BIY AD

2 Nisan 2009 Perşembe

Kim Uyandırdı Bizi ? || Cras Basket: 67 GALATASARAY: 55


Çok iyi bir devre, karakterli bir beş dakika ve ardından kabus gibi bir son periyot.

Filmin devamı haftaya artık.

Maçtan önce yazdıklarımızı doğrularcasına Batkovic'in 7 sayısı ile başladı İtalyanlar ve biz buna karşılık üç oyuncumuzdan skor bularak cevap verdik.Bu da düşündüğümüz bir başlangıç idi zira Augustus'a odaklanan bir savunmada onu rahatlatmanın yolu buradan geçiyordu ve coach da bunu düşünerek başladı oyuna. Daha sonra Augustus beklenilen şekilde aldı sazı eline ve takımı sürükleyen isim oldu.

İkinci çeyerek savunmada vites yükselttik ve buna cevap veremediler. Savunmada iken sesi kısıp birisine izletseniz ev sahibi takım olarak sarı kırmızı formalıları gösterirdi kesinlikle; çok hareketli ve rakibi boğan bir savunma yaptık. Devre bitimine 1 saniye kala Esra'nın elinden gelen iki sayı ile de devreyi 8 sayı önde kapattık.

İşler oldukça iyi gitti ilk yirmi dakikada ve tek sıkıntımız faul problemine giren uzunlarımızdı. Özellikle Yasemin Horasan 7 dakikada biri hücum faul olmak üzere üç faul yapınca,Sophia Young hiç dinlenme fırsatı bulamadı ve çeyrek sonunda o da ikiledi. Onu diri tutmamız oldukça önemliydi hele ki pota altını etkili kullanan böyle bir rakibe karşı.

İlk yarıda önde baskı ile başladık maça ve bu işi iyi yapan isimlerden Tuğba ile Işıl epeyce zorladılar rakip guardları, zaman zaman da Tuğba - Esra ikilisi üstlendiler bu görevi. Onlar da buna karşılık olarak tam saha baskı ile başlayıp, top çalamasalar da süremizden çaldılar ve ardından zone'a yerleştiler. Zone'a karşı iki kere çok güzel hücum edip, altı sayı bulunca pek de ısrarcı olmadılar bunda. Işıl'ın ayağındaki problemden mi kaynaklanıyor yoksa kenar yönetimin mi tercihi bilemiyorum ama öndeki baskıyı Tuğba ile aşmaya çalışmak pek akilane bir karar değil gibi gözüktü bugün. İstanbul'da da deneyeceklerdir bunu beklenmedik anlarda, o nedenle dikkat etmemiz gerekiyor buna.

İkinci yarı ise 8 sayı geride olan bir ev sahibi olarak saldırgan başlamamalarını bekleyen var mıydı acaba ? 5-0'lık bir seri ile başladılar maça ama rüzgarı çabuk dindirdik ve çeyrek bitimine 5 dakika kala farkı yeniden 8 sayıya çıkardık 38-46 ile. Bu dakikadan sonra tam altı hücumdan boş döndük ve sayı bulamadık,savunmada da sayıya izin vermedik ama bir türlü farkı çift haneye çıkartamadık. Yorumcu Derya Özyer'in bütün maç boyunca söylediği tek mantıklı cümle, çift haneli farkın,10 sayının psikolojik bir baraj olduğu gerçeğini yaşatabilseydik o noktada maç kopup gidebilirdi.

Geri kalan on beş dakikada savunmadaki direncimiz düştü, bu hücuma da sirayet edince ortaya çıkan skor 29-9. İlk 25 dakikayı oynayan takım ile son on beş dakikayı oynayan takımın aynı kişilerden oluştuğuna inanmak gerçekten zor, bu kadar zıt görüntülerin ortaya çıkması da pek hayra alamet değil ama onu söyleyeyim.

Artık rakibimizi hepimiz daha iyi tanıyoruz ve 9 Nisan'a kadar daha çok yazıp çizeceğiz ikinci maç hakkında ama bugün benim edindiğim intiba bizim bu İtalyanlar'ı Ayhan Şahenk'de 13+ şekilde çok rahat yeneceğimiz yönünde. Bunu söylerken de renk aşkı, forma aşkından falan bağımsız konuşuyorum şayet varsa tersini düşünen yorum kısmına beklerim düşüncelerinizi, daha sağlıklı bir fikir alışverişi için.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

İlk yorum benden olsun;
Maçın ardından senle maçı konuştuk ama İstanbul ayağı için konuşmamıştık.
Aynı görüşteyiz kesinlikle, benim içim rahat. Çok üzüldüm tabi ki 8 farka götürdüğümüz, ataklarına karşılık verdiğimiz maçı kaybetmek heleki 12 sayıyla kaybedip (normal bir takım için) ateşe atmak bu maçın hakkı değildi. İlk yarısını geride kapattık yani maçın ama benim kupaya güvenim hiç sarsılmadı. FIBA final tarihi 9 Nisan dedi, oyunbozanlık yok biz de sevinmek için o tarihi beklicez artık =)

Alperen dedi ki...

Artı 13 uzak değil...

suat aydın dedi ki...

Her zamanki gibi yine umutlu değilim.Ama gönlüm şampiyonluktan yana tabiki,işimiz çok ama çok zor.

suat aydın dedi ki...

ben yine bu maçtanda umutsuzum.Ama inşallah kazanırız ama işimiz çok ama çok zor.