BIY AD

8 Şubat 2011 Salı

Ustalara Saygı Kuşağı #3

 Benim için bir ödül, her satırını keyif alarak yazacağım bir yazı. Çünkü spor yapılan tüm alanlar içinde beğenimin en yüksek olduğu sporcuyu anlatacağım. Nasıl her şarkı söyleyen sanatçı olamıyorsa, gerçek sporcu olmak için de bazı farklılıklar gerekir. Kahramanımızda da bunlar fazlasıyla mevcut. Evet, belki dünyanın en iyisi değil ama en azından benim gözümde dünyanın en büyük basketbolcusu Tamika Catchings'ten bahsediyorum. 

İlk mücadeleyi hayata karşı vermek zorunda kaldı. Duyma engelli olarak başladığı yaşamında, kariyeri boyunca hiç yapmayacağı gibi pes etmedi ve şartları zorlamaya başladı. İlk galibiyetini engeline karşı alan Tamika, çok yakıştığı basketbol sahalarına adımını genç yaşta attı. Illinois'te Adlai E. Stevenson Lisesi'nde ikinci yılında bir şampiyonluk yaşadı ve Illinois Ms. Basketball ödülünü en genç kazanan oyuncu oldu. Daha sonrasında Teksas'ta Duncanville Lisesi'nden mezun oldu. Türkiye'ye bir önceki ziyaretinde herkesin diline düşen Quintuple-Double (beş istatistikte çift hanelere ulaşma)'ını da lise yıllarında yaptı Tamika. Üniversite için Tennessee'nin yolunu tutan Tamika, beraber çalışacağı insanları da göz önüne alınca çok doğru bir karar aldı diyebiliyoruz. Kadın basketbolunun efsane koçlarından ve Tennessee Lady Volunteers'in tarihinde kazanacağı 8 şampiyonlukta da takımın koçu olan Pat Summitt kuşkusuz büyük bir şanstı Tamika'nın kariyeri için. Ayrıca takımın öne çıkan 3 oyuncusu, isimlerinde benzerlikle birlikte "Three Meeks" diye adlandırılıyordu. Tamika Catchings, Chamique Holdsclaw ve Semeka Randall. 1997-98 sezonunda namağlup NCAA şampiyonluğuna ulaşan Lady Vols'un bir parçası olan Tamika, Holdsclaw'ın profesyonel olmasının ardından işler zorlaşsa da 2000'de de finale kadar taşıdı takımını. Holdsclaw giderken 23 numaralı formasını da götürmüştü, aynı onur Tamika'ya da nasip oldu. 24 numaralı forması, okul tarihinde emekliye ayrılan 5 formadan biri olarak, tavandaki yerini aldı. Tamika okulundan, 2000 sayı-1000 ribaund barajını aşan 2. oyuncu, 4 defa All-American, 2000'de de yılın en iyi oyuncusu (Naismith Women's College Player of the Year ödülü) olarak mezun oldu. Ve Lady Vols tarihinin en iyi beşine seçilerek. O beş şöyle oluşuyordu; Dena Head, Kara Lawson, Tamika Catchings, Chamique Holdsclaw ve Candace Parker.

2001'de Indiana Fever tarafından 3. sırada draft edildi Tamika Catchings. Bu draftlarda ilk sıra Seattle Storm'undu ve Lauren Jackson 1. sıradan seçildi, ikinci seçim hakkına sahip olan Charlotte Sting de Kelly Miller'ı tercih etmişti. İlk sezonunda sakatlığı yüzünden hiç forma giyemeyen Tamika Catchings, daha sonralarında özdeşleşeceği Fever formasına 2002'de kavuşabildi. 9 sezondur da bu formayı kesintisiz olarak giyiyor. Bir sezon hiç oynamadıktan sonra, 2002'de aynı güçle sahaya dönen Tamika, Yılın Çaylağı ödülünü kazandı bu sezon. Belki bir vefa borcu olarak da Indiana'nın değişen çehresinde en önemli parça oldu. Etrafında kurulan takım; 2002, 2006, 2008 ve 2010'da Konferans Yarı Finali, 2005 ve 2007'de Konferans Finali, 2009'da da WNBA Finali oynadı. Ne yazık ki; hiç şampiyonluk yüzüğü olmayan Tamika, kariyerinin son dönemecine girdiği bu yaşlarda o yüzüğü çok istiyor. Özellikle 2009'da çok yaklaştığı, son maçta kaybedip, 3-2 ile şampiyonluğu Phoenix Mercury'a kaptırdıkları bu sezon, Tamika'ya aşık olmak için güzel bir sebeptir. Kendilerinden daha güçlü bir takıma karşı, çok da adil olmayan hakem yönetimiyle birlikte son maça kadar savaşan takımın ruhu olması, bir lider olarak yerlere atlamaktan gocunmaması ve yetenek repertuarunda bulunan "her şey" ile Mercury'in canını yakması onu çok iyi bir basketbolcudan, bir kahraman mertebesine yükseltti. Fakat kariyeri boyunca olmadığı gibi, yine olmadı. Ama onu spor kamuoyunca büyük yapan şey, zaten şampiyonluklar değildi. WNBA'de geçirdiği 9 sezonda 5 kez En İyi Beş'e, 3 kez En İyi İkinci Beş'e seçildi. O WNBA'deyken 8 kere düzenlenen All-Star organizasyonuna hep davet edildi, sadece 2006 All-Star'ı sakatlığı yüzünden kaçırdı. 2006'da WNBA'in 10. Yılı şerefine seçilen tüm zamanların en iyi 10 oyuncusundan biri oldu. 2005, 2006, 2009 ve 2010'da ligin en iyi savunmacısı seçildi. 4 kere Yılın Savunmacısı seçilen Tamika Catchings, bu ödülü 3 kez kazanan tüm zamanların en büyük efsanelerinden Sheryl Swoopes'i geride bıraktı. Ve 2010'da da kendine en çok yakışan ödül; Kim Perrot Sportsmanship Ödülünü kazandı, iyi karakteriyle. Kulüp seviyesinde yaşayamadığı şampiyonlukları milli forma ile alan Tamika, 2004 Atina, 2008 Pekin Olimpiyatları'nda iki altın aldı Amerika Milli Takımı'yla birlikte. Brezilya 2006 Dünya Şampiyonası'nda bronzda kalırken, 2010 Çek Cumhuriyeti'nde de bir altın daha kazandılar.
 

Catchings ailesi, her ferdi ile basketbolun içinde. Baba Harvey Catchings, eski bir NBA oyuncusu. Aile içinde forma numaralarıyla oluşturulmuş ilginç bir bağ var. Baba Catchings 42 numaralı formayı giydiği için, Tamika'nın erkek kardeşi 42'nin yarısı 21'i tercih etmiş, kız kardeşi Tauja ise 21'in tersi 12 numaralı forma ile oynamış kolejde. Tamika Catchings ise; babasının forma numarasının tersi 24'ü tercih etmiş kariyeri boyunca. Bu kadar güçlü aile bağları olan Tamika, sevgisini Illinois'teki çocuklarla da paylaşmaktan kaçmıyor. Kendi adına kurduğu dernekle, çocukların büyük şehirlerde kaybolup gitmesini engelleyip, onları basketbola çağırıyor, koçluk yapıyor. Ayrıca yardım kuruluşlarına, maddi-manevi desteğini de eksik tutmuyor Tamika Catchings. Kocaman yüreği ona birçok özel ödülü de getirdi, hayır cemiyetlerinden. Bir şeyin daha altını çizmek istiyorum; Indiana Fever'ın salonunda "Catchings Corner" diye bir yer vardır, bilet paraları Tamika tarafından ödenir ve durumu olmayan çocuklar bu köşeden basketbol ile tanışır onun sayesinde.

Tekrar saha içine dönersek, Tamika'yı tarif etmek çok kolay. O her şeyi yapar. Bir Diana Taurasi gibi skor üretemez belki ama pota altından veya üç sayı çizgisinin yakınlarından belli bir standardın üstünde sayı yazdırır, ribaundlarda en çok o savaşır, asist yapar, top çalar, blok yapar, top hakimiyeti bir forvete göre gayet yüksektir ve oyun bilgisi ile oynadığı takıma zeka katar. WNBA'de tüm zamanların sayı, asist, ribaund, top çalma ve blok istatistiklerinin hepsinde ilk 25'e giren başka bir oyuncu yokken Tamika; 4665 sayı (8.), 2134 ribaund (8.), 1032 asist (10.), 708 top çalma (2.) ve 248 blok (14.) ile hepsinde en yukarılarda. Fakat Avrupa basketbolu ile çok içli dışlı olmaması, onun Avrupa'daki tanınırlığını düşük tutuyor. Kış dönemlerinde genellikle Kore'yi tercih eden Tamika, Avrupa'da Spartak Moskova, Lotos ve Galatasaray formaları giydi. Ocağa kadar ülkesinde kalıp çocuklarla vakit geçirmeyi, para kazanmaya tercih ediyor. Alıştığımız insanlardan biraz farklı Tamika. Çünkü o; kendi takımı Fever'ı şampiyon yapmayı başka bir takıma gidip, bir "big three"nin parçası olup, gelecek şampiyonluktan daha önemli sayıyor. Saygıyı sonuna kadar hak eden bir sporcu işte, yüzükleri olmasa da.

Amerika'da oyuncular, koçlar, taraftarlar tarafından hak ettiği saygıyı bulan bir oyuncu. Benim için de çok farklı bir isim. Sahaya çıktığında, vücudunun dışında bir ışıkla, bir aurayla oynar benim gözümde. 2010 Ocak'tan sonra bir kez daha Galatasaray için oynayacak Tamika. Bugüne kadar oyuncular giyerken, onlara onur verdiğine inandığımız Galatasaray forması, bu kez Tamika tarafından onurlandırılacak.

Hoşgeldin Mik. Bir Galatasaraylı olarak takımımın kaybetmesine tahammülüm yok, bir hayranın olarak senin kaybetmene tahammülüm yok. Biliyorum senin de hiç yok. Haydi Mik...

4 yorum:

koala dedi ki...

Şahane bir yazı olmuş, eline ve beynine sağlık.

Adsız dedi ki...

angel mccoughtry tarzı bir oyuncu gibi geliyor bana.angel da ritmini buldu mu rahatlıkla 20 sayıyı geçer ama o ritmi bazen hiç bulamayacak gibi şut atıyor.bir fenerbahçeli olarak angel şut atarken rahat değilim.oysa ki cappy,penny ve diana mükemmel bir şut tekniğine sahiplerdi.ben fenerbahçeden penny ve diana gittikten sonra galatasaray daha avantajlı diye düşünmüştüm ama galatasaray beni yanılttı.galatasaray bu sene şampiyonluğu çok istiyorsa almalı yoksa bir daha fenerbahçenin vurucu gücünü bu kadar kötü bulamaz...

ako dedi ki...

Müthiş bir yazı. Tamikayı başka bir gözle izliycem artık. Eline sağlık

tozlu parkeler dedi ki...

Tamika büyük oyuncu harika bir insandır, onu bilir onu derim. Galatasaray için doğru transfer mi değil mi tartışması burada tefarruat kalır.