BIY AD

22 Şubat 2011 Salı

Güzel Bir Gün: 22 Şubat

90'lar

Küçük Kız: Hayalleri, sevdası ve onlara koşan azmi. Işıl büyüyor...

1998-2006 

İlk Adımlar: İstanbul Üniversitesi'nde büyümeye devam ediyor...


Rekabet Başlıyor: İleride hayatının gidişatını belirleyecek rekabetin hazırlık turları. Mağlubiyetler mateme, galibiyetler düğüne eş değer olacaktı yıllar sonra...


One Love: Fenerbahçe'ye karşı oynamaktan daha da zor onun için. O pankart ve Işıl, yollar kesişecek merak etmeyin...

2004-18 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası: Işıl, En İyi Beş'te. 19.6 sayı-9.1 ribaund-3.9 asist-4.3 top çalma ile bu istatistiklerin hepsinde takımının lideri, tüm oyuncular içinde hepsinde en önlerde. Yaş grubu içinde Avrupa'nın en iyi oyun kurucusu...


 Hedef Büyüyor: O, artık A Milli Takım'ın da en önemli parçalarından biri...

 2006-2007
Zor Bir Gün: Üstündeki forma kırmızı, Galatasaray'ın sahasında ama O hala Galatasaray'a rakip olarak oynuyor. Kuşkusuz çok değişik duyguların içinde...

2007-2011

 
Galatasaray İçin Önemli Bir Gün: Galatasaray'a ayak bastığı ve birçok şeyin seyrini değiştirdiği gün. 10 numaralı forman sana çok yakışacak...


11 Ekim 2008: Galatasaray:71 - Fenerbahçe:55 (Cumhurbaşkanlığı Kupası) Galatasaray ile ilk kupası. Işıl; 10 sayı-8 asist-6 ribaund ile büyük pay sahibi. Kupasını tribüne getiren kız, başka bir ihtimal yok seni çok seviyoruz...

9 Nisan 2009: Galatasaray Eurocup Şampiyonu, hepimizin en mutlu günlerinden biri.  O, 9 sayı-6.2 asist-6 ribaund-3.3 top çalma ortalamalarıyla şampiyon takımın beyni. Asist ve top çalma istatistiklerinde takımın birincisi, tüm organizasyon içinde de 3. ve 4. sıralarda. 


27 Nisan 2009: Her şey istediğimiz gibi gidemezdi ama bu da çok ağırdı işte...

Asla Vazgeçme: İşi bitmemişti, vazgeçmedi, çalıştı, çalıştı ve çalıştı...

O Artık Kaptan: Tam manasıyla geri döndüğünde, taraftarının ona ilk günden beri yakıştırdığı unvan artık omuzundaydı. Çok da yakıştı...

Ve 22 Şubat 2011: Kaptan 25 yaşında! İyi ki doğdun, çocukluğunda tutulduğun aşk, oyundaki yeteneklerin, zor zamanındaki azmin, karakterin, insanlığın bizlere ilham veriyor. Parçalın, 10 numaran ve kaptanlığın sana çok yakışıyor. Sana yakışanlarla birlikte nice yıllara...

Bir 22 Şubat Günü
: Artık o küçük kız değil, milyonların sevgilisisin. Büyük dağın dumanı da büyük olur.

Hak ettiğimizi hala almış değiliz, almadan da bırakamayız seni. Bu yolda Fenerbahçe'den daha ciddi rakipler de varmış, Galatasaray'da geçirdiğin gün sayısıyla beraber öğrendik bunları. Onları yenmeden üstündeki formanı çıkarmak sana yakışmaz. Özel insan, Galatasaray camiası seni sandığından daha da çok seviyor. Eğer yaş haddinden başka bir nedenle ayrılacaksak senden, bu üç noktalar daim kalacak hepimiz için. Ve hiç istemiyoruz bunu...

İyi ki Doğdun Gülşah
Doğduğun günle, Galatasaraylılığınla, yeteneklerinle, ne yazık ki sakatlığınla bile Işıl'a benzeyen Gülşah, inşallah Işıl kadar sevilmek sana da nasip olur. Öyle olacağına inancımız tam. Doğum günün kutlu olsun, sarı-kırmızı forman ve başarılarla nice yıllara!

4 yorum:

hakan dedi ki...

iyiki doğdun Işıl.galatasaray taraftarı seni çok seviyor

Adsız dedi ki...

Nice mutlu yıllara
Yalnız Aras Hocam biraz objektif gozle bakın Isıl ile Birsel'i karsılastırın ki Birsel bile yetersiz benim icin 3 yıl once Bourges macında Melaine perisan etmisti.GS oyun kurucusu cok daha meziyetli olmalı bence

Adsız dedi ki...

iyiki doğdun ışıl ama bugün benim için hiç iyi bir gün olmadı.sene başında avrupanın en iyi skor gücü olan bir takım bugün maçın zora girdiği anlarda(stresli anlarda) sayı atamadı.bunun sorumluları hala koltuklarında utanmadan oturabiliyor.gerçekten üzülüyorum.avrupa şampiyonluğun en iddialı takımını ne hale getirdiler...

Adsız dedi ki...

iyiki doğdun ışıl.bunu bu sayfada yazmak istemezdim ama bayan basketbolunun sevdalısı biri olarak "Söylenecek çok bir şey yok. Biz Diana'yı gözümüzde çok büyütmüşüz demek ki, bir yıldızın söndüğü gündür benim bir gözümde. Olayın Fenerbahçe ile bir alakası yoktur, oyuncular yolcu bu büyük camialar direk olarak handır. Diana gider, Angel gelir. Ama illa biz Diana'nın arkasında durmak istiyoruz, zafere giden her yol mubahtır diyerek, destekleyenler kendi ahlak seviyelerini ortaya koyacaklardır. Onlara da söyleyecek fazla bir şey yok." laflarını söyleyen biri niye hala küçük de olsa bir özür dilemiyor.özür dilemek çok mu zor bir şey? yoksa ortaya çıkan bu durum hoşunuza mı gidiyor?