BIY AD

27 Şubat 2011 Pazar

20. Hafta Sonuçları


Botaş:82 - Beşiktaş:77
Üst sıraların istikrarsız iki takımı, bu yönlerini kanıtlayan bir maç oynadılar dün. Beşiktaş ilk yarısını 14 sayı önde kapadığı maçın ikinci yarıdaki Botaş geri dönüşüne karşı koyamadı ve rakibine teslim oldu. 21-9'luk 3. çeyrek skoru ile Beşiktaş'ın ilk yarı avantajını nötrleyen Botaş, son çeyrekte de hız kesmeyip galip gelerek, sıralamada Beşiktaş'ın üstüne çıkmayı başardı. Jolene Anderson'ın dış atışlarda etkisiz kaldığı bu maçta devreye giren Megan Frazee(20 sayı-12 rib.), Gamze Takmaz (21 dakikada; 20 sayı) ve Whitney Boddie (11 sayı-7 asist) galibiyette pay sahibi oldular. Bu maça kadar ortalaması 4.3 olan Gamze'nin, 20 sayılık katkısı çok daha değerliydi Botaş için kuşkusuz.

BOTAŞ (82): Seda Tabakçı 2 (3 ribaund), Burcu Uzun 8 (3 ribaund- 2 asist), Alessandra Santos De Oliviera 2 (3 ribaund- 1 asist), Nancy Anderson 16 (9 ribaund- 3 asist), Gamze Takmaz 20 (3 ribaund), Gökçe Doğan 3 (1 ribaund- 1 asist), Megan Frazee 20 (12 ribaund- 4 asist), Whitney Erinn Boddie 11 (5 ribaund – 7 asist)

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (77): 
Nilay Kartaltepe 5 (5 ribaund- 7 asist), Iziane Castro Marques 28 (3 ribaund– 3 asist), Tuğba Taşçı (1 ribaund), Yasemin Horasan 5 (5 ribaund– 2 asist), Melika Bakırcıoğlu 2 (3 ribaund), Kelly Silva Santos 21 (11 ribaund- 2 asist)

Tarsus Belediye:58 - Mersin BŞB:54
Tarsus düşük skorlu maçta zorlansa da, üst üste 7. galibiyetini çıkarıp, playoff ve Türkiye Kupası öncesinde formunu korudu. Oyun Mersin'in isteyeceği tarzda başlayıp, ilk çeyrek skoru Mersin lehine 6-10 ile bitse de Tarsus ikinci çeyrekte öne geçmeyi başardı. Üçüncü çeyreğin sonlarına doğru, farkı ufak bir parça daha arttırsa da Tarsus, son çeyreğe sadece 4 sayı önde girebildi. Tarsus'un son çeyreğe etkili başlayıp farkı çift hanelere çıkarmasına karşın, Mersin'den de karşı bir seri geldi ve fark yeniden maç sonunda da sabit kalan 4'e düştü.  Yerlilerinin sessiz kaldığı bu çekişmeli maçta Tarsus, Mersin'i dört Amerikalı'sının ellerinden 49 sayı bulup geçmeyi başardı. 

TARSUS BELEDİYE (58): Naile İvegin 2 (3 ribaund), Dominique Canty 13 (3 ribaund- 5 asist), Özge Yavaş (1 asist), Seda Erdoğan 3 (4 ribaund- 1 asist), Kübra Siyahdemir 4 (4 ribaund- 2 asist), Alexis Hornbuckle 13 (9 ribaund- 3 asist), Plenette Pierson 12 (7 ribaund- 1 asist), Shyra Ely 11 (10 ribaund- 4 asist)

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ (54): Tuğçe İnöntepe 12 (2 ribaund- 3 asist), Merve Aydın 2 (1 ribaund), Chanel Mokango 15 (9 ribaund- 1 asist), Korel Engin (2 ribaund), Deniz Çolakoğlu 2 (2 ribaund- 1 asist), Constance Jinks 8 (4 ribaund- 2 asist), Erlana Lanay Larkins 15 (5 ribaund- 2 asist), Melike Tuğba Talaslıoğlu (4 ribaund- 2 asist)


Samsun Basketbol:89 - Alanya Belediye:59
Kafada bitmiş olan lig, bu mağlubiyetin ardından matematiksel olarak da bitmiş oldu Alanya için. Samsun'da hiç sayı atamasa da Deniz Boz'un 12 asisti, Jessica Adair ve Tatum Brown'ın +20 sayı - +10 ribaund performansları, Amachree'nin double-double'ı maçın dikkat çekici yanlarıydı. Bir de twitter üzerinden öğrendiğimiz, Gülşah Akkaya'nın burnundan bir sakatlık yaşaması var, böyle bir maça denk gelmesi ekstra üzücü olmuş. Geçmiş olsun diyoruz kendisine.

SAMSUN BASKETBOL (89): Cansu Aslan 3 (1 ribaund- 1 asist), Deniz Boz (3 ribaund- 12 asist), Ceyda Kozluca 8 (2 ribaund- 8 asist), Gülşah Akkaya 9 (5 ribaund- 3 asist), Ebru Ünal (4 ribaund- 2 asist), Doğa Comba 3 (1 ribaund), Jessica Adair 23 (11 ribaund- 2 asist), Tatum Brown 28 (15 ribaund), Kristi Toliver 2 (3 ribaund- 1 asist), Makbule Amachree 13 (10 ribaund- 3 asist)

ALANYA BELEDİYESİ (59): İrem Tulgar 3 (3 ribaund- 1 asist), Duygu Sarı (1 asist), Gülşah Çelebi 6 (3 ribaund- 8 asist), Yasemin Kimyacıoğlu 6 (3 ribaund- 1 asist), Ebru Tosun 11 (1 ribaund- 2 asist), Dilara Üşümüş 2, Selin Öztekin 9 (5 ribaund), Joy Ayim 22 (10 ribaund)


İstanbul Üniversitesi:61 - Galatasaray:83
Liderlik Keyfi Sürüyor

Panküp Kayseri Şeker:64 - Ceyhan Belediye:58
Panküp maça 11-2 ile başlayıp daha sonra 12-13'te geri düştü. İlk çeyreği de 17-19 geride kapayan ev sahibi ekip, ikinci ve üçüncü çeyreklerde etkili oyunlar sergiledi ve son çeyreğe 54-38 önde girdi. Son çeyrekte biraz gevşemeden olsa gerek farkın kapanmasına izin verse de Panküp, maçı önde bitirmeyi başardı. Pringle 18 sayı-15 ribaund ile etkili bir performans ortaya koyarken, bir süredir forma giyemeyen Gizem Yavuz da bu maçla birlikte formasına kavuştu. Bojana Vulic bu maçta süre almazken, 10 dakika civarı süre alan Esra Ural 4 sayı-2 ribaund ile tamamladı maçı. 
PANKÜP KAYSERİ ŞEKER (64): Pınar Demirok 3 (2 ribaund-1 asist), İlsu Darıcıoğlu 8 (1 ribaund-3 asist), Gizem Yavuz 8 (4 ribaund-1 asist), Bahar Öztürk 5 (7 ribaund-6 asist), Latoya Antoinette Pringle 18 (15 ribaund), Esral Ural 4 (2 ribaund), Aynur Metin 4 (1 ribaund-1asist), Nakia Sherome Sanford 8 (5 ribaund), Vickie Annette Johnson 6 (9 ribaund- 3 asist)

CEYHAN BELEDİYE (58): Asena Yalçın 8 (1 asist), Melike Yalçınkaya (1 ribaund), Hülya Özkan 7 (7 ribaund-3 asist), Julie Ann Mc Bride 5 (2 ribaund-2 asist), Jia Dorene Perkins 14 (4 ribaund- 3 asist), Monique Coker 11 (4 ribaund-1 asist), Aisha Mohammed 9 (17 ribaunt- 1 asist), Aslı Sevinç 4 (3 ribaund)


Fenerbahçe - Burhaniye Belediyesi
Maç pazartesi günü 19:00'da Caferağa Spor Salonu'nda oynanacak.

Liderlik Keyfi Sürüyor

İstanbul Üniversitesi:61 - Galatasaray:83
Galatasaray üst üste son dakikalarına nefes nefese girdiği maçlar oynadıktan sonra, Tamika'sız çıktığı son lig maçında, rahat bir galibiyet aldı. Galatasaray, kadrodaki 12 oyuncunun da süre aldığı ve hepsinin en az bir saha içi isabeti bulduğu bu günde, ribaundlarda -özellikle hücum ribaundları- oluşturduğu ciddi farkla 22 farklı galibiyete ulaştı. 2. çeyrekte sahada yer alan ikinci beşin alışılanın aksine etkili bir hücum performansıyla, ilk kez çift hanelere çıkan farkın mimarı olması da atlanmaması gereken bir detaydı bu maç için.

Maça 8-0'lık bir seri ile başlasa da Galatasaray, İstanbul Üniversitesi bu ilk darbenin ardından geri dönebildi. Aslında ilk yarı boyunca da Galatasaray farkı açıp, daha sonrasında bir gevşeme ile İstanbul Üniversitesi'nin"hadi oynayalım" demesine ihtiyaç duydu. İstanbul Üniversitesi oyuna tutunurken, çok az top kaybetmelerinin, kimi zaman denedikleri ön alan baskısının ve Seimone'nin çok kötü şut atmasının payı vardı. Üçüncü çeyrekte 20'lere yaklaşan fark, İstanbul Üniversitesi'nin son çabasıyla 11'e inse de son çeyrek için gücü kalmadı artık ev sahibi ekibin. Maça iyi başlayan fakat faul problemine girmesinden dolayı benchte fazla süre geçirmek zorunda kalan Bahar Çağlar'ın son çeyrekteki iyi dönüşüyle fark büyümeye başladı ve Galatasaray'ın keyifli oyunu için fırsat doğdu. Maçın son sayısını takımın en genç ferdi Gözde Yürük'ün bulmasıyla da olabilecek en mutlu son gerçekleşmiş oldu.

Avcılar Spor Salonu'nun potaları Seimone ve Sylvia'ya çok yabancı gelmiş olmalı. Seimone 2/12 ile iki sayılık atış sokabilirken, Sylvia da pota altında aldığı toplarda dahi fazlaca karavana atıp, şaşırttı bizleri. Tabii yanlış anlaşılma olmasın, Syl maçı 23 sayı-12 ribaund ile bitirdi. Gintare özellikle 2. çeyrekte çok etkili oldu. Blokları, asistleri, pota altından ve faul çizgisinden yüksek isabeti ile uzun bir süreden sonra alkışları hak etti. Bahar Çağlar tüm güzel oyununa rağmen, şu faul sorununu çözememesiyle bizi kendi izlemekten mahrum bıraksa da çift haneli skor katkısından dolayı alkışı hak eden bir diğer isimdi. Tabii gözlerimiz bir diğer yandan, Üniversite'nin milli oyuncuları Bahar ve Mehtap'ın da üzerindeydi ama her ikisi için de çok iyi bir gün olduğunu söyleyemeyiz. Şu maça özel bir durum olmadığını bildiğimden; Mehtap'ın şut tercihlerinde biraz özeleştiri yapması lazım. Savunmadaki çabasını taçlandırıp, gerçekten üst seviye bir oyuncu olması için şut becerisini yükseltmesi gerekiyor.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ: 61
Aylin Korkmaz: (08:14, 0 sayı, 0/2 şut)
Bahar Yapar: (30:33, 6 sayı, 7 ribaund, 1 top çalma, 1 top kaybı, 2/11 şut)
Okeisha Howard: (30:40, 4 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 2/8 şut)
İlknur Dumlu: (07:39, 0 sayı, 1 ribaund, 0/6 şut)
Özlem Çakmakçı: (01:29, 2 sayı, 1/2 şut)
Mehtap Gezer: (30:47, 2 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 1/10 şut)
Matee Ajavon: (31:45, 11 sayı, 1 ribaund, 3 asist, 2 top kaybı, 4/11 şut)
Yelda Kavazoğlu: (05:45, 0 sayı, 0/1 şut)
Ashley Star Paris: (33:32, 23 sayı, 11 ribaund, 5/8 şut)
Danielle Grant: (19:36, 13 sayı, 3 ribaund, 1 blok, 6/7 şut)

GALATASARAY MEDICAL PARK: 83
Tuğba Palazoğlu: (18:58, 8 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 3/5 şut)
Doneeka Hodges: (19:35, 5 sayı, 2 ribaund, 4 asist, 3 top kaybı, 2/6 şut)
Gözde Yürük: (01:55, 2 sayı, 1 top kaybı, 1/1 şut)
Bahar Çağlar: (13:20, 12 sayı, 7 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı, 6/8 şut)
Işıl Alben: (23:14, 3 sayı, 5 ribaund, 4 asist, 3 top kaybı, 1/5 şut)
Gülşah Gümüşay: (14:42, 2 sayı, 3 ribaund, 1/4 şut)
Gintare Petronyte: (14:38, 9 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 2 blok, 2/2 şut)
Nihan Anaz: (18:33, 5 sayı, 3 asist, 1 top çalma, 2/3 şut)
Melisa Can: (26:03, 10 sayı, 10 ribaund, 4 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 5/8 şut)
Seimone Augustus: (23:40, 4 sayı, 7 ribaund, 4 asist, 2/12 şut)
Sylvia Fowles: (25:22, 23 sayı, 12 ribaund, 2 top kaybı, 1 blok, 11/17 şut)

25 Şubat 2011 Cuma

İade-i İtibar: Spartak, Spartak'tır

İstanbul'da 16 sayıdan kaybedilen maçın ardından, Rusya'daki rövanş öncesinde hala Fenerbahçe'nin rakibini yenebileceğine dair düşünceler vardı ama Spartak Moskova kapıyı erken kapattı. İlk 4.5 dakikada skor üretemeyen Fenerbahçe, maçın bitimine 5 saniye kalana kadar bir daha sayı üretemeyecek Esmeral'in elinden 8 sayı bulduğu ilk çeyreği 20-16 ile fena olmayan bir skorla kapadı ama ikinci çeyreğin de başlangıcı çok farklı değildi. İlk 5 dakikada sadece 1 basket atabilen Fenerbahçe bu dönemde 30-19 geriye düştü. Matovic'in üst üste sayılarıyla fark 5'e kadar inse de Prince'nin son saniye isabetiyle Spartak soyunma odasına 34-27 önde gitti. Üçüncü çeyrek ise Spartak'ın savunmasının üst noktaya ulaştığı ve hücumda da vurup geçtiği yer oldu, 24-10'luk çeyrek skorunu versek yeterlidir herhalde. Spartak'ın 19 sayı önde girdiği ve Fenerbahçe'nin de bir seri yakalayamamasıyla karşılıklı basketlerle geçen son çeyrek sonunda da 74-56'lık bir galibiyet ile Spartak, final-four biletini kaptı.

Her iki maçı da izleyemediğim için sadece istatistikler üzerinden konuşabiliyorum, seri öncesinde Sporingen'de yaptığımız seri değerlendirmesinde denk uzunlardan bahsetmiştik, zaten iki maçta da temel sorun uzunların birbirine üstünlük kurmasında değil, Prince başta olmak üzere Spartak kısalarının oluşturduğu farktı. Caferağa'da 19 sayı atıp geri dönüşün kahramanlarından olan Prince, bugün de 22 sayı ile yine fark yarattı. 3'er asist üzerine İstanbul'da 12, Moskova'da 13 sayı atan Sue Bird'i de unutmayalım. Buna karşılık her iki maçın sonunda da Fenerbahçe'nin çift hanelere ulaşan tek kısası Esmeral oldu, o da maç bittikten sonra attığı 3'lük ile geçti çift hanelere. Jekabsone'nin 3'er şut üzerinden ulaştığı 8-8, toplam 16 sayısı var. Eğer Spartak'ta oynarken yapsaydı bunu değerli bir katkı olabilirdi ama sahada olmasının en büyük nedeni olan şutlarında, maç başına 3 kere isabet yakalaması, Fenerbahçe'nin bu seviyede maç kazanması için yetersizdi. Angel McCoughtry de UMMC maçında 26 sayılık bir başlangıç yapmasına rağmen sonraki zorlu maçlarda çok pasif kaldı. Bugün ilk sayısını üçüncü çeyrek ortalarında, farkı 13'e indiren turnikesinden bulan Angel şaşırtmaya devam ediyor. Kendisi Good Angels-Atlanta Dream-MKB Euroleasing'de harika işler yapıp buraya geldi ama geliş zamanı ve yerine geldiği isimler konusundaki tartışmalar dolayısıyla hak ettiğinden az değer buldu. WNBA'deki takımını finale götüren Angel, benzer bir güven ortamında Fenerbahçe'yi de en azından Final-Four'a taşıyabilirdi ama bunu yapan hiç beklenmedik bir şekilde çaylak, WNBA'de playoff yapamayan Sky'ın bench oyuncusu, geçtiğimiz sene Botaş formasıyla ülkemizde oynayan Epiphanny Prince oldu. Hani Pokey Chatman'ı çok eleştiriyoruz ama hücumda bazı oyuncularına aşırı özgürlük tanıyan sistemi ve Prince menşeli hızlanan hücumlara dizgin vurmaması ile büyük bir zafer kazandı. Biz Chatman'ı Ratgeber'in asistanı olarak görmeye devam ederken, Ratgeber özellikle rotasyon konusunda hatalar yaparak ve iki maçta da gidişatı kıramayarak başarısız bir eşleşme çıkardı. Büyük bir ihtimalle yarı finalde eşleşecekleri UMMC'yi de geçebilirlerse Pokey Chatman'dan özür dileme vaktidir.

Gruptan sadece 1 deplasman galibiyeti, 4 mağlubiyet ile çıkan, çeyrek finalde Beretta-Famila'yı 2-1 ile geçerken iç sahadaki galibiyetlerini 5 ve 6 sayılık galibiyetlerle ucu ucuna alan, kadrosundaki tek büyük star Sue Bird olan Spartak'ın, son dört senenin şampiyonu Spartak olduğunu hatırlaması seri öncesi en büyük çekinceydi ama bu sezon bunu bana 3. kez yazdırıyorlar; Spartak, Spartak'tır. Ama şu Spartak ne olursa olsun, buraya 12-0'lık galibiyet serisiyle gelen, Diana ve Penny olmadan hem de ufak farkla yenilme lüksleri varken UMMC'yi yenen Fenerbahçe'nin bu şekilde elenmesi beklenti dışı oldu. Seri öncesinde:
"Fenerbahçe'nin Spartak'a göre daha avantajlı olduğu kesin ama Fenerbahçe de sıfır sorunla gelmiyor bu seriye. Angel McCoughtry'nin takıma adapte olamaması, Horakova'nın istikrarsız performanslar sergilemesi, Sutton-Brown bu seride daha fazla süreler alacaktır ama Nevriye-Matovic ikilisinin yedeklenememesi ve Anete Jekabsone'nin Spartak tarafından çok iyi tanınan bir oyuncu olmasıyla savunmasının kolaylaşması Fenerbahçe'nin gözüken handikapları bu seri öncesinde. Çetin Yılmaz gözlüğü ile olaya bir de Spartak özelinde iyimser bir şeyler bulmaya çalışırsak; kazanan takım kimliklerini hatırlamaları ve bu seriyi gurur meselesi yapmaları gibi mental sebepler var korkutucu olabilecek. Saha içinde ise, en büyük avantaj kuşkusuz Sue Bird. Oynayacak tüm isimlerin Sue tarafından beslenecek olmaları etkilerini yükseltecektir. Epiphanny Prince'nin hızı, açık alanda Fenerbahçe'nin başını ağrıtabilir ama Spartak'ın oyunu çok hızlandırmak isteyeceğini sanmıyorum." derken, Spartak'ın tüm avantajlarını sandığımın çok ötesinde kullanmasıyla ters köşeye yattık.

Artık diyecek fazla bir şey yok, iki Spartak maçının arasına sıkışan 12 maçlık galibiyet serisi ve Avrupa macerası, 2 Spartak mağlubiyeti ile sona eriyor Fenerbahçe için. Üst üste 5. kez çeyrek finalde veda ve son 6 sezonda 12 karşılaşmada 11. Spartak mağlubiyeti. 

23 Şubat 2011 Çarşamba

Türkiye Kupası'nda Eşleşmeler Belli Oldu

11-14 Mart tarihleri arasında Gaziantep'te düzenlenecek Kadınlar Türkiye Kupası'nda çeyrek final eşleşmeleri belli oldu. Buna göre Sarayın Sultanları, ilk turda Botaş ile karşılaşacak.

Botaş - G.Saray Medical Park
F.Bahçe - Panküp Kayseri
Mersin BŞB - Tarsus Bel.
Beşiktaş Cola Turka - Samsun Basket


Yarı finaldeki eşleşmeler de belirlendi bu arada. Buna göre Mersin BŞB - Tarsus galibiyle Beşiktaş Cola Turka - Samsun Basket galibi ilk finalist olmaya çalışacak. Diğer tarafta ise F.Bahçe ve G.Saray'ın finalist olma çabası yaşanacak. Geçen yıl finalde karşı karşıya gelen iki takım bu kez kozlarını yarı finalde paylaşacak gibi gözüküyor, terslik olmazsa.

F.Bahçe: 78 - Spartak Moskova: 86 || Çeyrek Final Laneti

Yakın geçmiş dönemde iki takım arasında oynanan son 10 karşılaşmada alınan 9 F.Bahçe mağlubiyetinin acısını çıkarırcasına maça mükemmel bir başlangıç yaptı sarı lacivertliler. Nevriye - Matovic ikilisinin boyalı bölgedeki üstünlüğü, Birsel ve Esmeral'in alışılageldik kusursuza yakın oyunu Angel'ın kötü bir gün geçirmesini törpüleyerek 15. dakika skorunu 37-20, devreyi de 47-31 olarak belirledi. Prince'ın içine girilerek yapılan baskılı savunmayla ritm bulmasının engellenmesi, Mc-Williams'ın fiziksel savunma noksanlığının üzerinden yapılan hücumlar, Spartak 31 sayı üretirken Nevriye - Matovic ikilisinin çok yüksek yüzdeyle tam 30 sayı yazması ve Vieru'nun henüz bu seviyede yaşadığı hamlık devrede farkı yaratan noktalardı. 47-31, bu seviyede çok ciddi bir fark. Üstelik sadece 20 dakikada. Ayrıca maçın başında geciken Pokey Chatman molası da devrenin notları arasında.

İkinci yarı başladığında ise tüm senaryo terse döndü adeta. İlk devrede ritm bulamayan Prince ve Sue Bird ikilisi şut kaçırmadan arka arkaya 10 sayı üretirken Esmeral'in üçlüğü sadece kısa bir an nefeslendirebildi takımı. Arkadan Mc-Williams - Osipova - Quinn üçlüsü de yumrukları sıralamaya başladığında koç Ratgeber'in halen mola almamış olması çok şaşırtıcıydı gerçekten. Skor 57-53'e geldiğinde mola aldı koç. Bu maç başındaki geciken Poket Chatman molasından daha geç alınmış ve her açıdan daha ölümcül bir hataydı. Nevriye - Matovic ikilisinin yürüyecek halinin kalmadığı periyotta tam 28 sayı yedi F.Bahçe. Rakamın daha vurucu olması açısından devrede yenen 31 sayıyı hatırlatmak lazım. İki uzun dinlendirilemediği için iki yönde de oyundan düştü, Angel zaten çok kötü günündeydi ki bu da tesadüf değil kesinlikle koçun onu tercih ettiği noktayla alakalı bana kalırsa. Tempo yapan, oyunu hızlandıran bir Spartak Moskova vardı 2.yarıda parkede. Ligde alınan G.Saray mağlubiyetinde de benzer düşüncelere sahip bir takım vardı sahada, hatırlatayım. Bu takımın panzehiri bu olarak gözüküyor, özellikle 2. yarılarda. Dar kullanılan rotasyonun dili dışarıya çıkmaya başladığında. Tüm bunların üstüne bir de takımın tek şutörü Jekabsone, bu sisteme bir türlü dahil edilemeyince kaçınılmaz son bir kez daha gerçekleşti. Ve ikinci yarıda tam 55 sayı üreten Spartak Moskova, 18-18 serbest atış isabetiyle iki takım arasında oynanan 11. karşılaşmadan 10. galibiyetiyle ayrılarak Moskova'daki 2. maç öncesi önemli bir avantajı cebine koydu.

Yaşanan sorunlara rağmen takımın geldiği noktada en büyük pay sahibi olan koç Ratgeber'in bugünkü mağlubiyette çok ciddi bir payı var. Hem oyunu okuyamama hem de yanlış hamleler anlamında. Hiçbir zaman koçları teknik anlamda eleştirebilecek yeterlilikte görmedim kendimi, sadece yansıyanları kendi penceremden dillendirmeye çalışıyorum, altını çizmekte fayda var. Bugünkü çok temiz hatalar ise doğrudan sonucu belirledi. En basitinden son periyotta rüzgar dinip skor dengeye gelmek üzereyken mola dönüşü gelen tam saha baskı tercihi herşeyi bitirdi. Sue Bird ve Prince'ın yer aldığı beş bu baskıyı kolayca geçip cezayı kesti hemen. Sutton Brown'un yalnızca 2 dakika sahada kalması bir diğer hata mesela. Oynatılmayacaksa eğer hiç alınmasaydı keşke. Aralarında halef-selef durumu bulunan iki koç arasında Ratgeber'in koca bir adım önde olduğunu ve bunun ciddi bir avantaj getireceğini yazmıştım maçtan önce. Tam tersi gerçekleşti ve Chatman'ın takımı 2.yarıda tam 55 sayı üreterek Ratgeber karşısında 1-0 öne geçmeyi başardı.

Serinin ikinci maçı Cuma günü Rusya'da oynanacak. Ev sahibi avantajını lehine çeviren Spartak Moskova'nın zor bir deplasman olduğu gerçeği ortada. Eski yenilmez takım olmadıklarını da bugün ilk 20 dakikada gördük. Bu ruh halinden bir an önce kurtulup o maça hazırlanmak gerekiyor. O gün kazanmak için sadece doğru basketbol ya da doğru coaching yetmeyecektir. Yürek koymak, karakteri parkeye yansıtmak gerekiyor ki iki yıldızını kaybetmiş olsa da bu takım bunu yapabileceğini gösterdi. Çok değil, bugünkü maçın ilk 20 dakikasında bile. Umutlar kırılmış olsa da bitmiş değil. Seriyi yeniden Caferağa'ya döndürebilmek mümkün. Kısa bir ara, Cuma'ya her anlamda kader maçı.

22 Şubat 2011 Salı

Güzel Bir Gün: 22 Şubat

90'lar

Küçük Kız: Hayalleri, sevdası ve onlara koşan azmi. Işıl büyüyor...

1998-2006 

İlk Adımlar: İstanbul Üniversitesi'nde büyümeye devam ediyor...


Rekabet Başlıyor: İleride hayatının gidişatını belirleyecek rekabetin hazırlık turları. Mağlubiyetler mateme, galibiyetler düğüne eş değer olacaktı yıllar sonra...


One Love: Fenerbahçe'ye karşı oynamaktan daha da zor onun için. O pankart ve Işıl, yollar kesişecek merak etmeyin...

2004-18 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası: Işıl, En İyi Beş'te. 19.6 sayı-9.1 ribaund-3.9 asist-4.3 top çalma ile bu istatistiklerin hepsinde takımının lideri, tüm oyuncular içinde hepsinde en önlerde. Yaş grubu içinde Avrupa'nın en iyi oyun kurucusu...


 Hedef Büyüyor: O, artık A Milli Takım'ın da en önemli parçalarından biri...

 2006-2007
Zor Bir Gün: Üstündeki forma kırmızı, Galatasaray'ın sahasında ama O hala Galatasaray'a rakip olarak oynuyor. Kuşkusuz çok değişik duyguların içinde...

2007-2011

 
Galatasaray İçin Önemli Bir Gün: Galatasaray'a ayak bastığı ve birçok şeyin seyrini değiştirdiği gün. 10 numaralı forman sana çok yakışacak...


11 Ekim 2008: Galatasaray:71 - Fenerbahçe:55 (Cumhurbaşkanlığı Kupası) Galatasaray ile ilk kupası. Işıl; 10 sayı-8 asist-6 ribaund ile büyük pay sahibi. Kupasını tribüne getiren kız, başka bir ihtimal yok seni çok seviyoruz...

9 Nisan 2009: Galatasaray Eurocup Şampiyonu, hepimizin en mutlu günlerinden biri.  O, 9 sayı-6.2 asist-6 ribaund-3.3 top çalma ortalamalarıyla şampiyon takımın beyni. Asist ve top çalma istatistiklerinde takımın birincisi, tüm organizasyon içinde de 3. ve 4. sıralarda. 


27 Nisan 2009: Her şey istediğimiz gibi gidemezdi ama bu da çok ağırdı işte...

Asla Vazgeçme: İşi bitmemişti, vazgeçmedi, çalıştı, çalıştı ve çalıştı...

O Artık Kaptan: Tam manasıyla geri döndüğünde, taraftarının ona ilk günden beri yakıştırdığı unvan artık omuzundaydı. Çok da yakıştı...

Ve 22 Şubat 2011: Kaptan 25 yaşında! İyi ki doğdun, çocukluğunda tutulduğun aşk, oyundaki yeteneklerin, zor zamanındaki azmin, karakterin, insanlığın bizlere ilham veriyor. Parçalın, 10 numaran ve kaptanlığın sana çok yakışıyor. Sana yakışanlarla birlikte nice yıllara...

Bir 22 Şubat Günü
: Artık o küçük kız değil, milyonların sevgilisisin. Büyük dağın dumanı da büyük olur.

Hak ettiğimizi hala almış değiliz, almadan da bırakamayız seni. Bu yolda Fenerbahçe'den daha ciddi rakipler de varmış, Galatasaray'da geçirdiğin gün sayısıyla beraber öğrendik bunları. Onları yenmeden üstündeki formanı çıkarmak sana yakışmaz. Özel insan, Galatasaray camiası seni sandığından daha da çok seviyor. Eğer yaş haddinden başka bir nedenle ayrılacaksak senden, bu üç noktalar daim kalacak hepimiz için. Ve hiç istemiyoruz bunu...

İyi ki Doğdun Gülşah
Doğduğun günle, Galatasaraylılığınla, yeteneklerinle, ne yazık ki sakatlığınla bile Işıl'a benzeyen Gülşah, inşallah Işıl kadar sevilmek sana da nasip olur. Öyle olacağına inancımız tam. Doğum günün kutlu olsun, sarı-kırmızı forman ve başarılarla nice yıllara!

21 Şubat 2011 Pazartesi

TKBL Puan ve Form Durumu

Puan Durumu:
1. Galatasaray 17-2 (İç Saha: 10-0) (Dış Saha: 7-2)
Attığı:1429 Yediği:1189 
Form Durumu: GGGMG
Mevcut Seri: 1 Galibiyet
Kalan Maçlar: İstanbul Üni (D), Ceyhan, Panküp Kayseri (D)

2. Fenerbahçe 17-2 (İç Saha: 9-0) (Dış Saha: 8-2)
Attığı:1648 Yediği:1282
Form Durumu: GGMGG
Mevcut Seri: 2 Galibiyet

Kalan Maçlar: Burhaniye, Beşiktaş (D), Botaş


3. Tarsus Belediye
 13-6 (İç Saha: 6-3) (Dış Saha: 7-3)
Attığı:1426 Yediği:1326
Form Durumu: GGGGG
Mevcut Seri: 6 Galibiyet
Kalan Maçlar: Mersin BŞB, Burhaniye (D), Beşiktaş


4. Panküp Kayseri
 13-6 (İç Saha: 7-2) (Dış Saha: 6-4)
Attığı:1293 Yediği:1240
Form Durumu: GGMGG
Mevcut Seri: 2 Galibiyet
Kalan Maçlar: Ceyhan, Botaş (D), Galatasaray


5. Beşiktaş
 11-8 (İç Saha: 6-4) (Dış Saha: 5-4)
Attığı:1304 Yediği:1271
Form Durumu: MGMGM
Mevcut Seri: 1 Mağlubiyet
Kalan Maçlar: Botaş (D),  Fenerbahçe, Tarsus (D)

6. Botaş
 11-8 (İç Saha: 8-3) (Dış Saha: 4-6)
Attığı:1467 Yediği:1427
Form Durumu: GMGGM
Mevcut Seri: 1 Mağlubiyet
Kalan Maçlar:  Beşiktaş, Panküp, Fenerbahçe (D)

7. Mersin BŞB
 8-11 (İç Saha: 6-4) (Dış Saha: 2-7)
Attığı:1208 Yediği:1230
Form Durumu: MGGMM
Mevcut Seri: 2 Mağlubiyet
Kalan Maçlar: Tarsus (D), Samsun, İstanbul Üni (D)


8. Samsun Basketbol
 7-12 (İç Saha: 4-5) (Dış Saha: 3-7)
Attığı:1346 Yediği:1393
Form Durumu: MMMGM
Mevcut Seri: 1 Mağlubiyet
Kalan Maçlar: Alanya, Mersin BŞB (D), Burhaniye


9. Ceyhan Belediye
 6-13 (İç Saha: 3-7) (Dış Saha: 3-6)
Attığı:1305 Yediği:1410
Form Durumu: MMMMG
Mevcut Seri: 1 Galibiyet
Kalan Maçlar: Panküp Kayseri, Galatasaray (D),  Alanya


10. İstanbul Üniversitesi 
5-14 (İç Saha: 4-5) (Dış Saha: 1-9)
Attığı:1329 Yediği:1426
Form Durumu: MMGMM
Mevcut Seri: 2 Mağlubiyet
Kalan Maçlar: Galatasaray, Alanya (D), Mersin BŞB


11. Burhaniye Belediye 4-15 (İç Saha: 2-8) (Dış Saha: 2-7)
Attığı:1250 Yediği:1510
Form Durumu: GMGMG
Mevcut Seri: 1 Galibiyet
Kalan Maçlar: Fenerbahçe (D), Tarsus, Samsun (D)


12. Alanya Belediye 2-17 (İç Saha: 1-9) (Dış Saha: 1-8)
Attığı:1256 Yediği:1557
Form Durumu: MMMMM
Mevcut Seri: 15 Mağlubiyet
Kalan Maçlar: Samsun (D), İstanbul Üni, Ceyhan (D)

19. Hafta Sonuçları

Mersin BŞB:57 - Fenerbahçe:80
Mersin uzunca bir süredir Scholanda Robinson'u kullanamıyorken, Larkins de bu maçta süre alamayınca sahaya 2 yabancıyla gelmek zorunda kaldılar. İlk çeyreğe çok hızlı bir başlangıç yapsa da ev sahibi ekip, Fenerbahçe çeyrek sonunda maçı dengeye getirip, 2. ve 3. çeyreklerde de ciddi bir fark oluşturdu skorda. Fenerbahçe'nin salı günü çıkacağı Spartak maçına kadar dinlenme fırsatı olması için cuma günü oynanan bu maçta, koç tarafından sürelerinde iyi ayarlandığını görüyoruz. Sarı-lacivertlilerde Matovic, Angel, Jekabsone, Esmeral ve Nevriye çift hanelerde skor üretirken, Birsel de 11 asist ile tamamladı maçı.

Burhaniye Belediye:78 - Botaş:73
Burhaniye ilk çeyrekte 13 sayı avantaj yakalayıp, maç sonuna kadar da Botaş'tan kaçmayı başardı ve kümede kalma umutlarını sürdürdü. Burhaniye'nin size olarak sıkıntılı uzunlarına karşı Santos ve Frazee'nin 16'şar sayı üretmesine karşın, 18 sayı atsa da özellikle çizginin gerisinden fazlaca karavana atan Jolene Anderson üzerinden hücum ısrarı Botaş'ın galibiyetini engellemiş gibi gözüküyor. Ev sahibi ekipte, LaToya Thomas ve Allyson Hardy takımlarına ciddi katkı vermeyi sürdürüyorlar. Burhaniye'ye yerlilerden gelen 25 sayılık katkı da önemli tabii.

Ceyhan Belediye:84 - İstanbul Üniversitesi:77
6 maçlık mağlubiyet serisine tutulan Ceyhan, Monique Coker'ın geri döndüğü maçta İstanbul Üniversitesi'ni mağlup edip, ligde kalmayı büyük ölçüde garantiledi. Coker da dahil olmak üzere yabancılarından çok yüksek katkı alan Adana temsilcisi, kazanıp bir basamak yükseldiği bu haftada kritik bir galibiyet elde etti yakın rakibi Üniversite karşısında. Bireysel performansları biraz öne çıkarmak gerekiyor bu maçta; Aisha Mohammed 19 sayı-20 ribaund, McBride 19 sayı (4/4 üçlük)-9 asist, Perkins 11 sayı-4 asist-4 top çalma, Coker 13 sayı ile oynarken, İstanbul Üniversitesi adına da Bahar Yapar 13 sayı, Mehtap Gezer 6 sayı-3 ribaund-4 asist-3 top çalma-4 blok, Ajavon 22 sayı, Howard 17 sayı ile oynadılar. Güzel rakamlar ve ilginç istatistikler var, o yüzden altını çizme ihtiyacı duydum.

Beşiktaş:66 - Panküp Kayseri:76
İlk maçta favori Panküp'ken 11 sayılık bir galibiyet alan Beşiktaş, kendi evinde ise ilk yarıdakine daha kolay gözüken bu maçta rakibine mağlup oldu. Beşiktaş'ta Izi hariç hiçbir oyuncu çift hanelere ulaşamazken, konuk ekipte 4 oyuncu çift hanelerde skor üretti. Takımının en skoreri de olan İlsu Darıcıoğlu'nun 18 sayılık katkısı çok önemliydi kuşkusuz. Pringle (14 sayı-17 ribaund-2 blok) ve Sanford (12 sayı-10 ribaund) ile pota altında büyük üstünlük kuran Panküp, takım ribaundlarında da 33-50 gibi bir fark yakaladı. İlsu'nun da yayın gerisinden yaptığı katkı ile Panküp, özellikle ilk yarısını çok iyi oynadığı bu maçtan önemli bir galibiyetle ayrıldı.

Alanya Belediye:56 - Tarsus Belediye:74
Beyaz bayrağı çekmiş, artık ligin bitişini bekleyen Alanya, Tarsus'u ağırladı bu hafta. Tarsus'un galibiyet serisini  6 maça çıkarması ve 3'ü yerli 5 oyuncusunun çift hanelerde skor üretmesi haricinde söyleyecek pek bir şey yok bu dair. 

19 Şubat 2011 Cumartesi

Yabancı Bir Salon Yabancı Bir Takım


Galatasaray:79 - Samsun Basketbol:73
Aslında çok da yabancı olmadığımız ama son yıllarda sadece bir Fenerbahçe için gittiğimiz Ahmet Cömert'te oynanınca maç, bir hafta önce Abdi İpekçi'deki performansa da yabancı oyuncular gördük sanki. Neyse ki yabancı oyuncular günündeydi de bonkör günündeki Galatasaray'ı bu maçtan çıkarmasını bildiler. Doneeka Hodges'ı sene sonunda Samsun performansları ile hatırlayacağız herhalde, Samsun'daki ilk maçta 21 sayı üreten Doneeka, bugün de 17 sayı ile oynadı. Daha da önemlisi bu sezon ligde çıktı diğer 11 maçın sadece 1 tanesinde çift hanelerde skor üretebildi Doneeka Hodges.

Son maçların aksine rotasyonun geniş tutulması, savunmanın gerekli çizgiye oturtulmaması ve yerli katkısının minimumda kalması sıkıntılı ve istikrarsız Galatasaray'ı geri getirdi. Geri getirdi derken, Seimone Augustus'un da eski günlerden gelen bir performansı vardı. 23 sayı-3 ribaund-2 asist-2 blok ile oynadı Amerikalı yıldız. İstikrarsız Galatasaray'ı hiç özlememiştik ama Seimone'yi böyle izlemeyi özlemişiz. Elini taşın altına sokup sorumluluk alması ve sonucu getirmesi güzeldi. Adair ile Tatum Brown'un sıkıştırmalarında kimi zaman top almakta zorlansa da, Sylvia'nın kendi standartlarında normal, normal bir oyuncu standardında ise iyi bir maç çıkarttığını söyleyelim. Yerli oyunculara gelirsek, Bahar Çağlar'ın artık şu faul durumunu ayarlaması gerekiyor. Takıma çok daha faydalı olabileceği şu günde, bu faul sorunundan ötürü çekingen oynamak, elinin sıcak olduğu anları kenarda geçirmek zorunda kalıyor, cidden yazık oluyor. Sonuçta 4 faullüyken bile gayet etkili bir savunma yapabilecek, mental ve fiziksel yeteneklere sahip bir oyuncudan bahsediyoruz. Işıl (1/9), Tuğba (1/6) ve Michelle (1/5) 3/20 saha içi isabetiyle oynarken, Gülşah'ın sadece 10 dakika sahada kalması bir yanlış, sadece bir top kullanması başka bir yanlış. Gülşah'ın en bilinen özelliği olan şutörlüğünün, en azından bu ve benzer şartlar altında daha etkin kullanılması gerekiyor, tabii Gülşah'ın da daha cesur olması. Sonuçta toplar, potalar ve Gülşah'ın bilekleri her yerde aynı.

Eksikleri olan, 3 yabancıyla oynayan, ikinci yarının en istikrarsız ekiplerinden Samsun, nasıl oluyor da Galatasaray'ı bu kadar zorlayabiliyor diye sorgulamak lazım. Galatasaray üst üste maç yapmayı mı kaldıramıyor, her şey Tamika'ya mı bakıyor, Sylvia iyi tutulduğunda neden bu kadar bocalıyoruz? Bunları çözmeden playoff'a başlarsak, geçen hafta ağzımıza çalınan bir parmak bal, sirkeye dönüşecek gibi gözüküyor.


GALATASARAY MEDICAL PARK (79):
Tuğba Palazoğlu: (24:49, 3 sayı, 3 ribaund, 3 asist, 3 top çalma, 4 top kaybı, 1/6 şut)
Doneeka Hodges: (21:06, 17 sayı, 2 asist, 2 top kaybı, 7/10 şut)
Bahar Çağlar: (17:51, 8 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 2 top çalma, 2 top kaybı, 3/4 şut)
Işıl Alben: (25:06, 2 sayı, 4 ribaund, 4 asist, 3 top çalma, 1/9 şut)
Gülşah Gümüşay: (08:59, 0 sayı, 1 ribaund, 0/1 şut)
Gintare Petronyte: (10:16, 2 sayı, 2 ribaund, 2 top çalma, 2 top kaybı, 1 blok, 1/1 şut)
Nihan Anaz: (12:00, 2 sayı, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 1/2 şut)
Melisa Can: (21:10, 6 sayı, 5 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 3 top kaybı, 1/5 şut)
Seimone Augustus: (28:59, 23 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 2 blok, 10/15 şut)
Sylvia Fowles: (29:44, 16 sayı, 10 ribaund, 1 asist, 2 top kaybı, 1 blok, 7/11 şut)


SAMSUN BASKETBOL (76): 
Cansu Aslan (2 ribaund-1 asist), Deniz Boz 4 (2 ribaund-4 asist), Ceyda Kozluca 7 (4 ribaund-1 asist), Gülşah Akkaya 14 (5 ribaund-2 asist), Jessica Adair 21 (10 ribaund), Tatum Brown 12 (9 ribaund-2 asist), Kristi Toliver 7 (1 ribaund-4 asist), Makbule Amachree 8 (1 ribaund-2 asist)

19. Hafta Programı

18 Şubat, Cuma
Mersin BŞB:57 - Fenerbahçe:80
19 Şubat Cumartesi
14:00 Burhaniye Belediye - Botaş
15:00 Galatasaray - Samsun Basket (AHMET CÖMERT)
20 Şubat, Pazar
14:00
Ceyhan Belediye - İstanbul Üniversitesi
15:30 Beşiktaş - Panküp Kayseri
18:00 Alanya Belediye - Tarsus Belediye

17 Şubat 2011 Perşembe

Ligde 18. Hafta Sonuçları


Panküp Kayseri:63 - İstanbul Üniversitesi:49
Panküp'ün 24-8'lik ilk çeyrek skorunu göz önüne aldığımızda, iyi başladıkları maçı fazla da zorlanmadan kazandıklarını görüyoruz. Barbara Turner, Nakia Sanford (double-double yaptı), Aynur Metin ve Latoya Pringle'nin çift hanelere çıktığı bu maçta VJ'in de 4 sayı-9 asist-5 ribaund'luk katkısı oldu. Panküp'ün birinci oyun kurucusu Gizem Yavuz'un bu maçta oynamadığını da belirtelim.

Botaş:58 - Mersin BŞB:53
Konuk ekip Mokango, Larkins, Jinks üçlüsünden ciddi katkı alsa da, son çeyreğine önde girdiği maçı kaybetti. Botaş'ta Jolene Anderson'un düşük skorlu şu maçta da 26 sayılık bir üretim sağladığını görüyoruz. Mersin'in ribaundlarda kurduğu 54-41'lik üstünlük (Mersin hücum rib: 21 - Botaş savunma rib:26) ve Mersin lehine 7-0'lık blok farkına rağmen yüzdesiz dış atışlar Mersin'i üzmüş bu maçta. Tuğçe (0/2), Tuğba (0/7) ve Jinks'in (2/10) ellerinden 2/19 dış atış isabeti, kaldırılması zor bir lüks Botaş karşısında.

Samsun Basketbol:75 - Ceyhan Belediye:64
Samsun'un 4 maçlık mağlubiyet serisini bitirdi, Ceyhan'ın ise 5 maçlık mağlubiyet serisine bir zincir daha ekledi bu maçın ardından. Samsun'da 3 yerli (Ceyda, Gülşah ve Deniz) oyuncunun çift hanelerde skor üretmesi hoş olmuş. Yine ev sahibi adına Adair'in 15 sayı-14 ribaund-2 blokluk katkısını atlamayalım. Ceyhan'da da Jia Perkins'in 21 sayı, Aisha Mohammed'in 10 sayı-10 ribaundluk katkılarına rağmen, Samsun'un ilk yarıda oluşturduğu farkı maç sonuna kadar koruduğunu görüyoruz.

Fenerbahçe:128 - Alanya Belediye:64
Smith ve Belgin'in gidişiyle beyaz bayrağı çeken Alanya, Fenerbahçe karşısında bir an önce bitmesini beklediği 40 dakikalık zulme maruz kaldı. Fenerbahçe'nin her dakikasında ve her alanında hükmettiği oyun 128 sayının atıldığı ve rakibin ikiye katlandığı bu galibiyeti getirdi. Jekabsone, Horakova, Birsel, Şaziye, Olcay, Nevlin veMcCoughtry'nin çift hanelere çıktığı bu maçta istatistik kağıdının her yanında Fenerbahçe'nin üstünlüğü var sahada da olduğu gibi. İyi bir mola oldu Fenerbahçe için, buna ihtiyacı olan Angel haricinde hiçbir rotasyon oyuncusunun 20 dakikadan fazla oynamadı bu maçta. Ev sahibi ekibin, ilk çeyreği 42-13 önde bitirdiği, 100 sayı barajını 3. çeyrekte aştığı maçın sonunda oluşan 128 sayının, bu sezonun en yüksek rakamı olduğu kesin. Fakat lig tarihinin de en iddialı rakamlarından biri olmalı bu 128 sayı.

Beşiktaş:75 - Burhaniye Belediye:61
Beşiktaş kırılma anlarını iyi oynadığı bu maçla, Burhaniye'nin umutlarını törpüledi. Beşiktaş'ta Sales ve Izi'nin 16'şar sayı üretirken, Salkauske 20 sayı-14 ribaundluk bir katkı sağladı. Ligin önceki döneminde 5 sayıyı zor geçen Litvanyalı'nın son üç maçta iyi katkılar vermesi dikkat çekici. Burhaniye'de Duygu Fırat'ın 4/6 üçlük isabetiyle 16 sayı, Latoya Thomas'ın da 18 sayı-11 ribaundluk çabaları yeterli olmadı Burhaniye galibiyeti için. Burhaniye'nin rakipleri de kaybederken, haftaların da bir bir azalması Balıkesir ekibinin kümede kalma umutlarını kırıyor.

*Hafta içi mesaisinin ardından, puan tablosunda bir değişme olmadı.

16 Şubat 2011 Çarşamba

Lidere Kötü Sürpriz


Tarsus Belediye:68 - Galatasaray:62
Galatasaray 11 maçlık galibiyet serisini, Tarsus'ta bıraktı. Fenerbahçe maçında kazandığı, bir maç lüksünü de 3 gün sonra harcamış oldu Sarayın Sultanları. Üçü İstanbul'da oynanacak kalan 4 maçlarını da kazanmaları halinde bu mağlubiyeti tolere etme şansları var.

Maça, takım halinde 3/9 saha içi isabetiyle başlayan Galatasaray, bu üç isabetinde sahibi Sylvia Fowles'ın sayılarıyla 4-6 öne geçti. Beş farklı oyuncusunun elinden skor üreten Tarsus 15-8 öne geçti ama Seimone ve Işıl'ın dış isabetiyle Galatasaray ilk çeyreğin sonunda farkı 2'ye kadar indirdi. İkinci çeyreğe de iyi başlayan taraf ev sahibi olunca, Ely'nin üçlüğü sonrasında fark 9'a yükseldi. Shyra Ely bu dakikadan sonra sazı eline aldı ve 3. çeyreğin de ilk 3 dakikası dahil olmak üzere Tarsus'un attığı sayıları Plenette Pierson'la ikisi ürettiler. Tarsus'un iki oyuncunun eline baktığı bu dönemde, Galatasaray 2. çeyrek sonundan itibaren farkı eritmeye başladı. İlk yarı skoru 31-28 Tarsus lehine olurken, Seimone Augustus'un devreye girdiği 3. çeyrek ortalarında Galatasaray, 4-6'dan sonra ilk kez öne geçti. Galatasaray'ın farkı en fazla 3'e çıkarabildi bu dönemde. Maçın yıldızı Dominique Canty'nin devreye girmesi ve takım arkadaşlarını da oyuna katmasıyla Galatasaray'ın skordaki liderliği çok uzun sürmedi ve Tarsus 3. çeyreği de 50-46 önde kapattı. İlk 30 dakikada sahaya hiç girmeyen Tuğba Palazoğlu, final periyoduyla birlikte oyuna girerken kısa sürede yaptığı iki top kaybı işleri zorlaştırdı takımı adına. Kübra ve Naile'nin de skora katkı yaptığı bu dönemde Seimone Augustus ile Sylvia Fowles'a yerli katkısı Gülşah'ın üçlükleri ile geldi. Bir dakikadan biraz fazla bir süreçte Tarsus potasına iki üçlük yollayıp, her ikisinin de ardından takımını öne geçirse de Gülşah, Canty liderliğindeki Tarsus hiç pes etmedi. Kaldı ki Gülşah'ın bitime 3:44 kala attığı sayılar Galatasaray'ı 60-62 öne geçirse de, takımın maçta bulacağı son sayılar olması kötü haberdi. Canty'nin asistleri ile önce Naile skoru eşitledi, sonra Pierson takımını tekrar öne geçirdi, basket faulüyle. Maçın kalan bölümünde Pierson'un elinden bir basket daha bulan Tarsus, aynı oyuncunun kendine yapılan taktik faullerden ilkini de sayıya çevirmesiyle maçı 68-62 kazandı. Bu maçın ardından Tarsus galibiyet serisini 5 maça çıkarırken, yazının başında da dediğimiz gibi Galatasaray'ın uzun süreli bir serisini de sonlandırmış oldu.

Maçı izlemediğimiz için, kağıt üstünde gördüklerimiz üzerinden konuştuğumuzu hatırlatalım. Galatasaray'da Sylvia Fowles'ın 22 sayı-9 ribaund-3 asist-5 blokluk iyi bir katkısı vardı ama bu bloklardan sonra ortada kalan topları alamayınca, üstüne sayılar geldiğini gördük. Moral bozucu olsa gerek. Seimone ve Sylvia 39 sayı üretirken, takımın diğer iki yabancısının toplam 4 sayı atabilmesi de mağlubiyete giden yol için iyi bir hazırlık olmuş. Aynı şekilde, takım halinde yapılan 20 top kaybı da sorgulanması gereken bir diğer nokta. Mağlubiyeti Tamika'nın gidişine bağlamak yersiz olacaktır. Sonuçta Galatasaray, Fenerbahçe hariç herkesi yenerken bu ligde Tamika yine yoktu. Biraz rehavet, biraz yorgunluk, ribaundlar ve top kayıplarındaki sorunlar ile Seimone'nin yüzdesiz başlaması belini büktü liderin. Kalan 4 maçı kazanırsa Galatasaray, bu maçın bir önemi olmayacak. Bu lüksünü kullandı Sarayın Sultanları, şimdi biraz diken üstünde olsalar da İstanbul'da 3/3 yapıp, son hafta Panküp karşısında, liderlik için ekstra bir motivasyonla, kazanacaklarına inancım tam. 


TARSUS BELEDİYE (68): Naile İvegin 6 (3 ribaund-1 asist), Dominique Canty 17 (4 ribaund-9 asist), Özge Yavaş 5 (2 ribaund), Kübra Siyahdemir 8 (2 ribaund-2 asist), Alexis Hornbuckle 6 (9 ribaund-4 asist), Plenette Pierson 18 (5 ribnaund-1 asist), Shyra Ely 8 (7 ribaund-1 asist). 

GALATASARAY MEDİCAL PARK (62): 
Tuğba Palazoğlu: (03:29, 0 sayı, 1 top çalma, 2 top kaybı, 0/0 şut)
Doneeka Hodges: (20:53, 2 sayı,  2 asist, 2 top kaybı, 1/5 şut)
Bahar Çağlar: (25:38, 0 sayı, 10 ribaund, 2 asist, 1 top kaybı, 0/5 şut)
Işıl Alben: (32:49, 6 sayı, 7 ribaund, 2 asist, 1 top kaybı, 2/4 şut)
Gülşah Gümüşay: (24:22, 9 sayı, 2 ribaund, 3/5 şut)
Gintare Petronyte: (05:11, 2 sayı, 1 ribaund, 1/1 şut)
Nihan Anaz: (06:03, 0 sayı, 1 top kaybı, 0/2 şut)
Melisa Can: (12:58, 4 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 3 top kaybı, 2/3 şut)
Seimone Augustus: (33:01, 17 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 4 top kaybı, 8/18)
Sylvia Fowles: (35:36, 22 sayı, 9 ribaund, 3 asist, 4 top kaybı, 5 blok, 10/13 şut)

Maç Günü: Tarsus Belediye - Galatasaray

Fenerbahçe galibiyetiyle büyük avantaj yakalayan Galatasaray, kalan haftalardaki kağıt üzerindeki en zor maçına çıkıyor. Son 4 haftada bir galibiyet serisi yakalayan Tarsus'ta, bir dönem sıkıntılar yaşanan tecrübeli oyuncu Plenette Pierson'un üst düzey formu dikkat çekiyor. Pierson 18.4 sayı-8.3 ribaund-1.1 blok ortalamasıyla takımın başarılı gidişinde en büyük pay sahibi. Dominique Canty, Shyra Ely, Alexis Hornbuckle, Kübra Siyahdemir, Naile İvegin ve Özge Yavaş'lı kadrosuyla ligin en dikkat çeken ekiplerinden biri olan Tarsus, 11 galibiyet-6 mağlubiyet ile puan tablosunun 3. sırasında. İyi bir skor potansiyeline sahip olan Tarsus, savunmada ise benzer bir derecede başarısız.

Zor bir maç olmasını bekliyorum, Sarayın Sultanlarına başarılar.

İlk Maç: Galatasaray:79 - Tarsus Belediye:69

Tarsus Belediye - Galatasaray
16 Şubat, Çarşamba
Tarsus Kapalı S.S 17:30
Yayın: Yok 

Amerika'dan Haberler

NCAA: Maya, Angel'ı Geçti

Connecticut'ın, Oklahoma'yı 86-45 ile geçtiği maçın ardından takımın yıldızı Maya Moore, Big East Konferansı'nın tüm zamanlardaki en skorer oyuncusu oldu. Maç öncesinde bu başarının önceki sahibi Angel McCoughtry'nin rekorunu (2779 sayı) kırmak için 11 sayıya ihtiyaç duyan Moore, 28 dakika içinde 27 sayı-7 asist-7 ribaund-6 top çalma-1 blok yaptı ve adeta "başka rekor yok mu?" dedi. Big East Konferansı'nın önceki mezunlarını kısaca bir hatırlarsak; Rebecca Lobo, Ruth Riley, Diana Taurasi, Nykesha Sales, Sue Bird, Swin Cash, Cappie Pondexter ve Tina Charles gibi yıldızları görüyoruz. Angel ve artık onu geride bırakan Maya'nın yaptığı işin zorluğunu katlayan isimler yetişmiş Big East Konferansı'nda oynayan takımlardan. Maçın hemen ardından Angel McCoughtry'nin, Maya Moore'yi twitter üzerinden tebrik ettiğini de belirtelim. 

WNBA: Turkish Fever ve Seattle Aussie
WNBA'de transfer döneminin başlamasıyla, takımlar da ilk hamlelerini yapmaya başladılar. Indiana Fever'a geçtiğimiz yıl da Turkish Fever diyorduk, bu sene de yaptıkları transferlerle TKBL'den tanıdık yüzleri arttırmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz yıllarda Galatasaray ve Panküp Kayseri formasıyla izlediğimiz Tangela Smith ile bu sezon Tarsus forması giyen Shyra Ely, Fever'ın yolunu tuttular. Tamika Catchings ve Tammy Sutton-Brown şu an  ülkemizde oynayan diğer Fever oyuncularıyken, kadroda Jessica Davenport, Katie Douglas, Briann January ve Shavonte Zellous gibi TKBL'de forma giymiş bir çok oyuncu yer alıyor.

Indiana Fever, Türkiye Ligi tecrübesi olan oyuncularla kadrosunu doldururken, son şampiyon Seattle Storm da Avustralyalı oyuncuları bir bir topluyor. "LJ Effect" de denilebilir tabii ki. Avustralyalı süperstarı Lauren Jackson'un yanına Avustralya Milli Takımı'nın parçalarını monte ediyor Seattle. Son iki transferini Euroleague'nin de başarılı takımlarında forma giyen Erin Phillips ve Belinda Snell alarak yapan Storm'un, kadrosundaki Avustralyalı oyuncu sayısı 5'e yükseldi böylece. Swin Cash free agent olmuşken, Penny Taylor'ı da alsalar şaşırmayız artık. 


NBA All-Star: Kadın Basketbolcular All-Star'da
Tüm dünyada merak ve heyecanla beklenen NBA All-Star organizasyonlarında Lebron, Kobe, Wade, Howard, Griffin gibi yıldızların şovuna tanıklık edeceğiz bu cumadan itibaren 3 gün. Bu iri çocukların yanında kadın basketbolunun da tanıdık simaları, bazı organizasyonlarda boy gösterecekler. Bu organizasyonların en ilgi çekeni Şut Yarışması kuşkusuz. Bir takımdan (bir de Teksas karması var) bir faal erkek oyuncu, efsane mertebesindeki bir veteran ve bir de kadın basketbolcunun oluşturduğu 3'er kişilik 4 takım bu yarışmada karşı karşıya geliyor. Atlanta takımında öncelerde Fenerbahçe forması da giyen Coco Miller, Chicago takımında bu sezon bir dönem Tarsus forması giyen Cathrine Kraayveld, Los Angeles takımında bir efsane Tina Thompson ve Teksas takımında da Doneeka Hodges'ın kardeşi Roneeka Hodges şut yeteneklerini gösterecekler. Son üç yılda Cappie Pondexter, Katie Smith ve Nicole Powell Fenerbahçe'de oynarken, bu yarışmaya giden oyuncular olmuşlardı. Fenerbahçe'nin de NBA All-Star'ına oyuncu yollama serisi kırılmış oldu böylece.

Galatasaray oyuncusu Tamika Catchings ve Swin Cash cumartesi günü televizyon, sinema, müzik dünyasının yıldızlarının yanı sıra, NBA efsaneleri ile birlikte Ünlüler All-Star'ında forma giyecekler. Yoğunluk saha dışı organizasyonlarda olsa da Candice Wiggins, Ticha Penicheiro, Alana Beard, Marion Jones, Sheryl Swoopes ve Lisa Leslie gibi emekli ve faal birçok yıldız bu üç güne renk katacaklar.


WNBA: Slam En İyi 20 Oyuncuyu Seçiyor
Amerika'da çıkan Slam Dergisi, WNBA'nin en iyi 20 oyuncusunu belirliyor. WNBA ile ilgili yazılarıyla tanıdığımız Ben York'un yaptığı bu listede her salı bir oyuncu açıklanıyor. 20. sıradan başladığı için sıralama 15 oyuncuyu öğrendik ve sıra ilk beşe geldi. İlgili linklerle birlikte 20.'likle 6.'lık arasında sıralanan oyuncuları ekliyoruz buraya. Şu anda veya kısa süreler önce Galatasaray ve Fenerbahçe formasını terleten birçok oyuncu var ilk 20'de. Biraz erken bir tahminle ilk 5'in Lauren Jackson, Diana Taurasi, Candace Parker, Tamika Catchings ve Cappie Pondexter olması büyük olasılık. İş, Ben York'un kimi kaçıncı sıraya koyacağına kalıyor.

İşte Slam'da yayınlanan o liste:
20: Katie Douglas (Fever)
19: Crystal Langhorne (Mystics)
18: Lindsay Whalen (Lynx)
17: Tina Thompson (Sparks)
16: Seimone Augustus (Lynx)
15: Sophia Young (Stars)
14: Candice Dupree (Mercury)
13: Tina Charles (Sun)
12: Swin Cash (Storm)
11: Becky Hammon (Stars)
10: Alana Beard (Mystics)
09: Penny Taylor (Mercury)
08: Sylvia Fowles (Sky)
07: Angel McCoughtry (Dream)
06: Sue Bird (Storm)

Euroleague 2011 All Star

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, Polonya'nın Gdynia şehrinde oynanacak Euroleague All Star maçında kadrolar ve teknik ekipler belirlendi. Galatasaray'dan Seimone Augustus ve Sylvia Fowles, Fenerbahçe'den de Koç Laszlo Ratgeber, Angel McCoughtry ve Hana Horakova'nın katılacağı organizasyon Eurosport2 ekranlarından canlı olarak yayınlanacak.

Tarih yaklaştığında bir tekrar yaparız ama kadrolar şu şekilde:

Avrupa Karması:
Koç:

George Dikeoulakos (Lotos Gdynia)

İlk Beş:
Celine Dumerc (UMMC Ekaterinburg)
Alba Torrens (Halcon Avenida)
Amaya Valdemoro (Rivas Ecopolis)
Sandrine Gruda (UMMC Ekaterinburg)
Sancho Lyttle (Halcon Avenida)

Yedekler:
Yelena Leuchanka (Wisla Can-Pack)
Ewelina Kobryn (Wisla Can-Pack)
Eva Viteckova (USK Prag) (Sakatlandığı için yerine, aynı takımdan Katerina Elhotova alındı)
Justyna Zurowska (Gorzow)
Liron Cohen (Beretta-Famila)
Hana Horakova (Fenerbahçe)
Elina Babkina (Lotos Gdynia)

Dünya Karması:
Koç:
Laszlo Ratgeber (Fenerbahçe)

İlk Beş:
Monica Wright (Lotos Gdynia)
Seimone Augustus (Galatasaray)
Angel McCoughtry (Fenerbahçe)
Candice Dupree (Good Angels Kosice)
Sylvia Fowles (Galatasaray)

Yedekler:
Rebekkah Brunson (Ros Casares)
Tina Charles (Nadezhda)
Megan Mahoney (Cras Basket Taranto)
Catherine Joens (Bourges Basket)
DeWanna Bonner (Rivas Ecopolis)
Sue Bird (Spartak Moskova)
Alexandria Quigles (Pecs 2010)

15 Şubat 2011 Salı

GSStore'den Basketbol Ürünü

Günlük hayatta kullanımı çok zor basketbol formalarına alternatif özel tişörtler. Güzel fikir, güzel fiyat. Galatasaray basketboluna bir katkımız olsun diyorsak, fazla söze gerek yok; Uzun Kollu, Kısa Kollu.

2+2=4

Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş ve Ümit Milli Takım çalıştırıcısı Aziz Akkaya ile Panküp Kayseri'nin koçu Ayhan Avcı'nın yabancı sayısı, devşirme oyuncular ve alt yapılar hakkında yaptığı açıklamalar gündem oluşturdu. Kadın basketboluna uzun yıllar emek veren bu değerli iki ismin röportajlarını Basketfaul sitesinden (Aziz Akkaya röportajı, Ayhan Avcı röportajı) okuyabilirsiniz. Bu yazıda geçmese de Aziz Hoca'nın daha önce katıldığı bir televizyon programında, devşirme oyuncu ve yabancı kuralı hakkında yaptığı eleştirileri de duymuştuk.

Her iki koçun da temel korkuları, alttan oyuncu gelmiyor endişelerine katılmamak imkansız. Fakat sahada kullanılan yabancı sayısının bir azaltılması ile Türk oyuncuların gelişimine nasıl bir katkı bekliyoruz? Var mı aklınıza gelen bir Türk, yedeği olduğu yabancı oyuncudan daha fazla yetenekli? Belki yanılıyor olabilirim ama ben Nevriye Yılmaz haricinde bir eşiği atlamış, gerçekten yıldız seviyesinde basketbol oynayan bir Türk olduğunu düşünmüyorum. Şu durumda yabancı sayısını azaltmanın, kaliteyi düşürmekten başka bir etkisi olamaz. Devşirme oyuncu konusunda kesinlikle bir yanlış yapılıyor ülkemizde. Kulüpler tarafından ilk fırsatı bulunduğunda Türk yapılan, -genellikle Amerikalı- yabancı oyuncular takımlarına pek bir katkı sağlamazken, milli takıma da zarar veriyorlar. Mevcut kurala (3+1) göre iki Türk oyuncu sahada olmak zorunda. 12 takımlı ligde 24 Türk oyuncu ilk beşlerde yer alıyor, bu oyuncuları yedekleyenleri de göz önüne alırsak 36 sayısına yükseliyor rakam. Kadrodaki diğer oyuncuları da katarsak biraz da iyimser bakışla rakamın 45-50'ye çekebiliriz. 12 kişilik bir milli takım kadrosu oluşturmak için fena sayılmayacak bir rakam. Fakat her takım devşirme oyuncu kullanırsa, -sadece 1 tanesi milli takımda oynayabileceği için- yerli havuzunda 11 oyunculuk bir daralma olacak. Devşirme kuralını kaldırmak değil de daha iyi kullanabilmek lazım. Galatasaray üzerinden örnek verirsek; şuta kalktığında taraftarının nefesini tuttuğu Michelle Campbell değil de bir dünya yıldızı olan Sophia Young Türk olsaydı, Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı'na yapacağı katkıyı düşünmek lazım. Böyle bir durum varken de Galatasaray'ın rakibi Fenerbahçe'ye, 'sen devşirme kullanamazsın' demek de imkansız. Rekabeti zedeleyecektir. O yüzden federasyonun, bir kalite sınırı getirmesi ve devşirme oyuncu kullanımını belli bir seviyeye çekmesi gerekmekte.

Ayhan ve Aziz Hocalar söylediklerini Türk basketbolu için söylemişlerdir ama bir de onların ne yaptığına bakmak lazım. Barbara Turner ve geçtiğimiz yılkarda Gergena Branzova Erdenay onların takımlarında oynamıyorlar mıydı? Barbara Turner, Bahar Öztürk olduktan sonra onun arkasında hiç süre alamayan Türk oyuncular Ayhan Hoca'ya aynı yakarışı yapsa haklarıdır. Yine Panküp'ten devam edersek, koç; "Esra Ural, Nevriye’nin veliahtı olabilir ama ona yol açamıyorum. Sistem değişmezse, gelecek sezon da yabancı pivot alacak ve Esra’yı yine oynatamayacağım. Ben bu durumdan rahatsızım." diyor. Esra Ural her daim dikkatimizin üzerinde olduğu, bir şeyler beklediğimiz bir genç oyuncu ama Nakia Sanford-Latoya Pringle'nin önüne geçmesi imkansız. Zaten kimse de Ayhan Avcı'yı neden Esra'yı ilk beş başlatmıyorsun veya 20-25 dakika oynatmıyorsun diye eleştiremez. Lakin benim, elinde Esra ve Bircan gibi iki genç uzun varken neden Bojana Vulic'i transfer ettiği konusunda eleştirim var hocaya. Gerekliliği sorgulanabilecek bir transfer yüzünden, iki gencin önü kapanıyor. Bunun sorumlusu 3+1 kuralı olmamalı. Esra'nın önünde iki iyi oyuncu (iki iyi örnek varken) potansiyelli ama tecrübesiz Gizem Yavuz ile artık 40 yaşına dayanmış Vickie Johnson'ın sürüklediği guard pozisyonuna, Bojana'nın yerine, Gizem'e faydası dokunacak bir yabancı oyuncu alınsaydı daha iyi olurdu bence. Beşiktaş'a gelirsek, Gergena Erdenay'ın sonrasında hatadan (?) vazgeçen Aziz Hoca'nın şimdiki kadrosunda devşirme olmasa da Fransa Milli Takımları'nın çeşitli yaş gruplarında forma giydiği için Türkiye forması giymesi imkansız Melek Bouthors var. Kalite ve aldığı süre olarak Türk oyunculardan pek farkı olmayan Melek, Aziz Hoca'nın takımına nasıl bir katkı sağlıyor, ben merak ediyorum. Peki Ayşe Cora gibi harika ham yetenekleri ve belirgin bir potansiyeli olan bir Türk kızı, kadroda geleceği olmayan hangi yerliler tarafından 2.-3. plana itiliyor bunu düşünmek lazım. Yabancılarla alakası olan bir durum değil bu. Genç ama tecrübesiz olduklarından dolayı, tecrübeli ama yeteneksiz oyuncuların arkasında eriyen genç oyuncuların hakkını da savunmak lazım.

Şu iyi derken güzel de, şu kötü şeklinde isim vermeyi hiç sevmiyorum ama Şaziye İvegin'e bakıyorum, son 3 sezonda bu yılların en iyi üç takımından para kazanmaya devam ediyor ama sahada verdiği bir şey yok. Angel McCoughtry'nin oyuna olan sevgisi ve bağlılığına, bir de mücadelesine bakınca ben utanıyorum Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi 2-3 oyuncudan birinin bu durumda olmasından. P
eki durum böyleyken Ratgeber'in değimiyle "Avrupa'nın en iyi forvetlerinden biri olacak" Özge Kavurmacıoğlu nerede? Anca 20-30 fark olduğunda son 3 dakikada sahaya giriyor. Beşiktaş'ta oyunculuğundan çok sert ve gereksiz faulleri ile aklımda yer edinmiş Esra Ataç ile çok sevsek de 3 senedir performansı diplerde olan Esra Şencebe, Ayşe Cora'nın önünü kapatıyor. Başka bir açıdan da bakılırsa, Türkiye standartlarının çok ötesinde oyuncular olmadığını beklediğimiz Işıl Alben ile Bahar Çağlar hala sadece Türkiye standardı içinde iyiler. Anadolu'da ise fırsat transferi (yerli-yabancı) bulunca yöneticilerde doğan alma isteği, onun pozisyonunda oynayan yerli oyuncuya bakmaksızın transferi resmileştiriyor ve oyuncuların önünü tıkıyor. Sonra suçlu 3+1 kuralı mı oluyor?

Genç kızları basketbolcu olmaya ikna edecek çok ciddi sebepler yok, olanları daha iyi olmaya teşvik edecek takım içi rekabet yok, daha da kötüsü Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti hariç ligde bir rekabet yok. Hal böyle olunca zorlanmadan iş yapmayan Türk insanı da, doğal olarak ben oldum havasına girip, iş ciddiyetini kaybetmeye başlıyor. Son yıllarda bir Mersin-Samsun rekabeti olacak gibi gözüküyordu, önce Samsun kötü seyretmeye başladı, şimdi de Mersin onların yanında. Ortada ciddi bir rekabet yokken, kendini ispatlama, rakibe diş geçirme hevesi olmayan, basketbolu sadece meslek olarak gören oyunculardan daha fazlasını beklemek de yanlış sonuçta. Sadece para kazanmak için antrenman, maç, antrenman, deplasman şeklinde ilerleyen düzen oyunun içinde olan hırs ve ateşi söndürüyor. Oyuncuların bir aidiyet duygusu da yok takımlarına karşı, sonuçta 10 takım arasında rahatça geçiş yapıp, her sene başka bir takımın formasını giyiyorlar. Yerli oyuncudan daha çok verim almak için önce bunları düzeltmek lazım. Gerçekten iyi oyuncular olurlarsa iyi paralar da kazanacaklarının garantisi verilmeli, bu işi layığıyla yapmış ablaları ile iç içe olmaları sağlanmalı, aslında milli formayı giymenin ne büyük bir onur olduğu anlatılmalı, kendilerini ait hissettikleri kulüplerde bir rekabet ortamında oynamaları gerekli. Şu anda 4 tane apolet var oyuncu olmak için. Bir oyuncu; büyük bir takımın alt yapısından bir şekilde mezun olduysa, kolej yıllarında kendini Amerika'ya atabildiyse, alt yapı yıllarında iyi istatistikler sergilediyse veya Ceyhun Yıldızoğlu gibi alt yapıya önem veren bir koçun etiketi ile piyasadaysa ilerleyen yıllarda kendini hiç geliştirmese de hak ettiğinin ötesinde yerlerde oynayıp, hak ettiğinden daha fazlasını kazanabiliyor. 

Oyuncular kendilerine bakıp geliştirdiği, koçların da hak edenlerin önünü açtığı sürece 3+1'in zarardan çok yararı olur. Sahada olan o 2 yerliden biri olmak için gerçekten mücadele eden 4 oyuncu olsa her takımda, 60 kişilik havuz milli takımı mevcut yerini korumak ve ileriye taşımak için gayet yeterlidir. 'Benim eksikliğim 1 numarada ama piyasada bu paraya 1 yok, ben bu parayla 4 numara alayım' mantığıyla yönetilen kulüplerin, bu şekilde başarıya ulaşma çabaları yerine alt yapılara yatırım yapmaları zor ama gerekli. Yoksa 2+2, 4 eder. 3+1'i, 2+1'e düşürmenin, ligdeki kaliteyi de düşürmekten başka bir faydası olmaz bence.