BIY AD

1 Şubat 2011 Salı

Büyük Eşleşme Başlıyor

Euroleague'de grup aşamasının son virajında dillendirilmeye başlanan ve son hafta iki takımın da evinde kazanmasıyla oluşan 'büyük eşleşme' bugün Caferağa'da başlıyor. Sezon başında iki takım da Avrupa'da son dört hedefiyle yola çıkmış olsa da gelinen noktada birinin çeyrek final göremeden Avrupa defterini kapatacağı bu seride bizi neler bekliyor, bakmaya çalışalım. Gönül sarı kırmızıyı bir ayrı görse de iki taraf adına etraflıca bir analiz olması niyetiyle başlayalım biz; eksikleri doldurmanız dileğiyle birlikte tabii:

Sarayın Sultanları'nın Ceyhun Yıldızoğlu'yla başladığı bu yeni sezonda 'devrim' niyetiyle yola çıktığını bilmeyen yok. Sezon başında özellikle yerli oyuncular bazında yapılan transferler bugünün değil 2-3 sene sonrasının takımını kurmaya yönelik olsa da her zaman için kupa beklentisi olan bir camia klişesi de herkesin dilinde.-yazar buna katılmadığını söylemekten çekinmez.- Ligin son yıllarda yalnızca iki takım arasında şekilleniyor oluşu Ceyhun Yıldızoğlu'nun Türkiye sınırları içinde elini kuvvetlendirse de sezon başında yanlış kurulan kadro Edirne ötesinde sağlam şekilde çarptı duvara. Bu şiddetli sallantı halen de sürüyor aslında, takım kendine gelebilmiş değil. Eldeki kadro/şu anda elde edilen başarı parametresinde Euroleague'in hayalkırıklığı yaratan takımı açık ara Galatasaray bu sene, tartışmasız. Bunu net olarak kabul etmek lazım önce. Sebepleri, farklı düşünceleri, ne yapmalıyızı ayrıca konuşuruz ama masamızın üzerinde duran gerçek bu. Buradan devam edelim biz yine.

Bu hayalkırıklığıyla 16.sıradan üst tura kalmayı başaran bir takım için oluşabilecek en iyi eşleşme ise Fenerbahçe eşleşmesiydi kesinlikle. UMMC-Halcon gibi bir takım karşısında tarafsız bir gözle verilecek kağıt üzerindeki şanstan daha fazla şansa sahip şu anda Sarayın Sultanları. Bu da bir diğer gerçek. Rakibi çok iyi tanıyor olmak, deplasman için ülke değiştirmeyecek olmak, ezeli rekabetin verdiği tatla yaşanacak bir seri olması ve şartlar ne olursa olsun evdeki maçı dolu tribünlere oynamak. Bu serinin getirdiği bazı avantajlar. Özellikle tribün kısmı önemli zira sondan bir önceki lig maçında salonda takım dahil 30 kişinin olduğunu hatırlatmak isterim.-her sezon kupa istenen takım bu.- Avrupa serüveninde dip yapmış bir Galatasaray için, bu akşamki maç ayağa kalkma maçı. Bu ayağa kalkış illa ki galibiyetle olmak zorunda da değil, gösterilecek mücadele ve karakter, sonuçtan çok daha önemli geldiğimiz noktada. Burada gösterilecek karakter sezonun şu ana kadar kötü geçen kısmını tek kalemde silebilir herkesin gözünde. Ve sildiği yetmezmiş gibi yarına da ışık tutabilir ki ihtiyac duyulan şey de bu tam olarak. Bunlara ek olarak Florya cephesindeki bir diğer kritik detay da bugün sonuç ne olursa olsun Abdi İpekçi'deki maçı vermemek olacak. İkinci bir karakter sınavı da orada bekliyor bizi.

1-16 eşleşmelerinin doğası gereği bugün de favori olan taraf kesinlikle Fenerbahçe. Buradaki önemli nüans ise herhangi bir ortalama 1-16 eşleşmesinin favorisinden daha az favori konumunda Fenerbahçe. Zira karşısında 100 küsür yıllık rakibi olacak. Derbilerin atmosferi diyerek girmeyeyim, bu ülkede yaşayan herkes haberdar bunun etkilerinden. Kadıköy
cephesinde Diana Taurasi ve Penny Taylor sonrası koç Ratgeber'in ismiyle yaptığı iki transfer ve değişen bir oyun sistemi söz konusu. Sezonun bu anına kadar yüksek temposuyla oyunu domine eden ve top kullanma sayısını arttıran Fenerbahçe, bu değişen yapısıyla oyun ritmini düşürmek ve savunmasını önplana almak durumunda kaldı. Bu sistemle çıkılan tek ciddi maç Ekaterinburg maçıydı ki Jekabsone'nun o maça neredeyse antreman yapmadan çıktığını söylemek lazım. Buna rağmen o maçta karakter koyarak, yürek koyarak galibiyeti aldı sarı lacivertliler ve grup aşamasını namağlup tamamladı. O maçta gereken de teknik detaylar değil tam olarak yürekti zaten. Bu açıdan ilk sınavın sonuç anlamında yıldızlı pekiyi olduğunu söyleyelim. (Dediğim gibi, 10-0 yapan 1. takım için zor bir eşleşme yakaladılar. Favori olsalar da, altını tekrar çizelim yanlış anlayacaklar için.)

Serinin belirleyicisi olarak gördüğüm birkaç küçük nokta var, onlara da bir bakalım. Bunlardan ilki Fenerbahçe hücumunun içeri gömülen bir alan savunmasına karşı göstereceği tepki. Jekabsone haricinde şutör eksikliği bulunan bir kadro var şu anda Ratgeber'in elinde, bilhassa kritik anlarda. Jekabsone'un da anında sisteme adapte olamaması sorun yaratabilir bu anlamda. Bu seride Sarayın Sultanları'ndan çok sık zone denemesi görebiliriz. Bir diğer önemli nokta, sezon başından bu yana efektif kullanılamayan Fowles'ın her iki pota altında göstereceği performans olacak. Son dönemde onu oyuna daha iyi sokabilmek adına denemeler var takımda ama arkasında Nevriye ya da Matovic varken bunu yapabilmek çok daha değerli olacak. Kritik olarak gözüken bir diğer detay ise, Bahar Çağlar'ın pozisyonunda yaratacağı ters eşleşme. Özellikle isabet bularak başlayabilirse eğer serinin gidişatında ciddi bir rol üstlenebilir Bahar. Buna karşılık savunmasında da avantaj Fenerbahçe cephesinde olacak ki bu da serinin kritik ismi olarak Bahar Çağlar'ı öne çıkartıyor bana kalırsa. Son olarak, iki takımın da yapacağı ön alan baskılı savunma sonucu doğrudan belirleyecektir. Bilhassa Işıl kenardayken, dozajı artan bir baskı gelecektir Ratgeber'den.

Son yıllarda oynanan Fenerbahçe - Galatasaray maçlarında sonucu belirleyen faktörün yerli oyunculardan alınan katkı olduğunu bilmeyen kalmadı herhalde. Bu açıdan halen en büyük koz Ratgeber'in elinde ve dengeyi o belirleyecek. Bu dengede terazinin önemli bir yerinde ise Seimone Augustus olacak, sakatlık sonrası değişen oyunuyla şut ritmini bulabilmesi önemli. Terazide dengeyi iki tarafa da çevirebilecek bir isim olması önemli Denge bozucu faktörler olarak Galatasaray'lı oyuncuları önplana çekme nedenim salt buranın Sarayın Sultanları blogu olması değil, seride dengeyi değiştirmesi gereken takımın Galatasaray olması. Yoksa normal şartlar altındaki iki maçta da kazanan taraf Fenerbahçe olur. Bu dengeyi bozmak için akıl oyunlarını yapacak taraf ise Ceyhun Yıldızoğlu olacak. Cumhurbaşkanlığı'nda ve ligde kaybeden Ceyhun Yıldızoğlu'nun dostu Ratgeber'e karşı 2-0 geride olduğunu hatırlatmakta fayda var. Hatta All-Star'ı da katalım, üç olsun.:)

Son yıllarda ülke olarak önemli bir atak yaptığımız kadın basketbolunda, 2011'in Şubat'ında çok değerli bir fırsat yakaladık. Bu fırsatı iyi değerlendirmek iki takımın ve oyuncuların elinde. Elbette seriden bir galip çıkacak ama turun sonunda kazananın sadece çeyrek finale çıkan takım olmaması lazım. El birliğiyle bunu başarabilirsek eğer tur sonunda, 2 ya da 3 maçın ardından,
çeyrek finale çıkan bir kadın basketbol takımımızdan daha fazlası olacak elimizde.

Caferağa'daki son idmandan..

1 yorum:

Mehmet ÜÇOK dedi ki...

Ceyhun Hoca Botaş spor'dayken lig maçlarında elinde bulunan şu anki kadrosundan daha isimsiz kişilerle Fb'yi bir kaç defa dize getirmişti.
Tabi Fb eski Fb değil daha derli toplu ve maç Avrupa kupa maçı .
Ben Gs'ın kadrosunun çok iyi kurulmadığı ve çok mücadeleci bir kadro olmadığı görüşündeyim.
Takımın yeni kurulmuş olmasıda bir handikap ama hoca ceyhun Hoca olunca işin içindede Aslan kızlarımız olunca ben maça fifti fifti diyorum.
Akşam Fb Tv'de ilk maç heyecanı var bekliyelim görelim.