BIY AD

12 Nisan 2010 Pazartesi

Euroleague'de Kapanış

Kadınlar basketbolunun Avrupa'daki en büyük turnuvası bugün sonlandı. Spartak Moskova-Ros Casares finali sonrasında Rus temsilcisi bir kez daha taçlandı.

Final maçında Ros Casares'in alışıldık oyunu devam etti. Sezon boyunca bildiğimiz, yetenekli pota altı ikilisi ile içeriyi zorlayarak etkili olmaya çalıştılar. Erika De Souza ve Delisha Milton Jones ikilisinin gayet başarılı olduğunu da söyleyebiliriz aslında. Spartak'ın her hattı süper starlarla örülü olduğundan belki biraz geri planda kalıyorlar ama Spartak dışında hangi takımda oynasalar en az De Souza-Jones ikilisinin Ros Casares'e yaptığı etkinin aynısını yapabilecek uzunlar var Osipova, Fowles ve Mc Carville gibi. Spartak'ın kendisinin en kuvvetli olmayan yeri, Ros Casares'in en güçlü silahı ile eş değerdi yani.

Tablo bu şekildeyken, Valencia ekibi iyi dayandı bile diyebiliriz, tabi maç için salona gelen 7800 seyircinin de ev sahibine etkisini de göz ardı etmemek lazım. Ros Casares kısa pozisyonun da İspanya Milli Takımı'nın değerli oyuncularına sahip, kadroları çok iyi tabi ki ama karşılarında oyun kurucu pozisyonunda potaya neredeyse hiç bakmadan oynayan, hepsi birbirinden değerli takım arkadaşlarını besleyen Sue Bird, sorumluluğu üstüne aldığında rakiplerin üstüne ölüm meleği gibi çökebilecek Korstin ve Jekabsone, giren-çıkan hepsi göz alıcı oyuncularla dolu bir bench... Ve şu ana kadar adını anmadığımız o isim, Diana Taurasi. Keyifsiz göründüğü bu maçta 28 dakikada 29 sayı atan, içinde olduğu her organizasyonu bir değil beş adım ileri taşıyan Taurasi. Ona bugün en büyük katkı Janel Mc Carville'den geldi, Janel'in 20 sayı - 13 ribaund ile MVP ödülünü alması muhtemeldi ama sözlükte MVP kısaltmasının karşısında adı yazan bir takım arkadaşı olunca bu ödülü onun ellerine bırakmak zorunda kaldı. Spartak'a tek diş geçirebilen ekip olan UMMC Ekaterinburg, burada Ros Casares'ten 19 sayı fark yemişti. Spartak benchi ise son dakikaları şampiyonluk tişörtlerini giymenin heyecanı ile geçirdi aynı rakip karşısında.

Avrupa kadınlar basketbolunda Spartak Moskova-Taurasi markası, futboldaki Barcelona-Messi'nin eşleniğidir. Hangi takıma sempatiniz olursanız olsun güçlerini kanırtarak kabul ettiriyorlar. Alkışlamaktan öte yapabilecek bir şey yok.

Finalin öncesinde Valencia'da bir sıralama maçı daha vardı. Turnuvanın 3.sünü belirleyecek maçta UMMC Ekaterinburg, Wisla Can-Pack ile karşılaştı. Can-Pack için rüya sezondu bu sene ve rüyanın sonunda Ekaterinburg tarafından biraz sarsılarak uyandırıldılar 84-50 ile. Candace Parker 21 sayı ile maça damga vuran isim olmuş.

Galatasaray'ın grubundan çıkan iki ekip Final Four oynadı, Fenerbahçe'yi eleyen Spartak kupaya uzandı. Hem Galatasaray hem de Fenerbahçe iç saha maçlarında bu rakiplerini çok sıkıştırsalar da galibiyet alamadılar ama şu gün bakınca iki temsilcimizin de iyi işler yaptığı daha net gözüküyor. Önümüzdeki senelerde artık içinde Türk takımlarının olduğu Final Fourlar izlemeye yaklaşıyoruz. Yazıyı bir rekor ile bitirelim, Caferağa'da Diana Taurasi'yi izlemeyi Işıl'a küfür etmeye tercih eden Türk seyircisine de bir şeyler anlatır bu umarım; 7800 ortalama seyirci ile turnuva tarihinin rekoru kırıldı ve en çok izlenen Final Four bu seneki oldu. Kadın basketbolunu ezeli rakibine küfür edebileceği bir cephe daha olarak görmekten uzaklaşırsa ülke taraftarı en azından Wisla Can-Pack'in koltuğu bizimkileri bekler.

3 yorum:

granger17 dedi ki...

taurasinin spartak formasıyla son maçıydı seneye caferağada izlemek ümidiyle

serkan dedi ki...

euroleague ve eurocup turnuvalarında herhangi bir aşamasında para ödülü var mı veya takımların bir kazancı oluyor mu ? yazar arkadaş veya bilen birisi varsa lütfen yazsın...

Adsız dedi ki...

Off ispanya basınındada çıkmış TAURASİ fENERDE diye...Allahım sana geliyorum...