BIY AD

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Nilay Yiğit Gelirken


Mayıs ayının ortasında girmişiz Nilay Yiğit ile alakalı ilk haberi, Temmuz ayının sonuna geldik. Aradan geçen iki ayda kimsenin fikrinde bir değişiklik olmamış olacak ki, bugün resmi olarak açıklandı transfer. Şaziye Karslı ve Zafer Kalaycıoğlu hamleleri sonrası düşündüklerimle aynı paralelde düşünüyorum bugün Nilay Yiğit transferi sonrasında da, yararı olucaktır şüphesiz ama götürdükleri ile mukaseye kabul edilemez olası getirileri..

Sonda söyleyeceğimizi en başta söyledikten sonra sadece basketbol sahası içinde bakalım bu transfere çünkü diğer açıdan söyleyecek daha fazla birşey yok.

Yerli guard denildiğinde benim listemde Birsel Vardarlı - Esmeral Tunçluer ve Işıl Alben isimleri ile birlikte yer alan bir oyun kurucu Nilay Yiğit. Birsel Vardarlı ve Esmeral Tunçluer Fenerbahçe'de olduğuna göre, Işıl'ın da sakatlığını gözönünde bulundurduğumuzda mantıklı bir hamle olarak duruyor kağıt üstünde. Bunun ötesinde kadromuzda olsa çok iyi olur dediğimiz hemen hemen tüm yerli oyuncular Fenerbahçe'de. Sürekli olarak karşı taraftan oyuncu ve hatta coach devşirmek yerine oyuncularınızın ikinci sezonlarında ortama ve sisteme uyumunu arttırıp, onlardan daha fazla verim almaya çalışmanız daha mantıklı bir yoldur. En azından daha onurlu bir duruştur bana göre, gerçi sistem falan dedik de geçen sezonda sistemden bahsetmek falan pek mümkün olmadı.

Zafer Kalaycıoğlu'nun Fenerbahçe'yi çalıştırdığı dönemde ''Oyun kurucum yerli olmalı, aynı dili konuşmalıyız..'' açıklamasına uyan bir isim ayrıca Nilay. Ve 100'un üzerinde milli maça çıkmış, oldukça tecrübeli bir guard. Bu sezon ligde yakaladığı 7.1 asist ortalaması ile ligimizin asist kraliçesi olurken yaptığı 4.5 top kaybı ortalaması ise gözden kaçmaması gereken bir detay. Bunun yanı sıra kariyeri boyunca top çalma konusunda iyi rakamlar tutturan Nilay Yiğit, maç başına 3 top çalma ile bu alanda 3. sırada yer aldı bu sene. Bu rakamları sonrası Ceyhun Yıldızoğlu tarafından Letonya'daki Avrupa Basketbol Şampiyonası kadrosuna çağrıldı.


Fenerbahçe forması ile ligimizde mücadele ettiği dört sezonda(2004-2007) üç şampiyonluk yaşarken bu başarının esas kahramanlarından biriydi. Dört sezonda oynanan total 123 karşılaşmanın 119'unda forma giyerek istikrar olayına ayrı bir boyut getirdi Nilay Yiğit. Normal sezonda üç, play-off'larda 1 olmak üzere sadece 4 maç kaçırdı bu dört sezonda. Sürekli olarak sahada kalan Nilay Yiğit bu dört sezonda ne yaptı peki? Bu dört sezonda ortalama 30 dakika sahada kalırken 6,6 sayı 3,4 ribaunt 6,0 asist 2,4 top çalma rakamlarını tutturdu. Sezonda ortalama 30 maç oynadığını düşünürsek gerçekten iyi rakamlar bunlar.. Bu rakamların bize gösteremediği önemli bir diğer durum da, Nilay Yiğit'in bu dönemde sarı - lacivert tribünlerin en çok sevdiği oyunculardan biri olması hatta bayan basketbol takımının bayrak adamı olması. Kazanılan bir şampiyonluk sonrası Caferağa'da çekilen indili bindili hindiler halen konuşuluyor her Nilay Yiğit muhabbeti açıldığında.


Başarılı geçen dört sezonun ardından Avrupa'ya gidebilir dedikoduları dolaşırken birden Beşiktaş Cola Turka ile anlaştı Nilay Yiğit. Bu transferi hazmetmek kolay olmadı tabii, ilk günden itibaren yoğun tepki gördü Beşiktaş taraftarlarından. Akatlar'daki ilk maçında taraftarın salonu terkederek yaptığı protesto, Nilay o formayı giyerken Akatlar'a gelmeyi bırakan pek çok taraftar bu transferin sürekli olarak gündemde kalmasını sağladı. Basketbol anlamında iyi bir sezon geçirse de takımdan ayrılmak zorunda kaldı sezon sonunda Nilay Yiğit ve Kayseri'ye gitti.



Işıl'ın sakatlığı daha ciddi olsaydı eğer yabancı bir guard düşünülebilirdi WNBA'den fakat Işıl'ın tahmin edilenden biraz daha erken dönme durumu olduğu için Nilay Yiğit transferi makul karşılanabilir bu anlamda. Şutu olan bir guard başarı için temel kriterlerden biri günümüzün oyun anlayışında, Nilay'ın burada başarılı olduğunu söylemek mümkün değil. Şutuna güvenilecek bir isim olmadı kariyerinin hiçbir döneminde, o daha çok takımı oynatacak isim oldu. Fakat bunu da set hücumundan ziyade hızlı hücumlarda daha verimli gerçekleştirebilen bir oyuncu. Geçen sezon(lar)da sete set oynamayı tercih ettik hatta geçen sezon özelinde pek de ne oynadığımızı bilemedik ama Nilay'dan verim almak istiyorsak eğer oyun tempomuz mutlaka hızlanmalı. Sete yerleşilen hücumlarda topu elinde tutup, hücumun sonuna doğru kontrolsüz penetreleri ile top kayıpları meşhurdur Nilay'ın. Hızlanan oyunda daha doğru kararlar verebilirken tempo düştükçe kontrolden çıkabiliyor pek çok oyun kurucunun aksine.

Burada bir parantez açmak gerekiyor. Ribaundu alıp hücum sahasına çok çabuk geçebilecek bir oyun kurucumuz var elimizde, Işıl. Geçen sezon kullanamasak da Ceyhun Yıldızoğlu tekrar hatırlattı görmek istemeyenlere, bu kadroda Bahar Çağlar var, onun haricinde Sophia Young var. 3 numara hareketliliğine sahip oyuncu her ikisi de, Nilay ya da Işıl ile hızlı geldiğimiz hücumlardan sayı bulmamız çok olası. Yani oyun tempomuzu arttırmamız hem Nilay'dan ciddi anlamda katkı almamızı sağlayacak hem de tam manasıyla kullanamadığımız iki oyuncumuzun performansının yükselmesini sağlayacak. Augustus'un sezon ortasına kadar bulunmayacağı bir kadroda oluşması muhtemel skor problemini çözebilecek bir hamle bana göre bu. Eğer set oyunu üzerinden oynayacaksak Nilay'dan katkı almamız pek mümkün gözükmüyor bana.

Işıl'ın sakatlığında oynayacak ve Işıl'ın takıma katılmasının ardından da onun back- up 'ı olucak Nilay Yiğit. Işıl'ı yedeklemek için neden ondan daha iyi bir guard alır ki bir yönetici takımına? Fenerbahçe'den oyuncu almayız diyip koçunu ayartan ve Fenerbahçe'nin başarılı olduğu bir döneminin ana karakterlerinden birini alan Dedehayır'ın buna da verecek bir cevabı vardır elbet de biz almayalım o cevabı.

Ben Yenilmez Armada döneminde takip etmiyordum bu takımı mutlak başarıya aşık olmadım. Forması için ağlayan Galatasaray'lı oyuncular yeterdi, Kress gibi mesela. Ne güzel ikincilikti geçen sezon yaşadığımız, bunu anlasalar, yetecekti bize.

Anlayamadılar ne yazık ki..

Hiç yorum yok: