BIY AD

30 Kasım 2009 Pazartesi

Kalaycıoğlu'ndan Sevgilerle


Jia Perkins'in yokluğu sonrası dün gece düşündüğümüz beşlerden biri olan Nilay Yiğit - Katie Douglas - Sophia Young - Yelena Leuchenka - Yasemin Horasan beşi ile başlamayı tercih etti Zafer Kalaycıoğlu. Fenerbahçe tarafında ise Birsel Vardarlı - Penny Taylor - Nicole Powell - Sutton Brown - Nevin Nevlin beşini gördük maç başlarken. Grip olduğu dedikoduları dolaşan Nevriye Yılmaz ise takımla beraber ısındıktan sonra benchde başladı karşılaşmaya, alışık olmadığımız şekilde.

Katie'nin iki numaraya, Sophia'nın üç numaraya çekildiği bu beşin dezavantajlarından biri sezon başından bu yana olduğu gibi Sophia'dan skor katkısı alamamak idi. Ki ilk çeyrekte bunu yaşadık fazlasıyla. Bu maç özelinde ikinci bir dezavantaj da ribaundlarda yaşanacak demiştim dün, ilk çeyrekte 6'sı hücum olmak üzere toplam 11 ribaund aldı Fenerbahçe takımı. Biz ise sadece dört ribaund alabilmiştik, biri hücum olmak üzere. Maça Nevin Nevlin'in tepeden, hemen hemen aynı yerden bulduğu iki üçlükle 6-0'lık bir giriş yapan Fenerbahçe ilk on dakikada üç sayı çizgisinin gerisinden 4-6 ile oldukça iyi bir yüzde tutturdu. Bunun yanı sıra alınan altı hücum ribaundu ile de ikinci şans sayılarında üstünlük sağlayan Fenerbahçe'ye karşı serbest atış çizgisinden üretilen sayılarla karşılık vermeye çalıştı Galatasaray. Her hücumda en az iki kere hücum eden Fenerbahçe'ye karşı, Sophia'yı da kullanamaz durumda iken ilk on dakikayı yalnızca iki sayı geride kapatmamızın sebebi ise serbest atış çizgisinden 7-7 ile üretilen 7 sayı idi. Buna karşılık Fenerbahçe'nin ilk çeyrekte serbest atış çizgisine hiç gelememiş olması iyi başlamasak da oyuna tutunmamızı sağladı.

İkinci çeyreğe Tuğba - Esra - Katie - Ivana Vecerova - Yelena Leuchenka beşi ile başlarken beklenilen hamle Katie'nin skoru üstlenmesi idi bu beşte. Öyle de oldu, bu çeyrekte üretilen 15 sarı kırmızı sayının 8'inde Katie Douglas imzası vardı. Katie'nin skorer oyunu ile ritm yakalayıp, oyunu kontrol altına almaya başladığımız anlarda ise Vecerova'nın yaptığı sportmenlik dışı faul ile oyun yeniden dengeye geldi, önce oyun olarak daha sonra da skor olarak. İlk yarıda sadece 5 dakika sahada kalan 1 şut kaçırıp 1 ribaund alıp 1 de faul yapan Vecerova ilk yirmi dakikanın kaderini çizen isimdi bana kalırsa. Bitime dört dakika kala Nilay Yiğit'in oldukça uzun mesafeden bulduğu üçlük ile 35 sayıyı gördük devrede ama geri kalan dört dakikada alınan toplam üç molaya karşın sayı üretmeyi başaramadık. Böylece soyunma odasına 35-39 geride girdik. Vecerova formadan çekerek sportmenlik dışı faulü yaptığında skor 20-28 lehimize idi, 11-5'lik bir Fenerbahçe serisi izledik yani devre sonunda. Boşuna not almamışım Vecerova'nın yaptığı bu faulü.

İlk yarıda takım halinde sadece dört faul yapmamız devrenin en ilginç istatistiği idi kesinlikle.

İkinci yarıya iki takım da maça başladığı beşlerle başladı. İlk iki dakikada yapılan iyi savunma ve akıcı hücumlarla üç ayrı oyuncudan bulunan 6 sayı ile ilk yirmi dakikada oluşan farkı kapatıp öne geçmeyi başardık. Hücumda oldukça zorlanan Fenerbahçe'de ise Penny devreye girdi ve iki tane basket faul ile takımının ilk sayılarını üretti bu çeyrekte. Faul yapıp da baskete izin vermeyi anlayamıyorum ben, hele ki karşınızda alelade bir isim yokken buna daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Özellikle Nilay Yiğit'in 2'e 1'de çok daha erken faul yapma şansı varken atışla birlikte faul yapması kabul edilebilir bir hata değil. Bu küçük farklar belirliyor çünkü galibi derbilerde, bu hataları daha fazla yapan taraf bizdik bugün. İlk dört dakikada yalnızca Penny'in basket faulleri ile sayılar bulan Fenerbahçe'ye karşı Katie Douglas ile cevap vermeye çalışırken Ivana Vecerova engel oldu buna bir kez daha. Katie Douglas'ın üçlüğü sırasında anlamsız bir hücum faul yapan oyuncu, ilk yarıdaki sportmenlik dışı faulünün ardından bir kez daha çiziyordu oyunun kaderini takımın öne geçmesini engelleyerek adeta.

Üçüncü çeyreğin en kritik anlarında Tuğba - Esra - Sophia - Vecerova - Yasemin beşini tercih eden Kalaycıoğlu bu beş ile ne yapmayı planlıyordu bilmiyorum ama maçı kazanmayı düşünmediği açık. Sophia'yı sezon başından beri kullanamadığımızı da düşününce şu beşin skor üretmesi mümkün değildi, nitekim üretemediler de. Bunu görmek için illa deneyimlemek gerekmiyordu ama, skorun 44-50'e gelmesine neden oldu bu tercih. Katie'nin girişi ve oyunun rahatlaması ile Tuğba Palazoğlu'ndan dört dakikalık sekansda tam 8 sayı izledik. Son saniyede Nilay!ın yine uzun mesafeli üçlüğü ile final periyoduna 61-54 önde giren taraf olduk. Son dört dakikada yakalanan 17-4'lük seri ile maçı koparma noktasına gelmiştik, son çeyrek öncesinde.

26-15 Galatasaray üstünlüğü ile sona eren bu çeyrekte 9 sayı üreten Penny Taylor, Fenerbahçe'nin skıştığı anlarda ayakta kalan tek isimdi yine. İlk yarıda toplam dört faul yapmamıza karşın bu çeyrekte ilk dört dakikada takım faulünü doldurmamız ise bu çeyrekte yenilen 15 sayının 8'inin serbest atış çizgisinden gelmesine neden oldu.

Son çeyreğe başlayan Nilay - Esra - Sophia - Vecerova - Yasemin tercihinden beklenen Esra'nın dış atışıyla gelecek sayılardı doğal olarak. İlk iki hücumdan, biri Esra'nın üçlüğü, boş dönülse de üçüncü hücumda beklenen oldu ve Esra üçlüğü yolladı. Bitime sekiz dakika kala farkı sekiz sayıya kadar çıkardık böylece, 64-56 ile. Hücumda Sophia'nın yeter artık diyip ekmeğini taştan çıkartan performansı ile farkı korumaya devam ederken ilginç bir zone tercihi geldi Zafer Kalaycıoğlu'ndan. Anlamlandıramadığım bu tercihe önce Penny ardından sol forvetten Powell ile cezayı kesti Fenerbahçe. Sahada Powell, Penny ve Esmeral varken ve hepsinden öte skor olarak önde iken bunun denenmesi anlayabilmek mümkün değil. Mola dönüşü Sophia'nın üçlüğü ile yeniden farkı beş sayıya çıkarsak da dört dakikada yenilen 13-5'lk seri ile Fenerbahçe 71-69 ile öne geçmeyi başardı. Ve bir daha da arkasına bakmayarak haklı bir galibiyet aldı, 84-77 ile.

Bu noktada yapılan zone tercihi bize bir maçtan çok daha fazlasını kaybettirdi, belki de şampiyonluğu. Neden diye soruyorum o andan bu yana ama bir sebep bulamıyorum bulan varsa eğer dinleyeme hazırım. Tıpkı maç sonunda yapılan taktik faullerin neden yapıldığını çözemediğim gibi, averaj diye bir olgunun varlığından haberdar değil sanırım teknik ekip. Kafadan beş sayı eklediler farka bu saçmasapan taktik faullerle.

Kalaycıoğlu'nun bu maçı kazanmayı herşeyden çok istediğini biliyorum ama bugün yapılan hatalarla maçı rakibe verdi elleriyle. Stresten olsa gerek, malum kendisi bir kaç çatlak sesi de bu galibiyetle bastıracağını ümit ediyordu. Taraftar gene salondaydı takıma destek olmak için keşke Zafer Kalaycıoğlu da bu takımın koçu olabileceğini ucundan da olsa belli edebilseydi de galibiyet gelseydi bugün.

Ellerimizle ikram ettik, rakip de geri çevirmedi afiyet olsun. Seneye de Haydar Kemal Ateş ve Nevriye Yılmaz ikilisi ile deneriz, durmak yok.

7 yorum:

murat dedi ki...

Çağlar bende senden alan savunması ile ilgili mantıklı bir yazı sebep isteyecektim demek ki sen de bilmiyorsun. Zafer Kalaycıoğlu alan savunması ile kaç büyük maç kazandı ki bu maçta galip gelecek idi.Haydar Kemal Ateş bağ, bahçe işlerini sever yapacağını da söyledi. Bizim büyük Zafer hocamızın da 20 kupası var belki o da bağ, bahçe işleri ile uğraşmalı.

Adsız dedi ki...

Sarayın Sultanları ekibinden ufak bir ricam var.

Devre arasında Fenerbahçeli yöneticiler vip salona geçerken bir yönetici Galatasaray taraftarına pet şişe fırlattı. Videoyu defalarca izledim ya bir yerden gelmiş yada elinden atmış. Videoyu kendi telefonumla çektim çünkü tam o sırada ceryan etti olay.

Bu konu hakkında yazı yazmanızı istiyorum. Eğer olaylardan haberiniz yoksa videoyu gönderebilirim. Zaten videoyu hem Mihriban hocama, hem Müge ablaya, hem Özge ablaya hem Zafer abiye hemde Can abiye izlettim, gönderdim.

Bir Galatasaray blogu olarak ve özellikle bayan basketbola gönül vermiş bir blog olarak bu konuda gereken tepkinizi koymanızı rica ediyorum.

dejavu dedi ki...

Barış sağ taraftaki adrese atabilirsen videoyu, bakarız bir ne olmuş ne bitmiş..

Adsız dedi ki...

http://fossacimbom.blogspot.com/2009/11/iste-olay-video.html

Abi buraya attım.
Bir bak dilersen..

dejavu dedi ki...

Barış izledim de şimdi videoyu, yönetici değil o vuran, net de seçilmiyor zaten..

Furkan Zengin dedi ki...

bir fenerbahçeli olarak severek takip ediyorum blogunuzu. şahsen 7 sene boyunca ZK'nın saçmalamalarını izleyen bir taraftar olarak, ne yaptırdığı Zone Press'e ne de Alan Savunmasına şaşırmadım açıkçası. Bizdeyken bu şekilde verdiği maçları yazsam burdan köye yol olur valla... Ayrıca takımın önceliğinin Young'dan Douglas'a kayması ilerde başını ağrıtabilir GS'nin...

Adsız dedi ki...

Hi,

I'm seeking help for the kids of Haiti.

I'm doing my part for a non-profit haiti group in which the main focus is to
building oppurtunities for the children in haiti. If anybody wants to help then this is the site:

[url=http://universallearningcentre.org]Donate to Haiti[/url] or Help Haiti

They provide kids in Haiti a positive outlook through education.

Please check them out, they're real.

It would be awesome if you could help us