Bu yıl ikincisi düzenlenen Süper Kupası'da geçen yılın Euroleague şampiyonu Spartak ile EuroCup şampiyonu Sony Athinaikos Yunanistan'da karşılaştı. Geçen yıl Rusya'daki organizasyon ve atmosferle karşılaştırdığımızda bu ikinci kupanın daha alt seviyede kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz sanırım. Geçen yıl G.Saray'ın EuroCup şampiyonu apoletiyle finalde yer alması da etkendir diye düşünülebilir tabii ama gerçekten final havasından uzaktı salon. Zaten resmi rakamlara göre de 750-800 kişinin takip ettiği bir karşılaşma oldu. Lauren Jackson ve Sue Bird gibi eksiklerine rağmen ilk çeyreğin sonundan itibaren ağır basan Rus takımı, devrenin son 12 dakikasında yakaladığı 28-14'lük seriyle soyunma odasına 41-26 önde girmeyi başardı. Bu devrede Quinn-Korstin ikilisinin 17 sayı - 9 ribaund - 3 asistlik oyunu öne çıkarken, Spartak'ın Yunan rakibini sürklase etmesine şahit olduk. Bu fırtınada ayakta kalamayan Athinaikos, ikinci devredeki alan savunmasıyla birlikte rakibine yaptırdığı top kayıplarıyla rüzgarı tersine çevirmeyi başarırken hücumda da ilk yarının aksine akışkanlığı sağladılar. Ki burada zaman zaman inanılmaz noktalara çıkan Spartak savunmasının da hakkını vermek lazım, ona rağmen 35 sayıyı gördüler devrede. Bir ara izlerken ben ekran başından bunaldım. Farkın 20 kapısına kadar dayandığı karşılaşmada son viraja sadece tek basketle geride giren ev sahibi takım, maç boyunca uyuyan salonu da uyandırmayı başardı aslında bu performansıyla. Bu anlamlı ve sezonun devamında üzerine konuşulması gereken geri dönüşe karşı koyamayan Spartak, Quinn'in dipten çıkardığı iki sayı üzerine boyalı bölgeye yaptığı şık bir servisle oyunu yeniden kontrolü altına alarak kupaya uzanmayı başardı.
Avrupa basketbolunda geçtiğimiz dönemdeki dominasyonunu, Taurasi'yi kaybettiği bu yıl sergileyip sergileyemeyeceği merak konusu olan Spartak Moskova, Sue Bird ve Lauren Jackson'ın yokluğunda 18 sayı - 7 asist - 6 ribaund - 1 top çalma gibi harika rakamlara imza atan Nolan Quinn ile yeni sezona da kupayla girmeyi başardı. 2. düzenlenen Süper Kupa'yı da tıpkı 1.si gibi müzelerine katmayı başaran Rus takımının işi bu yıl geçmiş yıllardaki gibi kolay olmayacak ama. Çok net şekilde hissettik bunu dün akşam. Üzerine daha sonra konuşmak gerekecek elbette, şimdilik virgül atalım buraya.
19 Ekim 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder