayan ve kendini fazla yormayan sarı lacivertliler, ikinci yirmi dakikada yalnızca 19 sayı yiyerek bir anlamda mesaj vermiş oldular rakiplerine. Fakat bu mesajdan önce İstanbul Üniversitesi'nin de hakkını vermek lazım. İyi hazırlanmışlar maça, güzel de bir taktik belirlemişler kendilerine. Dört kısa ile oynayıp, sık sık savunma değişikliğine giderek rakiplerinin kafasını karıştırdılar fazlasıyla. Fakat karşınızda Fenerbahçe gibi bir takım olunca bunun 40 dakika boyunca karşılık vermesi pek mümkün olmuyor. Nitekim bugün de öyle oldu, kilidi ikinci yarıda savunmaları ile açtı sarı lacivertli oyuncular. Fenerbahçe'de yabancı kontenjanından dolayı tribüne çıkan isim Nicole Powell olurken, ligde fazla şans bulamayan Matee Ajavon ise bugün 37 dakika ile en fazla süre alan isimdi. Muhtemelen yarını pas geçecektir o da. Kadrosundaki bu avantajı mantıklı bir tercih ile etkili bir koza çevirmek istiyor Haydar Kemal Ateş. 26 dakika sahada kalıp, 8/9 saha içi isabeti ile 18 sayı üretip 7 ribaund çeken Nevriye Yılmaz takımın en efektif ismi oldu yine. İki takım arasındaki seviye farkını anlatmaya gerek var mı bilmiyorum ama ribaundlardaki 42-27'lik F.Bahçe üstünlüğü ve sarı lacivertlilerin hiç üçlük isabeti bulamadan maçı 22 sayı farkla kazanmaları yoruma gerek bırakmıyor zaten.

Ceyhan Bel: 59 - Galatasaray: 84

Günün son çeyrek final karşılaşmasında, ikinci çeyreğin başından itibaren maçı çift haneli farklarla önde götüren ve rakibinin direnmesine hiç fırsat tanımayan Galatasaray, sahadan 84-59'luk skorla farklı şekilde galip ayrılmayı başardı. Sezon içinde son dakikalarda taraftarın tezahüratları ile biraz da zoraki şekilde oyuna giren Gizem Başaran(8) ve Dilara Kaya'nın(5) oyunda kalma süreleri üzerinden dahi tek cümlede özetlenebilecek bir maç oldu. Koç Zafer Kalaycıoğlu'nun en fazla süre verdiği isim 25 dakika ile Bahar Çağlar olurken, fazlaca dinlenme imkanı buldu sarı kırmızılılar yarın için. Maçın ve aynı zamanda günün en skorer ismi 25 sayı 17 ribaund(8'i hücum) ile oynayan Lauren Ervin olurken, bu performansın 25 sayılık farkı engelleyememesi de ilginç bir detay elbette.

Latoya Pringle'ın sakatlığı sonrası ibrenin Beşiktaş Cola Turka'ya döndüğü düşünürsek, ilk günün sonunda kupada sürpriz yok diyebiliriz. Yarı final eşleşmeleri ise şu şekilde oluştu:

18.30
Mersin BŞB - Galatasaray
20.45
Fenerbahçe - Beşiktaş Cola Turka

26 Mart 2010 Cuma

Mersin BŞB: 71 - Samsun: 54 (Sürpriz Yok)

İlk yarı finalist Mersin. 2. yarı maçı bitirmeye yetti. 5/9 üçlükle 17 sayı üreten Şaziye İvegin maçın en değerli oyuncusu olurken koç Ceyhun Yıldızoğlu 12 kişilik rotasyonunu parkede geniş geniş kullanma fırsatı buldu. Üç günlük bu yarışta en az galibiyet kadar değerli sürenin mümkün olduğunca homojen dağılması. İki sezondur Türkiye'de bunu en iyi yapan takım olarak zorlanmadılar bugün. Yeni rakiplerini bekliyorlar artık. Heyecan devam ediyor, sıra Beşiktaş ile Panküp'ün.

25 Mart 2010 Perşembe

Kupa Heyecanı Başlıyor


26 Mart Cuma
14:00 Mersin Büyükşehir Belediyesi – Samsun Basketbol
16:15 Beşiktaş Cola Turka – Panküp Kayseri Şekerspor
18:30 İstanbul Üniversitesi - Fenerbahçe
20:45 Ceyhan Belediyesi – Galatasaray
Yayın: D Spor ve Web Tv

Bandırma'da kupa heyecanı başlıyor, ilk günün programı yukarıdaki gibi. Çağlar'ın kuraları değerlendirdiği yazısında dediklerine katılmamak imkansız. Ben de o doğrultuda; Mersin Bşb., Panküp, Fenerbahçe ve Galatasaray'ı ilk günün favorileri olarak görüyorum.

8'li finalde karşılaşacak takımların, ligde birbirlerine karşı oynadıkları maçların sonuçlara bakarsak; Fenerbahçe, İstanbul Üniversitesi'ni Caferağa'da 84-64, deplasmanda 67-78 ile mağlup etti, bu sezonki Mersin Bşb.-Samsun Basket maçlarında 53-71, 89-61 ile iki maçı da kazanan Mersin oldu. Panküp Kayseri Şeker-Beşiktaş C.T. arasındaki maçlarda Akatlar'da Beşiktaş 69-64, Kayseri'de Panküp 83-66 ile gülen taraf oldu, Galatasaray ile Ceyhan şu ana kadar bir kere karşı karşıya geldi ve deplasmandaki maçı 50-70 kazandı sarı-kırmızılılar.

Teşekkürler Kayseri

Sarayın Sultanları'nı yalnız bırakmayan herkese teşekkürler. Ev sahibi olduğumuz maçlarda bile bu kadar taraftarı en son ne zaman topladık, ben hatırlamıyorum...

Final Four'a Hazırlık

Geçtiğimiz hafta sonunda Avrupa liglerinde, Euroleague Final Four'u gibi maçlara sahne oldu. Bunlardan biri zaten Final Four'un ilk ayağında karşılaşacak Rus ekipleri arasındaydı. Rusya'da normal sezonun son maçında UMMC Ekaterinburg, Spartak Moskova'yı ağırladı. Yerel turnuvalarda karşı karşıya gelince bu iki takım kazanan genelde UMMC oluyordu ama bu sefer Spartak Moskova 70-84 ile deplasmanda güldü. Bu galibiyet hem Moskova'da alınan maçın rövanşı oldu hem de normal sezonun liderliğini getirdi Spartak'a. Diana Taurasi 28 sayıyla maçın en skoreri olurken, UMMC cephesinde Gruda'nın double-double'ı (18 sayı-10 ribaund) maçı kazanmak için yeterli olmadı.

Bir diğer önemli maç da İspanya'daydı. Bu sene Final Four'da Wisla Can-Pack ile karşılaşacak Ros Casares, Salamanca deplasmanında geçtiğimiz senenin finalisti Halcon Avenida ile karşılaştı. Deplasman ekibi 68-72 ile kazanan taraf oldu. Hatırladığımız gibi bu ekipler bir önceki turda EuroLeague çeyrek finalinde karşılaşmış ve Ros Casares, Halcon'u 2-0 ile geçmişti. Delisha Milton-Jones'un 22 sayıyla takımının maçı kazanmasında büyük rol oynadığını görüyoruz. Ros Casares'in İspanya liginde şu ana kadar tek mağlubiyeti, 78-79 ile Halcon'a karşıydı. Bu galibiyetin ardından defter play-offlara kadar kapanmış oldu.

24 Mart 2010 Çarşamba

Sen Hiç Kendi Potana Basket Attın mı?

Bayanlar Basketbol Ligi'nin 19. haftasında geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul Üniversitesi ile Samsun Basketbol ile karşıya karşıya geldi Avcılar'da. Kocaeli ve Çankaya Üniversitesi'nin varlığına rağmen dipteki ateşten mümkün olduğunca uzak durmak isteyen iki takım için de oldukça kritik bir öneme sahipti bu maç. Başabaş geçen üç çeyrek neticesinde 52-51 İstanbul Üniversitesi üstünlüğü ile tamamlanan otuz dakikanın ardından, final periyodunu 27-9 önde tamamlayarak sahadan 79-60 galip ayrılan taraf evsahibi İstanbul Üniversitesi oldu. Bu son on dakikalık performansıyla galibiyeti fazlasıyla haketmiş İstanbul Üniversitesi, onu belirtelim öncelikle. Fakat ilginç bir sahne yaşanmış maçta, yazımızın konusu da tam olarak bu zaten. 18-17 İstanbul Üniversitesi üstünlüğü ile tamamlanan ilk periyodun ardından parkeye gelen takımlar sahaya yanlış yerleşerek, hücum etmeleri gereken potaları savunur konumda başlamışlar ikinci çeyreğe. Samsun benchinin itirazları arasında İstanbul Üniversitesi'nden Penn savunmaları gereken potaya yani kendi potasına basketi atarak skoru 20-17'e getirmiş. Bu basketin ardından Elif İnci - Ahmet Sırtmaç - Ersin Karanfil hakem üçlüsü yaptıkları hatayı farkederek olması gereken şekilde hücum etmelerini sağlamışlar takımların, sahaları değiştirmişler yani. Fakat Penn'in kendi potasına attığı sayı İstanbul Üniversitesi hanesine eklenerek devam edilmiş maça, 20-17'den. Maç sonunda itirazını yapan Samsun Basketbol cephesinden bir de açıklama geldi bu konuda:

'İstanbul Üniversitesi müsabakasında kulübümüzün yaptğı bu itirazda amacımız hakkın yerini bulmasıdır. Asla ve asla İstanbul Üniversitesi'nin galibiyetine gölge düşürmek istemiyoruz. Aksine müsabakayı bileğinin hakkıyla kazanan rakibimizi galibiyetinden ve misafirperverliğinden dolayı kutluyoruz. Ama yaşadığımız olay tamamıyla kural hatasıdır. Kenar yönetimimizin ısrarlı itirazlarına rağmen hakemler bu kararlarından dönmediler. Bir de 15 dakika olan devre arasını 35 dakikaya çıkarmalarını içinde bulundukları ruh halinin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.'

diyor kulübün başkan vekili Ahmet Öztürk. Daha önce böyle bir olaya rastlayan vardır belki aramızda ama ben ilk kez şahit oluyorum. Kurallar açık, hatanın düzeltildiği ana kadar olan sayılar, fauller, geçen zaman vs geçerlidir deniliyor kural kitapçığında. Ama böylesine bir hatanın da hakem üçlüsü tarafından basket olana kadar farkedebilemeyip önlenememesi de oldukça ilginç gerçekten. Kuralın tam metni şöyle:

DURUM 2
Eğer periyodun başlaması ile her iki takımın da yanlış potalara hücum ettiği fark edilir ise her iki takım da dezavantajlı duruma düşürülmeden oyun durdurulmalı ve hata düzeltilmelidir. O ana kadar olan sayılar , fauller , geçen zaman vs. Geçerlidir.
Örnek 1 :
Periyodun başlamasında sonra hakemler her iki takımında yanlış potalara hücum ettiğini fark ederler.
Yorum:
Her iki takım da dezavantajlı duruma düşürülmeden oyun durdurulmalı ve takımlar potaları değiştirilmelidir. Oyun durdurulduğu noktanın tam karşı sahasından başlar.
Örnek 2 :
Periyodun başlamasından sonra A takımı doğru potaya hücum eder fakat B5 yön duygusunu kaybederek yanlışlıkla kendi potasına bir basket atar.
Yorum :
2 sayı A takımının kaptanına kaydedilir.

23 Mart 2010 Salı

Özhan Canaydın'ı Kaybettik

Uzun zamandır tedavisi zor bir hastalıkla mücadele ediyordu Özhan Canaydın ve bu sabah saatlerinde öldüğü şeklinde haberler düştü ajanslara ilk olarak. Daha sonra yalanlama geldi Bursa Acıbadem'den ve Galatasaray.org'dan. Basının haberi önce biz verelim telaşında iken böylesine hassas konularda insani duyguları tamamen gözden uzak tutmasını tartışırken bol bol dua ettik başkan için. Dayan, cumartesi günü yaşayacağımız bir seçim pazar akşamı da bir derbi daha var dedik. Ama olmadı. Yaklaşık yarım saat önce geldi kötü haber, kaybettik Özhan Canaydın'ı. Süleyman Seba ile vücud bulmuş anlayışın son kalesiydi benim görebildiğim yıllarda. Zor gelir bir daha O'nun gibisi derler ya hani bazı ölümlerin ardından, mevcut ülke sporu ahlakında ne yazık ki gelmiyor artık O'nun gibiler. Başkanlık yaptığı dönemde kendisine sesimizin ulaşabildiği heryerde meramımızı iletmemizi büyük bir olgunlukla dinleyip cevaplar veren Özhan Canaydın, cennet olsun mekanın. Başımız sağolsun.

22 Mart 2010 Pazartesi

19. Hafta Tamamlandı

Panküp Kayseri Şeker: 69 – Galatasaray: 77

Özellikle Vickie Johnson'un katılımıyla, Kayseri takımı çıtayı yükseltmişti. Onları, Fenerbahçe, Mersin Bşb. ve Galatasaray'ın arkasında dördüncülüğe oturtan en önemli etken iç saha karneleriydi. İlk yarıyı evlerinde namağlup olarak kapadıktan sonra, ikinci yarıda ilk üçteki takımlara karşı iç sahada oynadıkları üç maçı da kaybetmiş oldular bu sonuçla. Samsun, Fenerbahçe ve Mersin deplasmanlarından mağlup ayrılan Galatasaray'ın da sezon boyunca aldığı en önemli deplasman galibiyeti bu oldu desek yeridir. Bahar ve Tuğba'nın toplam üretimi 26 sayı, Panküp'ün tüm yerlilerinin ürettiği 23 sayıdan fazla olması hem bu maçın kazanılması hem de devamlılık sürerse Galatasaray için önemli bir katkı.

PANKÜP KAYSERİ ŞEKERSPOR: Hülya Özkan 2, Nihan Anaz 4 (1 asist), Tuğçe Canbaz 3 (3 ribaund), Julie Mc Bride 5, Bengü Arseven 11 (3 ribaund- 1 asist), Latoya Pringle 16 (13 ribaund- 1 asist), Esra Ural 3 (3 ribaund), Tangela Smith 9, Vickie Johnson 16 (5 ribaund- 4 asist)

GALATASARAY: Tuğba Palazoğlu 14 (3 ribaund- 3 asist), Nilay Yiğit 5 (2 ribaund- 4 asist), Bahar Çağlar 12 (3 ribaund), Yelena Leuchanka 4 (9 ribaund- 3 asist), Kathryn Douglas 12 (1 ribaund), Tamika Cathings 6 (8 ribaund- 7 asist), Sophia Young 21 (12 ribaund- 2 asist), Esra Şencebe 3 (1 ribaund- 2 asist)

Fenerbahçe: 76 – Tarsus Belediye: 66

Tarsus, Fenerbahçe karşısında 3. çeyreğin belli bir dilimine kadar götürebildiği bir mücadele oldu. Final çeyreğine gelmeden Fener farkı kapadı, öne geçti işi bitirdi diyebiliriz. Mersin deplasmanında düşük sayılarda kalan Birsel(9) ve Nevriye(2), bu maçı koparan isimler oldular. Deplasman tarafında ise Lennox kendi performansında olsa maçın sonu daha değişik olabilirdi tabii.

FENERBAHÇE: Birsel Vardarlı 19 (4 ribaund- 3 asist), Esmeral Tunçluer 5 (3 ribaund- 1 asist), Nicole Powell 9 (2 ribaund), Nevriye Yılmaz 20 (12 ribaund- 3 asist), Penny Taylor 14 (4 ribaund- 3 asist), Tammy Sutton-Brown 5 (2 ribaund- 1 asist), Ebony Hoffman 4 (4 ribaund)

TARSUS BELEDİYESİ: Briann Jolie January 12 (2 ribaund- 4 asist), Kübra Siyandemir 13 (3 ribaund), Chantel Black 8 (18 ribaund), Seda Erdoğan 16 (1 ribaund- 2 asist), Betty Lennox 6 (1 ribaund- 4 asist), Gökçe Doğan 2 (1 ribaund), Marina Kress 9 (4 ribaund)

Mersin Büyükşehir Belediyesi: 88 – Çankaya Üniversitesi: 73

Pazartesi oynanan haftanın kapanış maçında, Mersin evinde zayıf rakibini farklı geçti. Bu maçı da atlattıktan sonra Mersin'in kalan üç maçı; Galatasaray deplasmanı, Ceyhan deplasmanı ve içerde İstanbul Üniversitesi maçı. İki galibiyet fark var şu anda Galatasaray ile Mersin arasında, Güney temsilcisi İstanbul'dan mağlubiyet ile dönse bile diğer iki maçını güle oynayarak kazanıp bu saatten sonra ikinciliği teslim etmez rakibine.

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE: Deniz Boz 1 (1 ribaund, 3 asist), Merve Aydın 4 (1 ribaund, 1 asist), Sariye Gökçe 3 (2 ribaund), Ivory Rochelle Latta 14 (1 ribaund, 2 asist), Şaziye İvegin 10 (3 ribaund, 2 asist), Korel Engin 6 (5 ribaund), Barbara Ree Turner 15 (2 ribaund, 3 asist), Erlana Lanay Larkins 12 (7 ribaund, 2 asist), Melike Tuğba Talaşlıoğlu 5 (2 ribaund), Aynur Metin 3 (3 ribaund, 1 asist), Olympia Ranee Scott 15 (12 ribaund, 1 asist)

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ: Pınar Turan 7 (3 ribaund, 1 asist), Ayşe Dilek Ünüvar 5 (3 ribaund, 2 asist), Damla Gezgin (1 asist), Lyndra Shajuan Weaver 13 (1 ribaund), Candide Öztürk (2 ribaund), Dila Aşkın 10 (1 ribaund), Görkem Ertaş Osmanbaşoğlu 2 (5 ribaund), Eureka Brooks 22 (1 ribaund, 2 asist), Megan Elizabeth Frazee 9 (16 ribaund), Lindsay Bowen 5 (2 ribaund)

Teknosa Türkiye Kupası'nda Kuralar Çekildi

Bu haftasonu Bandırma'da gerçekleştirilecek 8'li finallerde ilk gün oynanacak çeyrek final maçlarının kuraları çekildi. Kupada yarışacak takımlar erkeklerde olduğu gibi sezon başında grup maçları ile belirlenmiyor, ligin ilk yarısını ilk sekiz içerisinde tamamlayan takımlar yer alıyor kupada. Eşleşmeler şöyle:

Mersin BŞB - Samsun Basketbol
Beşiktaş Cola Turka - Panküp Kayseri
Galatasaray - Ceyhan Bel.
Fenerbahçe - İstanbul Üniversitesi

Fenerbahçe ve Mersin rahat şekilde yarı finale çıkacak gibi gözüküyor şu eşleşmelerin ardından. İstanbul Üniversitesi yabancılarının omuzlarından lige oldukça iyi başlamıştı ama daha sonra yaşanan birtakım problemler ile düşüş gösterdiler. Samsun cephesinde ise işler bu sezon hiç istenildiği gibi gitmedi. Önemli maddi problemler yaşadılar, Kocaeli ve Çankaya Üniversitesi'nin varlığı ligde tutacak onları ama kupada tur geçmemeleri çok çok zor. Beşiktaş Cola Turka eşleşmesinde favori olan taraf Ayhan Avcı'lı Panküp Kayseri. Vickie Johnson hamlesi sonrası takım seviye atlattı resmen. En azından bir yarı final görecekler bence. Galatasaray kadrosu ile oldukça ağır basan taraf son eşleşmede fakat sezon boyunca gösterilen istikrarsız performans, net birşey söyletmiyor bana. Zafer Kalaycıoğlu için son şanslar artık, söylenebilecek tek şey bu.

Maçlar D-Spor'dan canlı olarak yayınlanmasının haricinde Adana'da denenen ve ufak aksaklıklar dışında geçer not alan web tv'den de yayınlanacakmış bu arada.

21 Mart 2010 Pazar

Cumartesi Maçları

Kocaeli Bşb. Kağıtspor: 65 – Botaş: 75

Haftanın açılış maçı Kocaeli'deydi, beklenen Botaş'ın maçı sürükleyip götürmesiydi ama ev sahibinin sezon boyunca en iyi oyununu bu maça sakladığını bilemezdi kimse tabii. Kocaeli Bşb. maçın hemen başında 3-4 geriye düştükten sonra, 12-0'lık bir seri yakaladı. Çeyrek sonuna kadar karşılıklı basketler gelince ilk çeyrek 21-13 tamamlandı.

İkinci çeyreğe de iyi başlayan Kocaeli ekibi oldu, bir ara farkı 11'e çıkaran Kocaeli devre sonuna doğru Botaş'ın yerlileri ile bulduğu sayılara karşılık veremeyince fark kapandı ve ilk yarı 31-26 sonuçlandı.

Ceyda Kozluca'nın üçlüğü ile başlayan üçüncü çeyrekte, son 3.5 dakikaya girilirken Banu Yenal'ın birinde isabet bulduğu serbest atışlar sonucunda skor 44-34'e geldi. Farkın 10'a kadar yükselmesinden sonra Botaş, Gülşah'ın üst üste iki başarılı dış isabetiyle önce farkı 4'e, sonra da Didem'in turnikesi ile 2'ye indirdi. Son saniyelerde Aslı'nın isabetiyle 3. çeyrek 46-42 tamamlandı.

Dördüncü çeyrekte, Prince'ın iki üçlüğü ile maçın 35. dakikasında, 3-4'den sonra ilk defa öne geçti Botaş. Son bir dakikaya Ceyda'nın isabetiyle 58-56 önde girse de Körfez temsilcisi, 30 saniye kala aleyhine çalınan sportmenlik dışı faul ile avantajı deplasman ekibine bıraktı. Prince'ın serbest atışları sayıya çevirdikten sonra, hücumdan faydalanamayınca Botaş, maç uzatmaya gitti.

Uzatma periyodu Prince'in elinden gelen 2 sayıyla başladı, karşılık Meryem'in üçlüğü ile gelince 61-60 ile son kez öne geçti oyunda. Son bir dakikaya girilirken skor 63-73 oldu, Kocaeli'nin 2 sayısı serbest atışlardan geldi bu dönemde. Maçı çok güzel götüren dar rotasyon artık iflas etti uzatmada. Son bir dakika içinde karşılıklı basketlerle 65-75 sonuçlandı. Botaş beklemediği kadar zorlandı ve korkulu rüya gördü bu maçta motivasyon eksikliğinin bunlara sebep olduğunu sanıyorum, bu maç onlara ve sonraki haftalarda Kocaeli Bşb. Kağıtspor ile oynayacak rakiplere iyi bir uyarı olmuştur.

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE KAĞITSPOR: Çeyda Kozluca 22 (5 ribaund- 2 asist), Burcu Erbaş 4 (2 rabund- 2 asist), Aslı Sevinç 17 (13 ribaund- 4 asist), Meryem Kolaylı 10 (5 ribaund- 4 asist), Meriç Banu Yenal 12 (7 ribaund- 1 asist), Tuğçe İnöntepe (2 ribaund- 1 asist), Seyma Kum

BOTAŞ: Chasity Monique Melvin 5 (6 ribaund), Burcu Çiğil 4 (1 ribaund), Seda Güçlü 2 (2 ribaund), Epiphanny Jashay Prince 27 (8 ribaund- 2 asist), Gamze Takmaz 2 (1 ribaund), Sharnee Jacquelyn Cherelle Zoll 8 (4 ribaund- 9 asist), Dürdane Gülşah Gümüşay 12 (3 ribaund- 2 asist), Didem Suer 13 (6 ribaund- 2 asist), Seda Tabakçı 2 (7 ribaund)


Ceyhan Belediyesi: 75 - Beşiktaş Cola Turka: 77

İlk yarısı Beşiktaş, ikinci yarısı Ceyhan tarafından sürüklenen bir maç oldu. Sandra Mandir Beşiktaş kariyerindeki en hayırlı işi yapıp siyah-beyazlılara maçı getirdi son saniye isabetiyle. Beşiktaş bu sezon ilk defa denk bir takıma karşı deplasman galibiyeti almış oldu bu sonuçla. Ayrıca önemli bir galibiyet oldu puan tablosundaki yeri sağlamlaştırmak adına.

CEYHAN BELEDİYESİ: Crystal Marie Smith 11 (2 ribaund- 3 asist), Asena Yalçın 5 (2 ribaund- 6 asist), Gülnur Sandallıoğlu (2 ribaund- 1 asist), Jessica Mary Ellen Foley 13 (2 ribaund- 3 asist), İlkay Maşa 7 (1 ribaund- 2 asist), Tuğba Kılınç 6, Michelle Marie Campbell 16 (8 ribaund), Lauren Rochelle Ervin 17 (13 ribaund- 2 asist), Betül Pehlivan

BEŞİKTAŞ COLA TURKA: Naile İvegin (1 ribaund), Sandra Mandir 7 (3 ribaund- 2 asist), Esra Erden 18 (5 ribaund- 1 asist), Lucie Melek Bouthors 1 (2 ribaund), Shavonte Sade Zellous 1 (4 ribaund- 3 asist), Tuğba Taşçı (1 ribaund), Gergena Branzova Erdenay 6 (6 ribaund- 1 asist), Nykesha Simone Sales 21 (6 ribaund- 3 asist), Kelly Silva Santos 23 (8 ribaund- 3 asist)

İstanbul Üniversitesi: 79 - Samsun Basket: 60

Samsun'da paraşütsüz iniş devam ediyor. Bu ve Ceyhan-Beşiktaş maçlarında sonuçlar ters olsaydı play-off'un son iki bileti için işler çok karışacaktı. Heyecanı düşürdü son haftalara girilirken bu sonuçlar. İstanbul Üniversite'si 4 maç sonra galibiyeti hatırladı bu sonuçla, Samsun Basket ise üst üste 6. deplasmanından da mağlubiyetle ayrıldı.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ: Doneeka Danyell Hodges 18 (4 rabund- 3 asist), Bahar Yapar, Gizem Yavuz 7 (5 ribaund), Deniz Çolakoğlu 3 (1 ribaund- 1 asist), Mehtap Gezer 6 (5 ribaund- 1 asist), Jocelyn Maurice Penn 9 (3 ribaund- 2 asist), Natasha Ledorien Humphrey 15 (6 ribanud), Yelda Kavazoğlu 4 (1 ribaund), Tülay Hizal 2 (2 ribaund), Danielle Nicole Gant 15 (9 ribaund- 3 asist)

SAMSUN BASKETBOL: Gülşah Akkaya 11 (3 ribaund), Saynur Tozlu 2 (3 ribaund), Hande Kayalar (1 asist), Katryna Renee Gaither 16 (7 ribaund- 2 asist), Quianna Nehma Chaney 12 (5 ribaund- 2 asist), Lyubov Alyoshkina 17 (9 ribaund), İlsu Darıcıoğlu 2 (2 ribaund- 5 asist), Andrea Shantia Gardner-combs (2 ribaund)

19 Mart 2010 Cuma

TBBL 19.Hafta Programı


20 Mart Cumartesi
14:00 Kocaeli Bşb. Kağıtspor – Botaş
15:00 Ceyhan Belediyesi – Beşiktaş Cola Turka
15:30 İstanbul Üniversitesi – Samsun Basketbol

21 Mart Pazar
14:00 Panküp Kayseri Şeker – Galatasaray
15:30 Fenerbahçe – Tarsus Belediye FB Tv

22 Mart Pazartesi
16:00 Mersin Büyükşehir Belediyesi – Çankaya Üniversitesi

Eurocup'ta Finale Doğru

Eurocup'ta Galatasaray'ın 'şampiyon' ünvanını devretme zamanı yaklaşıyor. Dün oynanan yarı final ikinci maçları sonrasında finalistler belirlendi.

Finalde ev sahibi avantajına sahip olan tarafla başlayalım. Sony Athinaikos - Dinamo Kursk eşleşmesinde, Rusya'da oynanan ilk maçı 58-64 kazanan Athinaikos, yolu yaralamıştı zaten. Son çeyreğine 12 sayı önde girdikleri ikinci maçı da 60-55 kazanınca Yunanlar, finalde ilk koltuğu kapmış oldu. Sony Athinaikos, Beşiktaş'ın da bulunduğu F Grubu'nda yer almıştı. İstanbul'da oynanan maçta Beşiktaş'ın 80-75 ile, şimdi finalde ev sahibi avantajı ile kupaya en yakın takım durumundaki rakibine karşı galibiyeti vardı. Athinaikos'un turnuva boyunca aldığı tek mağlubiyetin de bu olduğunu belirtelim. Candice Wiggins'in takıma ufak bir Seimone Augustus etkisi yaptığını söyleyebiliriz.

Sony Athinaikos'un finalde karşılaşacağı, Nadezhda'nın da geldiği yolun rakibiyle benzerlikler taşıdığı kesin. Nadezhda da bir Türk takımının bulunduğu gruptan yükseldi. Aldıkları ilk yenilgi de Botaş karşısında Adana'da oldu. 87-80 ile Türkiye'den mağlubiyet ile ayrılan Rus ekibinin Eurocup'ta aldığı ikinci ve son yenilgiyi 2. turda Mann Filter Zaragoza deplasmanında oldu. Sonraki maçlarını kayıpsız geçerken Nadezhda yarı final maçında, Alman temsilcisi Saarlouis Royals'i 56-62 ile Almanya'da, 81-51 ile de evinde mağlup etti. Takımın en skoreri Botaşspor forması da giymiş olan Sheana Mosch, ama sayı yükünü tek başına sırtladığını söyleyemeyiz. Genele dağılım var skorda. Genç pivot Anastasiya Verameyenka da takımın ribaund ve blok lideri, pota altında iyi işler yapıyor Verameyenka. Belarus'un iyi pota altı oyuncuları yetiştirme geleneğini sürdürüyor yani genç oyuncu.

Sony Athinaikos-Nadezhda arasındaki final maçları, 1 Nisan'da Rusya'da, 8 Nisan'da Yunanistan'da oynanacak. İki maç sonunda sayı averajı daha iyi olan takım Sarayın Sultanların'dan tacı devralacak. Eurocup son iki senedir İtalyan ve Türk takımlarının müzelerinde, bu sene de Yunanistan'da kalırsa kupa, hafiften bir "Akdeniz Cup" halini alacak.

18 Mart 2010 Perşembe

Mersin BŞB: 68 - F.Bahçe: 84 (Var mı Yan Bakan?)

Bayanlar Basketbol Ligi'nde sezonun en önemli karşılaşması oynandı bugün Mersin'de. 13.haftada oynanması gereken Mersin BŞB - Fenerbahçe maçı sarı lacivertlilerin Euroleague mücadelesi nedeniyle ertelenmişti. Sezon başında Cumhurbaşkanlığı kupasını Mersin'e kaptırdıktan sonra ligin ikinci haftasında rakibini Caferağa'da 71-61 mağlup eden Fenerbahçe, bugüne kadar oynadığı 17 maçı da kazanarak namağlup olarak geldi Mersin'e. Evsahibi Mersin'in tek yenilgisi ise ikinci haftadada Caferağa'da F.Bahçe'ye karşı almış olduğu mağlubiyet idi. Namağlup lider Fenerbahçe, normal sezonda maç kaybedecekse eğer bunun gerçekleşme olasılığının en yüksek olduğu il Mersin. Maçtan önce de böyleydi, maçtan sonra da değişen birşey yok. Bu iki bilginin devamında maçın önemini söylememe gerek yok sanırım. Sezonun devamını ve play-off yarışını doğrudan etkileyecek bir maçtı bugünkü maç. Recep Ankaralı'nın maçın başhakemi olması da bu açıdan doğru bir tercihti, onu da ekleyeyim naçizane.

Maça hızlı başlayan taraf lider Fenerbahçe oldu. Penny Taylor'ın 13 sayı bulduğu ilk çeyrekte takım halinde 15 sayı atınca Mersin BŞB, ilk on dakikayı 28-15 önde kapattı sarı lacivertliler. Penny'nin yüksek yüzdeyle bulduğu sayılarla 18'e kadar yükselen bir fark gördük ki Mersin'e karşı bunu yapmak gerçekten önemli bir iş. Fakat Mersin takımını tanıyanlar biliyordu ki Mersin maça dönecekti bir şekilde. Yanıltmadılar ve Larkins - Barbara Turner ikilisinin etkili oyunuyla maça tutunmayı başardılar ikinci periyotta. Bu ligde F.Bahçe'nin 18 sayıyla öne geçip de rakibini tekrar oyuna ortak edeceği başka bir maç görme şansımız yok. Avrupa'da da sınırlı sayıda takım var bu anlamda. Tepelerinde de Spartak var bu takımların, deneyimledik bunu geçtiğimiz günlerde. Bu sebeple Mersin'in başardığı işin hakkını vermek lazım öncelikle.

Devreyi 5/6 üçlükle 15 sayıda kapatan Penny Taylor'ın önemli katkısıyla soyunma odasına 44-39 önde girmeyi başardı F.Bahçe. Takım halinde de 8/12 gibi harika bir dış şut yüzdesi tutturdu F.Bahçe bu devrede. Fakat maçın başında yakaladığı havayı ve orada oluşan marjı kaybederek girdiler içeri. Nitekim ikinci yarının ilk iki dakikasında yakaladığı seri ile önce maçta ilk kez 46-46'da beraberliği sağladı ev sahibi takım, ardından beşinci dakikada eski F.Bahçe'li Barbara Turner'ın üçlüğü ile öne geçmeyi başardı ilk kez (54-52). Molayı da aldırdılar koç Haydar Kemal Ateş'e. Moladan Penny'in üçlüğü ile döndü sarı lacivertliler, bu bir mesajdı aslında. Bugün sahada öyle bir Penny Taylor izledik ki gözlerimizin pası silindi adeta. Devrede 5/6 olan üçlük isabetini, final periyoduna girerken 7/8'e yükseltmişti yıldız oyuncu ve maçı istiyordu. Kötü bir çeyrek çıkartan F.Bahçe'de ayakta kalan tek isimdi bu on dakikada. 29 sayı ile kapattı ilk üç çeyreği.

Mersin'de ise skorda ilk kez öne geçilen anın hemen ardından üç topta yapılan iyi savunmaya karşı üstüste üç hücumdan sayı çıkarılamaması maçın kritik virajlarından biriydi. Son iki dakikayı Latta'sız oynama tercihini de bunların arasında sayabiliriz. Rotasyon anlayışı çok farklıdır Ceyhun Yıldızoğlu'nun, kadrosunda yer alan 12. oyuncusundan da katkı almayı başarır bir şekilde ama Deniz Boz'un yönetiminde, ilk sekiz dakikada sağlanan avantaj kaybedildi ve son periyoda 61-56 F.Bahçe üstünlüğü ile girildi.

Son çeyrekte sahne alan isim ise Nicole Powell oldu. Penny'in 29 sayılık muazzam oyununun ardından son çeyreğe Nicole Powell'ın üstüste bulduğu 10 sayı ile başladı F.bahçe. İlk çeyreğin ardından yapmayı unuttukları savunmayı hatırladıkları iki dakikaya 10 sayı sığdırıp, yakaladıkları bu 10-0 seri ile galibiyete ulaşmayı başaran taraf oldular. O andan sonra da maç koptu zaten, o nedenle başlıktaki skorun yanıltıcı olduğunu ve Mersin'in galibiyet için son 7-8 dakikaya kadar gayet umut oldu olduğunu söyleyelim. Penny'nin ardından maça imzasını atan ikinci isim ise Nicole Powell oldu. Bu anlamlı galibiyetin ardından ligi namağlup kapatacaklar çok çok büyük bir sürpriz olmadığı taktirde. Sonuna kadar hakederek, tertemiz şekilde.

Ligimizin fark yaratan en önemli yerli oyuncusu Nevriye Yılmaz'ın potaya bakmadığı ve akşamı sadece iki sayıyla tamamladığını söyleyip, 'Maçın galibi kim olmuştur?'sorusuna bayan basketbolunu takip edip Mersin'i de yakından bilenler Mersin cevabını vereceklerdir yüksek bir yüzdeyle. Fark yaratan ve maçı kazandıran üç önemli rakam vardı ama bugün. Penny'nin ilk üç çeyrek sonunda 7/8 üçlük yüzdesi ile ürettiği 29 sayı, Esmeral Tunçluer'in 11/11 serbest atış yüzdesi ile ürettiği 18 sayı ve Nicole Powell'ın en kritik anda iki dakika içerisinde ürettiği 10 sayı.

Kupadan önce bir Mersin BŞB ve Ceyhun Yıldızoğlu yazısı patlatmak niyetindeyim. Yetiştirebilirim umarım zira fazlasıyla hakediyorlar bunu. Son olarak Aziz Yıldırım'ın da bugün takımla beraber Mersin'de olduğunu ve sezonun en zevkli karşılaşmalarından birini, bence en iyisiydi, yerinde izleyerek takımına destek olduğunu ekleyelim.

16 Mart 2010 Salı

Pazardan Kalanlar

Cumartesi maçlarını yazdıktan sonra, zaman eksikliğinden pazar maçlarına zaman ayıramadık. İki kritik maç vardı ligimizde. Fenerbahçe ve Mersin Bşb. normal sezon için son viraja girilirken kritik deplasmanlara konuk oldular.

Pazar gününün ilk maçında Panküp Kayseri Şekerspor deplasmanında Fenerbahçe 68-74 ile gülen taraf oldu. Ev sahibi taraf, son dönemdeki performansları ile sıkça sayfamızın konuğu olan VJ-Pringle ikilisiyle, 45 sayı bulmasına rağmen maçı kazanamadı. Maç sonunda gözüken altı sayılık farkın da oyunun sonlarına doğru gelen seriyle bu seviyeye indiğini belirtelim.

Haftanın son maçında Mersin, Akatlar'da Beşiktaş'ın konuğu oldu. Çekişmeli geçen maçı 80-87 kazanan Güney temsilcisi, Fenerbahçe karşısında aldığı mağlubiyetten sonra yakaladığı seriyi evinde oynayacağı Fenerbahçe maçına kadar getirmeyi başardı. Yani başka bir deyişle 13. Hafta'da oynanması gerekirken önümüzdeki perşembeye ertelenen maç normal sezonun finali halini aldı. Fenerbahçe adına ayrı bir önemi daha var bu maçın, ligi namağlup bitirmek adına kalan en zor sınav Mersin maçı olacak sarı-lacivertliler adına.

13 Mart 2010 Cumartesi

TBBL'de Cumartesi Maçları


Botaş: 81 – İstanbul Üniversitesi: 75

Botaş'ın, puan tablosunun 4. basamağına oturmak için Panküp Kayseri Şeker ve Tarsus ile amansız bir mücadelesi var. Play-offlarda en azından yarı final görmek için en kolay bilet burdan gelecek bu üç takım adına. Botaş'ın evinde ağırladığı İstanbul Üniversitesi'nin hedefsiz kaldığından sıkça bahsediyoruz. Hedefsiz olmaları bundan sonra mücadele etmeyecekleri anlamına gelmiyor tabii . Bugün Adana'da bunu da kanıtladılar. Maç 3. çeyreğe kadar İstanbul Üniversitesi'nin üstünlüğü ile giderken, ev sahibi takımda Prince'e skor üretme konusunda yardımcı birileri çıkınca maç içinde liderliği ele aldı Botaş. Maç sonunda İstanbul Üni. tekrar sıkıştırsa da Botaş'ı, bu çaba 4 maçtır hasret kaldıkları galibiyeti almaya yetmedi.

BOTAŞ: Chasity Monique Melvin 18 (10 ribaund- 1 asist), Burcu Çiğil, Epiphanny Jashay Prince 33 (5 ribaund- 3 asist), Burcu Uzun 3 (5 ribaund- 2 asist), Gamze Takmaz 3, Sharnee Jacquelyn Cherelle Zoll 11 (2 ribaund- 8 asist), Didem Suer 4 (1 ribaund), Seda Tabakçı 6 (10 ribaund)

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ: Doneeka Hodges 7 (2 ribaund- 5 asist), Bahar Yapar 2 (1 ribaund), Gizem Yavuz 10 (2 ribaund), Deniz Çolakoğlu 12 (3 ribaund- 3 asist), Mehtap Gezer 2 (4 ribaund- 1 asist), Jocelyn Penn 4 (5 ribaund- 1 asist), Natasha Humphrey 24 (6 ribaund- 1 asist), Yelda Kavazoğlu 2 (1 ribaund), Danielle Gant 12 (7 ribaund- 2 asist)

Tarsus Belediyesi: 112 – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor: 65

Tarsus'un attığı 112 sayının, ligin 9. haftasında oynanan Fenerbahçe - Botaş maçında sarı-lacivertlilerin bulduğu 113 sayının ardından, bu sezon bir takımın bir maçta attığı en yüksek 2. rakam olduğunu söylemek lazım. Daha da uzatabilecek bir yanı yok herhalde maçın, futbol ligindeki takımların Ankaraspor karşısında bay geçtiği haftalardan çok farkı yok Kocaeli maçlarının.

TARSUS BELEDİYESİ: Oya Salter 6 (1 ribaund- 6 asist), Gamze Zeren 15 (7 ribaund), Briann Jolie January 6 (3 ribaund- 7 asist), Kübra Siyandemir 15 (2 ribaund- 3 asist), Chantel Black 22 (8 ribaund), Seda Erdoğan 16 (3 ribaund- 2 asist), Betty Lennox 2 (2 ribaund- 1 asist), Gökçe Doğan 11 (5 ribaund- 7 asist), Marina Kress 10 (7 ribaund)

KOCAELİ BŞB KAĞITSPOR: Ceyda Kozluca 25 (6 ribaund- 2 asist), Burcu Erbaş 2 (2 ribaund- 2 asist), Aslı Sevinç 14 (4 ribaund), Meryem Kolaylı 15 (8 ribaund- 2 asist), Meriç Banu Yenal 9 (2 ribaund)

Galatasaray: 82 – Çankaya Üniversitesi: 63

Zorlu rakip karşısında alınan ZAFER için Galatasaray'ı tebrik ediyorum. Bu galibiyet ile play-offlarda Fenerbahçe'yi yenebileceklerini gösterdiklerini düşünüyorum. Tribünde bağıran taraftar mutlu, oyuncular mutlu, koç mutlu. Allah bozmasın çok sevdiğim sarı-kırmızı renklerin bu mutluluğunu diyorum, ne diyeyim...

GALATASARAY: Tuğba Palazoğlu 8 (2 ribaund, 5 asist), Yasemen Saylar 6 (1 ribaund, 2 asist), Nilay Yiğit 7 (2 ribaund, 1 asist), Bahar Çağlar 6 (3 ribaund, 5 asist), Yelena Leuchanka 10 (3 ribaund), Yasemin Horasan 8 (5 ribaund), Melis Kaya (1 ribaund, 1 asist), Kathryn Douglas 2 (4 ribaund, 3 asist), Tamika 14 (9 ribaund, 6 asist), Sophia Young 17 (2 ribaund, 1 asist),

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ: Pınar Turan 4 ( 1 ribaund, 1 asist), Bahar Kocaoğlu 3, Ayşe Dilek Ünüvar 7 (5 ribaund, 1 asist), Damla Gezgin 9, Lyndra Shajuan Weaver 8 (9 ribaund, 2 asist), Candide Öztürk 2 (1 ribaund), Dila Aşkın 5 (1 ribaund), Görkem Ertaş Osmanbaşoğlu 2 (4 ribaund), Eureka Brooks 4 (3 ribaund, 2 asist), Megan Elizabeth Frazee 16 (7 ribaund, 2 asist)

Samsun Basketbol: 86 – Ceyhan Belediyesi: 92

Günün son maçı ayrıca en önemli maçıydı da. İki takım play-off'a gidecek 8. takım olmak için bir birlerinin en büyük rakibi, durum böyle olunca mücadele de kıyasıya oluyor. Aslında iki takımın da son haftalardaki durumuna bakınca rekabetin "hangimiz daha çok maç kaybederiz"kıvamına geldiğini görüyoruz o da üzücü bir ayrıntı. Maça dönersek, ev sahibi Samsun maça hızlı başlayan taraf oldu, maç başında yakaladıkları seriyle gelen farkı ilk çeyrek sonuna kadar arttırmayı başardılar(24-16). İkinci çeyrek karşılıklı basketlerle eşitlikle sonuçlanınca, Samsun ilk çeyrekte yakaladığı 8 sayılık farkı maçın 2. yarısına da taşımış oldu(40-32).

Ev sahibi ekip üçüncü çeyrekte bir dönem farkı 13'e kadar çıkarsa da, geri kalan sürede gelen 5 -13'lük Ceyhan serisi final periyoduna girilirken skoru 55-50'ye getirdi. Mücadelenin son saniyeye kadar devam ettiği karşılaşmada, Ceyhan son bölümlere önde girmesine rağmen Samsun Basket'in Gaither ile bulduğu son saniye isabetiyle uzatmalara razı oldu(78-78).

Son saniye basketi konuk ekibi yaralasa da 13 sayıdan geri geldikleri maçı Samsun'da bırakmamaya kararlı olduklarını gösterdiler ve 5 dakikalık bölümü 8-14 kazanıp maç sonunda da 86-92 ile gülen taraf oldular. Ceyhan'a göre Karadeniz ekibinde daha kritik isimlerin uzatma periyodunda faul problemi yaşaması maçın kırılmasında önemli bir etken tabii.

SAMSUN BASKET: Gülşah Akkaya 22 (2 ribaund- 2 asist), Saynur Tozlu 3 (4 ribaund- 2 asist), Katryna Renee Gaither 14 (5 ribaund- 3 asist), Quianna Chaney 25 (2 ribaund- 4 asist), Lyubov Alyoshkina 4 (8 ribaund), İlsu Darıcıoğlu 13 (2 ribaund- 5 asist), Andrea Shantia Gardner-combs 5 (5 ribaund- 1 asist)

CEYHAN BELEDİYE: Crystal Smith 12 (1 ribaund- 4 asist), Asena Yalçın 2 (3 ribaund- 2 asist), Jessica Mary 7 (5 ribaund- 1 asist), İlkay Maşa 10, Tuğba Kılınç 18 (1 ribaund- 1 asist), Michelle Marie Campbell 20 (7 ribaund), Lauren Rochelle Ervin 23 (11 ribaund- 2 asist), Yasemin İbek (1 ribaund), Betül Pehlivan (1 asist)

12 Mart 2010 Cuma

Mersin'den Rakiplerine Teşvik Primi

Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği geceye Mersin Bşb. Genel Menajeri Necip Kapanlı ve ligimizin de en genç oyuncularından olan Merve Aydın katılmış.

Necip Kapanlı kolay galibiyetler almaktan sıkılmış görünüyor ki şöyle bir açıklama yapmış; "Geçen hafta Samsun Basketbol ile yaptığımız maç beklediğimizden de rahat geçti. Bazı takımlar, Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni güçlü görüyor ve 'Nasıl olsa kazanamayız' diyerek erken pes ediyorlar. Basketbol seyircisi olarak bu durum hoşuma gitmiyor. Seyirci, mücadele ve heyecan olan maç izlemek ister. Çok rahat maç kazanıyoruz. İstiyoruz ki rakiplerimiz sahada biraz dirensin."

Evet, lig maratonu boyunca sadece Caferağa'da Fenerbahçe'ye kaybettikten sonra 4.5 aydır sürekli kazanan bir takım Mersin, başarılı bir sezon geçirdikleri açık ama bu açıklamaya bir anlam veremedim. Genel menajer böyle söyleyince Mersin'in son maçlarına bir bakmak gerekir heralde.

14. Hafta'da Kayseri deplasmanında 66-69 ile galip ayrılırken Mersin, Kayseri Şeker'in son saniyede bulduğu üçlük isabeti geçerli sayılmadı. İlk anından beri başa baş giden mücadele yakın bir skorla sonuçlanmış, Mersin'i kurtaran saliseler olmuştu.

Sonraki hafta içerde oynadıkları Tarsus maçında sonuç 67-62. Maçın kırılma anını Tarsus asbaşkanı Hikmet Avşar'dan dinlersek, "65-62 mağlup durumdayken, hızlı hücum yaptığımız anda 3'lük baskete giderken, oyuncumuza faul yapıldı. Fakat faul verilmedi. Hücuma geçen rakibimiz de sayı yapınca salondan 67-62 mağlup ayrıldık." Hakem kararının doğruluğu hakkında bir bilgim yok ama maç skoruna bakarsak 67-62 gayet çekişmeli bir maç olduğunu gösteriyor bizlere.

Bir sonraki hafta Adana'da karşılaştıkları Botaş karşısından da yine yakın bir skorla 71-79 galip ayrıldılar. Tabii son çeyreğe 12 sayı önde girdikleri bu maçın, öncesinde oynadıkları iki maça göre daha rahat geldiğini söyleyebiliriz. Ama yine de 'çok rahat kazandık, direnç görmedik'lik bir durum yok ortada.

Mersin son maçında ise evinde ağırladığı Samsun Basket'i 89-61 mağlup etti. Samsun'un bu yılki durumu malum. Onlar da artık başaltı güreşenlerden, Mersin'in kalite olarak çok gerisindekilerden yani.

Şimdi tabloya bakınca, bu açıklamalar daha da manasız bir hal aldı sanki. Zorlu maçlarda sonuçlar kafa kafaya, kararı belirleyen -doğru veya yanlış- hakem kararlarıyken, son sıralardaki takımlara karşı alınan farklı galibiyetlerin öneminin olduğunu sanmıyorum. Futbolda, Sivasspor'un tarihinin en başarılı sezonunu yaşadığı geçtiğimiz yıl, yaptığı antipatik açıklamalarla spor kamuoyunun gözünde geldikleri hal belliyken, basketbolda Mersin'in daha dikkatli olması gerekirdi. Ligin geri kalan kısmında oynayacakları takımları kendilerine karşı kışkırtmaktan başka bir şey getireceğini sanmıyorum Necip Kapanlı'nın sözlerinin.