BIY AD

10 Aralık 2009 Perşembe

Gelecek Halen Karanlık


Katie Douglas'ın pasaport sorunu devam ettiği için 3 Amerika'lı oyuncudan ikisini tercih etme durumunda kaldık maç öncesinde. Teknik ekipin kararı Sophia Young ve Katie Douglas şeklinde oldu, sakatlığını atlatan ve son Çankaya deplasmanında sahada yer alan Jia Perkins tribüne çıktı bu karşılaşma öncesinde. Maçtan önce de yazdığımız gibi, kolay geçmesini beklediğimiz bir maçtı. Maç sonunda skorboardda 16 sayılık bir Galatasaray galibiyeti gözükse de sahada 35 dakika boyunca işler hiç de bu şekilde değildi aslında. Skor olarak hep öne götürmemize rağmen maçı bir türlü 'maçı kazandık' dedirtemedi sahadaki sarı kırmızılı oyuncular. Devrede bitirip, ikinci yarı dinlenmemiz gereken bir karşılaşmaydı esasen ama pek öyle olmadı ne yazık ki.

Maça Tuğba Palazoğlu - Katie Douglas - Sophia - Ivana Vecerova - Yelena Leuchenka beşi ile başlarken sakatlığını atlatan Nilay Yiğit benchdeki yerini almıştı bu karşılaşmada. Tuğba ile oyun kurduğumuz ilk üç buçuk dakikada 0 asist/ 3 top kaybı yapınca Nilay Yiğit'i düşündüğümden çok daha çabuk oyuna dahil etti coach Kalaycıoğlu. Ve Nilay Yiğit'in topu getirmesi ile de 4. dakikanın sonunda ilk asistimizi yaptık. Nilay Yiğit'siz dönemdeki sıkıntıyı daha netleştirmesi açısından önemli bir gösterge bu. Çeyrek sonunda ise 8 asist/ 9 top kaybımız vardı. Nilay Yiğit'li dönemde 8 asist/ 6 top kaybı, kabul edilebilir duruyor şüphesiz o kötü başlangıçın ardından. 17-6'lık ilk çeyrek skorunun ardından da ikinci çeyrekte farkı 20 bandına çekip, rahat bir ikinci yarı bekliyordum ama Riga takımı ikinci çeyrekte skora ve oyuna tutunmayı başardı.

3. çeyrek sonunda 58-37 ile, 10 dakika geç de olsa, gereken farkı yakalamayı başardık. Fakat 21 sayı önde girdiğimiz ve rakibin gardının düştüğü bu son çeyrekte ilk dört dakikada yalnızca 1 sayı üretebildik(Leuchenka'nın serbest atışı). Ve rakibin yaptığı zone karşısında dört dakika boyunca sudan çıkmış balık gibi kalakaldık. Hemen hemen her hücumumuzda 24 saniye süresini bitiren kornayı duyduk. 21 sayı önde olduğumuz bir anda bu kadar yıpranıyorsak eğer skorun başabaş olduğu bir karşılaşmada, Riga'dan çok daha güçlü takımlar ligimizde mevcut iken bu zone karşısında neler yapabileceğimizi görür gibi oluyorum. Görmesek daha iyi sanırım.


Sene başından beri üzerinde defalarca yazıp çizdiğimiz durumları bugün bir kez daha izledik, Riga karşısında. Aynı yanlışların ısrarla yapılması, bu yanlışları ortadan kaldırmak, iyileştirmek adına bir hamlenin gelmiyor oluşu can sıkıcı tabii ki. 16 sayı farkla gelen bir galibiyetin ardından bunları yazdırabiliyor mesela insana, parkede gördüklerimiz ve göremediklerimiz. 4 Kasım'da Riga deplasmanında oynadığımız karşılaşmanın ardından ''Karanlık Gelecek'' başlığını atmıştık. Aradan geçen bir ayda değişen hiçbirşey yok, geleceğimiz halen karanlık.

Bu galibiyet ile birlikte son 16'a kalmayı başardık Euroleague'de. Nasıl bir eşleşme olur şimdiden sıralamayı kestirmek güç ama bizim için hikaye burada sona erecek gibi geliyor bana. Oyuncuların gündelik performanslarına dayalı hücum düzenimizle daha fazlasını bekle(ye)miyorum.

Hiç yorum yok: