BIY AD

23 Kasım 2010 Salı

Galatasaray'ın Sorunu Ne?

Cumhurbaşkanlığı maçı, Avrupa'da deplasmanlarda alınan farklı mağlubiyetler, ligde kazanırken bile çok tatmin etmeyen oyun. Galatasaray'ın bazı sorunlar yaşadığı açık, belli başlıklar altında sebeplerine bir bakalım:

1- Yeni Sistem, Yeni Oyuncular: Bu çok basit bir şey, altını fazla doldurmaya gerek duymuyorum. Yeni yapılanmaya gitmiş bir takım, Ceyhun Yıldızoğlu'nun ilk uygulamalarında sıkıntılar yaşanacağı açık bir şekilde ortadaydı. Yalnız yerli kadrosu ve Ceyhun Yıldızoğlu'nun olabilecek en iyi isimler olduğuna inancım tam, yanlış anlaşılmasın. Yeni Galatasaray'ın bu süreçten geçmemesi bir mucize olurdu. O yüzden çok şaşırtıcı bulmuyorum şu anki durumu. 

2- Sene Başında Yapılan Gereksiz Pohpohlama: Galatasaray Spor Kulübü'nün başkanının dedikleri en önemli verimiz: "Basketbol kadın takımında 'Dream Team' kurduk neredeyse. WNBA'i tanıtan 5 sporcudan 3'ü Galatasaray'da şu an.", "Galatasaray Kadın Basketbol Takımımız Fenerbahçe ile bu sezon final oynar. O gün de kim havasındaysa o takım kupayı kaldırır.(Bunu Avrupa için söylediğini zannediyorum, yanılıyorsam lütfen düzeltin)" Dream Team'in biraz ağır kaçtığını net bir şekilde görebiliyoruz. 'WNBA'i tanıtan 5 sporcu' kalıbı hakkında hiçbir fikrim yok, Currie, Seimone ve hatta Fowles WNBA'i nerede tanıtıyor veya Galatasaray'da olmayıp da WNBA'i tanıtan diğer iki isim kimler bunları ben de merak ediyorum. Öteki söylemini ise bir kere teorik olarak yanlış, aynı ülkeden iki takım final oynayamaz Euroleague'de. Kaldı ki yatırımını buna göre yapan, Galatasaray'a göre daha hazır ve formda olan Fenerbahçe'nin de final oynayabileceğini düşünmüyorum şu anda. 

3- Yanlış Tercihler: Belki de mecbur kalınan tercihler. Herhalde geçen sene ligi bitiren kadronun, şu anki kadrodan daha güçlü olduğunu söylemek çok yanlış olmaz. Catchings, Sophia Young ve Yelena Leuchanka'ya şu anda hayır diyecek bir Galatasaraylı var mı? Takımın %60'ı eder. Ben şahsen sevmem ve beğenmem, bana göre Galatasasaray'da yeri yoktur ama biri çıkıp oyun kurucu pozisyonunu yedeklemek için Nilay takımda kalabilirdi diyebilir. Biri Bulgar, biri Türk iki devşirme Hodges ve Campbell kağıt üzerinde güzel tekliflerdi. Transfer anında karşı çıkacak insan sayısı çok azdır ama sahada beklentilerin yüzde kaçı alındı bu oyunculardan asıl önemli olan bu, Gintare Petronyte de aynı şekilde. Eğer Euroleague'de Final-Four veya final hedefi varsa Monique Currie transferi de kesinlikle yanlıştır. Adnan Polat'ın dediklerinin aksine teknik ekibin hayal peşinde koşmak yerine, ligi birinci plana alıp bu transferi ona göre yaptığını biliyor ve saygı duyuyoruz.

4- Rakiplerin Gücü: Galatasaray'ın ligdeki tek rakibi Fenerbahçe de, Euroleague'de aynı grupta yer aldığı rakipleri de fazlasıyla güçlü. Resimde birkaç ay önce biten Kadınlar Dünya Şampiyonası'nın en iyi 5'ini görüyoruz, bu 5 isimden 4'ü Galatasaray'ın birinci dereceden rakipleri. Hana Horakova (Fenerbahçe), Diana Taurasi (Fenerbahçe), Eva Viteckova (USK Prag) ve Sancho Lyttle (Halcon Avenida). Eh biraz ironik oldu bu ama Spartak, Halcon, Prag ve Fenerbahçe'nin kadrosunda daha birçok oyuncu var bu seviyede. Resimde gördüğümüz, elde tutulamayan Yelena Leuchanka da ayrı bir moral bozucu detay.

5- İki Temel Eksiklik: İşler kötü gitmeye başladığında sazı eline alacak, tecrübesiyle takıma yol gösterecek, en kötü durumda dahi ayakta kalabilecek bir liderin eksikliği çok net ortada. Bunun yanında Galatasaray seviyesindeki bir takım için saf bir şutörün olmaması büyük eksiklik. Geri dönüşte takımı ateşleyecek, öndeyken rakibin moralini bozacak o dış şutu atacak bir tane isim yok Galatasaray'da. Seimone Augustus ve Sylvia Fowles ile içeriyi zorlarken bu dışarıdan tehdit oluşturacak hiçbir oyuncunun olmaması hücum opsiyonlarını kısıtlıyor Galatasaray'ın. 

6- Taraftar-Takım Bütünleşememesi: Ayhan Şahenk'teki o havayı, Seimone Augustus'u öz be öz Galatasaraylı yapan desteği çok özlüyorum. İki sene önce Seimone'yi ateşleyen, içimizden biri yapan Galatasaray taraftarı Abdi İpekçi'yi Sylvia Fowles diye inletmek için daha ne bekliyor merak ediyorum. Maçtan önce smaç yapan Big Syl'e bir alkışı bile çok görülüyor. Onu bir daha kaybetmemek üzere kazanmamız, Galatasaray'ı benimsetmemiz lazım. Işıl Alben'den başka kimseye ciddi bir destek olmaması can sıkıcı. Hadi Fowles'ı tanıyamadık, Augustus'u da mı unuttuk?

7- Duygusallığımız: Asıl 7. maddeyi yazdırmayan duygusallığımız, profesyonel sporda duygusallığa yer yok ama bizde var. Ne yapalım seviyor ve susuyoruz bir süre daha...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Adnan Polat iki takım final oynar demedi. Aynı ülkenin iki takımı final oynayamazmış. Bu yüzden iki takım yarı finalde karşılaşır gününde olan kazanır gibi bir şeyler dedi. Geri kalan doğru.

oylum dedi ki...

evt polat yarı final dedi. yapıln tespitler doğru. ama taraftara iş düşüor. maçlar boş salonda oynanıor. ligi bi kenarda tutsam da avrupa'da bu can sıkıcı bi durum. eurocup kazanıldıında hamle yapamadı takım. sıkıntı biraz da orda. adam gibi salon, adam gibi oyuncularla her başarıyı sırtlar cimbom. mesele doğru hamleler yapablmk. bu sezon içn konuşmuorm. salon sporlarında devamlı başarı isteniorsa önce taraftar sinerjisi şart.