BIY AD

12 Aralık 2009 Cumartesi

Çankaya Üni. : 64 - Mersin BŞB: 75

8. haftanın açılış karşılaşmasında Mersin BŞB, son dönemdeki iyi oyunu ve özellikle Botaş deplasmanında aldığı galibiyetle dikkat çeken Çankaya Üniversitesi'ni 75-64 ile rahat şekilde geçmeyi başardı. Geceden itibaren yağan yağmurun etkisiyle tipik bir bunaltıcı Ankara havası vardı bugün. Bu iç karartıcı havaya ve durmaksızın yağan yağmura rağmen Mersin takımını izlemek için öğlen saatlerinde kampüs yollarına düştüm yine..

Geçen hafta Galatasaray karşısında salonda izlediğim Çankaya takımı, konuk teknik ekip tarafından yapılan hataları iyi değerlendirerek maça tutunmayı başarmıştı. Özellikle öne geçilen dönemde gelen ilginç zone tercihi ile maça yeniden dönen ev sahibi takımın bugün o kadar da şanslı olamayacağını düşünüyordum. Zira bu kez kenarda Ceyhun Yıldızoğlu vardı. Aradaki kadro farkını iyi kullanmayı başaran güney temsilcisi zaman zaman farkı 20 sayının üstüne çıkarararak, neredeyse 35 dakikayı çift haneli farklarda önde götürerek ufak bir ders vermiş oldu gelecek hafta karşılaşacağı Galatasaray'a.

Maça Ivory Latta - Sariye Gökçe - Şaziye Karslı - Korel Engin - Erlana Larkins beşiyle başlayan Mersin takımında iki uzunun varlığı ile boyalı bölgeyi kullanmak istedikleri göze çarpıyordu ilk olarak. 4 dakika geride kalıp 10 sayıya ulaştıklarında ise bunlardan 8'inin Larkins ve Korel imzalı olması da ilk hedefin gerçekleştirildiğini göstermesi açısından önemliydi Mersin adına. Bu girişin ardından altıncı dakikada üç oyuncusunu kenara alarak, sürekli olarak vurguladığımız 'rotasyon' uygulamasına gitti Yıldızoğlu. Barbara Turner - Deniz Boz ve Olympia Scott'u dahil etti oyuna. Yeni beş ile yakalanan 8-3'lük seride Deniz'in ve Olympia Scott'un da skor katkısı vermesi bu rotasyonun artık tam manasıyla oturduğunu gösterdi bana. Sahada oynayan kenarda bekleyen farketmiyor Mersin takımında, herkes sistemin bir parçası olmuş durumunda. Ve herkesin rolünü büyük bir olgunlukla kabullenmiş olması da ayrıca önemli sistemin işleyişi noktasında.

Tam yedi oyuncu skor üretti bu çeyrekte Mersin takımında. Üretilen 20 sayının yedi ayrı oyuncunun elinden gelmiş olması gerçekten alkışlanacak bir sistemin ürünü. Rakibin zayıflığı tartışılabilir tabii ki ama aynı rakibe karşı geçen haftasonu Galatasaray'ın ne kadar zor kazandığını da hatırlamak lazım tam da bu noktada. Ligin ilk haftasında Fenerbahçe'ye ilk yarıda direnmeye çalışan Çankaya Üniversitesi takımını da hatırlayabiliriz, biraz daha geriye giderek.

İkinci çeyreğe de hızlı bir giriş yapan konuk takım farkı bir anda 20'e kadar yükseltmeyi başardı. Bu dönemde yapılan kısa süreli iyi Mersin savunması, hücumda zaten rahatça sayılar bulmaları ile maçın galibini de belirledi aslında. Buna karşılık olarak ise Çankaya tarafından gelen bir zone ve hemen ardından 3/4 sahada tam saha baskı gördük, top kapmaktan çok zamandan çalma niyeti ile. Bu alan savunmasına karşı üstüste üç boş şut sokamayan Mersin takımı bu sekansda sayı üretmekte zorlansa da, çeyrek sonuna doğru yeniden ritm yakaladılar ve soyunma odasına 43-28 önde gitmeyi başardılar.

Devrenin bitimine 3 dakika kala Merve Aydın'ı oyuna soktu Ceyhun Yıldızoğlu. Sezon başında esip gürleyen Galatasaray teknik ekibine olduğu kadar ligdeki tüm koçlara bir ders daha bu. Benchde oturtularak kazanılmıyor oyuncular, hatayı parkede yapmaları gerekiyor. Şu ana kadar Mersin'in oynadığı tüm maçlarda forma giydi Merve Aydın, ama az ama çok. Her maçta kullandı onu coach, biz ise Bahar Çağlar'ı yalnızca 30 sayı farkla kazandığımız Kocaeli karşısında kullandık. Aradaki fark bu işte.

İlk yarıya dair bir diğer önemli not ise evsahibi takımda Dilek Ünüvar'ın gereksiz agresif hareketleri idi. Çok irrite edici duruyordu saha dışından, aradaki fark bu kadar bariz iken gerek yoktu o tavırlara bence. Yaptığı top kayıplarına sinirlendi muhtemelen ama maç sonunda Çankaya takımının karşısında yazan 25 top kaybı onlardan çok Mersin takımının emeğinin karşılığı. Bunlardan 7'sine imza atan Dilek'in bu agresif tavırları yine de hoş değil tabii ki.

Çankaya Üniversitesi'nin en zayıf yönü olan pota altını kullanmak için çift uzunu üzerinden oynayarak maça başladı demiştik Mersin takımı için. Fakat maç içerisinde bunu tam olarak sahaya yansıtamadılar diyebilirim rahatlıkla. Özellikle hareketli oluşu ve direkt olarak potaya devrilebilmesi ile tutulması zor bir uzun olan Larkins'in faul problemine girip sahada az kalışı ve Scott - Larkins ikilisinin boyalı bölgeden 6/20 gibi çok düşük bir yüzdeyle isabet sağlaması da bunun göstergesi zaten. Üç sayı çizgisinin gerisinden 2/13 ile sayı bulan Latta - Barbara Turner ikilisinin de onlardan arta kalır yanı yoktu açıkçası. Dört yabancı oyuncusunun bu performanslarına rağmen deplasmanda 75 sayı bulup maçı 11 sayı farkla kazanan Mersin takımını ayakta alkışlamak gerekiyor. Yabancı oyuncular üzerine kurulu, ligin İstanbul temsilcilerini de bir kez daha anımsadıktan sonra.

İkinci yarıda da oyundaki ve skordaki üstünlüğünü kullanan Mersin takımı, beklenildiği gibi çok rahat bir galibiyet elde etti. Bu galibiyet ile birlikte konuk takım sekizinci maçında yedinci galibiyetini elde ederken, ev sahibi Çankaya takımı ise bir maç eksiği ile, yedinci maçında beşinci mağlubiyetini aldı. Mersin, haftaya evinde Galaasaray'ı ağırlayacak ki bence ligin gidişatı açısından kritik maçlardan biri olacak. Çankaya Üniversitesi ise Ceyhan Belediye deplasmanına konuk olacak.

Rakamlardan, istatistiklerden daha önemlisi ise Mersin takımına bugün 25 sayı fark gerekseydi eğer o 25 sayıyı rahatlıkla yapabileceğini rakibine kabul ettirişiydi bence. 'Şampiyonlukta bu kez biz de varız' diyen Galatasaray'ın geçen hafta bu salonda oynadığı oyunu gördükten sonra Mersin takımını bir kez daha taktir ettim. Büyük iş başarıyorlar cidden, yolları açık olsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çankaya takımı savunmada çok zayıf olduğundan maçı kaybetti, ayrıca latta'ya dışarıda press yapılmalıydı koçlar işi bilmiyor...ikinci yarı mersin takımına içeriden daha fazla varyasyon yapılmalıydı,,,haftaya mersin -galatadsaray maçı var, bu maçı gs nin kazanacağını düşünüyorum, gs nin yapacağı şey hücumu boyalı alana taşımak, (erlana ve olimpia çabuk faul yapıyorlar)savunmada; latta denen oyuncularına adam adama dışarıda press yapılmalı,mersin boyalı alanda üstünlük kuramayınca dışardan boş atışlar deneyecektir,bazende içeriden varyasyonlar yaparak hızlı oyuncularına top geçirmeye çalışacak,erlana ve olimpiya kapatıldığında isabetli atan oyuncular değil, mersin'in üçlük atabilen oyuncularına gs takımı dışarıda press uygulamalı,,,,hoca maçı iyi okuyup takımı iyi idare ederse gs takımı mersinden çok üstün bence, bahsettiğim önlemleri koç alırsa maçı gs rahat kazanır...