BIY AD

14 Eylül 2009 Pazartesi

Uzatmadan

Uzunca bir süredir blog'a yazı yazamıyordum, bu dönemde olan bitenlerin kısa kısa üstünden geçmek istedim:
  • En başta baş sağlığı mesajları için hepinize teşekkür ediyorum.
  • Takımımız transferlerini tamamlamış gibi gözüküyor, yerli kadrosuyla hazırlık maçlarını sürdürürken kadro yapımız dolayısı ile Seimone iyileşene ve form tutana kadar 3 numara mevkisinde sıkıntı yaşayacağız gibi gözüküyor. Bu mevki için şutuna tam anlamı ile güvenebileceğimiz bir yerli oyuncumuz yok ne yazık ki. O bölgeye kaydırılacak isimlere üstün başarı diliyoruz sezon boyunca.
  • Basketbolu bırakan Beril Binoğul'a seçtiği yolda başarılar diyorum. Alt yapımızdan yetişen bir oyuncu olarak her zaman özel ilgimizi alan bir isimdi, keşke onu başarılı bir oyuncu olarak Galatasaray forması ile uzun yıllar izleseydik.
  • Uzun bir süredir yazmama neden olan, hevesimi kıran güzel gömlekleri olan ağabeyimizin açıklamalarını gülerek takip ediyorum. Bir gece sabaha karşı GS TV haberlerini izlerken Nilay'ın damarları ve içindeki şey ile yaptığı yorum gerçekten güldürücüydü -ki sonrasında kendisi de diyordu "profesyonel oyuncu bunlar" Fenerli olsa ne olur diye. Bari öyle anlatınki damarında gerçekten sarı-kırmızı kan akanları kendisinden şüphe etmek zorunda bırakmayın.
  • Malum şahsın yeni coach hakkında yaptığı açıklamalar da bir Türk mizahı klasiği olan; "güldürürken düşündüren" klişesindeydi. Sanki Kalaycıoğlu, Fenerbahçe yönetimince köle pazarından üç akçe karşılığında alınmış köleleriydi de özgürlüğü ve mutluluğu Galatasaray'da bulunca, açıp kanatlarını bize koştu. Fanatiğiz, sarı-kırmızı bakıyoruz dünyaya, o da bizim gibi Galatasaray aşkıyla geldiyse bize neden önce Fenerbahçe'deydi? Maddiyat sebebi ile geldiyse yarın bizi de satmayacağının, sezon ortasında bir X takımla, belki yine Fenerbahçe ile görüşmeyeceğinin garantisi nedir?
  • Blog sayfamızın Galatasaray Dergisinde yer bulması ve bizi tarif eden kelimelerin güzelliği gerçekten çok onore etti beni. Oscar almış oyuncu edasıyla teşekkür etmem gereken biri var; yazar olmadığı dönemlerde yani blogun ilk günlerinde dahi hep fikrini aldığım, önerileri ile yazılar yazdığım Çağlar, benim yine son dönemde olduğu gibi blogdan ayrı kaldığım dönemde aktif göreve başladığı gibi Sarayın Sultanları'na ayrı bir renk kattı. Hele ki yakalasa kafamı kıracağı şu son dönemde tek başına yaptığı işlerle çok güzel bir bayan basketbol sayfasına çevirdi sayfamızı. Ellerine sağlık diyorum Çağlar'a. Kardeşim olarak tebrik ettim ekip arkadaşım olarak burada hepinizin huzurunda bir kez daha yeni görevinde de başarılar diliyorum. Bir diğer ekip ve fikir arkadaşımız Cem'den de daha çok yazı bekliyoruz =)
Şimdilik benden bu kadar eskiden takip etmek için fırsat yarattığım takımı, bundan sonra fırsat buldukça takip edip buradan sizlerle paylaşmaya devam..

1 yorum:

dejavu dedi ki...

Nihayet beklenen yazı..