BIY AD

25 Nisan 2009 Cumartesi

Var Mısın Yok Musun?


Sarayın Sultanları yarın '' Var Mısın Yok Musun'' maçına çıkacaklar saat 18.00'da Ayhan Şahenk'de.

Eurocup şampiyonluğunun ardından ilk kez kendi sahamızda oynamamız açısından da önemli aslında bu maç. Çünkü o gün gerçekten basketbolu bilen, ıslıklaması gereken yerde ıslıklayan, takımına destek vermesi gereken yerde çılgınca destek veren bir taraftar topluluğu vardı. O maçın üzerinden bir Türkiye Kupası macerası ve deplasmanlarda oynanan iki derbi geçti, şimdi yeniden evimizdeyiz. Yarın için en kritik noktalardan biri taraftarımızın göstereceği performans. Fenerbahçe nefretini öne çıkarıp, küfür odaklı bir tribün girildiğinde takıma zarar verileceği aşikar.

Taraftarın tıpkı Avrupa finalinde olduğu gibi davranmasını dileyerek seriye dönelim biz yeniden. 2-0 gerideyiz ve içeride oynayacağımız iki maç var. Çarşamba akşamı Caferağa'da kazanabilseydik eğer seriyi bitirme şansımız vardı kendi sahamızda ama şimdi yeniden Caferağa'ya dönmemiz gerekecek. Tabii onun için ilk önce evimizdeki iki maçı kazanmamız gerekiyor.

Çarşamba akşamı herşey bizim adımıza güzel giderken maçı 10 sayı farkla kaybetmemiz sorgulanması gereken bir durum hiç şüphesiz. Hem ilk çeyreğin hem ikinci çeyreğin sonunda faul hakkımız dolmamasına rağmen faul yapmayıp yediğimiz beş sayı çok büyük mesajlar içeriyor tabii okumasını bilene. Tıpkı Kayseri'de bitime 27 saniye kala faul yapmayıp da bitime 10 saniye kala en yüksek serbest atış yüzdesine sahip iki oyuncudan birine faul yapmamız gibi. Geçen maçtan önce yazdığım yazıda Okan Çevik ile alakalı olumsuz düşüncelerimi belirtmiştim ki maçlar geçtikçe durum daha da ayyuka çıkıyor, kenardan destek almadan oynuyoruz bu gerçekten çok zor hele ki karşınızda iyi bir takım varsa kazanmak daha da zorlaşıyor böyle durumlarda. 3 faul yapmışken totalde bitime 30 saniye kala faul yapmamamızın mantıklı bir açıklaması yok her ne kadar coach Çevik maç sonunda Gstv'e verdiği röportajda hakemlerin yanlış kararları ile geriye düştüğümüzü iddia etse de. Hakem kararlarından önce sorgulamamız gereken bizim verdiğimiz kararlar hocam, biz ne yapıyoruz ki hakemdelerden ne bekliyoruz.

Yarın için kritik noktalardan biri de Augustus'un maç içinde dinlendirilebilmesi. Çarşamba akşamı ilk yarıda maçı önde götürmemizin en temel sebebi Augustus ve Young'ın maça iyi başlamış olması idi. Fakat Augustus 40 dakika sahada kalıp, iyi de savunulunca en kritik yerlerde yorgunluk faktörü devreye girdi ve onu kullanamadık. Okan Çevik, Augustus'u kenara almaktan çekiniyor, o yokken takımın geriye düşmesinden korkuyor olsa gerek ama sahada tutarken de gayet kolay geriye düştüğümüzü umarım görmüştür geçen maçta. 40 dakika oynayan başka bir isim yok sahada, Fenerbahçe pota altının olmazsa olmazı Nevriye Yılmaz dahi 38 dakika oynadı. Gör Okan hocam bunu, 40 dakika sahada tutarak Seimone gibi bir yıldızı maç kazanamazsın böylesine zorlu rakiplere karşı. 35 dakika tutarsın, 33 dakika tutarsın en kritik noktada sana maç kazandırır bu isimler.

Avrupa kupası finalinde çılgın bir yüzde ile oynayan Young'ın o günkü şut performansı gerçekten olağanüstüydü ama bu sezon belki de ilk defa doğru kullanmıştık onu, bunun da büyük etkisi vardı o insanüstü performansda. Daha kaç kere yazıcaz bu sayfalarda bilemiyorum ama Sophia Young undersized bir oyuncudur ve pota altında onu sırtı dönük oynatmaya çalışmak beyhude bir çabadır. Hem onun daha fazla yorulmasını sağlar,ki Okan Çevik'in iki yabancımızı kenara almadaki çekingenliği gözönünde bulundurunca bu daha büyük zararlar veriyor takıma, hem de hücumda kendisinden uzun oyunculara karşı gereksiz zorlamalara girince oyun dengemiz bozuluyor.

Esra'nın durumu da bizim için epeyce belirleyici olucak zira kötü bir performans gösteren Şaziye ve istikrarsız bir performansa sahip Tuğba ile orayı idare etmemiz pek mümkün gözükmüyor. Geçen sene olduğu gibi maske takarak bir şekilde oynamalı Esra yarın. Tuğba'dan savunma anlamında yine yararlanabiliriz tabii ki Çarşamba akşamı özellikle ilk yarıda geçen sezondan izler sundu bize ön alan savunmasında.

Serinin 2-0'dan 2-2'e taşınabileceği inancındayım ben, bu çok zor değil. Takım kalitesi olarak Fenerbahçe'den eksik bir yanımızın bulunmadığını gösterdik deplasmanda, bunu kendi sahamızda kendi taraftarımızın önünde daha rahat yapabilmemiz oldukça olası. Ama mühim olan nokta kenardan gereken anlarda gereken hareketli görebilmemiz. Yani rakibi man to man savunmada zorluyor iken mola dönüşü zone tercihi yapmanın bir anlamı yok zaten iyi gidiyorken takım resmen takımı sabote etmek oluyor bu, başka bir şey değil.

Okan Çevik'in hataları üzerinden gidiyorum farkındayım ama haftaiçinden beri her muhabbetimizde bunları konuşuyoruz biz, 15+ şeklinde girebileceğimiz devreye sadece 5 sayı önde omuzlarımız çökük gitmemizin sebeplerini tartışıyoruz kendimizce.

Kenardan gereken anlarda gereken hamleler geldiğinde ve işleyen düzene çomak sokulmadığında bu akşam kazanmamamız için hiçbir sebep yok. Bugün kaybedecek hiçbirşeyimiz yok da aslında, en kötüsü rakibimize süpürülmek olur o kadar, ama başta özgüvenimiz olmak üzere kazanacak çok şeyimiz olucak olası bir galibiyette.

Geçen seneyi kupa almadan kapatsak da gösterilen mücadele, sahada oynanan oyun ile taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Sarayın Sultanları bu seriyi kaybedecekse de son topa kadar savaşarak kaybedecek.

Hiç yorum yok: