BIY AD

31 Ekim 2009 Cumartesi

İstanbul Üniversitesi: 65 - Galatasaray: 83

Cras Basket maçı sonrası ve TTT Riga maçı öncesi kolay geçmesi beklenen bir karşılaşmasıydı İstanbul Üniversitesi maçı. İlk yarıda zorlanmamıza rağmen ikinci yarı rakibin yorulmasıyla da birlikte üçüncü çeyreğin sonuna doğru oyunu sürklase eden taraf olduk ve maçı 83-65 gibi farklı bir skorla kazanmayı başardı Sarayın Sultanları.

Maça Nilay Yiğit - Jia Perkins - Esra Şencebe - Sophia Young - Yelena Leuchenka beşi ile başlarken Sophia Young'ın olması gerektiği gibi dört numaraya çekilmiş olması maça dair ilk nottu şüphesiz. 3 hareketli ve potaya yönelme özelliği olan kısalar ile başlayacak olmamız ise oyunun temposunu arttırmaya yönelik bir hamle olarak dikkat çekiciydi maç başlarken. İstanbul Üniversitesi tarafında ise dikkat edilmesi gereken bana göre tek isim olan Doneeka Hodges'in maça ilk beş başladığını hatırlatmakta fayda var.

Maça başlayan beşte yer alan Jia Perkins +Sophia Young+Nilay Yiğit üçlüsünün ürettiği 13 sayıya kenardan gelen Işıl Alben ve Yasemin Horasan ikilisinin ürettiği beş sayı ile birlikte 18 sayıya ulaşıldı ilk on dakikada. Yelena Leuchenka'nın pota altında üstünlük kurup 6 ribaund çekmesine rağmen dört denemesinde isabet bulamaması oradan gelmesi muhtemel sayıları engellese de 4/5 isabet yüzdesi ile maça iyi bir giriş yaparak 8 sayı üreten Jia Perkins birşekilde kompanse etmiş oldu bu durumu. Ve ilk on dakikayı 18-17 önde kapattı Sarayın Sultanları böylece.

İkinci çeyreğe Işıl - Jia Perkins - Bahar Çağlar - Ivana Vecerova - Yasemin Horasan beşi ile başlarken tam dört farklı oyuncu ile başlıyorduk, maça başlayan beşe nazaran. Bu tarz takımlara karşı kadro derinliğini kullanmak en büyük avantajımız tabii ki, istediğimiz şekilde kurabiliyoruz takımı. Nitekim bu çeyreğin ortasında tam beş oyuncu birden değiştirdi Zafer Kalaycıoğlu, lig maçı dahi olsa bu kadar esnek davranmamızın sebebi karşımızdaki takımın İstanbul Üniversitesi olması tabii ki. Jia Perkins'in 7 sayı ile yine skoru üstlendiği bu çeyrekte Leuchenka'nın da ilk sayılarını atmış olması önemliydi zira maça çok kötü başlamıştı, biraz olsun morallenmesi açısından önemliydi bu ikinci yarı öncesinde. Ev sahibi takımın bu çeyrekte ürettiği 22 sayının 10'una imzası atan Tülay Hızal ise şüphesiz bu çeyreğin yıldızı idi.

39-38 biten devrenin ardından üçüncü çeyreğin hemen başında maçı koparmaya çalışacağımızı tahmin etmek zor değildi. Rakip zayıf da olsa eğer kazanacaklarına dair bir umut verirseniz onlara işinizi de zorlaştırmış oluyorsunuz haliyle. Haftaiçi Riga deplasmanı varken bu isteyeceğimiz birşey değildi tabii ki.

İkinci yarıya Sophia Young'ı üç numaraya çekerek başladı bir kez daha. Nilay Yiğit - Jia Perkins - Sophia Young - Yelena Leuchenka - Yasemin Horasan beşi ile. Bu beş ile boyalı bölgede üstünlük kurmamız uzun sürmedi ve üç uzun ile rahatça sayılar bulmaya başladık. Fakat savunmada da yine açıklar verince oyun bir türlü kopmadı, Işıl Alben'in kaptığı top sonrası kendisine yapılan sportmenlik dışı faule kadar. Çeyrek sonunda Jia Perkins'in bulduğu sayı ile de birlikte bu çeyrekteki 24. sayımızı atmış olduk ve son çeyreğe 62-54 önde girdik. Bu çeyrekte üretilen 24 sayının 18'i 6'şar sayı ile Sophia - Leuchenka ve Yasemin Horasan üçlüsüne ait. İlk iki çeyrekte skoru üstlenen Jia Perkins ise gerekli anlarda ürettiği 4 sayısı ile yine katkı vermeye devam etti.

Son çeyreğe girerken İstanbul Üniversitesi'nin dar kadrosunun dezavantajını yaşayacak olması ve tabii Galatasaray'ın da alternatifli kadrosunun avantajını yaşayacağını tahmin ediyordu herkes. Çeyreğin henüz başında yakalanan 9-2'lik Galatasaray serisi ile de bu durum resmiyet kazandı ve fark 15'e kadar çıktı. Bitime kadar olan sürede Gizem Başaran'a ve az da olsa Dilara Kaya'ya şans verdi Zafer Kalaycıoğlu. Yasemen'in asistinde sayıyı bulan Gizem Başaran Galatasaray forması ile resmi maçlarda ilk sayısını da atmış oldu böylece. Dilara ise yaklaşık 40 saniye kadar sahada kalabildi. Maçı bitiren düdük çaldığında ise skorboardda 83-65 Galatasaray üstünlüğü gözüküyordu.

Maça 0/4 ile başlayan Yelena Leuchenka kendisine 21 dakika süre bulurken bu süre içerisinde 4/13 gibi oldukça düşük bir yüzde ile 12 sayı üretmesine karşın 9'u hücum olmak üzere 17 ribaund çekti. Bu düşük şut istatistiğine rağmen verimli bir maç geçirdi dememizi sağladı onun adına. Şutuna takılı kalmayıp mücadelesini devam ettirmesi de önemli bir artı onun adına. 33 dakika ile sahada en uzun süre kalan isim olan Jia Perkins ise 10/13 gibi oldukça iyi bir yüzde ile 23 sayı üretirken takımın da en skoreri oldu. Geride kalan maçlarda oyuna iyi başlamasa dahi şutunu kullanmaktan çekinmeyen bir Jia izlemiştik, bugün maça da oldukça iyi başladı ve sonuç ortada. İstikrarlı bir şutör değil belki WNBA'de ama şu ana kadarki Galatasaray performansı oldukça iyi, kesin konuşmak için ise ciddi maçları beklemeliyiz TBBL için. Mesela bir Caferağa performansından sonra ya da daha yakın bir Akatlar performansından sonra konuşmak daha doğru olacak sanıyorum.

Bütün bu isimlerin haricinde bir kişi var ki onun performansı çok ama çok önemli takım için. Yasemin Horasan'dan bahsediyorum. Haftaiçi oynadığımız Cras Basket maçında oldukça iyi bir performans ortaya koyan Yasemin Horasan bugün de 13 sayı 6 ribaund 3 asist rakamları ile tamamladı karşılaşmayı. İstikrarlı olarak katkı veren bir yerli oyuncunun varlığı bize seviye atlatacaktır ve bunu yapmaya en yakın isim Yasemin. Geçen yılki kötü performansının ardından orta şeker bir Milli takım dönemi geçirdi, iki maçtır ise eski Yasemin gibi oynuyor. Bunun bozulmaması en önemli temennim, bu sezon adına. Çünkü bu katkı geldiği oranda biz şampiyonluk yarışının içerisinde olacağız.

11 dakika sahada kalan, 2/2 saha içi isabeti ile 4 sayı üretip 1 de asist yapan Yasemen Saylar'ı da unutmamak lazım bugün. Onun bu performansını devam ettirerek dakikalarını öncelikle bu civarlarda tutup daha sonra da 20 civarına çekmesi gerekiyor yani benim Yasemen özelinde kendimce rasyonel beklentim bu şekilde.

Bahar Çağlar'ı ise ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Beklemedeyim hala, inatla ve ısrarla.

Farklı kazanılması beklenilen ve bu şekilde sonuçlanan bir lig maçının ardından Riga yollarına düşüyor şimdi takım.

2 yorum:

Sarp dedi ki...

Çağlar,

Ne yazık ki Yasemen konusundaki beklentinin gerçekleşmeyeğini düşünüyorum.

Bu takıma Tuğba ve Douglas'ın gireceğini, Işıl'ın da sürelerinin artacağını düşünürsek, bu süreleri bile bulmakta zorlanabilir. Zaten, kısa rotasyonunun şu anki darlığına rağmen Taranto maçında süre alamadı. Guard rotasyonunda da bu yıl Nilay eklentisi yapıldığını düşünürsek garbage time haricinde 1 no olarak oynaması zor görünüyor.(Keşke oynasa) Üstelik, çok yetenekli olduğuna, kesinlikle penetresini bize daha sık izletmesi gerektiğine inanmama rağmen, Yasemen Saylar ne yazık ki şu anda 2 numara oynarken pek etkinlik sahibi olamıyor. Hücum için söylüyorum tabii, savunmasının altyapılarda tek tabanca oynamaya alışmış birçok oyuncunun aksine iyi olması çok önemli bir artı elbette.

Bahar'ı da geçtim. Elinde Sophia var, niye bir tane ikili oyun oynamazsın? Millet ağaca çıkar hızlı uzun diye, biz de hem Bahar hem Sophia var; ama doğru kullanmayız. Kalaycıoğlu, Sophia'yı daha iyi kullanır diye düşünüyordum; ama daha önce nasıl etkili olduğu ortadayken hala Sutton-Brown tarzı oynatıldığını görüyoruz, 4 numara oynarken. WNBA'i yerinde çok izlediğini söyleyen bir antrenörden Sophia'nın yapısına uyan bir strateji beklemek hakkımız. Tamam, Sophia mücadele oyuncusu olarak da iş yapar da, bu takım iki sene önce beş kişilik rotasyonla iki sene daha genç Sophia'yla kendisinden daha pahalı rakibe son ana kadar kafa tutmuş, bu takımın o seride Şahenk'teki maçı nasıl bir hakem yönetimiyle kaybettiği belli, oradan da nasıl kullanıldığı hatırlanmaz mı? Neyse, belki Douglas'ın gelişiyle Kalaycıoğlu beklediğimiz gibi kullanır Sophia'yı, umudum var hala.

dejavu dedi ki...

Yasemen özelindekiler temennim aslında, gerçekleşmesinin pek mümkün olmadığını biliyorum. Hele ki bütün hedefler lig şampiyonluğuna yöneltilmiş iken hiç şansı yok tıpkı Bahar gibi. Hazırlık maçlarının yıldızı, ondan çok faydalanacağız falan derken yine garbage time'a doğru koşar adım ilerliyor Bahar.

Katie Douglas'ın dahil oluşu ile neler değişecek bakalım.