Galatasaray'ın şampiyonluğu ile biten 19. Türkiye Kupası'na dair pek bir şey yazamadık. Ufak bir özetle hem maçları hatırlayalım hem de salondan gördüklerimizi dilimiz döndüğünce aktarmaya çalışalım. Biraz rötarlı da olsa, buyrun Kupa Raporu:
Çeyrek Finaller:
Maçın hemen başındaki skorbord arızası nedeniyle, bir aksaklıkla başladı kupa. Maç tekrar başladığında, iyi bir gününde olan Izi takımını öne geçirdi. Fakat maçın geri kalanında Beşiktaş kaçamadı, Samsun yakalayamadı. 1. ve 3. çeyrekleri iyi oynayan Beşiktaş, kimi zaman farkın kapanmasına izin verse de sadece 3 oyuncusundan katkı olan Samsun'u kupanın dışında bıraktı. Samsun adına Brown-Adair-Toliver üçlüsü; 65 sayı-20 ribaund-9 asist-6 top çalma-3 blok ile oynayıp, takımlarını sırtlamaya çalıştılar ama 34 sayı atan Izi Castro Marques başta olmak üzere, Sales, Santos ve Nilay'dan iyi katkı alan Beşiktaş, ilerisi için çok umut vermese de yarı finale yükseldi. 10 dakika sahada kalıp, sadece 1 şut kullanabilen Şencebe'nin, Beşiktaş'ın Izi ve Sales'li kadrosunda başarılı olmasının zor olduğunu gördük.
Maçın Oyuncusu: Iziane Castro Marques
İlk günün ikinci maçı, kupanın uzayan tek maçı oldu. Doğal olarak heyecanlı ve keyifli bir maçı da bizlere izlettirdi. Pierson'ın yokluğunda, büyük bir handikapla maça başlayan Tarsus, dönem dönem farkı açsa da Mersin'in sabırlı oyunu onları hep oyunda tuttu. Mokango ve Larkins ile pota altında çok net bir üstünlüğü olan Mersin, bunu sonuna kadar kullanıp iki oyuncu üzerinden 43 sayı buldu. Aynı iki oyuncu 28 ribaund çekerken, Tarsus'un takım halinde 38 ribaund alabildiğini ve takım halinde 53-38 ile Mersin'in ezici üstünlüğü olduğunu gördük. Mokango'nun 5 blokluk performansı da ayrıca hırpalıyordu Tarsus'u içeri girme çabalarında. Bu iki ismin yanına Constance Jinks'in de 23 sayılık önemli bir katkısı ve maça renk katan güzel hareketleri vardı ama Tarsus iyi olduğu kadar, inatçı da bir takımdı. Gördüler ki içeriden Mersin'i geçemiyorlar, Kübra ve Seda ile dışarıdan vurdular rakiplerini. İki yerli oyuncunun 8/13 üçlük ile oynadığı bu maçta, Naile ve Özge de birer üçlükle takımlarını ateşlediler. Özellikle Kübra'nın çok öne çıkan performansıyla Tarsus, Pierson'sız maçını keskin şutörleriyle kazanıp, Beşiktaş'a rakip oldu.
Maçın Oyuncusu: Kübra Siyahdemir
Toplamda sadece 36 basketin olduğu, elektrik kesintisi yüzünden iki kere duran, çok düşük şut yüzdesiyle oynan ve bu kadar şey üst üste gelince can sıkan bir maç oldu. Fenerbahçe sadece Nevriye ve Birsel'i 35 dakika sahada tutup, diğer oyuncularını dinlendirme fırsatı bulurken, Panküp'te Sanford 30, Vickie Johnson, Pringle, Barbara Turner 34 dakika'dan fazla oynayıp, maçın son bölümüne yorgun girdiler. Mersin benzeri, Pringle ve Sanford ile pota altında bir güç oluşturan Panküp, Fenerbahçe önderliğinde giden maçta son çeyrekte farkı tek baskete kadar düşürse de VJ'in 1/10 saha içi, Barbara'nın 0/7 üçlük performansı ile öne geçmedi bir türlü. Yerlilerinden de katkı alamayan Panküp, Sanford ve Pringle ile zaman zaman yüksek posttan denediği hücumları Vulic'e aktarabilse daha başarılı olabilirdi gibi hissettirdi. Fenerbahçe kazandı ama istediklerini tam manasıyla sahaya koyduklarını söyleyemeyiz. O yüzden özellikle Ratgeber ve takımının dönem dönem gerildiğine şahit olduk. Son anlara nefes nefese girse de, Fenerbahçe yarı finalde Galatasaray'ı beklemeye başladı bu maçın ardından.
Maçın Oyuncusu: Birsel Vardarlı
Daha çeyrek finalde kupanın en farklı takımı olduğunu Botaş karşısında gösterdi Galatasaray. Sarayın Sultanları'nda Tamika, Seimone ve %100 ile 16 sayı atan Işıl'ın etkili hücum performansları ve takım savunması Botaş'a birkaç gömlek fazla geldi. 11 sayı-7 ribaund-1 blok ile oynayan Sylvia, bu maçta dinleniyormuş, sonra anlayacaktık. Botaş zaten kötü başladığı maçta, Boddie'nin sakatlığı ile iyice sarsıldı ve kaderine razı oldu. Galatasaray'da Michelle Campbell hariç hiçbir oyuncu 25 dakikadan fazla oynamazken, herkesin bir şekilde takıma katkı vermesi sevindiriciydi. Normal sezondaki Fenerbahçe maçında dikkat çeken, Bahar'ın pasları üzerinden gelen sayılar bu maçta da mevcuttu. Maçı 4 asistle bitiren Bahar Çağlar sayı atamasa da, takımın bu istatistikteki lideri oldu. Maçın başında Işıl'ın üçlükleri, maçın son bölümlerinde Gülşah'ı da cesaretlendirdi ve genç oyuncu 4/5 üçlükle, takımına dışarıdan büyük katkı sağladı.
Maçın Oyuncusu: Işıl Alben
Yarı Finaller:
En az gözlemim olan maç buydu. Hem maçın başını kaçırmamız hem de maç içinde de aklımızın derbide olması nedeniyle çok şey kaçırdık. Fakat Pierson'ın dönüşünün getirileri ve Kübra'nın yine iyi oyununu göremeyecek kadar da kararmamıştı gözümüz. İstatistik kağıdında Ely'nin de üst düzey bir katkı sağladığını görüyoruz. İlk yarıda Tarsus lehine, çift hanelere çıkan fark Beşiktaş'ın gayreti ile erise de Beşiktaş öne geçme fırsatı bulamadı. Maçın sonraki gidişatı da çok farklı değildi, Beşiktaş'ın her geri dönüş çabası, Tarsus'un cevaplamaları ile sonuçsuz kaldı ve Mersin temsilcisi finalin ilk biletini kaptı.
Maçın Oyuncusu: Plenette Pierson
Derbinin favorisi Galatasaray, Bahar ve Fowles'ın sayıları ile daha maça iyi başlayan taraftı ama ilk çeyrek ortasından, ikinci çeyrek ortasına kadar yaklaşık 10 dakikalık bir dönemde Fenerbahçe oyunun hakimiyetini eline aldı ve farkı 9'a kadar çıkardı. Big Three'nin "biz buradayız" mesajı ile farkı, ilk yarı bitmeden farkı eriten ve öne geçen Galatasaray, soyunma odasına moralli gitti. Daha ilk yarıda double-double yapan Sylvia Fowles kasırgası, bu derbilerde yıllarca pota altında canı yanan Galatasaray'ın intikamı gibiydi. Fenerbahçe'deki en iyi performanslarından birini sergileyen Angel ve Nevriye'nin etkinliği ile oyuna tutunan sarı-lacivertliler; Birsel'in de devreye girmesiyle 3. çeyrek sonunda skoru tekrar eşitledi. Fakat son çeyreğe Bahar ve Seimone ile çok iyi giren Galatasaray, Sylvia ve Tamika'nın insan üstü ribaund performansıyla farkı 8'e kadar yükseltti. Jekabsone'nin peş peşe sayılarıyla son topa 3 sayı geride giren Fenerbahçe, önce Angel sonra da Birsel'in başarısız denemeleri sonrasında sonucu değiştiremedi ve yarı finalde kupaya veda etti.
Ligde alınan Fenerbahçe galibiyetinin ardından Galatasaray için; Tamika ve Tuğba'nın ekstra şutlar soktuğundan, bunun her zaman gelemeyeceğinden ama Seimone ve Bahar'ın bu katkıyı düzenli olarak verebilecek oyuncular olduğundan bahsetmiştik. Son çeyrekte çok etkili olan bu ikili beklentileri karşıladı ve galibiyette büyük pay sahibi oldu. 3 Amerikalısından 45 sayılık katkı alan Galatasaray, 3 sayı çizgisinin gerisinden kötü şut attığı ve rakibinden 1.5 kat daha fazla top kaybı yaptığı günde, mücadele ve istek farkıyla maçı kazanmasını bildi. Daha açıkça ifade etmek gerekirse, daha rahat kazanması gereken maçı, gereksiz yere son topa bıraktı. Fakat yine de hak ettiği galibiyeti almasını bildi ve üst üste 3. kez finale yükseldi.
Maçın Oyuncusu: Sylvia Fowles
Final:
Tarsus Belediye:53 - Galatasaray:68
Karşılıklı basketlerle başlayan maçta, etkili silahlarını doğru yerlerde bulunca Galatasaray, ilk çeyreği 23-16 önde kapattı. Yine çok dominant bir maç çıkaran Sylvia'nın faul problemine girdiği dakikalarda hücumda sıkıntılar yaşayan Galatasaray, Tarsus'un son ciddi direnişi ile soyunma odasına sadece 3 sayı önde gidebildi. Bahar ve Fowles'ın iyi oyunlarının sürdüğü 3. çeyrekte farkı çift hanelere taşıyan Galatasaray, son çeyreğe de çift haneli farkla önde girdi. Son çeyrekte de çok zorlanmayan Galatasaray finişi kolay gördü ve kupaya uzandı. İlk gün asistleri, ikinci gün yüzdeli şutlarıyla dikkat çeken Bahar Çağlar, finalde de ribaund katkısı ile takımına yardımcı oldu. Sylvia Fowles da harika performanslarına bir yenisini ekledi ve maçı 26 sayı-11 ribaund-2 blok ile tamamladı. İkisi toplam sahada 7 dakikadan az kalan ve toplam 2 şut kullanan Gülşah ve Nihan haricinde rotasyondaki her oyuncusundan en az ikişer basket bulan Galatasaray, bir önceki maçtaki gibi ribaundlarda kurduğu üstünlükle maçı ve kupayı kazanmasını bildi. Sarayın Sultanları'nın savunması, önceki iki maçında çok etkili olan Kübra ve Ely başta olmak üzere, Tarsus takımını çok zorladı.Maçın Oyuncusu: Sylvia Fowles
Kupadan Notlar:
- Galatasaray üst üste 2., toplamda 8. kez Türkiye Kupası'nı kazandı. Böylece kupayı üst üste kazanma geleneği de sürmüş oldu.
- Tarsus tarihinde ilk kez final oynadı.
- Fenerbahçe 8 sezon sonra ilk kez final göremeden kupadan elendi.
- Çok manalı ve mantıklı bir şekilde, iş gününde ve iş saatinde final oynandı!
- Salonda aynı anda Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarının olduğu, Beşiktaş-Tarsus oynarken bu üç takımın taraftarının birbirine küfür etmekle meşgul olduğu ilginç bir maça şahit olduk.
- Açılış maçında arızalanan skorbord ve Fenerbahçe-Panküp maçında iki kez giden elektrikler hariç, göze batan başka bir aksaklık olmadı organizasyonda.
- Federasyon tarafından hazırlanan kupaya özel dergi, dolu dolu ve çok güzeldi. Bir benzeri All-Star'da da karşımıza çıkmıştı, Federasyon'un resmi sitesi de aynı düzenle hazırlansa çok daha iyi şartlar altında bilgi alabiliriz.
- Basında Tarsus'un finale çıkması sürpriz olarak değerlendirildi ama ligde Beşiktaş'ı iki kez yenmiş, evinde Galatasaray'ı yenmiş, son 8 maçında oynadığı herkesi yenmiş ve lig 3.'sü Tarsus'un final oynamasının neresinde sürpriz vardı, biz anlayamadık.
- Kupanın en değerli oyuncusu Sylvia Fowles oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder