BIY AD

30 Ocak 2009 Cuma

İlk Mağlubiyet || K.V. Imperial AEL:63 GALATASARAY:61



Maçın ilk çeyreğini elde olmayan nedenlerle tam olarak izleyemesem de ikinci çeyreğin başına yetişebildim.İlk kısımı da büyük bir heyecanla livescore'dan takip edebildim baştan söyleyeyim de sonra masabaşı haber yazan gazeteci durumu oluşmasın.

Maça Işıl-Esra-Augustus-Yasemin ve Sophia Young beşi ile başladık ve çok da güzel bir başlangıç yaptık açıkcası.İlk çeyreği 19-22 önde kapattık Augustus'un etkili oyunu ile.Çeyrek sonunda ise salonu dolduran Rum seyircilerin tahriklerini,sahaya müdahalelerini izledik.Bize ayrılan bölümü dolduran taraftarlarımız bu olaylara alışık olduklarından hazırlıklı gelmişler maça,açtıkları Türk bayrağı ile olaylar daha da kızıştı ve maç yaklaşık 10 dakika kadar durdu.Doğrusunu söylemek gerekirse bekliyordum bu hareketleri rakip takımdan,yanıltmadılar beni sağolsunlar.

Gecikmeli olarak başlayan ikinci çeyreğe bu olayların da etkisiyle oldukça durgun başladık ve ilk 4 dakika sayı bulamadık.İlk 10 dakikadaki o ritmimizi kaybettik,neyse ki halen eli sıcak olan Augustus durumu toparladı ve devreye 35-35 berabere girildi.İlk yarıda bizi en çok zorlayan durum uzunlarımızın ikişer faul alması ve bu nedenle onlardan tam randıman alamamamız oldu.İkinci yarıya etkili bir savunma ile başladık ve 11-2'lik bir seri oluştu ilk 5 dakikada.Bu 5 dakikada yediğimiz iki sayının da serbest atıştan olduğunu söyleyelim,çeyreğin ortasında henüz saha içi isabeti yoktu ev sahibi takımın.46-52 önde girdiğimiz son çeyrekte önce Augustus'un sportmenlik dışı faulü,onun ardından da gereksiz zorlamalarımız ve top kayıplarımız ile son çeyrek17-9 sonuçlandı ve sahadan 63-61 mağlup ayrıldık Avrupa Kupalarında bu sezon ilk kez.

Geçen sezon çok daha dar bir rotasyonla iki kez yendiğimiz rakibimize bu sefer yenilmemizin nedenleri olmalıydı elbette.Öncelikle uzun oyuncularımızın faul problemine girmesi bizi oldukça olumsuz etkiledi.Tam olarak ritm bulamadan,ısınamadan kenara geldi oyuna giren uzunumuz.Kress üçüncü çeyreğin ortasında beşledi,Yasemin faul problemi ile kenara geldi ilk yarıda.Bu mağlubiyetteki bir diğer etken ise dış şutlardaki kötü yüzdemizdi.Esra-Tuğba-Şaziye üçlüsü 10'da 1 ile atarken takım halinde de 17de 3 gibi oldukça düşük bir yüzde ile attık.İlk başta söylediğim uzun oyuncularımızın faul problemi yaşamasına bağlı olarak ribauntlarda da sorun yaşadık.12'si hücum ribaundu olmak üzere 39-31 ev sahibi takım adına bir üstünlük var ribaundlarda.

Sahada 40 dakika kalan Augustus 21 sayısı ile takımın en skoreri oldu,gecenin de en skorer 4.oyuncusu oldu bu arada.Yalnız sahada Augustus varken son topu Tuğba ile kullanmamız da gerçekten anlamsız bir durum neresinden bakarsak bakalım.Sophia ve Augustus ikilisi sahada ise ve hücumda son top bizdeyse eğer o top ya içeriye inmeli ya da Augustus'un ellerine teslim edilmeli.Tuğba demişken,sene başından bu yana şut ve pas tercihleri konusunda sıkıntı yaşadığını görüyoruz,bu akşam bir kez daha yaşadık bu durumu.Maçın son hücumunda kaybettiğimiz top sonrası bitime 4 saniye kala rakip potanın dibinde faul yapmasına da bir anlam veremedim,tecrübesizlikten ve heyecandan olsa gerek.


Maç içinde zaman zaman iyi seriler yakalasak da bir türlü istediğimiz hamleyi yapamadık,vurup geçemedik rakibe.Bunu yapamadıkça da rakip oyunda kaldı sürekli,zaman zaman farkı çift hanelere kadar çıkarsak da geri dönüp kazanmayı başardılar.Dış şutta Esra-Şaziye-Tuğba üçlüsü kendi yüzdeleri ile atabilse ya da serbest atış çizgisinden 10/20 gibi düşük bir yüzdeyle atmasak çok rahat kazanabileceğimiz bir maçtı ama yazıp çizdiklerimiz havada kalıyor tabii şu skordan sonra.

Bu kupada kendimize en büyük rakip olarak gördüğümüz Dinamo Moskova takımı da Atina deplasmanında son saniye basketi ile 74-75 kazandı bu akşam,hatırlatayım istedim.Maçın sonuna kadar geriden gelen Dinamo skor 73-66 iken hem benche hem de oyuncuya çalınan teknik faul sonrası kullnadığı serbest atışlarla son iki dakikada 9-1'lik seri yaparak maçı kazanmayı başardı.İlk gruplarda sağladığımız averajlar ile her ne kadar kolay rakiplerle karşılaşsak da görüldüğü gibi kağıt üstünde oynanmıyor bu oyun,sahada mücadele eden ve maçı isteyen taraf kazanıyor.

Maç sonunda coachları Linos Gavriel basın toplantısında oldukça önemli bir galibiyet aldıklarını ve takımı ile gurur duyduğunu söylemiş.13 sayı atan ve takımının en skorer oyuncusu olan Shyra Ely de taraftarlarını önplana çıkartarak onların bu konuda en iyisi olduğunu söylemiş ve İstanbul'da da kazanacaklarını iddia etmiş.Ne diyelim bekliyoruz 5 Şubat'ta. . .

Geçen sene 5 buçuk kişilik rotasyonla 10 fark attığımız deplasmandan bu sene 9 kişilik ve çok daha kaliteli bir kadro ile galibiyet çıkaramamamız elbette sorgulanması ve çözülmesi gereken bir sorun.Cem Akdağ'ın ayrılışının ardından halen bir isimle anlaşamamamız da ayrı bir sorunsal.Elimizde gayet iyi bir beste var.Sadece nerelerde hangi notayı basacağımızı düzenleyecek bir isime ihtiyaç var.Bu isim eğer ki Hakan Acer olacaksa, bu da açıklanmalı ki herkes bunu bilsin ve ona göre davransın.

Maç sonrasında da gerek taraftarlarımıza gerek takımımıza sıkıntılı anlar yaşatan Rum takımını haftaya Ayhan Şahenk'e bekliyoruz,Sarayın Sultanları orada olacak.

Hiç yorum yok: