BIY AD

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Çıkart Artık Pençelerini

Minnesota Lynx, Batı Konferansı'nın kaygan yollarında 3.'lük ve 5.'lik arasında gidip geliyor. Lynx'in bu sabaha karşı aldığı Silver Stars galibiyetiyle, konferansta işler iyice kızıştı. Sparks, Lynx ve Silver Stars aynı galibiyet ve mağlubiyet sayılarıyla sıralandılar. Bu karışık durumlara başka bir yazıda değineceğiz. Dünkü maç ilham kaynağı olduğu için bu yazı Lynx'in starı, Galatasaray'ın umudu Seimone Augustus'a adandı.

Uzun süreli bir sakatlığın sonrasında bir de hastalıkla uğraşan Augustus, parkelerden uzunca bir süre ayrı kalmıştı. Dönüşünün aynı güç ve form ile olması beklenemezdi tabii ki. Alıştığımız, bildiğimiz Seimone'un dışında bir profil çizerek başladı sezona. İzlediğimiz maçlarda gözlemimiz açık; daha çok dış şut kullanıyor, içeriyi zorlamıyor, mücadeleye tam olarak hazır değil ve sorumluluk almaktan kaçıyor. Eminim ki, Seimone'u iyi tanıyan herkesin gözüne batıyordur bunlar. Rakamlar da bunları doğruluyor aslında. Mukayeseyi, Seimone'un Galatasaray'da oynadığı 15 Eurocup maçı ile bu sene WNBA'de oynadığı 22 maçın üzerinden yapıyoruz. Galatasaray'daki Avrupa macerasının yaklaşık 1.5 katı maçı maça çıktı Seimone ama burada kullandığının 4.6 katı fazla üçlük denemesinde bulundu bunu birinci veri olarak alıyoruz. Bir diğer veri ise; Taranto ile oynanan final serisinde 13 kez serbest atış çizgisine giden Seimone'un, bu sezon 22 WNBA maçında toplam 43 kez çizgiye gitmesi. İçeriyi eskisi kadar zorlamadığını gayet net bir şekilde gösteriyor bu iki istatistik de. Ribaund ve blok ortalamaları bu kadar net değil ama ribaund ortalamasının maç başına yaklaşık 1.3 eksildiğini görüyoruz. Blok ortalamaları aynı ama en kritik maçların en kritik anlarında yaptığı bloklar, bloktan öte Osmanlı tokatlarıyla hem taraftarı hem de takımı ateşleyen Seimone, bu özelliğinden de sakatlık sonrası ayrı kalmış gibi.

Sayı ortalamaları çok değişmedi Seimone'un, Eurocup'ta maç başına 20 ortalama ile oynayan yıldız oyuncu, Lynx formasıyla da 17.4 ortalama ile oynuyor. Bahsetmek istediğim de bu değil zaten, o ortalama İstanbul'dakinden yüksek de olsa bu yazı gelecekti. Bir Galatasaray taraftarı olarak beni en korkutan şey sorumluluk almadan oynaması, en net resmi de son maçta gördük. Maçı 17 sayıyla bitiren Seimone, son çeyrekte 0 sayı attı. Olabilir mi; şut kaçar, şanssızlık vardır, elin tutmaz o gece sayıları atamazsın, tabii ki olabilir. Ama olmayacak bir şey var, Seimone son çeyrekte hiç top kullanmadı. Playoff için en önemli maçlardan birine çıkan Lynx'te Seimone'un maçın finalinde sinmesi, potaya bakmaması en kötü mesajdır şimdiye kadar bahsettiklerimiz içinde. Minnesota Lynx'te top paylaşımının kötü yapıldığından ve Seimone'un az top kullanmasından sıkça şikayet ediyoruz ama Silver Stars maçında durumun farklı olduğunu söyleyebiliriz, çaylak Monica Wright nasıl kendi şutunu yaratıyor, savunmada-hücumda takımını ateşliyorsa veya Whalen içeriye Wade gibi -başarılı başarısız- sortiler yapıyorsa, normal sezonun belki de en önemli maçında aynısını Seimone'dan da beklerdim. Seattle maçında eski günlerden esintiler veren Seimone için, sanırım biraz erken konuşmuşuz dedim San Antonio maçının da sonrasında.

Dostun acı söylemesi gerektiği için üzülerek de olsa kötü bir tablo çizdik. Bu demek değil ki böyle gidecek, illa ki oynadıkça açılacak ve kendini bulacak Seimone Augustus. O bile olmasa, şu hali ile, Katie Douglas'ın burada verdiği katkıyı sağlar Galatasaray'a. Az mı? Değil. Yeter mi? Yetmez. Bir Galatasaray efsanesi olan Seimone'dan yine rüya bir sezon istiyoruz. WNBA'de playoff oynamasını, buraya daha hazır gelmesi için çok istiyoruz. Eminim o da istiyordur, kalan 3 maçta bu isteğini gösterirse, yani pençelerini çıkarsa artık, beklentilerimizi almaya başlarız hep beraber.

Eleştiriyorsak, sevdiğimizden. Hem de çok...

Hiç yorum yok: