BIY AD

2 Ekim 2010 Cumartesi

Yarı Final Günü

Yarı final eşleşmelerinden önce dün zaman eksikliğinden dolayı değinemediğimiz çeyrek final eşleşmelerini kısa kısa hatırlayalım isterseniz:

Amerika:106-Kore:44 
 Kısa bir yazı yazmıştık çeyrek final eşleşmeleri ile ilgili, en rahat yorum yapabildiğimiz eşleşme de Amerika-Kore eşleşmesi olmuştu. Çünkü 8 takım içinde Amerika en güçlüsüyken, Kore de tam zıttında en zayıf takım olarak gözüküyordu. Bu fark maçın skoruna da yansıyınca, çeyrek final seviyesine yakışmayan bir maç oldu diyebiliriz. Maç ile ilgili bir detay verelim; 100 sayı barajını aşan ABD, turnuvada bunu yapan tek ekip ve 3. kez 100'ün üstünde skor üretiyorlar.

Angel McCoughtry: 17 sayı-5 ribaund
Sylvia Fowles: 10 sayı-5 ribaund-1 asist
Diana Taurasi: 7 sayı-4 ribaund-4 asist
Jayne Appel: 4 sayı-5 ribaund

İspanya:74-Fransa:71
Dün en son oynanan maçtı. Gün içinde zaten fazlasıyla sürpriz sonuç çıkmış ve bu maçın son 2:30 dakikasına da Fransa'nın 9 sayılık üstünlüğü ile girilmişti. Günün ve bu maçın gidişatına bakınca İspanya'ya da güle güle demek üzereyiz gibi gözükürdü. Son anlara sıkışan -Fransa adına- top kayıplarından ziyade, son 20 saniyede Celine Dumerc'in 0/2, Miyem'in de 1/2 ile serbest atış atması Fransa'nın çözülmesine bir işaret oldu. İspanya adına ortaya çıkan bir kahraman son 23 saniyede 7 sayı attı, özellikle son anlarda yarı sahadan aldığı topu potaya bırakmasıyla maçı uzatan basketin sahibesi Amaya Valdemoro turnuva tarihinin en unutulmaz performanslarından birini sergiledi. Süre sıfırlandığında tabelada 65-65 yazıyordu ama İspanyollar galipmişçesine mutlulardı, o moralle uzatma anlarından da başarıyla ayrılmayı bilen İspanya yarı finale uzandı.

Amaya Valdemoro: 28 sayı-8 ribaund-1 asist

Belarus:70-Rusya:53
Gün bu maçla başladı, yani kelebek etkisini yaratan Belarus oldu diyebiliriz. Kimse Amerika ile aynı galibiyet sayısıyla ve İspanya galibiyetiyle çeyrek finale gelen Rusya'nın elenmesini beklemiyordu. Maçın başından oluşturduğu farkı maç sonuna kadar koruyan Belarus, 3. çeyrekte rakibine sadece 8 sayı üretme izni verdi. Bu kararlı oyun 17 sayılık büyük farkı ve çok büyük galibiyeti oluşturmuş oldu. Rusya'nın 21 tane hücum ribaundı var maç sonunda ama o kadar düşük yüzdeyle (%29) oynadılar ki ribaund katkısı bile farka mani olamadı. Yine takım halinde yaptıkları 6 asist/19 top kaybı oranı çöküşün bir diğer verisi. Belarus takımına, başka bir deyişle Yelena Leuchanka ve arkadaşlarına tebriklerimizi yolluyoruz buradan.

Yelena Leuchanka: 17 sayı-9 ribaund-4 top çalma

Çek Cumhuriyeti:79-Avustralya:68
Saati dolayısıyla hiç takip edemedim desem yeridir ama arada baktığım ve Çekler önde götürdüğü maç skorunun bir şekilde Avustralya lehine döneceğini düşünüyordum. Fakat şimdi bakınca Rusya-Belarus'un bir kopyası olmuş diyebiliriz. Başarısız atışlar ve top kayıpları rübaund üstünlüğüne rağmen rakibe yaklaşma şansı vermemiş Avustralya'ya. Takımın yıldızları Lauren Jackson ve Penny Taylor'ın da kendi standartlarına göre kötü maçlar oynadıklarını söyleyebiliriz. Çek Cumhuriyeti açısından bakarsak, son olimpiyatlarda yarı final yapan Çin'i akla getirince, Çekler'in evlerinde düzenlenen bu turnuvada yarı final oynaması çok da büyük sürpriz olarak gözükmüyor. Hele ki kaliteli ve tecrübeli kadrolarına bir kez daha bakınca. Bu arada; 'kadın basketbolunda taraftar, diğer branşlara göre çok daha etkili oluyor' sözü ne derece doğru bir kez daha kanıtlanmış oldu.

Eva Viteckova: 27 sayı-4 ribaund-1 asist
Hana Horakova: 21 sayı-8 ribaund-3 asist
Elizabeth Cambage: 22 sayı-10 ribaund

***
Yarı Final Eşleşmeleri:

19:30 Çek Cumhuriyeti-Belarus
Rusya ile Avustralya'nın sahnesini çalan Çek Cumhuriyeti ve Belarus ilk finalist olmak için karşılaşacaklar. Bu iki takımdan birinin final oynayacak olması, şaşırtıcı geliyor hala. Çek Cumhuriyeti'nin performansının yanı sıra, ev sahibi avantajıyla da biraz öne çıktığını söyleyebiliriz. Euroleague takımlarının yerli alt yapısına büyük katkı veren iki ekolün karşılaşmasında bakalım kazanan kim olacak.

21:45 Amerika-İspanya
Amerika-İspanya eşleşmesinin galibi, altının da en büyük adayı olur gibi gözüküyor diğer eşleşmeye bakınca. O yüzden 'erken final' klişesine bir merhaba diyelim. İspanya, Amerika'nınkine göre çok daha zorlu bir rakipten, ancak uzatma anlarında sıyrılmanın verdiği yorgunlukla bu maça çıkacak. Avantajları ise moral motivasyonlarının en üst seviyede olması. Maç eşit şartlarda bile oynansa ağır favori Amerika'yken, yorgunluk etkenini de göz önüne alınca Amerika fazla zorlanmaz diyorum (şom ağzımla eletebilirsem Amerika'yı, helal olsun bana).

Hiç yorum yok: