Galatasaray:76 - Fenerbahçe:66
Haftanın açılış maçı, bir derbi, liderlik maçı, normal sezon liderliği için en önemli viraj ve bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı. Sezon boyunca iki takım arasında oynanan 4 karşılaşmayı kazanan, 3 tanesinde de sahaya net bir fark koyan lig lideri, Euroleague çeyrek finalisti Fenerbahçe ile kendine ligi hedef seçen, Euroleague'deki Fenerbahçe mağlubiyeti sonrasında taraftarının homurtuları artan Galatasaray Abdi İpekçi'de karşı karşıya geldiler. Galatasaray'ın karşılaşma öncesinde, maçtan 5 gün önce Türkiye'ye gelen Tamika Catchings haricinde önceki 4 maça göre bir artısı yoktu. Tamika'nın katkısı elbette çok büyük ama takım halinde edilen isyan, tüm oyuncuların bu seriyi kırma isteği Galatasaray'a maçı ve liderliği getirdi. Galatasaray yeni transferini ilk beşe koyup; Işıl-Seimone-Tamika-Bahar-Fowles ile başlarken Fenerbahçe, Euroleague'deki son maça da başlayan Birsel-Esmeral-Angel-Nevriye-Matovic beşini bozmadı. Tamika'nın 3 numaraya eklenmesi sonrasında Seimone 2 numaraya kayınca size olarak bir avantaj yakaladı Galatasaray. Şu ana kadarki tek mağlubiyetli gidişinde de aslan payı savunmasında olan Galatasaray, bu maçla birlikte bir-iki tık daha ileriye taşıdı savunmasını. Maçın ilk hücumunda Tamika ile boş döndükten sonra, Angel'ın serbest atışları sonrasında 0-2 geri düşen Galatasaray, Tamika ve Fowles menşeli hücumlarıyla maç boyunca bir daha hiç geri düşmemek üzere öne geçti ve farkı açmaya başladı. Çeyreğin bitimine 4 dakika kala Ratgeber mola almak zorunda kalırken, skor 14-6 Galatasaray lehineydi. Fenerbahçe moladan sonra Jekabsone ile sayı bulsa da oyunun gidişatını değiştiremedi. Skor 24-13'e geldiğinde ise Fowles 8, Tamika 8 ile takımın geri kalanının 2 katı sayı atıp hücumu sürüklemeye devam ediyorlardı. Tamika maçın ilk hücumundan boş döndükten sonra, çok iyi bir yüzde ile isabet bulmaya başladı. Sonraki 6 şutunda 5 isabet bulan Tamika'nın kaçırdığı tek şutun da, bir son saniye zorlaması olduğunu belirtelim. Galatasaray savunmada çok istekli, hücumda da isabetli oynadığı ilk çeyreği 26-15 önde kapattı. İkinci çeyreğe de 4-0 ile başlayıp, Fenerbahçe'nin attığının 2 katına ulaştı sarı-kırmızılılar ama belirgin olarak gözüken yorgunluklar rotasyonu da mecbur kıldı. Kaldı ki ilk çeyrekte kanaması olduğu için kenara gelen Bahar ile Michelle arasındaki değişiklik haricinde hiç oyuncu değişikliği yapmamıştı Galatasaray. Tuğba ile Doneeka'nın guarda geçtiği dakikalarda bu iki oyuncunun elinden 8 sayı bulsa da Galatasaray, hücumdaki akışkanlığını kaybetti. Fowles içeride unutulmaya başladı. Jekabsone ve Horakova'nın savunmasında da sıkıntılar baş gösterince 37-23 ile başlayan bu dönem 40-37'lik ilk yarı skoruna kadar geldi. Birsel'in üç faule ulaşmasıyla sahada yer alan Horakova, Esmeral, Jekabsone üçlüsünün, Galatasaray'a ters geldiğini gördük. Hodges, Tuğba ve Michelle'nin aynı anda sahada olduğunda da hücumun tıkanması alışıldık bir sorundu zaten. Bir dönem 15'e kadar çıkan fark eriyip, soyunma odasına 3 sayı fark ile gidince ikinci yarı için Fenerbahçe'nin umutları tazelenmiş oldu. Fakat maça başladığı hırs ile geri gelen Galatasaray, enerjisini de tazeleyip tekrar raya oturdu esas beşiyle birlikte. Işıl Alben'in elinden bulduğu üçlük farkı tekrar 6'ya çıkarttı. Savunmada da dozajın tekrar yükselmesiyle, Fenerbahçe'nin skora tutunması adına her şey sadece Jekabsone'nin pamuk bileklerine kalmıştı. Galatasaray ribaundlarda verdiği müthiş mücadele ile ikinci şans sayıları bulup farkı tekrar açmaya başladı, 6 hücum ribaundu çektiği bu çeyrekte. Yanılmıyorsam Seimone hariç rotasyondaki tüm oyuncuların saha içi isabeti bulduğu 3. çeyrekte, Fowles'a, Bahar ile inen toplar hücum varyasyonlarını genişletti Galatasaray'ın. Işıl Alben'in serbest atışları ile son üç dakikaya 56-46 önde giren Galatasaray, ilk yarıda sıkıntı yaşadığı 5'e döndü ama bu sefer takım geri adım atmadı ve üretime devam etti. Böylece son 10 dakikaya 65-51 Galatasaray liderliğinde girildi. Seimone 3. çeyrekte yapamadığını bu çeyreğin başında yapınca fark 16'ya kadar yükseldi. Fenerbahçe adına Birsel, farkın kapanması adına hücumda üst düzey gayret gösterdi son çeyrekte ama her iki takım da savunmada vidaları fazlaca sıktılar bu dönemde. Fenerbahçe'nin ön alanı iyi kapatan alan savunması tercihi Galatasaray guardlarını çok zorladı, 3 sayı çizgisinden içeriyi göremiyordu Galatasaray ama rakibinin krize girdiği bu dönemde Ratgeber'in aldığı mola ve sonrasında adam adamaya dönme tercihi yersiz oldu onlar adına. Skor iki takım adına da belirgin bir değişkenlik göstermezken, süre Galatasaray lehine işlemeye devam ediyordu. Yine hücum ribaundları üzerinden bulunan Fowles ve Tamika'nın sayıları Galatasaray'ı rahatlattı. Seimone'nin orta mesafeden vurduğu yumruk, Fenerbahçe'yi nakavt ederken, konuk ekip adına bu dakikalarda skora isyan eden tek oyuncu olan Birsel Vardarlı'nın çabaları yetersiz kaldı. 76-66 ile ilk maçtaki 5 farklı mağlubiyetin rövanşını alan Galatasaray, bir de galibiyet farkıyla liderliğe yükseldi bu maçın ardından.
Fenerbahçe adına ligde ve Avrupa'da alınan 27 maçlık galibiyet serisi sona ermiş oldu. Fakat 27 maçta yükü en çok yiyip 40'ar dakika boyunca oynamak zorunda kalan Nevriye-Matovic ikilisi artık bu maçı kaldıramadılar. Nevlin'in sakatlığı mı var bilmiyorum ama Euroleague maçında fark 30'a dayanmışken Nevriye ile Matovic'in hala oyundan çıkmamasının diyeti olduğunu düşünüyorum bu sonucun. İki oyuncu bugün de 40'ar dakika oynarken, Nevriye bildiğimiz etkinliğinden uzaktı, Matovic ise sadece top kayıpları ile sahada olduğunu hatırlattı. Ayrıca son dönemde oynanan 3 maçta da bariz bir şekilde Angel'ın henüz Fenerbahçe'nin bir parçası olamadığını gördük. Birsel'in Işıl karşısında kötü başladığı bu maçta, Horakova'nın iyi bir gününde olması ve Galatasaray'ın Jekabsone'yi savunamama inadı daha ağır bir mağlubiyeti engelledi. 7 kişilik rotasyon, ağır takvim ve 4 numara hariç her pozisyonda yaşanan size sıkıntısı Fenerbahçe'nin sorunlarıydı.
Ve gelelim lidere, Sarayın Sultanları'na. Takımın en skoreri olan, savunmaya güç katan Tamika'nın katkısı muazzam. Tamika için ne yazsak boş, her övgü az kalır çünkü. Maç içinde önümüzden geçerken yüzünden akarken gördüğüm ter, onun özetidir. Fakat hak yemeyelim maçın yıldızı Tamika olmuş olabilir ama Galatasaray'ın takım halinde bir mağlubiyeti daha kaldıramayacağını göstermesi, hiç oynamayan benchteki oyuncuların, hatta tribündeki Gintare'nin, bile hırsı maçı getirdi. Işıl'a da söyleyecek söz yok, kaç kere yerde kaldı, bir şey mi oldu diye korkuttu bizi ama yürümekte zorlansa da savaşmaktan vazgeçmedi. Ribaundlara verdiği katkı harika, savunması gayet iyi, hücumda sorumluluk alması da olması gerekendi. Tamika, Seimone ve hatta -bence ilk yapması gereken kişi- Bahar'ın şut tehdidi ile Fowles'a gelemeyen ikili-üçlü sıkıştırmalar da Big Syl'i çok rahatlattı Matovic'e karşı. Elinde terliği ile kendi pota altındaki savunmasını da atlamayalım. İlk yarıya kötü başlasa da Tuğba'nın soktuğu 2 kritik şut ve ikinci yarı performansı iyidi, Tamika'lı takımda benchten gelen oyuncu olarak bu katkıyı standarda koyması çok önemli. Bugün ekstra soktuğu şutlar vardı, o konuda hep aynı olması zor ama takımın ilk beş oyuncuları Seimone ve Bahar da bunları her maç yapabilecek oyuncular. İki oyuncunun da kendilerine güvenli oyunlarıyla, şu maçtakinden bir seviye daha iyi oynayabileceklerini biliyor ve oynamalarını bekliyoruz playofflarda.
Şu ana kadar 5 maç oynandı ve Caferağa'daki lig maçı da dahil hepsini daha çok isteyip, hak eden kazandı. Bu cümleden sonra bir virgül koyup tamamen Galatasaraylı duygularımla devam etmek istiyorum; Euroleague'de Fenerbahçe'yi elememiz basketbola ve sporda inandığımız doğrulara ihanet olurdu, kendimize hedef koyduğumuz ligde ise durum böyle değil. Bugün bir kez daha gösterdik ki; en az Fenerbahçe kadar şansımız ve gücümüz var bu kulvarda. Başta dediğim gibi bugüne kadar tüm maçları hak eden kazandı, önümüzde Fenerbahçe ile oynanacak daha çok maç ve ligde tırnaklarımızla kazıyarak kazandığımız bir hakkımız var. Kaybetmeyelim bu hakkı. 17. haftanın sonunda Galatasaray lider, son 4 yıldır verdiğimiz şampiyonluk mücadelesinde hiç olmadığı kadar avantajlı. Güvenimiz boşa çıkmadı, teşekkürler Sarayın Sultanları. 17 haftalık performansınız sonrasında, kağıt üstünde de netçe gözüken avantajla rahatça şampiyonluktan bahsedebiliyoruz. Çok yakınız işte, daha ne diyeyim. He şunu diyeyim, Fenerbahçe'yi yenmek güzel, güzel de yerlileri ve hatta Seimone'nin Galatasaraylı deliler olduğunu biliyoruz tamam ama pozisyonlarında dünyanın en iyi oyuncuları Sylvia ve Tamika'nın maçtan sonra tribünde taraftarıyla dans ederken görmek paha biçilemez. Çok yakışıyorsunuz Galatasaray'a.
GALATASARAY MEDİCAL PARK (76):
Tuğba Palazoğlu: (16:17, 9 sayı, 2 asist, 1 top kaybı, 3/5 şut)
Doneeka Hodges: (14:26, 7 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 2 top kaybı, 3/5 şut)
Bahar Çağlar: (24:24, 4 sayı, 3 ribaund, 3 asist, 2 top kaybı, 2/5 şut)
Işıl Alben: (27:17, 9 sayı, 8 ribaund, 3 asist, 2 top çalma, 1 top kaybı, 3/10 şut)
Tamika Catchings: (29:37, 17 sayı, 7 ribaund, 3 asist, 2 top çalma, 3 top kaybı, 8/16)
Melisa Can: (18:00, 4 sayı, 2 ribaund, 1 top çalma, 2 top kaybı, 2/3 şut)
Seimone Augustus: (31:18, 10 sayı, 4 ribaund, 4 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 5/8)
Sylvia Fowles: (37:36, 16 sayı, 8 ribaund, 2 top çalma, 2 top kaybı, 8/14 şut
FENERBAHÇE (66): Anete Zagota 16 (3 ribaund- 2 asist), Hana Horakova 10 (4 asist), Birsel Vardarlı 17 (3 ribaund– 1 asist), Esmeral Tunçluer 2 (1 ribaund), Nevriye Yılmaz 10 (4 ribaund– 2 asist), Ivana Matovic 5 (6 ribaund), Angel Mc Coughtry 6 (2 ribaund)
6 yorum:
sarayın sultanlarına kucak dolusu sevgiler bu yıl seyrettiğim en güzel maçtı tamikanın gelişi yerli ve yabancı oyuncularında kendine güvenlerini yerine getirmiş son maçlarda gelen savunma görüntüsü galatasarayı şampiyon yapabilir bu sene ama en son maça kadar daha da yükselterek yaparsa unutmayalım daha kazanılan birşey yok.feneri geçen senede bir kere yenmiştik.bu maçta ışılın biraz daha kendine güvendiğini gördüm eğer fener ile oynayacağımız final periyoduna kadar sakatlıktan önceki ışılı geri getirebilirse fener karşısında şansımız bir o kadar artar.tamikanın sadece bu maç için geldiğini ve amerikaya döndüğünü duydum umarım doğru değildir.çünkü tamika ve slvya yı beraber seyretmek gerçekten büyük zevk umarım simonede eski günlerine döner ve onlara katılır.tamika konusunda bizi bilgilendirirseniz sevinirim.sultanlara tekrar tekrar teşekkür
Maç sahamızda , takım artık bir şeyleri değiştirmek istiyor ,tamika yeni güç ve Hocamız ceyhun yıldızoğlu belliki maça iyi çalışmış.
haysiyetli ve istiyerek oynayınca maç nasıl bize güldü.
Daha önceki maçlarda 3. periot'a kadar işi götürebildik ama final yapamadık bu defa 3. periyottan sonra Fb maça asıldıkça Galatasaray'ımız cevap vermesini bildi.
Maçı istedi ve aldı.
Çok büyük bir ihtimalle play off'lara lider gideceğiz ve sonunda Fb ile nasıl olsa karşılaşacağız işte o zaman gerçek kimliğimizle maçlara gereken önemi vermeliyiz.
Bunu yapacak güç ve istek var önemli olan istek ve gücü kullanabilelim.
Teşekkürler Ceyhun Yıldızoğlu hocam , Teşekkürler Kızlarımız.
tamika konusundaki durum nedir acaba ülkesine niye dönmüş
Tamika bu hafta NBA All Star'da bazı etkinliklere katılacak ama asıl gitme sebebi o değil. O zaten gelme taraftarı değildi, yoğun ısrarlarımız sonucu playofflarda oynamak üzere gelmeyi kabul etti. Ekstra olarak bir de bu maçı sıkıştırdık araya :) Mart'ta tekrar geleceğine göre ısrarımızın işe yaradığını görüyoruz yine.
sevgili aras önümüzdeki sezon için galatasarayın yabancı tercihleri kimler olmalı size göre,şu an elimizde olan yabancıların hangileri kalmalı
Sadece Fowles kalması takıma fayda getirir gibi gözüküyor. Alınacaklar için çok erken, sonuçta daha kontratı biten yerliler var. Onlar giderse planlar değişebilir. Sene sonunda net tabloyu görmek lazım.
Yorum Gönder