Geçen sezonu kupasız kapatmamızın temel nedeni büyük ölçüde pota altında yaşadığımız sıkıntı idi. Final serisinde Fenerbahçe uzunlarına karşı adeta tek başına savaşan Petra taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştı o maçlardan sonra fakat bu mücadelesi şampiyonluk için yeterli olamamıştı. O kadroda bir uzunumuz daha olabilseydi şayet işin renginin oldukça farklı olacağını düşünenlerdenim ben de. Ve eğer o anda bir transfer hakkımız olsaydı bu ismin Yasemin Horasan olması epeyce mutlu ederdi beni.
Yasemin sene başında İtalya'nın Phard Napoli ekibinden transfer edildi. İtalyan takımı ile Euroleague'de forma giyen Yasemin Lig finali oynadı ve İtalyan Kupası'nı kazandı Napoli forması ile. Ligimizde Beşiktaş formasıyla yıllarca başarıyla mücadele ettikten sonra Avrupa basketbolunda isim sahibi İtalyan kulübünde de oldukça iyi bir sezon geçirdi Yasemin ve daha da tecrübelenmiş şekilde geldi bize. Sizelı ve şutu güvenilir oyuncuyu kadromuza kattığımızda, önceki sezonda çok hırpalandığımız pota altında büyük bir gücü kazanmıştık, kağıt üstünde. Benim gözümde, en heyecan verici yerli transferimizdi sezon başında.
Seimone ve McWilliams transferlerinden bir ay önce açıklanmıştı Yasemin'in transfer haberi fakat Seimone açıklandığında dahi yerli rotasyonda Yasemin'in takımdaki önemini konuşuyorduk biz. Zira onun transferi bir mesajdı bütün basketbol camiasına. Bir sezon önce yeniden sahalara dönen ve ben buradayım diyen Galatasaray kadrosunu güçlendirme çalışmalarında alınabilecek en iyi yerli uzunu almıştı. Fenerbahçe'den gelen daha yüksek teklifi reddederek bizi seçmesi ve yapılan sözleşmenin iki yıllık olması da o anki mutluluğumuzu daha da arttırmıştı açıkçası.
Sezon başladığında beklediklerimizi ne yazık ki alamadık Yasemin'den. İstatistikleri, önceki senelere baktığımızda -başta dakikaları olmak üzere- düşüşteydi. Sezon ortasında Taj'ın takımdan ayrılmasıyla birinci kaptanlığa yükselen Yasemin, aynı dönem içinde takıma katılan Sophia'nın gün geçtikçe artan formu ve Kress'in performansının üstüne çıkamayarak TBBL kariyerinde hiç olmadığı kadar benche mahkum kaldı. Kenarda takıma moral versin, abilik-ablalık yapsın diye bekletilen emek(li)tar kaptanlar gibi takılmaya başladı. Yasemin'in bu rol için önünde uzun yıllar var, "Minik Aslan" denilen Işıl'dan sadece 2.5 yaş büyük.
Önümüzdeki sene için hem Yasemin hem de Yasemin'den daha çok şeyler bekleyen bizler tarafından kabullenilmesi gereken bir gerçek var. Marina, S. Young ve kadroya eklenecek yeni 5 numaranın ardından uzun rotasyonunda daha az süre alacak. Türk basketbolunun önemli figürlerinden olan Yasemin'i kenarda bekletmek her açıdan üzüntü verici. Bir seçenek daha var, Yasemin'in ilk 5'in ana parçalarından olduğu bir takıma gitmesi, Milli Takım'daki yerini kaybetmemesi için. Ama bizim adımıza Yasemin'i kaybetmekte bu kadar kolay olmamalı, beklentimiz öncelikle performansını sonrasında aldığı süreleri yükseltmesi.
Taraftarıyla iletişimi bu kadar yüksek ve kaptanlık görevini hakkıyla yerine getiren, böyle önemli bir yerli uzundan vazgeçmek gibi bir lüksümüz olduğunu düşünmüyorum.
17 Mayıs 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder