BIY AD

25 Şubat 2011 Cuma

İade-i İtibar: Spartak, Spartak'tır

İstanbul'da 16 sayıdan kaybedilen maçın ardından, Rusya'daki rövanş öncesinde hala Fenerbahçe'nin rakibini yenebileceğine dair düşünceler vardı ama Spartak Moskova kapıyı erken kapattı. İlk 4.5 dakikada skor üretemeyen Fenerbahçe, maçın bitimine 5 saniye kalana kadar bir daha sayı üretemeyecek Esmeral'in elinden 8 sayı bulduğu ilk çeyreği 20-16 ile fena olmayan bir skorla kapadı ama ikinci çeyreğin de başlangıcı çok farklı değildi. İlk 5 dakikada sadece 1 basket atabilen Fenerbahçe bu dönemde 30-19 geriye düştü. Matovic'in üst üste sayılarıyla fark 5'e kadar inse de Prince'nin son saniye isabetiyle Spartak soyunma odasına 34-27 önde gitti. Üçüncü çeyrek ise Spartak'ın savunmasının üst noktaya ulaştığı ve hücumda da vurup geçtiği yer oldu, 24-10'luk çeyrek skorunu versek yeterlidir herhalde. Spartak'ın 19 sayı önde girdiği ve Fenerbahçe'nin de bir seri yakalayamamasıyla karşılıklı basketlerle geçen son çeyrek sonunda da 74-56'lık bir galibiyet ile Spartak, final-four biletini kaptı.

Her iki maçı da izleyemediğim için sadece istatistikler üzerinden konuşabiliyorum, seri öncesinde Sporingen'de yaptığımız seri değerlendirmesinde denk uzunlardan bahsetmiştik, zaten iki maçta da temel sorun uzunların birbirine üstünlük kurmasında değil, Prince başta olmak üzere Spartak kısalarının oluşturduğu farktı. Caferağa'da 19 sayı atıp geri dönüşün kahramanlarından olan Prince, bugün de 22 sayı ile yine fark yarattı. 3'er asist üzerine İstanbul'da 12, Moskova'da 13 sayı atan Sue Bird'i de unutmayalım. Buna karşılık her iki maçın sonunda da Fenerbahçe'nin çift hanelere ulaşan tek kısası Esmeral oldu, o da maç bittikten sonra attığı 3'lük ile geçti çift hanelere. Jekabsone'nin 3'er şut üzerinden ulaştığı 8-8, toplam 16 sayısı var. Eğer Spartak'ta oynarken yapsaydı bunu değerli bir katkı olabilirdi ama sahada olmasının en büyük nedeni olan şutlarında, maç başına 3 kere isabet yakalaması, Fenerbahçe'nin bu seviyede maç kazanması için yetersizdi. Angel McCoughtry de UMMC maçında 26 sayılık bir başlangıç yapmasına rağmen sonraki zorlu maçlarda çok pasif kaldı. Bugün ilk sayısını üçüncü çeyrek ortalarında, farkı 13'e indiren turnikesinden bulan Angel şaşırtmaya devam ediyor. Kendisi Good Angels-Atlanta Dream-MKB Euroleasing'de harika işler yapıp buraya geldi ama geliş zamanı ve yerine geldiği isimler konusundaki tartışmalar dolayısıyla hak ettiğinden az değer buldu. WNBA'deki takımını finale götüren Angel, benzer bir güven ortamında Fenerbahçe'yi de en azından Final-Four'a taşıyabilirdi ama bunu yapan hiç beklenmedik bir şekilde çaylak, WNBA'de playoff yapamayan Sky'ın bench oyuncusu, geçtiğimiz sene Botaş formasıyla ülkemizde oynayan Epiphanny Prince oldu. Hani Pokey Chatman'ı çok eleştiriyoruz ama hücumda bazı oyuncularına aşırı özgürlük tanıyan sistemi ve Prince menşeli hızlanan hücumlara dizgin vurmaması ile büyük bir zafer kazandı. Biz Chatman'ı Ratgeber'in asistanı olarak görmeye devam ederken, Ratgeber özellikle rotasyon konusunda hatalar yaparak ve iki maçta da gidişatı kıramayarak başarısız bir eşleşme çıkardı. Büyük bir ihtimalle yarı finalde eşleşecekleri UMMC'yi de geçebilirlerse Pokey Chatman'dan özür dileme vaktidir.

Gruptan sadece 1 deplasman galibiyeti, 4 mağlubiyet ile çıkan, çeyrek finalde Beretta-Famila'yı 2-1 ile geçerken iç sahadaki galibiyetlerini 5 ve 6 sayılık galibiyetlerle ucu ucuna alan, kadrosundaki tek büyük star Sue Bird olan Spartak'ın, son dört senenin şampiyonu Spartak olduğunu hatırlaması seri öncesi en büyük çekinceydi ama bu sezon bunu bana 3. kez yazdırıyorlar; Spartak, Spartak'tır. Ama şu Spartak ne olursa olsun, buraya 12-0'lık galibiyet serisiyle gelen, Diana ve Penny olmadan hem de ufak farkla yenilme lüksleri varken UMMC'yi yenen Fenerbahçe'nin bu şekilde elenmesi beklenti dışı oldu. Seri öncesinde:
"Fenerbahçe'nin Spartak'a göre daha avantajlı olduğu kesin ama Fenerbahçe de sıfır sorunla gelmiyor bu seriye. Angel McCoughtry'nin takıma adapte olamaması, Horakova'nın istikrarsız performanslar sergilemesi, Sutton-Brown bu seride daha fazla süreler alacaktır ama Nevriye-Matovic ikilisinin yedeklenememesi ve Anete Jekabsone'nin Spartak tarafından çok iyi tanınan bir oyuncu olmasıyla savunmasının kolaylaşması Fenerbahçe'nin gözüken handikapları bu seri öncesinde. Çetin Yılmaz gözlüğü ile olaya bir de Spartak özelinde iyimser bir şeyler bulmaya çalışırsak; kazanan takım kimliklerini hatırlamaları ve bu seriyi gurur meselesi yapmaları gibi mental sebepler var korkutucu olabilecek. Saha içinde ise, en büyük avantaj kuşkusuz Sue Bird. Oynayacak tüm isimlerin Sue tarafından beslenecek olmaları etkilerini yükseltecektir. Epiphanny Prince'nin hızı, açık alanda Fenerbahçe'nin başını ağrıtabilir ama Spartak'ın oyunu çok hızlandırmak isteyeceğini sanmıyorum." derken, Spartak'ın tüm avantajlarını sandığımın çok ötesinde kullanmasıyla ters köşeye yattık.

Artık diyecek fazla bir şey yok, iki Spartak maçının arasına sıkışan 12 maçlık galibiyet serisi ve Avrupa macerası, 2 Spartak mağlubiyeti ile sona eriyor Fenerbahçe için. Üst üste 5. kez çeyrek finalde veda ve son 6 sezonda 12 karşılaşmada 11. Spartak mağlubiyeti. 

4 yorum:

Unknown dedi ki...

ne yazık ki ben bunun böyle sonlanacağını biliyordum.diana ve penny bu takımda olsaydı spartak spartaktır sonunu hiç görmezdik.özellikle lauren jacksonsız bir spartakla.angel ne bir penny ne de bir diana olabilir.şut stili gerçekten kötü.diana,penny ve cappy gibi yumuşak bir bileği yok.o yüzden topu potaya attığında bu sayı olur diyemiyorum.hatta bana göre angel ve anete'nin özelliklerini birleştir sadece ribaundlarda diana veya penyy'i geçebilir.olayların buraya gelmesinde payı olanlar bunun hesabını verecekler.çok büyük maddi davalar açılmalı....

alpb dedi ki...

Bu serinin yorumu, Fenerbahçe'nin maruz kaldığı inanılmaz darbeleri göz önüne almadan yapılamaz. Takımı sezonun en kritik noktasında tarumar etti ilgili makamlar. Bu gerçek göz önünde bulundurulmadan yapılacak her türlü yorum da laf-ı güzaftır, kusura bakmayın.

Unknown dedi ki...

Fb bu haliyle bile Moskova'yı geçebilirdi. Yapılan acemice hatalar şimdi ağla gözlerim ağla...

emre dedi ki...

sinan tamam,fenerbahçe takıntın ve dünyaya at gözlükleri ile bakmakta ısrar etmek istiyorsan devam et, ama saçlamama sınırlarını bilmek lazım,bu haliyle kimse kimseyi eleyemezdi,avrupa dandik bir kupa kazanan takımlarımız dünyayı biz yarattık havası ile gezerken,istediği kadar güç kaybetsin son 4 yılın şampiyonu olan bir takıma saygı gösterilmesi gerektiği gerçeğini unutmamak lazım,şampiyonluk bu takımın genlerinde var,evet bu sene sıkıntısı var, evet ekaterinburg bu takımı eleyecek ama bu rakibe saygı gösterilmemesi neden olmaz