BIY AD

27 Şubat 2010 Cumartesi

Fenerbahçe: 85 - Spartak Moskova: 87

Maçın başından, uzatmanın son saniyesine kadar gerçek bir mücadele vardı bugün Caferağa'da. Fenerbahçe maça 6-0'lık bir seri ile başlayıp ilk mesajı yolladı rakibine. Sonrasında Spartak belki de ilk üç çeyrekteki en iyi serisini yakalayıp 6-7 öne geçti. Çeyreğin geri kalan kısmında Fenerbahçe'de oyuncular skoru paylaşırken, konuk ekibin hücumda ya pota altında Fowles'ı aradığını yada Taurasi'ye verip diğer 4 kişinin kenara çekildiğini gördük. Dengeli giden skor, Taurasi'nin son saniyelerde attığı "NBA üçlüğü" ile 20-24 olarak sonuçlandı ilk çeyrek.

Bu üçlüğün ve Spartak'ın gücünü hissettiremediği ilk çeyreğin ardından kişisel beklentim maçı kopartmaları yönündeydi devre bitmeden ama hiç de öyle olmadı. İlk 4 buçuk dakikada Powell'ın isabeti haricinde iki takım adına da bütün sayılar serbest atış çizgisinden geldi. Bu kötü hücum edilen dakikaları Fenerbahçe 8-1 önde geçince skorda da 28-25 öne geçti. Sonrasında Sue Bird'ün üçlüğü ile maç tekrar dengelense de maçın yıldızlarından Powell'ın skorer oyunu ve Penny Taylor'ın üçlüğü ile tekrar öne fırladı ev sahibi. İlk devrenin son 3 dakikasına girilirken 38-30 ev sahibi üstünlüğü vardı. Fenerbahçe'nin sessiz kaldığı bu dönemde Fowles'ın pota altından ve serbest atıştan bulduğu isabetlerle devre 38-34 tamamlandı. Son saniyelere girilirken Spartak'ın genç oyuncusu Petroviç'in çok kötü bir şekilde sakatlandığını gördük. Salondaki herkesin gözleri bir anda acılar içinde kıvranan Petroviç'e döndü. Genç oyuncu salonu sedye ile terk etti ve bir daha oyuna dönemedi. Umarım durumu ciddi değildir, çünkü bir oyuncuyu o durumda görmek gerçekten üzücü. Tabii Spartak'ın hücumu da Petroviç'in durumu gibi acı vericiydi. Son yıllarda bu kadar kötü oynadıkları bir çeyrek var mıdır bilmiyorum sadece 10 sayı atabildiler ve bunun 5'i serbest atış çizgisinden geldi.

3. çeyrekte de daha istekli gözüken taraf ev sahibiydi. Birsel ile Esmeral'in agresif savunmaları, Powell'ın hücum performansı mükemmele yakındı maç boyunca olduğu gibi. Spartak bu bölümde sadece Taurasi'nin eline baktı. Diana sık sık penetrelerle -aslında penetre ötesi slalomlarla-içeriyi zorlayarak sayılar buldu. Kötü geçirdiği 2. çeyreğin ardından süperstarın oyuna ısınmasına rağmen Fenerbahçe yılmadı, son bölümlerde 17 sayılık farkı da yakaldı. Spartak'ın son saniye isabetiyle 67-52 girildi son çeyreğe. Fenerbahçe'nin 29-18 önde kapadığı bu çeyrek, 18-10'luk 2. çeyreğe göre daha gerçekçi bir skordu ve salondaki herkese bu maçı gerçekten kazanabileceklerini düşündürttüler.

Maçın dörtte üçünde herşey ev sahibi lehine işlerken, bu final çeyreğinde herşey tersine döndü. Penny ve Sutton-Brown'ın 4'er faule ulaşması takımı büyük ölçüde yaraladı. Özellikle Avustralyalı oyuncunun 5 faul almasının ardından hücum tükendi neredeyse. İlk dakikanın içinde Powell'ın isabetinden sonra kalan sürede yine Powell'ın bitime 13 saniye kala soktuğu inanılmaz zor bir şut arasındaki 9.5 dakikalık sürede sadece Sutton-Brown ile bir basket bulabildi Fenerbahçe. Böyle kötü duruma düşünce, Spartak'ı iştahlandırıyorsun işte. Yavaş yavaş farkı kapadıktan sonra son bölüme girilirken, Taurasi'nin peş peşe iki üçlüğü ile 73-71 öne geçti konuk ekip. Demin de söylediğim gibi Powell'ın çok zor bir pozisyonda bulduğu sayı, şans melekleri tarafından Fenerbahçe'nin ilk 3 periyotta gösterdiği güzel oyuna karşılık bir hediye gibiydi. Taurasi'nin son şutundan ve Mc Carville'in tip çabalarından sonuç gelmeyince maç uzatmaya gitti.

Uzatma bölümü Jekabsone-Zogota'nın 3'lüğü ile başladı. Fenerbahçe faul çizgisinden isabetlerle oyuna tutundu. Son bir dakikaya girilirken Sutton-Brown'ın basketi ile 85-82'yi yakaladı Fenerbahçe. Son dakika içinde maçın kaderi 2 kere daha sarı-laciverlilerin eline gelse de Spartak tecrübe ve Taurasi farkıyla maçı kazanmasını bildi.

85-87 kazanmasına karşın Spartak, eğer Final-Four'da da böyle oynayacaklarsa işleri çok zor olacak. Gelecek yıllarda dönüp baktığımızda, Fenerbahçe'nin Spartak'a 2-0 yenilip Final-Four göremeden elendiği çıkacak karşımıza. Ama yine de Fenerbahçe'nin gösterdiği üstün mücadele ve Avrupa'nın şu an için en iyi takımına karşı Top 8'deki başarılı performans takdire şayan kesinlikle. Özellikle bu maç için çok yazık oldu diyebiliriz Fenerbahçe'ye.

4 yorum:

granger17 dedi ki...

maçı izlemedim ama bu yazınla izlemiş kadar oldum eline sağlık objektif yorumlar için de teşekkürler

Adsız dedi ki...

maçı canlı izledim yazını okuyunca tekrarını izlemiş gibi oldum eline sağlık

Sarp dedi ki...

Maçı izleyemedim. Salsa'da da aynı şeyi yazdım, Fenerbahçe belki de gerçekçi bir şekilde F4 hedefi koyup, ona göre isimlerle çalışsa ve transfer stratejisiyle sezona başlasa daha üst sıralarda yer alabilir daha iyi eşleşmelerle F4 yapabilirdi. Şampiyon olurlarsa yine aynı coachla mı devam edecekler merak ettiğim nokta o.

Spartak bu yıl fazlasıyla Taurasi'ye bağlı görünüyor. Geçen yıllar bu kadar keskin bir Taurasi ve diğerleri ayrımı yoktu.

Petrovic çok fazla oynayan bir oyuncu olmasa da beğendiğim bir oyuncudur. Umarım, ciddi bir şeyi yoktur.

Sarp dedi ki...

Bu arada Casares Cindy Lima'yı almış. Riga'dan hatırlıyoruz. Hiç de fena trasnfer değil bence.