BIY AD

17 Haziran 2009 Çarşamba

Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın Ardından | | Teşekkürler


Fransa maçı öncesinde kalmıştık, oradan devam edelim.

Hedef maçımız mı değil mi diye düşünürken Fransızlar'ın bizim zayıf bölgemiz pota altında büyük üstünlükleri olduğunu söylemiştik maçtan önce, orayı çok verimli kullandılar. Fransız takımının en skorer oyuncusu olan Gruda tek başına 10/15 ile hücum etti boyalı bölgeden ve ürettiği 20 sayı ile takımının skor yükünü sırtlandı tek başına. Biz ise iki sayılık atışlarda takım halinde 11/35 gibi bir yüzde tutturduk ki, şu iki istatistik sonrası dahi maçı kazanmamız mümkün gözükmüyor. Bunun yanı sıra rakibe 13 hücum ribaundu verip, 19 top kaybı yapınca mağlubiyet kaçınılmaz oluyor tabii. Herşeye rağmen turnuva genelinde gösterdiğimiz savunma direnci ile maçın son çeyreğinde 44-41 ile Fransa'ya çok yaklaştık ama bu dakikadan sonra gelen 11-2'lik Fransa serisi ile kaybettik maçı.

Son maçta rakibimiz Belarus idi. Fakat bizim maçtan önce oynanan Litvanya- İtalya maçını İtalya'nın kazanması ile hesaplar biraz karıştı. Kazanmamız halinde üçüncü olarak, 6 sayıya kadar olan mağlubiyette ise dördüncü olarak çeyrek finallere kalacaktık.

Belarus takımı herşeyden önce şutör bir takım ve hafife alınacak bir takım değiller kesinlikle. Gününde olduğunda can yakacak çok oyuncuları var ki maçın hemen başında gördük bunu. İlk çeyreğe 4/5 üç sayılık isabeti ile başladılar. İtalya maçında rakibe sadece iki üçlük şansı veren(biri maçı bitiren son saniye üçlüğü) takımımızın dış savunmasını paramparça ettiler maçın henüz başında. Ceyhun Hoca'nın molası ile toparlandık fakat Belarus'un yüzdesi hiç düşmedi ilk yarıda. 6/10 üçlük, 13/18 ikilik yüzdesi ile tamamladılar devreyi. Bu yüzdelere karşı devreyi önde kapatmamız mümkün değildi zaten, 37-45 yenik girdi devreye.

Turnuvanın genelinde yaptığımız savunmanın aksine Belarus maçında gereken sertliği gösteremedik, tabii bunda savunmanın dozajını düşürecek olan iyi savunmaya karşı son anda bulunan üçlüklerin de payı var ama herşeye rağmen daha sert bir savunma yapabilirdik. Özellikle baskılı ön alan savunmasını çok savruk yaptık, bu baskıyı her geçtiklerinde pota altında çok rahat sayı buldular. Turnuvada 70'li sayıları göremeyen Belarus hem üç sayı çizgisinin gerisinden bulduğu sayılarla hem de bu kolay basketlerle 86'a ulaştı.

Uzun sorunumuz her maçta olduğu gibi yine başımızı ağrıttı, 42-28'lik Belarus üstünlüğü var ribaunlarda. Nevlin'in faul problemine girmesi ile bir ara neredeyse beş kısa ile oynadık, sahanın en uzunu Bahar Çağlar'dı takımda. Bu noktada verdiğimiz ribaundlarla yediğimiz ikinci şans sayıları da ayrıca etkiledi savunma direncimizi ve ne yazık ki aldığımız 16 sayılık mağlubiyet ile turnuvaya veda ettik.

Çok vaktimiz var ayrıca değerlendiririz turnuvayı fakat bu kadar eksikle gösterilen mücadele ve son anda çeyrek finale kalamayışımız üzücü. Ceyhun Yıldızoğlu kadroda yer alan herkesden bir şekilde faydalanmayı başaran bir coach olduğunu bir kez daha gösterdi bizlere, onun haricinde kimse şu kadroya kolay kolay bu oyunu oynatamazdı diye düşünüyorum. Ve hepsine teşekkür ediyorum kendi adıma.

Hiç yorum yok: