BIY AD

4 Kasım 2009 Çarşamba

TTT Riga: 60 - Galatasaray: 66 | | Karanlık Gelecek


Maç için sahaya Nilay Yiğit - Jia Perkins - Sophia Young - Ivana Vecerova - Yelena Leuchenka beşi gelirken ben halen geçen haftaki seksen sayılık mağlubiyetin takıma nasıl yansıdığını görmeye çalışıyordum zira bu maçın hikayesini yazacak olan o psikolojinin sahaya yansıttıkları idi. Biraz bu durumun verdiği psikoloji, nasılsa yeneriz havası biraz rakibin direnişi derken zor bir maç oldu bizim için çok kolay geçmesi gerekirken. Letonya'dan iki sakatla dönüyor olmamız da cabası. Işıl Alben'in eski sakatlığı nüksetti üçüncü çeyrekte, Esra Şencebe de aşil tendonundan sakatlandı. İki oyuncunun da kesin durumunu yarın öğrenebileceğiz ancak, Işıl Alben'in dizindeki sakatlık tekrarlamış gibi gözüktü ekrandan, epeyce de acı çektiğini gördük. Şu galibiyetten daha kritik olan Işıl'ın durumu benim için, sezonun devamında.

İlk iki buçuk dakikada rakibe potayı göstermeden bulduğumuz iki basket sonrası rakip coach ilk molayı almak zorunda kaldı. Buradaki ilk müdahale de rakip takımın maça nasıl başlayacakları konusunda çekinceleri olduğunu gösteriyor aslında çok net şekilde, geçen haftanın ardından bir kötü başlangıç daha onları tamamen safdışı bırakabilirdi grupta. Bu riski almak istememeleri ve hemen molaya yönelmelerini iyi bir coaching olarak söyleyebilirim rahatlıkla. Nitekim o moladan sonra toparlanarak çeyrek sonuna kadar 11 sayı bulmayı başardılar ve çeyreği 12 - 11 önde tamamladık.

İlk on dört dakikalık sekansda, rakibi top kayıplarına zorlayarak kazanılan toplar sonrasında hızlı hücuma çıkıp çok kötü tercihler yaptık, özellikle bitiremediğimiz 3'e 1 hücum vardı ki anlatılmaz yaşanır cinsinden. Rakibin tam 9 top kaybı yaptığı bu dönemde skorboardda sadece bir sayılık üstünlüğümüzün(15-16) yazıyor olması da fast break hücumları sonlandıramama problemimizi gösteriyordu açıkça. Hemen hemen bütün pozisyonlarda üstün olduğumuz Riga takımı ise savunmada sertlik koyarak direnç göstermeye çabaladı ilk yarıda, ev sahibi avantajı ile düdüklerin çıkmamasını planlamış olabilirler fakat pek öyle işlemedi plan. Hemen hemen her müdahaleye faul çaldı hakemler dolayısıyla faul problemine de girdiler bu yarıda. Maça altı sayı ile başlayan Limo üçleyerek kenara geldi. Yelena Leuchenka'nın da birbirinden basit iki pozisyonda faul alması dikkat çekiciydi, eksi olarak hanesine yazıldı bunlar da.

Zafer Kalaycıoğlu'nun hızlı hücumları ana stratejimiz olarak açıkladığından bu yana yaklaşık bir buçuk ay geçti ve bugün sahada gördüklerimiz daha dün çalışmaya başlayan bir takımın görüntüsüydü. Bunu da notlarımızın arasına almakta fayda var diye düşünüyorum, daha derin incelenmesi gereken bir sorun esasen.

Genelde maçları bir bütün halinde yazmaktansa süreçler halinde yazmayı tercih ederim fakat bugünkü maç farklı şekilde gelişti. Yazıyı biraz değiştirmem gerekiyor sanırım. Sık değişen beşlere rağman Riga takımına karşı hemen hemen her bölgede üstünlüğümüz var iken ve skorda da sadece 3-6 aralığında geriye düşmüş iken guardımızın yanına önalana uzunlarımızı da çıkararak yapılan baskıyı anlamlandırmak mümkün değil üçüncü çeyrekte. Zira sadece Weaver'in elinden sayılar bulabilen onun haricinde skor üretemeyen bir takım vardı karşımızda. Önalanda yapılan bu amaçsız baskı sonrası arkayı boş bırakarak altıncı saniyelerde çok basit sayılar yedik, hücumda tıkanmış bir rakibe karşılık üstelik. Rakibin ekmeğine yağ sürmekten başka birşey değil bu.

Maçın kritik dönemeçlerinden birinde rakibin molasının ardından topu kenardan oyuna sokuyoruz. Çizilmiş ya da çalışılmış bir set bekliyoruz doğal olarak fakat tepeden içeri drive eden Sophia, orta mesafede bekleyen Yasemin'e pas çıkartıyor ve top potaya atılıyor. Hücumda topu dolaştırmadan, statik şekilde oynamak günümüz basketbolunda yeri olmayan bir durum. Akışkanlık sağladığınız ölçüde hücum verimliliğinizden sözedebilirsiniz ancak, sınıfta kaldığımız noktalardan biri de buydu bu akşam.

İlk çeyrek bittiğinde rakip takımın yalnızca bir asisti vardı, devrede ise yalnızca 4. Takım oyunundan böylesine uzak bir ekibe karşı devreyi 28-27 geride kapatmak için onlardan daha kötü oynamanız gerekiyor doğal olarak. Görüntüde o kadar kötü müydük sorusuna net şekilde evet diyemem ilk yirmi dakika için. Dönem dönem kısa da olsa doğruları yaptığımız anlar vardı ama totalde skor olarak geride iseniz bu birşey ifade etmiyor skorboardda.

İki yıldır takımın tek istikrarlı ismi Sophia Young. Geçen yıl Okan Çevik onu boyalı bölgeye çekmeye çalışırken hata yapıyorsun hocam demiştim naçizane. Undersized bir oyuncuyu kendisinden uzun oyuncularla boğuşmaya zorluyorduk çünkü. Zafer Kalaycıoğlu ise onu üç numarada başlatıyor sürekli olarak, daha sonra Yasemen'in oyuna girmesi ve diğer uzun oyuncu değişiklikleri ile zaman zaman dörde kayıyor ki en efektif olduğu anlar da bu zaman dilimleri zaten. Efektif dediysem ona hazırlanmış bir set, tepeden bir ikili oyun, pick&roll falan yok ortada. Tamamen kendi çabası ile hazırladığı pozisyonları bitiriyor Sophia Young. Top almak için büyük çaba gösteriyor ve bütün bu yorgunluğa rağmen 11/17 saha içi isabeti 8/10 serbest atış yüzdesi ile 30 sayı 5 ribaund ile tamamladı bugün maçı. Geri kalan altı kişinin elinden ürettiğimiz 36 sayı var zaten. Bütün bu olumsuzluklara rağmen sahaya ruhunu ortaya koyan, mücadeleyi hiç bırakmayan Sophia Young'ın profesyonelliğini taktir etmemek mümkün değil. Ben olsam yerinde oynamıyorum diyip gitmiştim çoktan, bu kadar teknik hatanın üstüne. İyi ki buradasın dedirttin bugün bir kez daha, teşekkürler Sophia.

Maçın son periyodunda savunmada biraz vidaları sıkıp, hücumda da Sophia'nın yanına alternatif 4-5 sayılık bir katkı verebilecek bir isim çıkardığımızda maçı kazanırız yazmıştım henüz maç oynanırken. Beklediğim gibi de oldu zira bugün karşımızdaki takımın bize rakip olma şansı yoktu ama yarın oynayacağımız Casares deplasmanında, Ekaterinburg deplasmanında maçlar çok farklı gelişebilir. Canımızı çok yakarlar. Oralara kalmadan Riga'nın bir seviye üstü takımlar da büyük sorunlar çıkartırlar bize şu görüntüde. Bunu yaşamadan ve yaşatmadan bir an önce birşeyşer yapmak lazım.

Işıl'ın ve Esra 'nın sakatlıkları ciddi değildir umarım.
Başlıkta da yazdığı gibi ışık yok, karanlık buralar daha da kararmasına gönlümüz dayanmaz artık.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Işıl'ın sakatlığı çok kötü oldu. Umarım erken iyileşir ki sanmam. 2 3 ayda iyileşirse iyidir bence. Takım euroleague seviyesinde değil şu an. Yani euroleaguede f4 için zayıf gözüküyor. Asıl gücü önümüzdeki hafta belli olacak takımımızın. Artık Douglas da oynasa diyorum . Süs için almadık kendisini. Kendini ispat etöiş bir oyuncu umarım Galatasaray'a gelince çok şey değiştirir. Douglas takıma inanılmaz katkı yaparsa anca o zaman f4 ihtimali olabilir.

murat dedi ki...

Dün oynanan Cras Basket Taranto - Ummc Ekaterinburg maçı son iki dakikada çözüldü 72-79 Ummc kazandı, fakat Rusya şampiyonu gibi de oynamadı. Taranto kazansaydı grup biraz kaışabilirdi. Galatasaray Ummc'yi böyle yakalarsa bu oyunla ne yapardı, yapacak bakalım.