BIY AD

20 Aralık 2009 Pazar

Mersin BŞB: 97 - Galatasaray: 68

Geçen sezonun Ocak ayıydı Zafer Kalaycıoğlu dedikodularının yoğunlaştığı, bizim de tepkimizi göstermeye başladığımız dönemler. Hemen hemen bir sene geçti üzerinden, bu bir senelik dönemde bu hamlenin bize kazandırdığı somut bir şey var mı elimizde şu anda ? Yok. Olması da mümkün değil demiştik zaten. Peki bu hamlenin bize kaybettirdikleri, işte onlar reklamda söylenildiği gibi 'paha biçilemez' olgular. Ne bir kupaya, ne bir madalyaya eşit değil kaybettiklerimiz olmayacak da. Bu takım bizim takımımız değil demişti Aras, bizim takımımız Fenerbahçe'ye karşı beş kişilik dar rotasyonu ile savaşan takımdı. Bu takım kiminse, şimdi onlar oturup düşünsün. Biz zamanında çok kafa patlattık çünkü bu konu üzerinde, yazdıklarımız da arşivde duruyor bakmak isteyen olursa eğer.

Ceyhun Yıldızoğlu'nun Mersin'inin bugün rahat bir galibiyet alacağını yazmıştım, bir haftadır da maçı soran herkese söylüyorum zaten bunu. Sonuç benim için hiç de sürpriz değil, sonuna kadar hakederek kazanılmış bir galibiyet. Salonda taraftarımız da vardı ama 'kupa koleksiyonerimiz' elbet birşeyler söyleyecektir bu mağlubiyet üzerine, hiçbir açıklamaya şaşırmayacak bir bünyeyle bekliyoruz maçın ardından gelecek açıklamaları.

16 yorum:

Adsız dedi ki...

Kalaycıoğlu gitmeli ama şu da var Galatsaray ne yaparsa yapsın olmuyor baskette. Douglas'ı aldı sakatlandı yani olmuyorsa fazla zorlamak yersiz.
Başka branşlara harcansa bu para bayan voleybola avrupa şampiyonluğu(kupa2 değil 1. kupadan bahsediyorum) gelirdi.

Adsız dedi ki...

voleybolda avrupa şampiyonluğu mu?
şakamısın kardeşim sen, 1. kupa dediğin turnuvada oynayan takımları hiç izledinmi

Adsız dedi ki...

Kolay mı öyle Voleybolda Kupa 1...Ya ne kadar buyuk beklenti içindesiniz...Galatasaray Yabancı oyunculara bel beğlarsa ne Olaacak..Türk oyuncular 2 ve 3. sınıf artı birde vecerova...Normal sonuç...

Adsız dedi ki...

kalaycıoğlu gitse sanki yerine phil jackson gelecekmiş gibi konuşuyorsunuz. adam türkiyenin en iyi bayan basket antrenörü dediğinize bakın...

Selim Ugur dedi ki...

Saziye bize karsi 18 sayi ile oynamis.. Gecen sene FB serisinde toplam 18 sayi atmamistir.. Bu sahtekar oyuncuya GS'den almis oldugu paralari bir taraftar olarak kendisine helal etmiyorum..

Adsız dedi ki...

Almasaydınız ne Güzel Fenere gelecekken araya girdi Dedehayır...Gelince çalım attık diye hava atıyordu gs liler...Ne oldu fos...

Adsız dedi ki...

ben gs nin yerinde olsam şubeyi kapatırım.bu fenerle baş edemezsiniz.

Volvox dedi ki...

Mersin 3'lüklerde oldukça başarılıydı.Kötü bir mağlubiyetti maalesef.

Adsız dedi ki...

Voleybolda Fener bayanlarda Avrupa şampiyonluğunuın en büyük adayı bu sene, yani o kadar da zor değil kupa 1 voleybolda. Demek istediğinm bari bayan basket olmuyor, şubeyi en azından ligde tutacak seviyeye çekip, yabancı oyuncular satılıp, Türk oyuncular yetiştirme üzerine odaklanılmalı. Yani bayan basketten birşey beklenmememli bence, bayan baskete harcanan para bayan voleyboıla harcansa bayan voleybolda o bütçeyle çok iyi işler yapılır. Galatasaray'ın daha iyi reklamı olurdu bence dünyada.

Adsız dedi ki...

Bazı Galatasaray'lı arkadaşlar 3 yılda umutsuzluğa düşüp voleybola yönelelim demişler. Oysa Fenerbahçe voleybolda bu seviyeye ulaşmak (ki daha henüz kazanılmış birşey yok) ilk adımı beş sene önce henüz yeni milli takım seviyesine yükselmiş 18 yaşında Seda'yı transfer edip çevresine takım kurarak başladı. Sonra Özlem ve Çiğdem gibi tecrübeli oyuncular getirildi. İki sene ilk dörde girmek için mücadele verildi, sonra iki sene Eczacıbaşı'nın ardından ikinci olundu, hayal kırıklıkları yaşandı. Bazıları bu kadro ile milli takımın iskeletini meydana getiren Eczacıbaşı geçilmez dedi. Geçen sene kadronun iskeleti Eda ile güçlendirildi, şampiyonluk ile Avrupa üçüncülüğü geldi. Bunlar yaşanarak kuruldu bu kadro. Gamova, Osmokroviç müthiş oyuncular ama Fenerbahçe Acıbadem'in dayandığı temel Çiğdem, Seda, Eda, Naz, İpek, Nihan gibi yerli oyuncular. Asıl iş bunu yaratabilmekte, bu sabrı gösterebilmekte. Galatasaray basketbol yönetiminin de hedeflemesi gereken böyle bir yöntem.

Sarp dedi ki...

Bu nasıl bir mantıktır? Futbolda da alamayız Şampiyonlar Ligi'ni kapatalım o zaman haydi.

Doğru insanlarla bu paralar harcanırsa gayet de başarılı olunur. Bana kalırsa harcadığ ıparalara nazaran Fenerbahçe de domestic başarılarla yetinerek ve yanlış isimlerle çalışarak başarısız olmuş ve Avrupa'da hedeflerine ulaşamamıştır.

alde dedi ki...

Galatasaray'ın voleybola bile camia olarak ne kadar yabancı olduğunu görmek üzücü. Sırf parayla kupalar gelseydi senelerdir Fener'den çok daha büyük bütçelerle kadrolar kuran Telekom ve Vakıfbank gibi takımlar geçtim Avrupa'yı falan ligde bile şampiyonluğa hasret kalmazlardı. Fenerbahçe daha önce isim sponsoru olmadan bu ligde final grubuna kalıp ikinci oldu. Geçen yıl şampiyon olduğunda da hem kadro hem bütçe olarak kendisinden çok daha ileri seviyede 3 takım vardı. Ama Fenerbahçe'nin 5-6 yıldır ciddi bir voleybol yatırımı var. Bu 5 senenin ilk yılı hariç sürekli şampiyonluğa oynandı ama hiçbir zaman biz bu yıl kaybettik başka limanlara yelken açalım demedi kimse. Fenerbahçe Bayan Voleybol takımı lige ilk yükseldiğinde sponsoru bile yoktu. Play-Off'lara da zor zar kalabildi ama o dönemde bile bugün Galatasaraylıların şampiyonluk adayı olduğunu iddia ettiği (ki bence final oynaması bile sürpriz olur) takımlarından çok daha fazla seyirciye oynuyordu. Takım yenildiğinde bile her maç sonunda tribüne çağrılıyordu. Bu yıl Avrupa'da şampiyonluk gelmezse kimse pes etmeyecek. Seneye yine daha güçlü bir şekilde zorlayacaklar. Kaldı ki zaten kadro kurulurken 2 yıllık bir hedef çizilerek kuruldu. Hemen bu yıl Şampiyonlar Ligi'ni alacağız demedi kimse ama oluşan şartlarda şimdi neden bu yıl olmasın düşüncesi ortaya çıktı doğal olarak ama yine şampiyonluğu almak kolay olmayacak. Bu arada herkes transferleri konuşuyor ama Fenerbahçe'nin yerli transferleri yaparken hep 10 sene sonra bile faydalanabileceği geleceğe dönük isimlere yöneldiğine dikkat etmiyor. Deniz Hakyemez, Özlem gibi artık miadı dolmuş oyuncuları almayı Fenerbahçe de akıl edebilirdi ama gayet iyi biliyorum ki Jan bu kadroyu kurarken çekirdeği özellikle genç oyunculardan seçiyor zira amaç bugünü kurtarmak değil. Yine çoğu insan Fenerbahçe'nin iki-üç senedir bayan voleybolda altyapısını adam etmek için nasıl emek sarf ettiğini, yarın öbür gün sponsor desteği çekildiğinde organizasyonun devamlılığını sağlamaya çalıştığını da bilmez.

Bu işler her şeyden önce sabır, özveri, birikim ve büyük emek ister ama Galatasaray hem taraftar hem yönetim olarak amatör şubelerde bunu bir türlü öğrenemedi. Hangi branşa biraz yatırım yapsalar daha ilk senede şampiyonluk lafları etmeye başlıyorlar. Yıllarını bu branşlara vermiş kulüpleri kolayca alt edeceklerini sanıyorlar. Ben bir voleybolsever olarak Galatasaray, Beşiktaş, Karşıyaka gibi kulüplerin şampiyonluklarını görmeyi en az kendi taraftarları kadar isterim yoksa öteki türlü Türkiye'de voleybol bir kısım zümrenin oyuncağı olmaktan çıkıp da kitle sporu haline gelemez ama Galatasaray'da önce yukarıda anlattığım zihniyetin bir değişmesi lazım. Para pul ondan sonra düşünülecek şeyler.

Bayan basketbolda koca bir mazisi olan bir kulübün şu hale düşmesi de hep bu zihniyetin sonucu. Her yıl yeni baştan takım kurulup, bir dünya yatırım yapılıyor. Parayla oyuncu transfer etmekle her şey hallolacak gibi garip bir inanç var camiada. Fenerbahçe'nin son iki senedeki bütçesi Mersin'den de Galatasaray'dan da daha az ama hangi yöntemin doğru olduğu ortada. Geçen yıl Fenerbahçe iyi bir ders verdi aslında. Zafer Kalaycıoğlu aracılığıyla Galatasaray'a da gereken mesaj verildi. O kupaların koçun değil şubenin başarısı olduğunu geçmişinde hiçbir coaching başarısı olmayan sıradan bir adamla hem ligi hem kupayı alarak gösterdiler ama Galatasaray buradaki ince göndermeyi farkedemedi. Demek ki Fenerbahçe şubeye biraz daha para aktarsa yanına bile yaklaşılamayacak ki onu da yeni salonları bitince oradan gelecek paralarla yapacakları kesin. Neyse dediğim gibi Galatasaray'da sorun para pul değil. Önce bunu bir kavramaları gerek. Yoksa bu kafayla daha çok sezonlar kaybedilir, olmayınca yeni branşlarda şansımızı deneyelim denilir.

Neyse çok uzattım yazdıklarım rahatsız edici olabilir ama olayların dışarıdan nasıl göründüğünü de dilim döndüğünce aktarmak istedim.

Sarp dedi ki...

Fenerbahçe'nin bütçesi daha mı az?

Taylor, Powell, Nevriye,Esmeral, Birsel. Bu oyuncular Avrupa'da en üst düzey takımlarda oynayabilecek oyuncular. Hele Mersin'den nasıl az olacak?

Onun dışındaki kısma katılıyorum.

Adsız dedi ki...

bugün potada fener programında
taurisi gelirse takım 2 vites atlar dediler.demekki ciddi şekilde
ilgileniyolar bu oyunsuyla

dejavu dedi ki...

@alde;

Bu güzel yazı için teşekkürler öncelikle. Branş ayırtetmeksizin izlenmesi gereken yol budur, Galatasaray'ın şu andaki sıkıntısı da bu başarı haritasını çizebilecek yeterlilikte birisinin şubenin kapısından bile geçmiyor oluşudur. İki sene önce kadar bu kişi takımın başındaydı ama türlü ayak oyunları ile Akatlar'da kazandığı derbinin ardından ' bana müsaade ' dedi. Planı programı, oynatmak istediği bir sistemi vardı. Ve sahada 'bizim' diyebileceğimiz bir takımımız vardı. Şimdi durum ortada.. Bunun galibiyet sayısı ile falan da alakası yok, Kalaycıoğlu göreve gelecek dedikodusu çıktığından beri yazıp çiziyoruz ama illa ki deneyimlememizi istediler yöneticilerimiz bunu ve deneyimleyerek yaşadık bu acı tecrübeyi. Bile bile lades yani.

Bu arada Sarp'ın dediği gibi Fenerbahçe bütçesinin azlığı sözkonusu değil. Oturmuşluğundan ve bunun olumlu yansımalarından bahsedebiliriz elbette ama bütçesi azdır diyemeyiz diye düşünüyorum ben de.

alde dedi ki...

Orada meramımı eksik anlatmışım. Demek istediğim transfer bütçesinin daha düşük olduğudur. Fenerbahçe'nin İki-üç sezondur toplamda yaptığı oyuncu transferi diğer iki takımın çeyreği etmez. Yerli oyuncu transferini zaten çok uzun zamandır yapmıyorlar ki kadroda ciddi bir rotasyon sorunu olmasına rağmen bu yönde tek bir girişim bile yok. Ayrıca şubenin genel bütçesi de o kadar büyük boyutlarda değil. Daha sezon başı kampında şube içerisinden bir abimizle görüştüğümüzde senede 2,5 milyon dolar civarı bir parayla tüm şubeyi döndürmeye çalıştıklarını hatta salon inşaatı yüzünden bayan şubesinin bütçesinde de kesinti yapılmasının düşünüldüğünü söylemişti. Bu yüzden masrafları en aza indirmek için kadrodaki yerlilerden sadece üçüyle sözleşme uzatılmasına gidildi. Bu üç oyuncu + Nevin'i saymazsak takımdaki diğer yerlilerin tamamı minimum masraf çıkaran altyapı oyuncularından seçiliyor. Yani şubenin normal maaş ödediği oyuncu sayısı 8. Hocanın zaten komik bir paraya orada olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Sonuç olarak Galatasaray'ın da Mersin'in de bu rakamlardan aşağı bir bütçesi olduğunu hiç sanmıyorum.