BIY AD

19 Ağustos 2010 Perşembe

Yeni Başlayanlar İçin Kadın Basketbolu

Kadın basketboluna ilgi duymaya yeni başlayanlar, hiç izlemeyenler ve kafasına bir şeyler takılanlar için "Sıkça Sorulan Sorular" geliyor:

Olay nedir?

-Erkek basketbolunun aynısı. Aynı sahalarda, aynı kurallarla kadınlar tarafından oynanan basketbol oyunu.

Kadın basketbolu zevksiz, neden izleyeyim ki?

-Önce basketboldan nasıl zevk aldığınız önemli. Sizin için basketbol, smaç yarışmaları ise, evet kesinlikle yanlış yerdesiniz. Kızlar sizi bu açıdan eğlendiremeyecek. Ama keskin şutörleri, mücadeleleri, maç içi düelloları, pota altı sertlikleri, her oyuncunun pozisyonuna göre ekstra özellikleri, disiplinleri ve çalıştırılmış setleri izlemenin keyfi ve daha birçok güzellikten ötürü bu oyunu seviyoruz. Temel basketbol ihtiyaçlarımızı karşılıyor.

Kadın basketbolu ile erkek basketbolunu kıyaslarsak kadınlar nerede kalır?

-Benim adıma böyle bir kıyaslama yapmak zor. Ama Esra Şencebe'nin Galatasaray Dergisi'ne verdiği röportajda; "Erkeklere göre yıldız takım seviyesindeyiz, eğer a takımlarla oynarsak 2 metreden blok yiyebiliyoruz." dediğini hatırlatalım. Fiziki mücadelede zayıf kalacakları için uzun pozisyonunda bu kıyas düşünülemez, ama Diana Taurasi gibi keskin şutörler sırıtmadan erkek basketbolunda da yer alabilir, tabii içeriye dalışları sınırlanacağı için benchten gelen "saf şutör ama kendini biraz geliştirmesi gerekir" klişesindeki oyunculardan olurlar.

Bizim bir oyuncumuz her maçında 40 dakika oynuyor, bir şey olmasından korkuyoruz. Normal midir?

-Çok ilginç bir durum değil aslında, dünyanın birçok yerinde bunun örneklerini görebiliyoruz. Aklımıza ilk gelenler 40 yaşında hiç oyundan çıkmadan 40 dakika oynayabilen Taj McWilliams ve Işıl Alben. Tabii bunlar biraz uç örnekler, 35+ dakikalarda oynayan oyuncular normal karşılanıyor ama kadın basketbolunda.

Altyapımızdan oyuncu yetişmiyor, sorun nerede?

-Ülkemizin genel sorunu bu spor açısından, kadın basketbolunda ayrıca kızlarımıza sağlam bir gelecek vaat edemediğimiz için onlarda yüksek eğitimlerini tamamlamak istiyorlar. Okul-antrenman yoğunluğunda hem eğitim sistemimiz hem de alt yapı sistemimizdeki problemlerimiz birleşince oyuncuların gelişimi çok ağır oluyor.

Şutu olan bir uzun bulduk, şampiyonluk bizim! Değil mi?

-Transferiniz hayırlı olsun ama erkek basketbolundaki 2.10'luk devlerden bahsetmiyoruz sonuçta. O yüzden uzunun şutu olması, çok ayırt edici bir özellik halini almıyor bu oyunda. Elit takımlardaki hemen hemen her uzun, yüksek posttan şut atabilecek yeteneğe sahip. Şutu olmayan Sylvia Fowles geliyor hemen aklıma. Farkı da o yaratıyor zaten pota altında.


Kadın basketbolunun Jordan'ı, Kobe'si, Howard'ı hepsi ülkemize gelebiliyor, keramet nerede?

-Takvim farkı büyük ölçüde etkiliyor bu işleri. NBA ile Avrupa ligleri aynı dönemde oynanırken erkek basketbolunda, WNBA, Avrupa'da liglerin tamamlandığı yaz döneminde başlıyor. Bu sebepten ötürü Amerikalı yıldızlar Avrupa'da da boy gösteriyorlar. Rusya ve Türkiye kadın basketboluna -daha doğrusu transfere- en çok yatırım yapan iki ülke olduğu için dünya yıldızlarının ülkemize gelmesi artık şaşırtmıyor.

FIBA'nın yeni kuralı ve TKBL'deki yabancı sınırlandırılması nasıl?

-FIBA'nın kuralı, 2 tane Kıta (Avrupa) dışı oyuncuya izin veriyor Avrupa Kupaları'nda (Euroleague ve Eurocup) takımların kadrolarında. Değişen kural ise; oyuncuların hangi ülkenin milli takımında oynuyorsa, o ülkenin vatandaşı sayılması. Yani Amerikalı bir oyuncu; herhangi bir Avrupa ülkesine ait pasaportu da olsa Amerika Milli Takımı'nda oynuyorsa kıta dışı oyuncu kapsamına giriyor. Ligimizde de sahada üç, benchte de bir yabancıya izin veriliyor. Avrupa mücadelesinde başarılı olmak isteyen takımlarımızın 5. yabancıyı kullandığı da oluyor. Ülkemizdeki kurala göre 4'ten sonraki yabancılar tribünden izliyorlar takımlarını.

Önceki cevaplarda disiplinden bahsedilmiş ama bunun dışına çıkan birçok oyuncu da görüyoruz.

-Oyuncuların birçoğu bu işi okulunda değil sokaklarda öğreniyor. Sokak basketbolundan gelen fazlaca hanımefendiyi parkelerde izliyoruz. Sokak basketbolunun getirdiği birçok izi sahada görebiliriz o yüzden. Oyuna renk katıyorlar kesinlikle ama bazen çılgınlıkları da can yakıcı olabilir takımları adına.

Oyuncuların nefesi bu tempoya nasıl dayanıyor?

-Açıkçası, onu ben de bilmiyorum. Gerçekten büyük bir saygıyla izliyorum kadın basketbolcuları. Avrupa'daki bir erkek basketbolcu, lig, Avrupa kupası ve milli takım mücadelesi verirken, bir kadın basketbolcu; WNBA'de oynuyor, o bitince Avrupa'daki takımıyla yerel lig oynuyor, ligle beraber Avrupa Kupası'nda da boy gösteriyor, bunların üstüne milli takımı için çalışmalara başlıyor. Bir erkek basketbolcuya göre senede 2 kat fazla maça çıkıyorlar hemen hemen.

Yoğun temponun getirdikleri -daha doğrusu götürdükleri- neler?

-Takvim bu derece yoğun olunca, sakatlıklar da kaçınılmaz oluyor ne yazık ki. Birçok yıldız uzun süreli sakatlıklarla takımlarından ayrı kalıyorlar. Bu da hem takımları hem de kendileri için bir istikrarsızlık getiriyor. Yoğun temponun getirdiği; performans düşükleri ve sakatlıklar ve bunlarından getirdiği istikrarsızlık kadın basketbolunun en büyük handikabı.

En iyisi kim bu oyunun?

-Pozisyon farklılıkları bir kıyaslama yapmak adına bizi zorlar ama bu soruyu dünyanın neresinde sorarsanız cevabı Taurasi'dir. Karşısına yazılan isimlerde genellikle Lauren Jackson, Candace Parker ve Cappie Pondexter'dır. Ben de Taurasi'nin en iyi kadın basketbolcu olduğunu düşünüyorum açıkçası. Kendisini hiç sevmem, hiçbir özel sempatim yoktur bunu 1 yıl öncesinde bir yazıda belirtmiştim. Zaten Taurasi, sizin takımınızda oynamadığı sürece sevilecek bir yanı olmayan bir oyuncu. Çünkü bir bilgisayar oyununda yazılmış bir hile gibi yeteneklere sahip, kazanma hırsı ve egosu çok yüksek bir isim. MVP'dir kendisi tam manasıyla, sevmem ama saygı duyarım her zaman oyunculuğuna ve "En iyisi Diana Taurasi mi, X mi?" sorusunu tartışamam. Fakat, en beğendiğin oyuncu kim diye sorulsa bu soru cevabım; Tamika Catchings olurdu. O tüm spor sahalarında gördüğüm en büyük 3-5 "RUH"tan biri.

Regl dönemlerinde basketbol oynamaları zorlaşıyor mu? Performansları etkileniyor mu?

-Bir erkek olarak bu soruya benim cevap vermem imkansız. Vatan Gazetesi'nin röportajında Beril Binoğul'un verdiği yanıttan öğrenebiliriz bunu: "Bir problem çıkarmıyor. Hatta, yapılan bilimsel araştırmalarda, bunun performansı arttırdığı yönünde bir veri de var. Bizi kesinlikle etkilemiyor. Karın ağrısı olmadığı sürece performansı bile arttırıyor."

Sorular direk olarak aldığımız sorular değil ama internet ortamında veya sosyal hayatımızda gerçekten sıkça sorulan sorular. Daha keyifli bir yazı olması adına böyle şekillendirdik. Kendi hazırladığımız sorulara, kendi fikirlerimizle cevaplar verdik yani. Bir kişinin bile merakını giderirsek, yazı amacına ulaşır. Demin de dediğim gibi, cevaplar tamamen kendi fikirlerimiz. Mutlak doğrular olduğunu iddia etmediğimizden ötürü fikir farklılıklarına hoşgörü bekliyoruz.

1 yorum:

ako dedi ki...

belki de en önemli şey olan bayan basketbol topunun küçük olduğunu yazmamışsınız. onun dışında yeni ilgilenenler için yararlı olmuş.