Ve söz koçta:
Botaş' tan Mersine geçerken 5 yıllık bir protokol yaptım ama bu sözleşme değildi. Bunun nedeni de uzun vadeli ve güzel bir projeden bahsettiler bende çok sıcak baktım. Mersin'deki potansiyeli zaten iyi biliyordum, değerlendirmek istedim. Kurumsallaşmak istediklerini, salon yapacaklarını söylediler. İlk yıl işler yolunda gitti, sadece sezon bitince Avrupa Kupalarına katılmadık, "yeni yapılanma içindeyiz bu yıl gitmeyelim seneye katılırız" diye rica ettiler. Fakat sezon sonunda bir yıl önceki heyecanı hissedemedim, yeni salon yapımı konusunda sıkıntılar yaşamaya başladık. Tamda o aralarda Galatasaray'dan teklif geldi. Hem dünya yıldızlarını getirip hem de yetiştirelim diye güzel bir teklifti. Ayrıca Galatasaraylı'yım ve Galatasaray'ı da çok severim. Mersin'deki heyecanım kaybolmasaydı asla bırakmazdım. İkinci yılımızda altyapıda şampiyonluklar yaşadım kendi yetiştirdiğimiz oyuncularla. Bu çok güzel bir olaydı.Gençlerden Balım, İlayda ve Gizem'de ciddi ışık gördüm. Onların üstüne gideceğiz. Gençlere bu kadar çok değer vermemin en büyük nedeni gelen yabancıların bu ligi küçümsediğini düşünüyorum Tamika çok iyi bir insan ve oyuncu olabilir ama geçen sene WNBA'ye gitmek için, ligi erken bitirmek adına imza topladı. Ve ben çok üzüldüm o zaman. Çoğu oyuncu sezon sonuna doğru WNBA için form tutmaya başlıyor. Tamam orayı çok önemsiyorsunuz ama Türkiye ligi de ciddi bir organizasyon. İyi paralar kazanan oyuncular ve bunları görmek beni üzüyor. Küçük ve genç oyuncu daha aç olur. Biraz da biz koç olarak onlara birşey verebilirsek ve bu oyuncuların a takımda oynayabileceği güvenini aşılarsak o zaman a takımdaki oyuncular için ciddi bir tehdit oluyor ve tecrübeli oyuncular daha dikkat etmek zorunda kalıyorlar kendilerine.Bugün Barcelona Avrupa şampiyonu oluyor, hem dünya yıldızları alıp hem de yetiştirebiliyorlar ve bu yetiştirdiği oyuncular o kulübe küçük yaşta girdiği için her şeyi hissediyor. Seyirciyle bütünleşip o formayı daha çok hissediyor. Mesela Galatasaray camiasının Işıl'la çok güzel bir elektriği var, Yasemen de öyle, taraftar oynamasını istiyor onun. Botaş'ta antrenörlüğe başlarken böyle bir idealim vardı. Birgün kendi yetiştirdiğim oyuncularla Avrupa Şampiyonu olacağım. Böyle büyük bir hedef koymuştum kendime, şampiyon olamadık ama final oynadık ve hepsi Botaştan yetişen oyunculardı. Türkiye'de bu yerleştiği zaman hem çok büyük oyuncular yetiştireceğiz, milli takımımızda önemli işler yapılacak. WNBA'de 3-4 tane Türk olsa daha fazla izlenecek, alttan yetişen oyuncular kendilerine orayı hedef koyacaklar. Milli takımdaki oyuncularıma hep söylerim, WNBA'de oynayacağınız için milli takıma gelmezseniz , milli takıma hizmet etmiş kadar olursunuz. O yetenekte oyuncularımız var ama o tutkuda oyuncu yok. Öyle bir hedef koymuyorlar kendilerine.Dünya şampiyonasında ikinci olduk ama konuşulan hep negatif olaylar, olayın içyüzüne bakıp biz buraya nasıl geldik, nasıl bir model ürettik, nasıl bir ekol yarattık, bunun tabanında Ersan gibi devşirme oyuncuların varlığı mı bizi buraya getirdi? Mesela Rusya J.R. Holden'ı aldı Avrupa şampiyonu oldu. Doğru model bu mudur? Altyapıda belli bir jenerasyon yakalandı ve üstüne gidildi, bu şampiyonada tarihimizde ilk defa hem içerden hem dışardan oynayabilen bir takım gördük. Daha önce çok şut odaklı, dışardan oynayan, pick and roll oynayan bir takımdık. Bunları konuşmak gerekir.Şimdiye kadar iki kulüpte çalıştım. Hiçbir zaman küçük hedefler koymadım. Botaş'ta çalıştığımda bile kısıtlı imkanlarla Türkiye Şampiyonu olma şansımız var dedim, her sene için söyledim bunu. Oradaki oyuncularımdan hep potansiyellerini artırmalarını istedim ama burada durum farklı. Burası potansiyelli bir kulüp. Burada bir takım oyunculardan sadece mevcut kapasitelerini göstermelerini isteyeceğiz ki zaten bu yeterli olacaktır. Sylvia, Seimone, Monique gibi oyuncular zaten belli bir kapasiteye sahip. Tabiki genç oyunculardan da mevcut kapasitelerinin üstlerine çıkmasını isteyeceğim. Dolayısıyla şampiyonluk en büyük hedefimiz, Avrupa ligi final four'a gitmek zor ama hedeflerimiz arasında. Bütün bunlar için erken ve daha iyi planlar yapmak gerekiyordu ki benim geliş anım sanki bu hedef, özellikle final four için biraz geç. Mutlaka önce Bosman transferlerimi yapardım. Zor bulunanı önce hallederdim. Takımdaki öncelikli eksiklerimi, en sorunlu bölgelerimi hallederdim. Tabiki Sylvia gibi bir oyuncuyu asla kaybetmezdim, o dünyada çok ender bulunan bir oyuncu ve hemen kapmak lazım. Ama diğer taraftan birbirine benzeyen o kadar çok oyuncu var ki, Seimone tabiki çok değerli bir oyuncu ama mesela Angel McCoughtry mi Seimone mu? Aralarında çok büyük fark yok ki fiyat olarak aralarında ciddi bir fark olmasına rağmen. Diana Fener'deyse bende niye olmasın, ben gerekirse bütün transferlerimde kısıtlama yapıp onu tercih edebilirdim. Erken gelmiş olsaydım şu anda yapılan bir takım şeyleri yapmayabilirdim. Ama bunu mazeret olarak, kusura bakmayın ben gelmeden bunları yapmışsınız kabul etmiyorum diyemezdim. Bunu kendi takımım olarak kabul ettim, bazı eksiklerimiz olabilir ama son derece iyi bir kadromuz olduğuna inanıyorum. Eksiklerimizi de doğru, planlı çalışarak ve fedakarlık yaparak kapatacağız. Özellikle final four hedefimizi sıcak tutup, oyunculara bunu inandırıp, belki Sylvia'ya " Dünyanın en büyüğü sen misin Lauren Jackson mu, Diana'mı? Buna karar ver çık büyüklüğünü göster" deyip karakter savaşına döndürebiliriz olayı. Mesela Angel McCoughtry WNBA' de Cappie ve Diana'ya meydan okuyor; "Sizin zamanınız geçiyor ben varım burada, daha uzunum daha atletiğim oyunun her tarafında varım" gibi.Sylvia bir operasyon geçirdi, şu anda oynayamıyor. Ama milli takım kampına katıldı. Antrenmanlara girmiyor, tedavisine devam ediyor. Dünya basketbol şampiyonasını oynadıktan sonra aslında buraya gelecekti ama şimdi önce kontrol için Amerika'ya gidip sonra buraya gelecek. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Kupası'ndan bir hafta önce burada olacak. Şampiyonada oynayacak ama nasıl oynayacak tabi bilemiyoruz. Bu bizim şanssızlığımız. Candice Wiggins ile anlaştık biliyorsunuz sonra sakatlandı ki gerçekten tam aranılan, çok ciddi bir numara oynayabilecek kapasiteye sahip uzun bir oyuncuydu, WNBA'in en değerli şutörlerinden biriydi.Gittiğim kulüplerde yada milli takımda olsun kendi felsefemi korumaya çalışşam da takımın durumuna bakıp ona göre bir strateji belirliyorum. Oyuncunun ruhundan bir şey gelmiyorsa, gücü yetmiyorsa, coşkusu yoksa bu oyuncunun coşkuyla oynayacağı sistemi geliştirmek daha doğru olacaktır diye düşünüyorum. Mesela Seminoe daha soft bir oyuncu, oyuncun frekansını bulup ona ulaşmak gerekir. Ben hep oyuncuların önce karakterlerini sorarım, iyi niyet olduktan sonra sorun yok, sonuçta o insan benim için bir şey yapacak bende onu için bir şey yapacağım . İnşallah oyunun her saniyesini hücumda ve savunmada kullanabilen bir takım oluşturmak istiyoruz. Basketbolun çok eğlenceli bir spor olduğuna inanıyorum. Ben çok severek, keyif alarak ve eğlenerek antreman yaptırıyorum. Bir transitionda geçiş anı var orayı bile gözünü toptan ayırmadan oynamak gerekir. Bazı oyuncular mesela Işıl gibi oyunun her saniyesini kullanırlar, tabi sakatlanana kadar ama malesef oynadığı sürelerde ayarlama olmadı onun da. Botaş'tayken bir Fenerbahçe maçını kazandık, bizde oynuyor Işıl, Fener çok iyi takım Cappie, Tammy gibi çok iyi oyuncular var. Uzatmada kazandık o maçı ve Işıl 10 top çaldı, quadruple double yapıyordu nerdeyse. Muazzam bir maç çıkardı, oyunun her anını yaşıyordu, feci bir şeydi. Ve ben bunu çok istiyorum, oyuncuların oyunun her anını yaşamasını. Seyirciye de çok büyük bir zevk veriyorsunuz böyle oynayınca.Işıl'la ilgili bir karar vermek zorundaydık geldiğimiz zaman, Türkiye'nin en iyi 1 numaralarından biri elimizde ve Türkiye'de oyun kurucu olarak oynaması gerekip 2 numaraya kayarak ortada kalmış çok yetenekli 2-3 tane oyuncu var. Tuğba, Nihan, Esra, Seda gibi. Bunlar gerçek yerleri olan bir numara oynamış olsalar her şey daha iyi olabilir. Bunu başarabilen bir tek Esmeral var. Şimdi ben en iyi olduğum bu yere bir yabancı getirirsem öncelikle Işıl'a haksızlık etmiş olurum, sonra Türk basketboluna haksızlık yaparım ve insanların bu kaçtıkları pozisyona gitmelerine yardımcı olurum. Fenerbahçe'de 2 numara Diana oynayacak büyük ihtimal, 1.85 boy ve her şeyi yapabilen bir oyuncu ve onun karşısına yukarıda saydığım bu tip oyuncuları koyarsam zaten mağlubiyeti kabullenmiş olurum. Hiç olmazsa oraya onun karşısına Monique gibi rib. alma yeteneği olan, savunması iyi, ve Diana fiziğinde birini koymam gerekir. Birsel'in karşısına Işıl'ı, Meral'in karşısına Tuğba ve Nihan'ı koymam gerekir. Tuğba ve Nihan'la konuşmamda eğer 2 numara oynayacaksanız almayacağım sizi, guard oynayacaksanız almayacağım diye anlaştım. Tuğsa sakat ama tek eliyle çalışıyor ve bütün idmanları guard idmanı yapıyor. Işıl'a çok inandım ve onla yola çıktım ama orada bir açık kapı bıraktım. Yaklaşık 20 gün içinde bunun kararını vereceğim. Çünkü bu kulüp ciddi paralar harcıyor ve ben kendi egolarım için kulübün tek kuruşunu çöpe atmak istemem. Işıl'a geldiğim zamandan beri sakat gözüyle bakılıyor. Şunun kararını vermemiz gerekiyordu oynayacak mı oynamayacak mı? Oynayacak tabi ki, o zaman onu nasıl oynatacağımızı düşünmeye başladık. Rehabilitasyon için 3 yerle konuştum Amerika'da, en son kararı Işıl'a bıraktım. Londra'da çalışan çok iyi bir fizyoterapistle bir ay çalıştı ve çok faydasını gördü. Bence Işıl artık hazır oynamaya. Sakat değil ama formsuz. 20 günümüz daha var, eğer bu kulübün menfaatlerini korumam için oraya bir oyuncu almam gerekiyorsa alacağım ama Işıl'a sonuna kadar güveniyorum. İyi bir Işıl olduğu zaman, her periyot ortalama 6 dakikadan 24-25 dakika oynatırsak Galatasaray spor kulübü artık bir daha guard aramayacak, bütün konsantrasyonu bundan sonraki yıllar zayıf ve olmayan yerlerimize vereceğiz.Türkiye'de 3 numara yok. 4 yıl önce Mahmut Uslu aradı beni Nevlin hakkında bilgi almak için ve konu 3 numaraya kaydı. Avrupa ligini çok istiyoruz ama bizi 3 numaradan eziyorlar dedi. Milli takımda da aynı sıkıntıyı yaşıyorum. Bahar'ın kafası 3 numaraya kabul etmiyor. Kendinden uzunlara karşı çabukluğunu iyi kullandığı için rahat ediyor. Geçen sene 3 numarada çok oynadı kafamızda öyle kaldı ama Tamika Catchings'le oynadı. Tamika muazzam bir oyuncu. Onun yanında herkes çok iyi oynar, çok özel bir oyuncu. Onun için çok uğraştım ama ailesine çok bağlı bir insan, basketbolu da çok sevdiğini söylüyor ama Ocaktan önce oynamayacağını ve 5 ay sonrası için bir sözleşmenin altına imza atamayacağını söylüyor.Botaş tarihinin en iyi transferlerini yaptı. Tarsus, Beşiktaş, Kayseri çok ciddi kadrolar kurdu. Her takım özellikle kendi evinde bizi yenmek için çok zorlayacaklar ve konsantre olacaklar çünkü bizi yenmek onlar için çok iyi bir motivasyon kaynağı olacak. Aynı şey Fener içinde geçerli. Kağıt üstünde baktığımız zaman lig ikiye ayrıldı, Galatasaray-Fenerbahçe finali muhtemeldir ama ne olacağı hiç belli olmaz. Galatasaray belki geçen sene final serisine evinde başlasa şampiyon olabilirdi. Ama ne oldu; bir maçı bize, bir maçı Samsuna kaybettiler ve bu avantajı kaçırdılar.Michelle Campbell dün itibariyle Türk oldu ve kadromuza katıldı. 3 tane alternatif oyuncu vardı listemizde; Barbara Turner, Michelle Campbell ve Adeola Waju ve takıma en uygun olanın Michelle olacağını düşünerek transfer ettik.Gintare beklentilerimin altında çıktı. 6 aydır ağırlık çalışmamış, geriye gitmiş. Bildiğim, tandığım bir oyuncuydu ama çok incelmiş, kas kütlesi kaybolmuş. İnatçı bir oyuncu böyle geldiğini görünce kafamda soru işaretleri oldu. Yelena sertlik ve size olarak daha iyiydi ama kalmak istemedi. Önümüzdeki günlerde onunla ilgili kararımızı vereceğiz. Bu yüzden bazı ödemelerini yaptırmadım.
6 yorum:
Ceyhun Hocanın kadrodan memnun olmadıgı gibi bir durum var sanki ben FB liyim ama 2 takımında F4 hatta final oynamasını istiyorum Dunyanın en iyisi bizde ama Ekatarinburg ve Moskova cok daha guclu ve genis keske C Dupree ve L Jackson takımlarımızda olsaydı Turkiyenin en iyi guardı Birseldir tartısmam bile ama Begum dısında yetenekli genc oyuncuların hepsi sizde keske Bahar bizde olsaydı ben Horokova konusunda supheliyim ayrıca Nevin cok kilit benim icin insallah bu sene saglam olur TR de degil insallah CL F4 de hatta finalde karsılasırız.
Ceyhun hoca çok doğru analizler yapan türk basketbolu için gerçekten önemli bir isim simone konusunda kafasında soru işaretleri var gibi hissettim ama simonenin 2 yıl önce avrupanın 2.kupasını bize kazandırdığını unutmamalı gönül LJ ve Angel Mc ide galatasarayda görmek ister diana ile simoneyi şimdi karşılaştıramayız belki 2 sene sonra olur.Ayrıca türkiyeden tuğçe canıtezde önemli bir isim ve takımmız bunuda düşünmeli
Diana Taurasi ile kimseyi karsılastıramazsınız gelmis gecmis en iyi basketbolcudur 28 yasında ust duzey olarak 2-3 yıl daha oynar sonra yasından dolayı dususe gececektir ama gelmis gecmis en iyi oyuncuur ve bunun degisecegini de sanmıyorum.Fowles'ı da alırdık ama Penny Taylor gibi muhtesem bir oyuncumuzun olmasından dolayı kontenjan sorunu yuzunden alamadık.Semione sakatlık sorunu hcayı dusunduruyor ve Petronese yi bile gondermeyi dusunuyr anladıgım kadarıyla
Merhaba arkadaşlar Ceyda Kozluca ve Melek Bilge isimli oyuncularımızın kiralık gönderilme konusu varmış gündemde Ben anlamış değilim madem kiralık gönderecektik bu oyuncuları niçin aldık. Ayrıca hem Finlandiya Milli maçını Bulgaristan Milli maçını ve Magic Cup turnuvasını da yakından izleyen biri olarak bu iki oyuncu hakkındaki yorumlarımı sizlerle paylaşmak istedir.
Melek Bilge ile başlayalım;
Melek Bilge size olarak ta fundamental olarakta Ginarete den daha iyi bir oyuncu. Finlandiya maçında Gayet de iyi top oynadı rebaund aldı sayı attı. kendisine yapılan asistleri iyi değerlendirdi. Daha ne bekleniyor anlayamadım. Magic Cupta sakatlığı sebebi ile kadro dışıymış zaten oynayıp kendisini gösterecek fırsatta bulamadı. Hamur'a şekil verecek olan burada teknik ekip olacak bence hem gelecek için hemde yerli uzun rotasyonunda faydalı olacaktır. Tabi perdenin arkasında başka konular varsa bilemiyorum.
Ceyda Kozluca ya gelince Geçtiğimiz sene 2 ve 3 numara pozisyonlarında hedefi olmayan bir takımda oynadı. 34 dakika ortalama ile sahada kaldı. Bu süre zarfında genç oyuncu 15.5 sayı ortalamasının yanı sıra istatistik olarak 4.7 ribaund, 2.7 asist verilerinide hanesine yazdırmayı başardı.
İlk önce GS Kocaeli maçında biz taraftarlar tarafından 10.000 kişi bağırdık tezahurat yaptık kıza; Daha sonrada Ceyhun Yıldızoğlu tarafından keşfedildi. Milli takıma çağrıldı. Bulgaristan maçını Türkiyeye çeviren oyuncu oldu orta mesafe %100 8 de 8 attı. Finlandiya maçında yaptığı asist drive ve attığı sayılarla (10) gayet iyi bir performans sergiledi zaman zaman savunmada aksadığı yerler oldu.
Fakat Magic Cup turnuvasında izlediğim kadarı ile bu yöndeki eksiğini de antrenmanla kapatmış. Gayet iyi savunma yaptı top çaldı. rebaund aldı. Feast Break'e koşuyor. Drive ediyor cem shot atıyor. savunma yapıyor. Geçen sezondan daha kuvvetli ve kendinden emin bir Ceyda var. Bayan basketbolunda tüm bu özelliklerin olduğu komplike bir oyuncu bulmak zor. Şayet böyle bir durum varsa ortada bu iki oyuncuya da haksızlık olacağını düşünüyorum.
Ceyhun Hocanın da duruma el atması ve bu takımın başındaki insanların alıp şapkalarını eline bu konuyu tekrar düşünmesi gerekli bence.
Merhaba arkadaşlar Ceyda Kozluca ve Melek Bilge isimli oyuncularımızın kiralık gönderilme konusu varmış gündemde Ben anlamış değilim madem kiralık gönderecektik bu oyuncuları niçin aldık. Ayrıca hem Finlandiya Milli maçını Bulgaristan Milli maçını ve Magic Cup turnuvasını da yakından izleyen biri olarak bu iki oyuncu hakkındaki yorumlarımı sizlerle paylaşmak istedir.
Melek Bilge ile başlayalım;
Melek Bilge size olarak ta fundamental olarakta Ginarete den daha iyi bir oyuncu. Finlandiya maçında Gayet de iyi top oynadı rebaund aldı sayı attı. kendisine yapılan asistleri iyi değerlendirdi. Daha ne bekleniyor anlayamadım. Magic Cupta sakatlığı sebebi ile kadro dışıymış zaten oynayıp kendisini gösterecek fırsatta bulamadı. Hamur'a şekil verecek olan burada teknik ekip olacak bence hem gelecek için hemde yerli uzun rotasyonunda faydalı olacaktır. Tabi perdenin arkasında başka konular varsa bilemiyorum.
Ceyda Kozluca ya gelince Geçtiğimiz sene 2 ve 3 numara pozisyonlarında hedefi olmayan bir takımda oynadı. 34 dakika ortalama ile sahada kaldı. Bu süre zarfında genç oyuncu 15.5 sayı ortalamasının yanı sıra istatistik olarak 4.7 ribaund, 2.7 asist verilerinide hanesine yazdırmayı başardı.
İlk önce GS Kocaeli maçında biz taraftarlar tarafından 10.000 kişi bağırdık tezahurat yaptık kıza; Daha sonrada Ceyhun Yıldızoğlu tarafından keşfedildi. Milli takıma çağrıldı. Bulgaristan maçını Türkiyeye çeviren oyuncu oldu orta mesafe %100 8 de 8 attı. Finlandiya maçında yaptığı asist drive ve attığı sayılarla (10) gayet iyi bir performans sergiledi zaman zaman savunmada aksadığı yerler oldu.
Fakat Magic Cup turnuvasında izlediğim kadarı ile bu yöndeki eksiğini de antrenmanla kapatmış. Gayet iyi savunma yaptı top çaldı. rebaund aldı. Feast Break'e koşuyor. Drive ediyor cem shot atıyor. savunma yapıyor. Geçen sezondan daha kuvvetli ve kendinden emin bir Ceyda var. Bayan basketbolunda tüm bu özelliklerin olduğu komplike bir oyuncu bulmak zor. Şayet böyle bir durum varsa ortada bu iki oyuncuya da haksızlık olacağını düşünüyorum.
Ceyhun Hocanın da duruma el atması ve bu takımın başındaki insanların alıp şapkalarını eline bu konuyu tekrar düşünmesi gerekli bence.
Ceyda ve Meleğin kiraya verileceğini sanmıyorum yalnız bu campell hakkında henüz resmi siteden bir açıklama yok gündemide uzun süreden beri meşgul ediyor bu konu shompertten faydalanamadı galatasaray bakalım fenerasyon campella izin verecekmi
Yorum Gönder