BIY AD

6 Mayıs 2010 Perşembe

Final Serisine Doğru II

Serinin genel çerçevesini çizdikten sonra şimdi de çerçevenin içindeki fotoğrafa daha yakından bakmaya çalışalım. Bakalım neler göreceğiz bu fotoğrafta.

Yakın geçmişteki Fenerbahçe - Galatasaray maçlarını kapsayacak bir analiz ile günümüze kadar gelerek bu iki takımın derbi öykülerine baktığımızda bu öykülerin büyük bir kısmının Nevriye Yılmaz - Esmeral Tunçluer - Birsel Vardarlı üçlüsünün elinden oluşturduğunu görüyoruz. Yabancı oyuncularının kalitesi ve oyuna katkısı anlamında iki takım arasında ciddi farklar olmadığını söylemek lazım. Kazananı belirleyen nokta sahadaki organizasyon yapısı ve bu üçlünün oyuna katkısının düzeyi. Öyle ki ligin ilk yarısında Ahmet Cömert'te 25 sayı-5 asist-9 ribaund ile oynadı bu üçlü. Caferağa'daki maçta 32 sayı - 7 asist - 9 ribaund ile tamamladılar maçı. Bandırma'daki finalde ise sadece 16 sayıda kalmaları ve maçı Galatasaray'ın kazanması tesadüf değil elbette. Bu üçlünün oyuna katkısını kestiği ölçüde şampiyonluktan söz edebilecek Galatasaray. Zira iki takım arasındaki farkı yaratan temel unsur bu üçlü. Nevriye Yılmaz'ın boyalı bölgedeki üstünlüğünü engellemek zor olsa da kısaların Esmeral - Birsel ikilisi üzerindeki baskısı çok çok kritik, serinin geleceği için.


Nevriye Yılmaz'ın boyalı bölgedeki üstünlüğünden bahsetmiş iken oradan devam edelim. Ebonny Hoffman, Nevriye Yılmaz ve Sutton Brown üçlüsü ile her iki pota altında da ciddi bir silaha sahip Fenerbahçe. Bu üçlünün arkasında durabilecek ve hücumda bu gruba karşı post-up'ı yüksek yüzdeyle oynayabilecek bir uzunu yok Galatasaray'ın. Bu üçlünün size'ları sayesinde boyalı bölgede mutlak üstünlük kurması halinde ciddi bir avantaja sahip olacak Fenerbahçe. Fakat bu noktada Galatasaray'ın uzunlarının orta mesafe şutları devreye girerek dengeyi bozmaya çalışacak. Yasemin'in lanse edildiği gibi orta mesafe şutu olduğuna inanmayan biri olarak, Leuchenka'nın diplerden bulabileceği sayılar daha kritik bence bu noktada. Sophia, Fenerbahçe uzunları tarafından savunulması zor bir oyuncu. Yüzü dönük şutu kullanıldığı taktirde hem yüksek yüzdeyle sayı katkısı sağlayacaktır hem de Fenerbahçe'li uzunları pota altından çekerek bahsettiğim bu dominasyonu kırma yolunda önemli bir adım olacaktır. En önemlisi onun tercih edilmesi tabii ki.


Tamika Catchings'in takım savunması üzerindeki maç başına yaklaşık dokuz sayılık katkısından bahsetmiştik. Takımın en önemli savunmacısı şüphesiz. Sophia'nın da ona destek vermesiyle bu savunma direnci birkaç kat daha artış gösteriyor. Buna karşılık Fenerbahçe'nin de uzun zamandır Türkiye'deki final maçlarını farklı oynama ve kazanma geleneği var. Gereken anlarda gereken sertliği fazlasıyla sahaya yansıtabiliyorlar ki Caferağa'da bunu çok daha iyi yaptıklarını biliyoruz. Bu anlamda günlük performanslar belirleyici olacak.


Mersin deplasmanında sakatlandıktan sonra bir maç dinlendirilen Katie Douglas'ın şut performansı oldukça önemli olacak seri boyunca. Tamika ile birlikte üç sayı çizgisinin gerisinden takımın güvenilir ellerinden biri olarak düşünülen Katie'nin, Türkiye'deki şut performansı pek içaçıcı değil açıkçası. Bu iki takımın mücadelelerinde galibi genellikle üç sayı çizgisinin gerisinden atılan şutların isabet oranının belirlediğini düşünecek olursak, serinin anahtarlarından biri Katie'nin elinde kesinlikle. Geçen sezon final serisinin sonlandığı karşılaşmada Işıl Alben'in sakatlığının ardından bir dış şut sokmak için çabalayan Galatasaray'ı hatırlayacaktır hafızası kuvvetli olanlar.

Pota altındaki Fenerbahçe hakimiyetinin potadan uzaklaştıkça azaldığını görüyoruz aslında bu eşleşmelere bakarak. Bu anlamda Galatasaray için serinin kilidi orta mesafe şutlarında Tamika - Katie - Sophia üçlüsü ile iyi bir yüzde yakalayarak boyalı bölgedeki hakimiyeti kırmaya çalışmak gibi gözüküyor. Fenerbahçe için ise Nevriye Yılmaz - Esmeral Tunçluer ve Birsel Vardarlı'nın göstereceği performans ve topun post-up için içeriye indirilmesi noktasında gösterilecek istek olacak.


Derbilerin en keskin belirleyicisi konumunda bulunan psikolojik üstünlük noktasında ise bariz bir üstünlükten bahsetmek zor bu kez. Zira Galatasaray rakibini tarafsız sahada yenerek Türkiye Kupası'nı kazanmayı başardı geçtiğimiz ay. Bunun vermiş olduğu bir moral olacaktır takımda. Bunun yanı sıra formda ve ivmelenmiş şekilde ve de en öenmlisi Işıl hariç tam kadro halinde finale gelmeleri de önemli tabii. Fenerbahçe ise istikrarlı oyununa devam ederek, şampiyonluğa ara vermek istemeyecektir. Nevin Nevlin ve Begüm Dalgalar bu seride forma giyemecekler Fenerbahçe'de, onu da ekleyelim unutmadan.

Serinin ilk iki maçı final serisinin yol haritasını da belirleyecek. Bakalım ilk bölümde yarın akşam nasıl bir senaryo başlangıcı izleyeceğiz Caferağa'da.

2 yorum:

granger17 dedi ki...

türkiye kupası finali bandırmamada oynanmıştı ve tarafsız sahaydı

Selim Ugur dedi ki...

Keske Isil bu seride oynayabilseydi. Sene basinda sakatlandiginda Acibadem'e goturmeyin diye yalvardik adeta. Gelinen durum ortada.

Milan Baros da bu konuda baska bir canli ornek.

Bir baska ornek ise bizzat benim. Yuzumde cikan 3-4 cm capinda bir baloncuk sonucunda arkadasimin israri uzerine onun tanidigi ve Acibadem'de calisan bir doktora gittim. Bunun tehlikeli beze oldugunu ve daha da buyuyup cok daha tehlikeli olacagini, mutlaka ameliyat gerektigini soyledi. Ona inanmadim baska bir doktora gittim, bu sisligin tamamen yag bezesi oldugunu ve 2-3 hafta icinde kendiliginden inecegini soyledi ve aynen de oyle oldu.

O vakitten sonra Acibadem'e adim atmamaya and ictim.

Tibbi hic bir bilgisi ve gorgusu olmayan siradan bir muhasebeci olan M. Ali Aydinlarin kurdugu hastanenin sirf sponsorluk sebebi ile sporcularimiza ucretsiz tedavi uyguluyor diye Isil Alben'i yapilan yanlis tedaviler sonucunda ve tam iyilesmeden oynatarak resmen bir sene kullanamadik.

Tilki suratli Aydinlar ise Aziz ile birlikte Voleybol subesinin Avrupa finalini seyrediyordu neyseki Allah sampiyon olmalarina razi gelmedi.