14 Aralık 2009 Pazartesi
Galatasaray: 75 - Panküp Kayseri: 67
Galatasaray'da da uzun süreler çalışan, takımı 2.ligden yeniden birinci lige yükselten Ayhan Avcı'nın Kayseri'si sezon başında Türkiye'de görmeye alşık olmadığımız şekilde uzun vadeli bir plan açıklamıştı. Bu plana göre yapılan yabancı ve yerli transferlerinin ardından, üç senelik bir periyodun ardından tepeye oynayacak bir takım yaratmak istediklerini söylemişti coach. Geçen hafta yapılan Tangela Smith transferi de bu durumu daha da hızlandırmak adına yapılan önemli bir hamle bence. Geçen hafta Tangela'nın ilk kez forma giydiği karşılaşmada Fenerbahçe'ye farklı mağlup olsalar da, oynanan oyun hiç de fena değildi. Zaten tepe dörtlü hariç ligdeki diğer tüm takımları rahatlıkla yenebilecek bir kadroya sahip Kayseri takımı, evlerinde bu dörtlüyü de çok zorlayacaklarını düşünüyorum.
Riga maçında parmağı kırılan Katiee Douglas'ın yokluğunda bu güçlü rakibe karşı zor bir maç bekliyordu bizi. Esasen zaten zor olan bir maçtı ama Katie'nin yokluğu ile çok daha tehlikeli bir maç haline dönüştü benim açımdan. Nilay Yiğit - Jia Perkins - Tuğba Palazoğlu - Sophia - Yelena Leuchenka beşi hava atışı için sahaya gelirken bugün kazanmak için sezonun bu ana kadar olan kısmında sahada göremediğimiz iki şeye ihtiyaç vardı. İlki Sophia'yı efektif kullanıp ondan skor katkısı alabilmek, ikincisi ise yerli kadrodan bir ismin 15+'lık bir skor katkısı verebilmesi.
Katie'nin yokluğunda hücumda topu paylaşarak başladık maça, maçtan önce özellikle dikkat çekilmiş bu konuya taktik toplantısında. İlk 10 dakikada ürettiğimiz sekiz basketin sekiz asist üzerinden gelmiş olması bunun göstergesi zaten. Geçen yıl Augustus, bu sene Katie sahada iken sorumluluktan kaçındıkları gördüğümüz takımın bu iki ismin yokluğunda topu paylaşma isteğinde olup sekiz basketi sekiz asist üzerinden gerçekleştirmiş olmadı oldukça mühim. Hücum sahasında iyi bir Galatasaray izlerken Nilay Yiğit'in iki faul alması hesapları karıştırdı bir anda. Çünkü bir numarada yeniden Tuğba - Esra ikilisine dönmemiz gerekti ki bu ikilinin top getirdiği hücumlardahücum saniyesi bizim açımızdan 14'den geriye sayıyor. Zaten çok kısıtlı olan hücum akışkanlığı da tamamen yok oluyor bu durumda.
İkinci çeyreğe Nilay'sız başlarken hücumda zorlanacağımızı kestirmek zor değildi nitekim sadece 13 sayı üretebildik bu çeyrekte.Fakat aynı dönemde savunma namına hiçbirşey yapmadık sahada. Gözlerimizle savunma yapmayı tercih edince on dakikada toplam 30 sayı yedik Kayseri takımından. 20 dakikada yenilen 46 sayı geçen yıllarda savunma takımı olma hüviyetinin neticesinde Eurocup'ı kazanmış bir takım için kabul edilebilir bir durum değil kesinlikle. Kayseri hücumunun bir katkısı olduysa bu 46 sayıda, Galatasaray savunmasının üç katkısı vardı. Fenerbahçe maçının son çeyreğinde yenilen 30 sayının ardından bu kez bir çeyrekte yenilen bir 30 sayı daha. İlginç ve üzerinde konuşulması gereken bir durum gerçekten..
Soyunma odasına giderken 46-33'lük Kayseri üstünlüğünün yanı sıra skorboardda gözüken bir diğer durum ise Nilay Yiğit ve Yelena'nın üçer faulde olması idi. Buradan maçı çevirmek için devrenin hemen başında etkili bir savunma yaparak oyun ritmini Kayseri takımının kontrolünden almak gerekiyordu ilk olarak. Hücumdan daha önemlisi buydu kesinlikle.
Özellikle Tuğba Palazoğlu'nun baskılı savunması ile başladığımız çeyrekte ilk beş dakikada Kayseri takımına sayı şansı vermedik. Hücumda ise üstüste üç tane üçlük bulduk, ikisi Tuğba Palazoğlu'ndan olmak üzere. Önalan savunmasında Işıl Alben ile birlikte Türkiye'nin bana göre en iyileri arasında yer alan Tuğba'nın savunma performanslarına alışığız ki dün de takımı ateşleyen kişiydi. Fakat dünkü hücum performansı son yıllarda Tuğba'nın en iyi performanslarından biri diyebiliriz sanırım. Aynı dönemde takımının hücumda sayı üretememesi ve dahası topu potaya bile atamamasına rağmen farkın kapanıp, Galatasaray'ın öne geçmesi ile ilk kez mola hakkını kullanan Ayhan Avcı'nın da oldukça büyük bir katkısı oldu 25-9'luk üçüncü çeyrek skoruna. Oyunun tüm ritmi ellerinden kayıp giderken ve ilk yirmi dakikadaki emeğinin karşılığı bir anda yok olurken mola almayan coacha bir teşekkür borcumuz var kesinlikle.
Final periyoduna girerken yalnızca üç sayı öndeydik fakat bundan daha önemlisi maçı kazanabileceğine inanmıştı takım artık. 46 sayı yenilip, 13 sayı geride girilen devrenin ardından. Tuğba önderliğinde bu sezonun en iyi savunmasını yaptığımız ikinci yarının bu döneminde ise kenardan alışık olduğumuz zone tercihi de gelmeyince, adam adama savunmada Kayseri takımının sayı üretmek için pek şansı kalmadı açıkçası ve sahadan 75-67'lik skorla galip ayrılan taraf Galatasaray oldu.
Yazının başında bugün kazanmak için iki şeye ihtiyacımız olduğunu yazmıştım. Maç sonunda istatistik kağıdında ikisinin de gerçekleştiğini görüyoruz. Fakat bugün Kayseri takımı karşısında galibiyet için yeterli olan bu durumun haftaya Mersin deplasmanında ne kadar yeterli olacağını hafta içinde bol bol konuşacağız sanırım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder