BIY AD

17 Aralık 2009 Perşembe

Teo Vilnius: 86 Galatasaray: 80

Güle oynaya kazanmamız gereken bir maç; zaten 12-1 ile de başladık maça, 13 farkı gördüğümüz de oldu. Devreye girilirken fark 9'du ama daha fazla olması gerektiğini söylemiştim. Fakat berbat bir üçüncü çeyrek oynayıp maçı kaybetme yolunda büyük yol katettik. Rakibin son saniye atışının isabet bulmamasıyla uzatmaya giden maçı da hakettiğimiz gibi kaybettik.

Ben Galatasaray'da Sophia Young'dan başka, maçı kazanmak isteyen birini göremedim. Hücumda bakıyorsunuz Leuchanka'nın sırtı dönük aldığı topları bitirmeye değil gayreti niyeti bile yok, diğer uzunlarımız zaten malum. Kısalara bakıyorsun topu ha kaybettik ha kaybedicez telaşı ile izliyoruz. Galatasaray'ın en alışkanlık yaratmış hücum seti, Nilay'ın uzaktan attığı 3'lükler. Şapkadan kaç tavşan çıkacağı maçlardaki kaderimizi belirliyor yani. Mucizeler birkaç kere olmazsa maç kazanmamız da hayal.

Az sayıda kişinin izlediği maçı seyirci destekleri olmaksızın kazandı Litvanya ekibi. Benchindeki oyuncuları taraftar oldu takımına, tempo da tuttular, bağırdılar çağırdılar ve kazandılar.

Bu üstteki kısa paragraf, "Avrupa Şampiyonu" titri ile aldığı takımı maç kaybettiğinde taraftar desteğinin eksikliğine vuran, "büyük coach'a" gelsin bizden...

Hiç yorum yok: