BIY AD

25 Aralık 2009 Cuma

''ZAFER'' Aşkı II


5 Temmuz'da ''ZAFER'' Aşkı başlıklı bir yazı yazmıştım bloga. Okumamış olanları ya da hatırlamak isteyenleri şöyle alalım. Ana çerçevesi bu olan pek çok yazı var blogda, çeşitli başlıklarla çeşitli tarihlerde yazılmış. Yazdığımız için Galatasaray'lı değilsiniz siz ithamlarına kadar giden yazılar bunlar, merak edenler sağ taraftan ulaşabilirler bu yazılara.

Temmuz'dan bu yana altı ayı geride bıraktık ve yazdığım hemen hemen herşeyin parkedeki yansımasını da gördük Zafer Kalaycıoğlu'nun Galatasaray'ında. Bunu bizim görmemiz birşey ifade etmiyor zira takım üzerinde bir yetkimiz yok. Görmesi gerekenlerin gözüne perde indiği sürece bu şekilde devam edecek bu şube, ne zaman ki birileri bu gidişatın yanlış olduğunu görecek işte o zaman işler bizim lehimize gelişmeye başlayacak. Tıpkı Yenilmez Armada döneminde olduğu gibi.


Mikrofonu şimdi yaz aylarında Zafer Kalaycıoğlu'nun çok başarılı bir coach olduğunu, bizi de başarıdan başarıya koşturacağını düşünenlere bırakalım. Altı ay öncesinden yaşanacakları birebir yazan biri olarak bunu söyleme hakkımız fazlasıyla var sanırım. Hele ki bizi Galatasaray'lı olmamakla itham edenlerin ne düşündüklerini fazlasıyla merak ediyorum.

3 yorum:

Oylum Tanış dedi ki...

Zafer Kalaycıoğlu'na bu blog'ta tepki koyulduğunu biliyorum, ve hatta bu tepkilere kendimce karşı çıkmıştım. Tabii dünden bugüne gelinen noktada artık bazı şeyleri savunmak yersiz olabilir benim adıma. Takımın iyi gitmediği ortada. Ama bunun yanında takımdaki şansızlıklardan da bahsedilmeli. Zira çok sakatlık sorunu yaşıyor ekipcek Galatasaray. Kenardan iyi yönetilmediği başka bir sıkıntı tabii. Ama kadro olarak da yeterli görmüyorum ben takımı. Özellikle yerli oyuncuların eprformansı evlere şenlik. Her maçı Sophia çevirsin diye beklemek hayalcilik zaten. Bu noktada yine bu blog'ta tepki koyulan Nilay Yiğit transferi önemli diye düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen takımdaki en büğyük sıkıntı bir birliktelik görülememesi. Bu Riga maçında ayan beyan görüldü, birlik beraberlik yok bu takımda. Eski dönemlere nazaran bu büyük bir sorun gibi duruyor.

Takımın hedeflerine dönecek olursak, Avrupa'da iyi bir yere geldi ama daha iyisini yapması çok zor şu pozisyonda! Alınan gereksiz yenilgiler ileriye yönelik adımları tıkamıştır bizim lehimize. En azından tecrübe ettik diyebiliyoruz. Eleme turlarında yine her şey olabilir ama. Ligde ise kadroyu verimli kullandığımız taktirde bir şansımız olur. Deplasmanda Fenerbahçe'yi nasıl yeneceğimizi de Kalaycıoğlu düşüneceka artık!

Bu arada Euroleague Women All-Star Game 2010 anketini blog'ta duyurursanız 3 Galatasaraylı adayımıza katkısı olabilir. http://www.fibaeurope.com/cid_KNce8jInH7Qj1EsyH5rjn2.pageID_y9jQY3b7Hrwa0pNwidvGO2.compID_jr6ZiXqeGhMBtfq1yxqV83.html

Adsız dedi ki...

skor yazarı olmussun..
sen mi galatasaraylısın he bi anlat başarılı olsa ne yazacaktın.

Adsız dedi ki...

İyiki varsın kalaycıoğlu yazacaktı eminim...Ya bu işler bu kadar basitmi,hala skor yazarı filan diyenler var...Bu adam eurolig şampiyonlugunu bile istemiyoruz,anlamıyormusunuz...ONURSUZ ZAFERLER İSTEMİYORUZ!!!