Maçlara kısa kısa değinecek olursak:
Spartak Moskova: 98 Lotos Gdynia: 49
Kupanın en büyük favorisi Spartak evinde Lotos Gdynia'yı ağırladı. İki takım da aynı grupta yer alıyorlardı bir önceki aşamada. Spartak, Polonya ekibini 70-77 ve 85-60 ile geçmişti gruptaki karşılaşmalarda. Top 16'da ise işi daha sıkı tutunca ikiye katladılar rakiplerini. Aslında maçın büyük bir sürprizle başladığını da ekleyelim, konuk ekip maçın ilk 3 dakikasında 10-0'lık bir üstünlük kurdu. Makasın en açık olduğu bu eşleşmede onlardan daha fazlasını beklemek yersiz olurdu zaten. İlk çeyreğin bitmesine 3.5 dakika kala öne geçen Spartak daha fazla şans tanımadı rakibine. Rus temsilcisinin Amerikalı uzunları Janel McCarville (22 sayı) ve Sylvia Fowles (21 sayı, 10 rib.) neredeyse Lotos kadar sayı atıp maça damga vurdular. Takımın süper starı Diana Taurisi ise 7 sayı atarak bu sezon EuroLeague'deki en düşük skorunu yaptı, bugüne kadar hiç tek basamakta kalmamıştı. Tabi büyük oyuncu illa bir fark yaratıyor; Diana da skora katkısını 10 asist ile yaptı. Sezon boyunca 6 asistin üstüne çıkamamıştı bir maçta, bu istatistikte de sezon rekorunu kırdı.
UMMC Ekaterinburg: 79 Galatasaray: 55
Dilimizden dökülenleri burada paylaşmıştık zaten. Uzatmaya değecek bir şey de yok ne yazık ki..
Wisla Can-Pack: 80 Mizo Pecs 2010: 53
Diğer iki eşleşmede olduğu gibi, yine aynı gruptan gelen takımların eşleşmesinde sonuç öncekilerden farklı olmadı. Grupta Mizo'yu 85-78 ve 71-74'lik skorlarla geçen Polonya temsilcisi, bu sefer daha farklı bir galibiyet aldı. 42-37 tamamlanan ilk yarının ardından Mizo daha fazla direnemedi güçlü rakibine. Wisla'nın galibiyetinde en büyük pay takımın lokomotifi konumundaki Janell Burse'ye aitti. Turnuvanın 8 defa ile, en çok double-double yapan oyuncusu olan Burse, bu maçta 17 sayı - 9 ribaund ile bu sefer kıyısından döndü double-double'ın. Geçen sene ligimizde Beşiktaş formasıyla izlediğimiz Liron Cohen de 16 sayı ile ev sahibine ciddi bir katkı yaptı. Macar takımında Nicole Ohlde'nin 14 sayı - 10 ribauntluk performansı sonucu değiştirmeye yeterli olmadı.
Ros Casares: 81 USK Prag: 70
Galatasaray ile aynı gruptan gelen Ros Casares, oyun kurucusu Aguilar'dan yoksun çıktığı karşılaşmayı ilk yarıdaki etkili oyunu ile kazanmayı bildi. İlk yarıyı 52-31 önde geçen İspanyollar, ikinci yarıda farkın belli bir ölçüde kapanmasına izin verse de maç sonunda önde kalmayı bildiler. Takımı sürükleyen faktör ise pota altı oyuncuları oldu. Erika de Souza 24 sayı-12 ribaund ile günün en etkileyici performanslarından birini gösterdi, pota altındaki ekürisi Delisha Milton da 14 sayılık bir katkı verdi takımına. Tarbes GB'nin Caferağa'da Fenerbahçe ile oynadığı maçta hocası ile ciddi bir tartışma yaşayan ve soyunma odasına gönderilen Charde Houston, Prag ile anlaşmıştı. Yeni takımıyla çıktığı ilk EuroLeague maçında 16 sayı üretti. İkinci maçta işi ciddiye almazsa Ros Caseres, rakiplerini bir kez daha evinde ağırlamak zorunda kalabilir.
Halcon Avenida: 72 Bourges Basket: 53
Geçen sene bu kupada final oynayan Halcon, bu sene o havadan epey uzak gözüküyor. Fransız rakibini evlerinde 19 sayı ile geçse de maç içinde gösterdiği dalgalı performansı ile gidebilecekleri yolun, sonraki turdaki muhtemel rakibi olacak hemşehrileri Ros Caseres karşısında İspanya'da sonlanacağının sinyallerini veriyor. İlk çeyreği 28-9 önde kapatan Halcon'un ikinci çeyrekteki 9 sayısı dikkat çekici. Ev sahibine adına en büyük katkı 24 sayı-10 ribaunt ile Sancho Lytte'den geldi.
Rivas Ecopolis: 83 Sika Brno: 88
İki eski pota altı oyuncumuzu karşı karşıya getiren bu eşleşmede, gülen Taj Mac-Williams'lı Brno oldu. Rivas turnuvada oynadığı ilk 7 maçın tamamını kazanarak grubunda liderliğe oturmuştu. Sonrasında aldıkları 3 mağlubiyet onları liderlik koltuğundan indirmese de kötü gidişin sinyalleri olmuştu. Eşleşmelerde grup lideri olmanın bir etkisi yok, Rivas grup liderleri içinde en kötü galibiyet yüzdesine sahip takım konumunda olmasının yanı sıra iki tane de grup ikincisinin arkasında kalınca eşleşmede alt sıralarda kaldı ve Brno gibi güçlü bir takıma denk geldi. İlk üç çeyreği çok üstün oynayan Çek temsilcisi Brno, final periyoduna 52-71 önde girdi. Rivas, 40 yaşındaki Taj'ın 40 dakika oyunda kaldığı 6 kişilik bir rotasyona sahip rakibini, sıkıştırarak son çeyrekte 14 sayı fark yapmasına rağmen, bu reaksiyonları maçı çevirmeye yetmedi. Ev sahibi avantajını Çeklere teslim ettiler. Taj'ın 21 sayı - 10 ribauntluk emeğine, Horakova da 21 sayıyla destek olunca Top 16 genelinde ilk deplasman galibiyetini alan ekip oldular. Petra ise vasat bir oyun sergiledi bu maçta, takımına en büyük katkıyı yapan arkadaşı Langhorne'ydi. Amerikalı oyuncu 23 sayı ve 11 ribaunt ile maçın en üretken oyucusu oldu.
Beretta-Famila: 67 Good Angels Kosice: 70
Günün bir diğer deplasman galibiyeti de Kosice'den geldi. Rivas - Brno, Beretta - Kosice ve Fenerbahçe - Taranto maçları gecenin en çekişmeli eşleşmeleri oldu. Takımlar arasındaki makas daralınca mücadelenin nasıl arttığını görüyoruz bu maçlarda. Kosice de ikinci çeyrekin ilk 5 dakikasında yakaladığı momentum ile İtalya'dan mutlu ayrıldı ilk maçtan ama şu ana kadar baktığımız seriler içinde, geri dönüşün en mümkün olduğu eşleşme bu bana göre. İlk çeyrek 18-18 berabere geçilirken, 3. çeyrekte 15-8, 4. çeyrekte 16-14 ev sahibi üstülüğü vardı. Yazının başında da belirttiğim gibi maçın ibresini deplasman ekibine çeviren 2. çeyrek oldu. İlk beş dakikasını 4-14 önde geçtikleri çeyreği 18-30 ile tamamlayınca ilk yarıyı 12 sayı önde kapadılar. Takım halinde 4 asiste karşılık 14 top kaybı yaptıkları maçın sonuna kadar, Beretta-Famila'dan kaçabilmeyi başardılar. Bakalım Slovakya'da da devam ettirebilecekler mi bunu. Oyuncu istatistiklerine bakarsak, Good Angels'in yıldızları Dupree ve McCoughtrs'ı gölgede bırakan biri çıktı takım içinden. Lucia Kupcikova 17 sayı - 9 ribauntlık performans ile takımını zafere taşıdı. İtalyan tarafında ise Macchi (24 sayı) ve Ngoysia'nın (13 sayı - 9 ribaunt) performansları yeterli olmadı galibiyet için.
Fenerbahçe: 89 Cras Basket Taranto: 83
İki takımın karşılıklı serileri ile Fenerbahçe'nin dönem dönem farkı 10'a çıkardığını da gördük, son bölümlere girilirken Taranto'nun rakibini yakalayıp öne geçtiğini de. Seyir açısından çok keyifli bir maç oldu. Taranto ilk 5'in önemli isimlerinden beklediği katkıyı alamamasına rağmen benchten gelen David (12 sayı) ve Brunson (25 sayı) ile ayakta kalmayı başardı. F.bahçe'de ise Tammy Sutton-Brown ile Penny Taylor takımını ateşleyen isimler oldular. TSB kritik dönemlerde yaptığı 3 blok ile en az attığı 16 sayı kadar da önemli bir katkı da savunmada yaptı. Penny de attığı 28 sayı ile tüm maçlar içinde gecenin en skorer ismi olmayı başardı. Nevriye maç içinde bir bölümde ciddi boyutta dökülse de double double'ını yaptı galibiyette pay sahibi oldu ama maç kazanılmasa ihale ona kalırdı, en kritik dönemlerde yaptığı peş peşe top kayıpları yüzünden. Sarı-lacivertlilere maçı kazandıran en göze çarpan istatistik ise 38/39'luk faul isabeti oldu. Maç boyunca Fenerbahçe adına çizgiye giden üç oyuncu Sutton-Brown (10/11), Penny (12/12) ve Nevriye (6/6) kusursuza yakın performansları ile avantajı İstanbul'da tuttular. İstanbul'da tuttular diyorum çünkü serinin tekrar buraya döneceğini düşünüyorum.
3 yorum:
çok güzel bir değerlendirme olmuş ellerinize sağlık
Fenerbahçe grubu üçüncü bitirse belki de Final-Four yapabilecekti. Gene başka baharlara kaldı.
İtalya deplasmanında Fenerbahce bir galibiyet çıkaracaktır.. Rahat kafayla oynadığı bu tip deplasmanlarda galibiyet çıkartabiliyorlar.. Taranto çok yüzdeli 3 lük attı istanbul'da italya'da atamassa işleri çok zor.. İstanbula kalmadan bitirecektir Fb..
Yorum Gönder