BIY AD

6 Eylül 2010 Pazartesi

Baskın Var

Doğu Konferansı final serisi ilk maçında New York ve Atlanta karşı karşıya geldi. Saha dezavantajıyla başladığı Washington serisini 2-0 ile geçip finale gelen Atlanta'nın, New York'a da bir sürprizi vardı. Atlanta boyalı alanda kurduğu büyük üstünlük ile maçı 81-75 kazanıp seride 1-0 öne geçti ve işi evinde bitirme şansına sahip artık. Boyalı alandaki üstünlüklerinden bahsetmemiz gerekirse; ribaundlarda (40-28) ve boyalı alan sayılarında (50-34) Atlanta lehineydi durum. Sadece bir üçlük (1/5) attıkları New York deplasmanından galip çıkarken, uzunlarına ve sürekli içeriyi işleyen Angel ve Izi'ye teşekkür etmeli Atlanta.

Tabii New York bu maçı kaybetti de diyebiliriz. Özellikle Pierson'ın 3. çeyrekteki harika performansıyla maça tutunan New York, Cappie Pondexter liderliğinde maçın son anlarında öne geçmeyi de başarmıştı. Bunda en az Atlanta kadar hızlı olmalarının büyük payı vardı tabii ki. Ama son anlarda bir kara bulut çöktü adete ev sahibinin üzerine, Cappie'nin serbest atışları sonrasında 75-74 önde girseler de son dakikanın içine, sonrasında bir kez bloklanıp bir de top çaldırdılar, McCoughtry'nin kaçırdığı faul atışı sonrasında hücum ribaundını da verince, 20 saniye içinde gelen 7-0'lık Atlanta serisi maçı bitirdi.

Atlanta adına 21 sayı atan Angel McCoughtry takımın en skoreri olurken, Lyttle(18 sayı-13 rib.) ve DeSouza(12 sayı-11 ribaund) diğer ön plana çıkan oyunculardı. New York adına 24 sayı atan Cappie Pondexter ise maçın en skorer ismi oldu. Janel McCarville devam eden sakatlığı dolayısıyla forma giyemedi bu maçta da, onu da hatırlatalım. Eğer 2. maça yetişirse pota altında çok ama çok sert mücadelelere tanık oluruz, büyük renk katar New York'a.

Doğu'dan Batı'ya geçiyoruz; Phoenix-Seattle maçına. Bu maç için başlık seçmek zorunda olsak, işimiz zordu gerçekten. Özel gecelerden biriydi WNBA'de, o yüzden anlatmak çok zor. 28 Temmuz günü, Phoenix'in ilk yarıyı 18 sayı önde kapadığı normal sezon maçının bir kopyası gibiydi. O gün üçüncü çeyrekteki 24-8'lik skor ile Seattle'a yakalanan Phoenix, bu sefer de 3. çeyrek ortasında farkı 19'a çıkardığı maçta, maçın sonundaki 15-0'lık seri ile yenildi. Seattle'ın hem savunmada hem de hücumda iyi oynamadığı bir gündü, buna karşın çok zor pozisyonlardan sayılar çıkarıyordu Phoenix oyuncuları. Özellikle Diana Taurasi'nin savunma dinlemeyen, 3'lük bombardımanı moral bozucuydu Seattle adına. Bunların üstüne bir de Lauren Jackson 3. çeyreğin sonlarını 4 faullü olmasından ötürü kenarda geçirmiş olduğunu ve final periyoduna da temkinli başladığını eklesek film senaryosu gibi bir maç ile karşı karşıya olduğumuzu izlemeyenler de anlar sanırım.

Seattle'ın bu sezon Phoenix üstünde kurduğu üstünlüğün, bu maç ile kırılmasını hatta Phoenix sert bir mesaj vermesini bekliyordum 3. maç için. Gidişat da böyleydi ama belalıları Seattle, bu sezon 7., bu seride ise 2. kez yenerek Phoenix'i tam anlamıyla denize döktü. 7/11 ile üçlük atan Diana Taurasi maç sonunda 28 üreterek en skorer isim oldu, yine durdurulamaz günlerinden birini geçiriyordu. Seattle'ın yıldızları ise işi düelloya dökmeden, paylaşımı güzel yaparak ve takımın diğer oyuncularından da yardım alarak takım halinde 91 sayı atıp maçı kazandılar. Taurasi her zaman dediğim gibi çok özel bir oyuncu kadın basketbolu için, bugün 28 attı bir başka Seattle maçında 44 sayı attı, belki 50 de atar ama Seattle'ın takım halinde attığı 91 sayıdan fazla atamaz herhalde. Storm'u, Diana'nın takımı önünde 7 kere zafere taşıyan da buydu zaten. İmkansızı denemediler, işi bireyselliğe dökmediler ve kazandılar.

Son üç dakikaya 88-76 geride girerken Seattle, savunma sertleşti, hücumda bir Swin Cash vurdu, bir LJ. Son topta durum 88-88 iken Sue Bird topu kaldırdığında üçlük atmak için, o atışın girmesi lazımdı. Bu geri dönüş ve inanç ödüllenmeliydi bir şekilde ve top potadan geçtiğinde bir kez daha Seattle kazanmıştı(91-88). Seattle normal sezondaki başarılı performansın ardından, playofflarda da 2-0'lık iki seri ile artık WNBA finalinde, Doğu'dan gelecek rakibini bekliyor.

Gece oynanan iki maçta da deplasman ekiplerinin; playoff seviyesinde, güçlü rakiplerinden kaçırdıkları maçlar çok etkileyiciydi gerçekten. Kadın basketboluna ilgi duyanlar, bu maçları kaçırmamalı.

Hiç yorum yok: