BIY AD

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Atlanta Ezdi Geçti

Doğu Konferansı finaline adını yazdıran ilk ekip Atlanta oldu. WNBA'in en sert ve en atletik takımı Atlanta, Washington'a 9.5 dakikalık bir yaşam süresi tanıdıktan sonra adeta paramparça etti. Normal sezonda uzun süre götürdükleri liderliği son haftalara doğru, kaybedip dördüncülüğe gerilemişlerdi, Washington da koltuğun son sahibiydi normal sezon biterken. İki maçlık seride saha avantajının çok bir fayda getirmediği de kanıtlanmış oldu, sonuçta iki takımda evinde birer maç oynadıktan sonra seri bitebiliyor.

Yukarıda bahsettiğim 9.5 dakikayı açalım biraz. İlk çeyreğin son anlarına girerken, Washington 15-21 öndeydi. Atlanta ani patlamalar yapabilen bir takım diyoruz hep ve bunu bir kez daha yaptılar, ilk çeyreğin son saniyesinden başlayarak buldukları Price'ın 2 turnikesi, bir de Leuchanka üçlüğü sonrasında Atlanta 22-21 öne geçti. Bu 7 sayınında içinde bulunduğu süreçte 26-0'lık bir seri geldi, daha 2. çeyrek bitmeden maçı koparmasını bildiler. Washington beyaz bayrağı çekene kadar da vurmaya devam ettiler, skor 15-21'den, üçüncü çeyrek ortalarında 58-29'a gelirken bu 43-8'lik seri, acımasızcaydı gerçekten. Son çeyrekteki karşılıklı rahat oyunla da 101-77 bitirdiler maçı.

Blogda veya twitter'da Atlanta hakkında bir şeyler yazarken, fiziken çok güçlü oyunculardan kurulu bir kadro olduklarını ve atletik yeteneklerini övmüşüzdür. Atlanta koçu Marynell Meadors da kadrosunu çok iyi kullandı, takımın en dominant uzunu Erika de Souza'yı ilk beşten çıkaran koç, onun yerine hızlı ve güçlü bir oyuncu olan Price'ı monte etti, bu değişikliğin sonrasında Castro Marques, McCoughtry ve Lyttle'ı potaya, normalde oynadıklarından daha fazla yaklaştırdı. Sistem takımı dediğimiz Washington, size olarak avantajlı olsa da kendileri kadar güçlü ve çok daha hızlı oyuncularla eşleşince adeta felç oldu ve iki maçı da kötü durumlara düşerek kaybetti.

Seride farkı yaratan oyuncu, Angel McCoughtry oldu. WNBA'de ikinci sezonunu geçiren Angel, yapabildikleri ile LeBron James'i hatırlatıyor bana, daha doğrusu WNBA'in LeBron'u olma yolunda hızla ilerliyor. Beşiktaş'ın yeni transferi Iziane Castro Marques de kariyerinin en iyi yılında, bu seride de başarılı oyunuyla dikkat çekti. Playoffta da başarılı oyununa devam edebilmesi önemli, Monique Currie'de bunu göremedik çünkü ne yazık ki.

Atlanta'nın rakibi, New York-Indiana serisinin galibi olacak. O serinin ilk maçından da bahsedememiştik, kısaca değinelim: New York'ta oynanan maçı Cappie Pondexter, harika oyunuyla evde tutmasını bildi. Skorun hep kafa kafaya olduğu ilk üç çeyrekte 26 sayı atan Cappie, son çeyrekte sazı benchten gelen Carson'ın ellerine bıraktı. Carson'ın da devreye girmesiyle skor Indiana'nın sevmediği seviyelere yükseldi ve New York 85-73 galip ayrıldı maçtan. Cappie 28, Carson da 17 (9'u son çeyrekte) sayıyla öne çıkan isimler oldular maçta.

WNBA'de konferans yarı finalleri bugün oynanacak 2 maçla devam ediyor. Batı'da oynanacak iki maçı da deplasman ekipleri kazanırsa, Batı finalinin adı belirlenmiş olacak. Evinde oynadığı ilk maçı 106-93 kazanan Phoenix, San Antonio'da, Seattle ise Los Angeles deplasmanında final için oynayacak.

Hiç yorum yok: